bugün

her insan biraz eksiktir

evet. eksik her insan. her birinin acıları var. her birinin bir ömür boyunca, ölene kadar eksikliklerini hissedebilecekleri bir şeyi. kimisi ölümcül bir hastalıkın kollarında, kimisi sevdiğine kavuşamamış. kimisi, geçmişe saplanıp kalmış. kimisi ise, gelecekten ümitsiz. eksiğiz işte. eksiğim.

sol yanım, 7 yıl önce, orospu bir gülüşün gamzesine gömüldü. sol yanım, kalbim, 7 yıl önce öldü. bir trenin peşinden fırlattım. sol yanım, annemde kaldı hep. ve, ben bu eksikliğimi gidermek için çabaladım. en çok da elde edemediklerimi karaladım hep. elde edemediklerime kötü dedim. pis dedim. uzanamadığım ciğerler mundar değildi. ben yeteneksiz bir kasap kedisiydim. hepsi bu.

aradan yıllar geçti sonra. yalnızlıkta ve bu eksiklikte tek olduğumu sanırken hayatları gördüm. insanların acılarını gördüm. hayal kırıklıklarını, gelecekten ümitsiz oluşlarını, bunlara karşın her şeyi zamana bırakışlarını gördüm. delirmemek için çabaladıkça delirdim. avazım çıktığınca bağırdım geceleri. kendimi kestim. kendimi astım. deli gömleğini giydim. dar geldi. yırttım. hastanelerin bahçelerinden bakıp, içlerine girmedim. geniş bir amfiye gittim. siyasi düşünceler tarihi dersi anlatılırken, kustum. 400 kişi bana baktığında arka kapıdan terkettim, amfiyi. hayatın arka kapısını buldum sonra. evimin balkonuydu. aşağı atladım. ölmedim. ölemedim.

hastanede açtım gözlerimi. hayatın yoğununu gördüm 6 ay. sonra rutinini gördüm. annem başucumdaydı. elimi tutmuştu. o'nun eksik yanını gördüm. o'nun eksik yanı, benim insan olmayı başaramamamdı. o'nun eksikliği bendim. yüreğini rahatlatmam gerekiyordu o meleğin. hafifçe bana yaklaşıp, saçlarımı öptüğünde kulağına fısıldadım:

"insan olmak biraz eksik olmaktır, annem!"