rtük

yahu yüz kere dedik ahlak bir zabitlik işi değildir gönül işidir. tepeden inme, yasakçı yöntemlerle millete ahlaklı olmayı öğretemezsiniz. he burada iddia ediyorum, bu şekliyle devletin hangi birimi olursa olsun ahlaka ve milletin ahlakına dair en ufak bir katkı sağlaması mümkün değildir. rtük'ün yüce üyeleri kıçıkırık bir klibi yayından kaldırmışlar nedenmiş ahlaka mugayyermiş, yahu senin orada durduğun her an ahlaka mugayyerdir kardeşim biz seni kaldırıyor muyuz hiç?

muhtemelen rtük bu memleketin ahlakını kurtaracak eylemi kendisine gelen yandaş ihbar telefonları sonrasında gerçekleştirmiştir. bir aralar da kurtlar vadisini yayından kaldırmıştı bu aklını peynir ekmekle yiyenler. zatıalilerinin o eylemleri de türk insanının hamakatte ne seviyelere vardığının en bariz göstergesi; türk aydınının ve düşünürünün aklını peynir ekmekle yemekte gösterdiği akıl almaz iştahın gözler önüne çıkmasıydı efendim. Beyefendiler bu eylemleriyle yetinmemiş, necip milletimizin kana-at önderlerinin ve kendini akıllı ve ahlaklı sanmaktan usanmayan cahil cühela ve şehir-leş-miş güruhunun, en basitinden, en hayatisine kadar gündelik hadiseleri yorumlarken ne kadar da cinnet seviyesinde ve akıllara durgunluk veren bir gerizekalılık düzeyinde olduğunu ima eden bu gülünesi eylemi de türk ahlak tarihine armağan etmişlerdir.

hem vakti zamanında kurtlar vadisinin yayından kaldırılması hem de yasaklanan bu klip kendi içinde büyüyüp duran çöplüğün kokusuyla burnu tıkanmış hamakat ehlinin, gözü dönmüş bir halde, kendinden başka herşeyi kokuşmuşlukla suçlamasının manidar bir örneğidir elbette. zaten gerizekalı olmaları için her şeyin yapıldığı eğitim sistemine, herşeyden nem kapan ve yavrusunun şahan göründüğü kargayı oynayan zavallı ebeveynlere, o ebeveynlerin yıllarca devam eden ve medyanın önderliğini üstlendiği iğrenç ve sünger beyinli bir nesil yaratmaya çalışmasına alkış tutup televizyon tarihi boyunca belki de en zararsız dizilerden birine, sıradan bir klibe yalandan feryatlarıyla ilenen çokbilmişler kesimine rağmen adam olmaya çalışan çocuklar kimin umrundaki gerçekten. toplumu kin ve nefrete sürüklediğini iddia ederek sıradan bir diziyi ya da ahlakın tefessüh etmesine sebep olan sıradan bir klibi suçladıklarında kin ve nefrette ne boyutlara ulaştıklarını da farkında olmadan ifşa eden zavallıların ve onları ciddiye alıp bir takım gündelik ve gülünesi korkularla diziyi yayından kaldırmak isteyen rtük üyelerinin çok mu umurunda? böylesi cinnete varan bir gülünçlüğe ve saçmalığa ne denir ki artık, alan razı veren razı olduktan sonra. eskilerin çok hoş bir deyimiyle söyleyelim o zaman: allah selamet versin. gerçi tanrı da bunların bu iğrenç ve kokuşmuş mahallelerini çoktan terk etmiş belli. zaten bu yüzden 'tanrı yoksa her şey mübah' diyen dostoyevski'nin kemiklerini sızlata sızlata, kendi köhnemiş anlayışlarına göre, herşeyin mübah olduğunu iddia ediyorlar ya.

hamiş: rtük'ün başındaki şahıs ve onun yanındaki adamların -en azından bir kaçının-, ahlaktan, haysiyetten, haksızlıktan, adaletsizlikten, yok sayılmaktan, haksız yere suçlanmaktan ve insanın zararlı zararsız temayüllerini en güzel şekilde anlatan o kadim gelenekten bihaber olduklarının anlaşılması da işin bir diğer trajik yanı..