askerlik

hayatın sıkıntılı bir dönemindeyken başvurulması çok daha kolay olan zorunlu hizmettir. henüz başvuru sürecinde iken bilinçaltı askerlikle ilgili fikirler edinmeye başlar, ama asker adayımız bunu yalnızca bir başvuru sürecinden ibaret sanır. evet bekleyecektir ve sıraya girmek zorundadır. bunu okuyan potansiyel asker adaylarımızın aklına sıramatik, numaratör gibi teknolojik kelimeler gelmemelidir. zira askeriyede bu gibi düzenleme kolaylıklarına yer yoktur. orada sıralama daha basittir. kolları uzatır, kol mesafesi aralığı açılırsın, nerden geldiğin, kim olduğun, ne iş yaptığın ve kredi kartının önemi yoktur.

binbir eziyetle başvurursun gönüllüymüş gibi. binbir eziyetle sınav sırası bekler, sınavına girersin.* acemi birliğine teslim olmak için nizamiye önünde sıra beklersin. kıyafetin verilecektir sıra beklersin. koğuşun belirlenecektir sıra beklersin. ilk yemeğini yemeğe götürülürsün sıra beklersin. tıraş olacaksın sıra beklersin. telefon kullanacaksın sıra beklersin.* içtima olur sıraya girersin. sıra bozulmadan eğitim yapılır. aşı olmaya, evrak işlerini yaptırmaya sırayla gidersin.

acemi birliğini bitirip izin kağıdını alıp evine gitmek için bile sıraya girersin. havalanını kullanıyorsan uçağa binmek için bir dizi sıraya daha girersin.*
böylelikle acemi birliğinden askerliğin birinci şartının sıraya girmek olduğunu görebiliyoruz. Hiza ve istikamet önemlidir. Lütfen kolları uzatınız, ensede kaybolunuz ve en sağdaki arkadaşınızı görmeyiniz. aksi halde sırada bekleme süreci uzayacaktır.

askerliğin ikinci şartı bilmiyor olmak ve sorgulamama kabiliyetinin gelişmiş olmasıdır.

TSK'ya teslim olunduğu andan itibaren onların malısın, seni istedikleri gibi kullanabilirler. -askere gitmeden önce "the prisoner" dizisinin izlenmesi ve iron maiden'ın aynı isimli şarkısının dinlenmesi tarafımca tavsiye edilmektedir.- içeri girdiğin andan itibaren her şey garip gelecek ve ne yapacağını bilmiyor olduğundan otomatik olarak kendini TSK'nın kucağına bırakacaksın.*

üçüncü şart rutine dayanıklılıktır.

her gün aynı saatte kalktığına ve tıraşına yüzünün aynı yerinden başladığına aynı yerinde bitirdiğine tanık olacaksın. kendine şaşırma, kendine kızma, üzülme. bu olay TSK'nın kendinle barışıklık kendini kabullenme eğitiminin bir parçası.

dördüncü şart sayabilme yeteneğidir. dur hemen stres yapma. birer birer sayabiliyorsan sıkıntı yok.

şafak diye bir şey var. genelde nöbet kulübesinde yüzleşiyorsun. dışarıda güneşin batışıyla romantizm yaşıyan çiftlerin tam aksine nöbet kulübesinde yalnız ya da nöbetçi arkadaşınla birlikte güneşin doğuşunu bir sonraki şafağın özlemiyle yanıp tutuşarak kutlayacaksın. herkesin şafağı kendine, kimi tezkere için sayar kimi çarşı için.

emir alma konusunda obsesif olmak askerliğin beşinci şartıdır.

komutan tamam mı, anlaşıldı mı gibi tuzak sorular soracak, ancak cevap hep aynı. EMREDERSiNiZ KOMUTANIM.

şart # 6: selam alma verme yetkinliği

ne kadar komutan, o kadar selam. çok zor bir şey değil. koskoca albay bile selam vermeyi bilmiyor.

kendini defalarca tanıtmanın dayanılmaz hafifliği 7. harikamızı oluşturuyor.

tekmil verilecek. adam zaten beni tanıyor, daha sabah selam verdim diyemiyoruz. telefonu açarken bile "nizamiye piyade er abbas" diyoruz. bir rivayete göre karşınızdaki komutanın adını söyleyerek tekmil verince çift çarşı ödülü veriliyormuş.

ikili ilişkilerde üçüncü şarttaki kendinle barışık olma deyimi çok önemlidir. zira herkes birbirine şaka yapıyor olma ve takılma kisvesi altında yaptığın her şeyi eleştirecektir. kendi yaptığının bir mantığı olduğunu unutmayıp etrafındakileri sallamamalısın.

8. şartımız da şu an olduğu gibi çarşı izninin son saatinde olunduğu unutulup internet kafede vakit kaybedilmemesi yani ZAMAN YÖNETiMidir.