bugün
- kızların azgın canlılar olduğu gerçeği9
- mecidiyeköy metrosunda intihar eden kız8
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı9
- türk kızları neden gülümsemiyor11
- icardi190535
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor13
- sjsjsjsjsjsjsjsjsjsjsj sjs11
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı10
- ismail kartal14
- bik bik için diktiğim etek17
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması13
- insan olmaya ceyrek kala8
- sokak hayvanları uyutulacak66
- anın görüntüsü9
- psiko bal porsugu8
- galatasaray22
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması12
- geldi yine deli10
- age of empires'in üstüne oyun var mı12
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı16
- 22 mayıs 2024 atalanta bayer leverkusen maçı10
- gecenin şarkısı9
- rusların en iyi olduğu şeyler26
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi15
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması14
- erkeklerin sözlükte durma nedeni10
- hangi sözlük erkeğiyle evlenmek istersin8
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı26
- unutulan ünlüler11
- işid'in bütün yaptıkları meşrudur10
- karınızla gratise gider misiniz12
- sokak köpeklerini isteyen evinde baksın9
- fazla bilinmeyen harika şeyler8
- ankarayı öven tip17
- mert hakan yandaş10
- manyak olmaya karar verdim9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması14
- kaza yerinin tespiti iran ihası tarafından yapıldı8
- bugün üike olarak resmi yastayız12
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı8
- bir şarkı sözü der ki9
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz14
- icardi1905'i silip atmak20
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider8
- ellerim bos gonlum hos9
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=1236
can dündar konuyu güzel izah etmiş. link için üşenen olursa diye yazının tamanıda aşağıya kopyalıyorum.
"Ötekiler geliyor!
Ötekiler kim mi?
Şu "sizden olmayanlar" canım...
Hani otoyoldan geçerken arabanızın penceresinden hızla akıp giden gecekonduların tek göz odalarından acıyla size bakanlar... Hani ucuz ekmek kuyruklarında, acil servis kapılarında sabırla bekleşirken gördükleriniz... "Ora"larda nasıl yaşadıklarına bir türlü akıl erdiremedikleriniz... Hani, "gerici partiler"e oy vermelerine şaştıklarınız. Bir ton kömüre partisini, bir avuç kupona gazetesini değiştirmesine kızdıklarınız. Tanımadığınız halde yargıladıklarınız.
Asırlık öfkelerini bir küçük oy pusulasına yazmış geliyorlar.
Belde belde, sandık sandık, adım adım yaklaşıyorlar.
Hani televizyonda görüyordunuz bazen... Kaş çatıyor, bıyık buruyor, sert konuşuyorlardı. Kimi ihtilalden, kimi cihattan sözediyordu. Hiç sizin bildiklerinize benzemiyordu söyledikleri... Dehşet içinde dinliyor, dinlediklerinize inanamıyordunuz.
Ötekiler uzaktı.
Aynı kentleri paylaşıyor, ama düşman gibi yaşıyordunuz. Taksilerine bindiğinizde öfkeyle dışarı bakıyor, otobüste yanyana düştüğünüzde oflayıp pufluyordunuz. Yol sorsalar başınızı çeviriyor, okulda sınıfınıza girseler yaka paça atıyordunuz dışarı...
Toplum ikiye ayrılıyordu gözünüzde: Sizin gibiler ve ötekiler...
Sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşamayan, size benzemeyen "ötekiler"i kendinize benzetmek için formüller geliştiriyordunuz.
"Meczup"tu onlar. Dışladınız. Onları "öteki"leştiren katran rengi adaletsizliği, kör yoksulluğu görmediniz bir türlü...
Sonra 1 Mayıs'ta meydanlarınıza ya da kara cübbeleriyle kentinizin kapısına yığıldıklarında paniklediniz. "Ötekiler geldi" diye kaçacak yer aradınız ve biraz daha kapadınız kapılarınızı, vicdanlarınızı... Siz kapandıkça arttı sayısı ötekilerin...
Öyle çok adamı dışladınız ki, dışardakilerin sayısı içerdekileri aşıverdi günün birinde... "Ötekiler" gelip dayandı kalenizin kapısına... "Oradakiler" buralı oldular.
ve size geldi "öteki" olma sırası...
***
Yakınmaya hakkınız yok. Boy veren, sizin ektiğiniz duyarsızlık tohumlarıdır. Ötekileri keşfetmek, "oralar"ı anlamak için hiçbir şey yapmadınız bunca yıl... Çoğunlukta olmanın sefasını sürdünüz. Siz "bura"da lale devri yaşarken "ora"da ötekilerden kurulu bu dünyayı büyüttünüz sessiz sedasız...
Sonunda günün birinde ötekiler çoğunluk oldu ve copladılar lalelerinizi... size geldi azınlık hakları için savaş verme sırası...
Hayatını işkence yapmakla geçirdikten sonra işkence tezgahına yatan bir polis gibi feryat ediyorsunuz şimdi...
Veba salgınıyla çepeçevre sarıldığını farketmeksizin ortasında göbek attığınız kentleriniz düşmek üzere... Dışlanmışlar, "ötekiler"in bayrağını dikmek üzereler sizin sandığınız burçların tepesine... Hem de "sizin" yöntemlerinizle: Sandık gücüyle...
Süngüleriniz düştü. Artık başörtülerinden tutup sınıftan, sakallarından tutup bürodan atamayacaksınız onları...
Ve belki "ötekiler" kovacak sizi, sizin sandığınız son mevzilerden...
Çünkü tanıyoruz öfkesini "ötekiler"in... "Ora"dan, "ötekiler"in nasıl görüldüğünü de biliyoruz.
Sivas'ın külleri şahidimizdir.
Ama yine de "ora"yı kazanmanın yolunun "ötekiler"i dışlamamaktan, daha fazla insanı "öteki"leştirmemekten geçtiğini de biliyoruz.
Gelişleri "kanlı mı olacak, kansız mı" kestiremiyoruz. Ama çarenin kimsenin kimse için "öteki" olmadığı, adil bir toplum olduğunu seziyoruz.
Farkındayız; bilim iktidar olamazsa, inanç olur...
ve refah devleti kurulamadıkça kurulur Refah Hükümeti...
* * *
Şimdi sizde "öteki" olma sırası...
"Oralar", bura olacak pek yakında... Sizin gibi giyinmeyenler giyinecek sınıflarda; sizin gibi düşünmeyenlerin sesi gelecek sokaklardan...
işte belde belde, bucak bucak geliyor sesleri...
Katran karası bir adaletsizlik ve yoksulluğun rengine bürünmüşler.
Asırlık bir öfkenin ateşi dağlıyor vebalı kentleri...
Az kaldı; yarın gelip devralacaklar sizin sandığınız kalelerinizi...
Sonra..?
Sonrasını artık "ötekiler"le siz belirliyeceksiniz;
Bakalım kanlı mı kansız mı olacak...
gidişleri..!"
can dündar konuyu güzel izah etmiş. link için üşenen olursa diye yazının tamanıda aşağıya kopyalıyorum.
"Ötekiler geliyor!
Ötekiler kim mi?
Şu "sizden olmayanlar" canım...
Hani otoyoldan geçerken arabanızın penceresinden hızla akıp giden gecekonduların tek göz odalarından acıyla size bakanlar... Hani ucuz ekmek kuyruklarında, acil servis kapılarında sabırla bekleşirken gördükleriniz... "Ora"larda nasıl yaşadıklarına bir türlü akıl erdiremedikleriniz... Hani, "gerici partiler"e oy vermelerine şaştıklarınız. Bir ton kömüre partisini, bir avuç kupona gazetesini değiştirmesine kızdıklarınız. Tanımadığınız halde yargıladıklarınız.
Asırlık öfkelerini bir küçük oy pusulasına yazmış geliyorlar.
Belde belde, sandık sandık, adım adım yaklaşıyorlar.
Hani televizyonda görüyordunuz bazen... Kaş çatıyor, bıyık buruyor, sert konuşuyorlardı. Kimi ihtilalden, kimi cihattan sözediyordu. Hiç sizin bildiklerinize benzemiyordu söyledikleri... Dehşet içinde dinliyor, dinlediklerinize inanamıyordunuz.
Ötekiler uzaktı.
Aynı kentleri paylaşıyor, ama düşman gibi yaşıyordunuz. Taksilerine bindiğinizde öfkeyle dışarı bakıyor, otobüste yanyana düştüğünüzde oflayıp pufluyordunuz. Yol sorsalar başınızı çeviriyor, okulda sınıfınıza girseler yaka paça atıyordunuz dışarı...
Toplum ikiye ayrılıyordu gözünüzde: Sizin gibiler ve ötekiler...
Sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi yaşamayan, size benzemeyen "ötekiler"i kendinize benzetmek için formüller geliştiriyordunuz.
"Meczup"tu onlar. Dışladınız. Onları "öteki"leştiren katran rengi adaletsizliği, kör yoksulluğu görmediniz bir türlü...
Sonra 1 Mayıs'ta meydanlarınıza ya da kara cübbeleriyle kentinizin kapısına yığıldıklarında paniklediniz. "Ötekiler geldi" diye kaçacak yer aradınız ve biraz daha kapadınız kapılarınızı, vicdanlarınızı... Siz kapandıkça arttı sayısı ötekilerin...
Öyle çok adamı dışladınız ki, dışardakilerin sayısı içerdekileri aşıverdi günün birinde... "Ötekiler" gelip dayandı kalenizin kapısına... "Oradakiler" buralı oldular.
ve size geldi "öteki" olma sırası...
***
Yakınmaya hakkınız yok. Boy veren, sizin ektiğiniz duyarsızlık tohumlarıdır. Ötekileri keşfetmek, "oralar"ı anlamak için hiçbir şey yapmadınız bunca yıl... Çoğunlukta olmanın sefasını sürdünüz. Siz "bura"da lale devri yaşarken "ora"da ötekilerden kurulu bu dünyayı büyüttünüz sessiz sedasız...
Sonunda günün birinde ötekiler çoğunluk oldu ve copladılar lalelerinizi... size geldi azınlık hakları için savaş verme sırası...
Hayatını işkence yapmakla geçirdikten sonra işkence tezgahına yatan bir polis gibi feryat ediyorsunuz şimdi...
Veba salgınıyla çepeçevre sarıldığını farketmeksizin ortasında göbek attığınız kentleriniz düşmek üzere... Dışlanmışlar, "ötekiler"in bayrağını dikmek üzereler sizin sandığınız burçların tepesine... Hem de "sizin" yöntemlerinizle: Sandık gücüyle...
Süngüleriniz düştü. Artık başörtülerinden tutup sınıftan, sakallarından tutup bürodan atamayacaksınız onları...
Ve belki "ötekiler" kovacak sizi, sizin sandığınız son mevzilerden...
Çünkü tanıyoruz öfkesini "ötekiler"in... "Ora"dan, "ötekiler"in nasıl görüldüğünü de biliyoruz.
Sivas'ın külleri şahidimizdir.
Ama yine de "ora"yı kazanmanın yolunun "ötekiler"i dışlamamaktan, daha fazla insanı "öteki"leştirmemekten geçtiğini de biliyoruz.
Gelişleri "kanlı mı olacak, kansız mı" kestiremiyoruz. Ama çarenin kimsenin kimse için "öteki" olmadığı, adil bir toplum olduğunu seziyoruz.
Farkındayız; bilim iktidar olamazsa, inanç olur...
ve refah devleti kurulamadıkça kurulur Refah Hükümeti...
* * *
Şimdi sizde "öteki" olma sırası...
"Oralar", bura olacak pek yakında... Sizin gibi giyinmeyenler giyinecek sınıflarda; sizin gibi düşünmeyenlerin sesi gelecek sokaklardan...
işte belde belde, bucak bucak geliyor sesleri...
Katran karası bir adaletsizlik ve yoksulluğun rengine bürünmüşler.
Asırlık bir öfkenin ateşi dağlıyor vebalı kentleri...
Az kaldı; yarın gelip devralacaklar sizin sandığınız kalelerinizi...
Sonra..?
Sonrasını artık "ötekiler"le siz belirliyeceksiniz;
Bakalım kanlı mı kansız mı olacak...
gidişleri..!"
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar