bugün

sıçmak

bir sanattır. bana göre sanat, feyz alabildiğiniz, rahatlatan, başka dünyalara götüren ve herşeyi unutturan somut veya soyut eylemler bütünüdür. mesela gündemde bir çok sanatçı ve yaptıkları müzik, çizdikleri resim, çaldıkları enstrümantal var. peki siz bunların hepsinden feyz alabiliyor musunuz ? hayır. yani sanat adı altında yapılan herşey sizin boşluklarınızı dolduyor, bir takım ezik olan egolarınızı giderebiliyor mu ? hayır.

işte, sıçmanın sanat olduğu kanıtına tüm gerçekliği ile burada ulaşabiliyoruz. çünkü insan sıçarken feyz alır, aklını resetler ve farklı şeyler düşünür. herşeyden önemlisi rahatlar. bu yüzden sıçmak bir sanattır ve bu sanatı icra eden sanatçılara kapıyı tıklayıp içeride biri varmı diye soru sorduktan sonra tüm konsantreyi bozmak, kişiyi, '' acaba osururken duydumu, kokuyo mu '' diye komplekslere sokmak, sanatçıyı ve yaptığı sanatı dümdüz eder.

o yüzden sanata biraz olsun saygı duyalım. sanata saygı duymak için onun evrensel olmasına gerek yoktur. yaptığımız sanata saygı duyulmasını sağlamak adına ulu orta mı sıçalım, bakın bakın sıçıyorum diye insanları bizi seyretmeleri için davet mi edelim ? nerede insan hakları, bireysel sanata ve sanatçıya hiç mi saygı yok ? yazık gerçekten.