bugün

tiple dalga geçilmesi

yazar kardeşin başına gelen traji komik olayın bir benzeri de benim başıma geldi... o'nun yazdıklarını görünce seneler sonra ilk defa hatırlayıp tebessüm ettim...

bilenler bilir, hukuk fakültesi faciadır. hatta derler ki; malum fakülteyi bir sene uzatan hayatından dört sene kazanır. işte ben o uzatanlardan olamadım. özel ve tuzlu bir üniversitede burslu okuduğum için bir dersi bile bırakmak benim için facia ile sonuçlanabilecek bir masala dönüşebilirdi.
üçüncü sınıfta ismini anmak istemediğim bir hocanın finaline kütüphanede çalışırken öyle bir tipim kaymıştı ki; karşımda oturan başörtülü bacı ve şarklı sapı "tipe bak amuğa goyim" tarzı bir laf ederek gülmüşlerdi. hesaplayamadıkları olay ise benim bu dediklerini duymuş olmam idi... yaşam enerjisi düşmüş, sınavlar yüzünden şaftı kaymış birisi olarak moral bozukluğu ile yurda dönmüştüm. bi süre bu konuyu dert edindiğimi de hatırlıyorum.

"haa, seneler sonra ne oldu? bacım ve pompacısı ne alemlerdeler?" orasını allah bilir. fakat ben güzel bir işe, harika bir eşe * , ikinci bir vatana * ve biraz da zenginliğe sahip oldum. o gün benimle; afedersiniz ama daşşak geçen insanlar ve benzerleri iş başvurusu yapsalar, mülakata bile sokmadan "biz sizi arayacağız" diyecek çalışma arkadaşlarım var. benden kopya çeken arkadaşlarım ise hakim, savcı oldular. adalet sistemi o kadar yerlerde yani... *