bugün

gülerken engelli birini görüp mal olmak

düşündünüz mü hiç?
inandığınız şey her neyse, Allah, cosmos, tanrı, evren, uçan spagetti vs... Vs... Ona şükretmek için ne kadar çok şeyimiz olduğunu?

Kendimize dert edinip saplantı haline getirdiğimiz olayların aslında ne kadar basit olduğunu?

Sen hoşlandığın kız sana dönüp bakmıyo diye kendini heba ederken aynı anda birisinin babasını kaybettiğini?

Daha çoğaltılacak çok örnek var. özürlü demek içimde tanımı olmayan nefretlere gark ediyo beni. Onu yine bi kenara bıraktım, engelli kelimesi bile içimde bir şeylerin kopup gitmesine sebep oluyo.

O insanlardan farkımız ne? Elimizin ayağımızın tutması mı? Senin tutan elin varken, onun herkese açılan yüreği var. Senin özgürce gezip dolaşmanı sağlayan ayakların varken onların bitmeyen hayal güçleri, etrafındaki insanların dertlerine koşturdukları bir iç dünyaları var. Bu yazdıklarım bile sanki farkında olmadan onları ötekileştiriyor muyum acaba hissi uyandırıyor bende.

Ama gelmek istediğim bir nokta var. Ne biz tamız, ne onlar eksik. Lego gibi düşünüp onlarıda normal insanlar gibi varsayabilsek, onlara acımadan ya da onlardan üzüntümüzü, gülüşlerimizi gizlemeden yanaşabilsek belki de kendi eksik yanlarımızı bulacağız. Ve belkide kimseyle yakalayamadığımız uyumu yakalayacağız.

lise 2. Sınıftayım. Bundan bi 6 sene evvel. Bir arkadaşımız vardı şuayip diye. o senenin yaz tatilinde boynunu kırdığını öğrendik.2 ay komada kaldı. Kurtulması zaten mucizeydi, uyanması ayrı mucize oldu. boyundan aşağısı felçti, böyle yaşayacak dendi. Sonra ilerleme gösterdi. Şuan ellerini tamamen kullanmakla birlikte ayaklarını da hareket ettirebiliyor. Ama öğretim hayatı olmadı tabii ki.

Ha kendisi çok samimi olduğum çok sevdiğim bi insan değildi. Ama üzüldüm. Merak ettim hep. Sürekli gittim yanına. Babasıyla konuştum. Lise bitti ve şuan o sıralardan görüştüğüm dertleşebildiğim tek insan. Evet koskoca liseden tek insan.

Meğer çok daha başkaymış o. Ötekileştirmeyin. Onlardan biri olun sizde. Ve her zaman her halinize şükredin.

farkındayım, yazı çok dağınık oldu. Umarım anlayan olmuştur. Kafam bozuk. Kusura bakmayın.