bugün

kamikaze

yavaştan gondol havasında sallanmaya başladığında insan kişisi henüz başına gelecekleri idrak edebilme şuuruna erişemiyor. ama işte rutin bir alet değil ki bu meret. zamanla parabolik olarak hızlanmaya başladıkça "hayat" , "film şeridi" ve "geçmek" kelimelerinin serbest çağrışım havuzunda buluveriyorsunuz bir anda kendinizi. "ulan bok vardı da bindik buna" pişmanlıklarıyla ebenizinkini tersten görmeye başlıyorusunuz * . sonra sağdan soldan gelen çığlık demetine sizin sesinizin de karışmasıyla antimelodik bir gürültü kopuveriyor. aslında kısacık süren bu süreç, kamikazenin içindeyken bir ömürmüş gibi hissettiriyor. "bitse de gitsek" dualarıyla çekilen acı, nihayete erince şükürler ile iniliyor aşşağıya, tabi yalpalaya yalpalaya. ama aradan 2 dk geçince, "o ne müthiş bir heyecandı be, bir daha binmek istiyorum ben" diyorsunuz. adrenalinin verdiği hazdan olsa gerek.

(bkz: ardinal bir hormon dayağa olan arzuyu arttırıyor)