bugün

boks

aşağıda anlatacaklarım ilk ring tecrübemden aklımda kalanlardır. kısa olursa kusuruma bakmayın. aklımda sadece onlar kalmış olabilir. kolay değil, başım hala ağrıyor! ne eksik ne fazladır.

aslında yazıya "beni şu inşaatta bi siktiler, bi siktiler" gibi bir giriş yazsam aşağıdakileri okuduğunuzda bu girişin abes kaçmadığını farkedersiniz. ama ben daha kibar olacağım.

öncelikle şunu söyleyeyim ki, öyle karşılık vermeyip sizin vurmanız için el pençe divan duran kum torbasına vurup "ooo acaip güçlü yumruklarım var" diyenlerin 1,2,3,4,5 hatta 5555 kere durup düşünmeleri gereken bir spormuş (bkz: kendimden biliyorum). atalarımız ne güzel demiş, el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanırmış diye. kum torbasına vurursun, vurduktan sonra kum torbası üzerine gelince sağa sola eskiv yaparsın. zannedersin ki karşıda adam olsa yumrukları boşa çıkar böylece. ama öyle olmuyormuş işte. elin oğlu koyuveriyor kroşeyi çeneye. sonra groki vaziyette boşluğa iki adım atar halde buluyor insan kendini. groki ne ola derseniz, yarı beyinsiz olma hali gibi birşeymiş. onu da öğrendim, hem de yaşayarak. dünya, bünyeye ve yenilen yumruğun şiddetine göre takriben 1-2 saniye kadar kararıyor. bu durum çeneye yenilen yumrukta ortaya çıkıyor. bir de çeneye alınan yumruk kulak ağrısı yaptı ilk gün. guard pozisyonunda ise rakibin 8 onsluk incecik eldiveni ile kafanıza bir dare alırsanız, önce kafanızda bir acı duyarsınız, ardından darbeyi aldığınız tarafta bulunan gözünüzün dibinde bir flaş patlar, sonra dünya 1 saniyeliğine kararır. 5 saniye sonra da kafanızda bir yumurta belirir. neden diye sormayın, hikmet-i hüda! efendim bir de meşhur kombine yumruk çalışmaları vardır. en önemli tavsiyem, hepsini unutun! zira öyle kolay değilmiş o işler. siz sol aparkat, sol kroşe, sağ direk kombine planınızı uygulamaya koyduğunuz anda olacak olan şudur; sol aparkatı çıkarırsınız, rakip kendi soluna kaçar, sağ direği geçirir. nereden biliyorum? tabi ki kendimden!

tüm maç boyunca iki kez grokiye düştüm, bir kez de grokiye düşürdüm. köşelere sıkışmak tehlikeliymiş. ben sıkıştım. iyi bir dayak yedikten sonra nasıl olduysa sağa kaçıp sağ kroşe vurdum, hedefi tuttu. rakibin gözlerinin 2 saniye boş baktığını gördüm. kimbilir ben ne hale gelmişimdir. ama köşe tehlikeliymiş.

bir de play station'da fight night diye bir oyun oynardık. harika bir oyundu zaten ama artık gözümde devleşti. oyun resmen gerçek gibiymiş. flaş patlaması, etrafın kararması, yorgunluk belirtileri falan.

böyle işte, diyeceklerim bunlar.
sağlıcakla kalın.