bugün

öteki

http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=1236

can dündar konuyu güzel izah etmiş. link için üşenen olursa diye yazının tamanıda aşağıya kopyalıyorum.

"Ötekiler geliyor!



Ötekiler kim mi?

Şu "sizden olmayanlar" canım...

Hani otoyoldan geçerken arabanızın penceresinden hızla akıp giden gecekonduların tek göz odalarından acıyla size bakanlar... Hani ucuz ekmek kuyruklarında, acil servis kapı­larında sabırla bekle­şirken gördükleriniz... "Ora"larda nasıl yaşa­dıklarına bir türlü akıl erdiremedikleriniz... Hani, "gerici partiler"e oy vermelerine şaştıklarınız. Bir ton kömüre partisini, bir avuç kupona gazetesini değiştirmesine kızdıklarınız. Tanımadığınız halde yargıladıklarınız.

Asırlık öfkelerini bir küçük oy pusulasına yazmış geliyorlar.

Belde belde, sandık sandık, adım adım yak­laşıyorlar.

Hani televizyonda görüyordunuz bazen... Kaş çatıyor, bıyık buruyor, sert konuşuyorlardı. Kimi ihtilalden, kimi cihattan sözediyordu. Hiç sizin bildiklerinize benzemiyordu söyle­dikleri... Dehşet içinde dinliyor, dinledikleri­nize inanamıyordunuz.

Ötekiler uzaktı.

Aynı kentleri paylaşıyor, ama düşman gibi yaşıyordunuz. Taksilerine bindiğinizde öfkeyle dışarı bakıyor, otobüste yanyana düştüğünüzde oflayıp pufluyordunuz. Yol sorsalar başınızı çeviriyor, okulda sınıfınıza girseler yaka paça atıyordunuz dışarı...

Toplum ikiye ayrılıyordu gözünüzde: Sizin gibiler ve ötekiler...

Sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşama­yan, size benzemeyen "ötekiler"i kendinize benzetmek için formüller geliştiriyordunuz.

"Meczup"tu onlar. Dışladınız. Onları "öteki"leştiren katran rengi adaletsizliği, kör yok­sulluğu görmediniz bir türlü...

Sonra 1 Mayıs'ta meydanlarınıza ya da kara cübbeleriyle kentinizin kapısına yığıldıklarında paniklediniz. "Ötekiler geldi" diye kaçacak yer aradınız ve biraz daha kapadınız kapılarınızı, vicdanlarınızı... Siz kapandıkça arttı sayısı ötekilerin...

Öyle çok adamı dışladınız ki, dışardakilerin sayısı içerdekileri aşıverdi günün birinde... "Ötekiler" gelip dayandı kalenizin kapısına... "Oradakiler" buralı oldular.
ve size geldi "öteki" olma sırası...



***



Yakınmaya hakkınız yok. Boy veren, sizin ektiğiniz duyarsızlık tohumlarıdır. Ötekileri keşfetmek, "oralar"ı anlamak için hiçbir şey yapmadınız bunca yıl... Çoğunlukta olmanın sefasını sürdünüz. Siz "bura"da lale devri ya­şarken "ora"da ötekilerden kurulu bu dünya­yı büyüttünüz sessiz sedasız...

Sonunda günün birinde ötekiler çoğunluk oldu ve copladılar lalelerinizi... size geldi azınlık hakları için savaş verme sırası...

Hayatını işkence yapmakla geçirdikten sonra işkence tezgahına yatan bir polis gibi feryat ediyorsunuz şimdi...

Veba salgınıyla çepeçevre sarıldığını farketmeksizin ortasında göbek attığınız kentleriniz düşmek üzere... Dışlanmışlar, "ötekiler"in bayrağını dikmek üzereler sizin sandığınız burçların tepesine... Hem de "sizin" yöntemlerinizle: Sandık gücüyle...

Süngüleriniz düştü. Artık başörtülerinden tutup sınıftan, sakallarından tutup bürodan atamayacaksınız onları...

Ve belki "ötekiler" kovacak sizi, sizin sandığınız son mevzilerden...

Çünkü tanıyoruz öfkesini "ötekiler"in... "Ora"dan, "ötekiler"in nasıl görüldüğünü de biliyoruz.

Sivas'ın külleri şahidimizdir.

Ama yine de "ora"yı kazanmanın yolunun "ötekiler"i dışlamamaktan, daha fazla insanı "öteki"leştirmemekten geçtiğini de biliyoruz.

Gelişleri "kanlı mı olacak, kansız mı" kesti­remiyoruz. Ama çarenin kimsenin kimse için "öteki" olmadığı, adil bir toplum olduğunu seziyoruz.

Farkındayız; bilim iktidar olamazsa, inanç olur...
ve refah devleti kurulamadıkça kurulur Refah Hükümeti...



* * *



Şimdi sizde "öteki" olma sırası...

"Oralar", bura olacak pek yakında... Sizin gibi giyinmeyenler giyinecek sınıflarda; sizin gibi düşünmeyenlerin sesi gelecek sokaklar­dan...

işte belde belde, bucak bucak geliyor sesleri...

Katran karası bir adaletsizlik ve yoksullu­ğun rengine bürünmüşler.

Asırlık bir öfkenin ateşi dağlıyor vebalı kentleri...

Az kaldı; yarın gelip devralacaklar sizin sandığınız kalelerinizi...

Sonra..?

Sonrasını artık "ötekiler"le siz belirliyeceksiniz;

Bakalım kanlı mı kansız mı olacak...
gidişleri..!"