bugün

yazarların hissettiği en şiddetli fiziksel acı

5 yaşlarındayım.. akşam çaylar demlenmiş, odaya yeni getirilmiş. rahmetli dedem pencerede biriyle hasbıhal ediyordu. çayı eline aldı, tam o anda, ben de kim gelmiş diye merakla çayın bulunduğu tarafa giderek hafifçe zıpladım kim diye bakacağım ya. o anda, ensemden aşağı bir bardak kaynar çay boca olmasın mı... aradan çok uzun seneler geçti ama, o ensemden sırtıma doğru inen erimiş kurşun tadındaki acıyı asla unutamam. geçtiği yerlerde derim soyuldu. beni apar topar hastaneye götürdüklerini, doktorun sırtımdaki derileri kestiğini hayal meyal hatırlıyorum. allah düşmanıma vermesin böyle acıyı...