bugün

criss oliva

ben bu aşmış insan için ne diyeceğimi bilemiyorum dostlar, biliyorum ki, sözü uzatıp uzatıp duracağım, sözlerim bu adamı tanımlamaya yetmiyor, yetmeyecek...
ama duygularımı-düşüncelerimi belirtmem gerekirse: bu "gitarla sevişen adamı" dinlerken içim içime sığmıyor, kalp atışlarım hızlanıyor. bu kadar temiz ve her notayı hissettirerek çalan gitarist sayısı bir elin 5 parmağını geçmez. şu ana kadar dinlediğim gitaristler arasında yeri çok ama çok farklı konumda criss'in. hatta öyle ki chuck schuldiner hayranı olarak da belirtmeliyim ki chuck'tan da gitarda bir adım öndedir.

dün criss'in doğum gününüydü ve dün yazmayı düşünüyordum, fırsatım olmadı yazmayı. gönül isterdi ki dün yazabilseydim. bilmiyorum, ben -doğal olarak- hayranı olduğum insanları biraz abartarak haklarında yazıyor olabilirim; ama nesnel davransam bile yine aynı şekilde yazarım diye düşünüyorum. criss gerek teknik gerekse duygu olarak birçok gitaristin -deyim yerindeyse- eline verebilecek bir gitaristti. bugün yaşasaydı müziğini her zamanki gibi geliştirir, biz dinleyicilerine aşmış eserler vermeye devam ederdi; ama ömrü yetmedi dostlar. ben, criss'in ölümünü bir türlü kanıksayamadım, böylesine gitarı tutkuyla çalan bir insanın ölmesini havsalam almıyor.

criss, o kadar gitara tutkuluymuş ki, babasının dediğine göre gitarı her an yanında taşırmış, haşır neşirmiş yani. zaten ancak haşır neşir olmuş bir adamın elinden çıkar böyle çalış...

umarım ilerde olman gereken yerde olursun criss, senin gibi underrated kalmış jason becker'ı da unutmamak lazım...

az ama öz dinleyicilerine bahşettiğin sololar için sana minnettarız üstat, huzur içinde yat:

http://www.youtube.com/watch?v=u-xB6Z1Gv2Y