bugün

uludağ sözlük beş yaşında zirvesi

27 yaşındaysanız ve zirveye yalnız katılıyorsanız hayat çok zor.

not: bu entry hem zirveye gelenler hem de gelmeyenler için bir özet niteliği taşıyıp, haddinden fazla yalan dolan ve fakat bir o kadar gerçek barındırmaktadır. en inanılmaz duranları gerçektir. gördüğüm herkesi ve her durumu anlatacağım. muhtemelen entryde anlatıldığını anlayanlar eksileyecekler. olsun biz ne gördüysek yazacağız. ayrıca (#13295652) entrysinin devamı niteliğindedir. yazar bilir ki orada yazdıkları kısa olduğu için fazlaca şukulanmıştır. ama şimdi uzun yazacaktır.

istiklal caddesinde beni sapık belleyen üç kız...

her şey onlarla başladı. yapı kredinin karşısındaki büfeden sigara alıyordum. üç kız büfedeki dayıya zirvenin yapılacağı mekanı sordu. " heh öğrenin orayı bana da lazım " dedim. kızlardan biri yüzüme bakarken büfeci diğer kıza yeri tarif etti. ama ben dinlemedim.

denk gelen elemana bi yer sorarsın o da sana " ben de oraya gidiyorum birader beraber gidelim, nerelisin ? " der ya, öyle bir şey olur sandım. olmadı. amca para üstünü biraz geç verdi. arkamı döndüğümde kızlar çoktan yürümeye başlamıştı. onları kaybetmemek için hızlı adımlar atmaya başladım. kızlardan biri arkasını dönüp bana baktı. sonra diğer arkadaşlarına bir şey söyledi ve adımlarını hızlandırdılar. onların hızlı adımlar atmaya başladığını fark edince ben kontrolümü kaybedip koşmaya başladım. kızlardan biri yine arkaya dönüp bana baktı. sonra onlar da koşmaya başladı. onlar önde ben arkada istiklalde kısa bir süre koşturduk. beni sapık bellediler zaar.

(bkz: koştursunlar efendim istiklalde)

baktım olacak gibi değil durdum. bir vitrinin camında kendime baktım. o kadar kötü değildim. zirve olacağını öğrendiğim an bayram sevinci yaşayan çocuklar gibi mahmutpaşada aldım soluğu. 25 liraya aldığım derimsi montum, 15 liraya aldığım çakma konverslerim, 20 liraya aldığım live' s kotum ve 300.000 insanla aynı anda giydiğim 9.90 liralık lcw t-shirtümle gayet iyi gözüküyordum. herkes kardeşimi kuzey güney in kuzey' ine benzetiyordu. beni güney' e benzeten yoktu ama o kadar kötü değildim. şimdi diyeceksin ki niye anlatıyorsun bunları ? kitle hakkında bilgi veriyorum ufak ufak.

tomtom sokağın sözlük yazarına doyduğu an...

--spoiler--
sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
--spoiler--

istiklalden sola döndüm. orada o kitleyi gördüm. hemen sokaktan içeri girmedim, biraz gözlemledim. beni artılayan, eksileyen, belki arkamdan sayıp söven, belki bir entrymi okuduktan sonra gülümseyen insanlar oradaydı ve bu çok güzel bir şeydi. kitleyle ilgili ilk dikkat ettiğim durum herkesin yanında bir arkadaşıyla geldiği gerçeğiydi. " ben orda tek başıma naapcam yaa " diyen yazarları aradı gözlerim. ya yalan atmışlardı ya da gelmemişlerdi. eğer tek başınıza olduğunuz için gelmediyseniz en güzelini yaptınız.

halka değil filler zirve değil konser...

elbette bu entry sadece güzel şeyleri yazmayacak. mekandan içeri girdiğimde aklıma burada bir entryde yazdıklarım geldi.

--spoiler--
ben oraya entrylerini beğendiğim, sevinçlerini ve üzünçlerini okuyarak paylaştığım yazarları görmeye, onlarla tanışmaya, sohbet etmeye gidiyorum.
--spoiler--

+ ne yapacaksın ne yapacaksın ?
- yazarlar var işte beğendiğim, onları görücem.
+ peki canım.

üç herif, iki kız. o merak ettiğim beş yazarı görmek, onlarla tanışmak... kim bilir kimler, neredeler, burası çok karanlık duyamıyorum. burası çok fazla çok sesli sizi göremiyorum ( evet kuş, hata buldum diye sevinme. cümlelerdeki kelimelerin yerlerini kasıtlı olarak değiştirdim, sus ve okumaya devam et. not: ben bu parantezi yemeden içmeden milletin hatasını arayan kuşlara açtım ). dün geceki şeyin adı kesinlikle zirve değildi. bariz konserdi. ama güzeldi.

--spoiler--

zall' a dokunmak...

gecenin en ateşli anıydı. " sen zall mısın ? " dedim. gülümsedi ve " evet " dedi. elini tuttum. belli ki, o da isviçreli balıkçıların kullandığı nütricina el kreminden nasibini almıştı. eli yumuşacıktı. öpüştük, sanırım yeni tıraş olmuştu, teni pürüzsüzdü. o an tireyerek... neyse ayrılmadan önce ona da söylediğim gibi sözlükten silinmek istemiyorum. yaka kartıma bakmak için elini uzattı, " tanımazsın " dedim. " ben herkesi tanırım " dedi. " muslukbasi evet, sende bi hareketlenme var " dedi. gözlerine baktım ve o gece kızların söylediği bazı şeyleri düşündüm. sağda solda şu tip şeyler duyuyordum: " zall çok sempatik, zall çok tatlı, zall çok yakışıklı değil ama karizmatik, zall çok, nasıl desem onda beni çeken bir şeyler var... " hiç kimse zall için çok yakışıklı demiyordu. ama yine de hakkında güzel konuştuklarını duyuyordum. bu kadar istekli olup zall' a dokunmamak... neyse bu onların problemi. geyik bir tarafa adam alçak gönüllü. ssg' yi düşündüm bi an orada. ellerini çırparak tempo tutan, şarkıya eşlik eden, şarkının bilmediği yerlerini benim gibi dudaklarını yalandan oynatarak geçiştiren bu adamla, bir medya patronu olan ekşi sözlük sahibi ssg karşılaştırılamazdı.

monlight sonata' ya önce sarılıp sonra hızlı bir şekilde geri çekilmek...

o gece evvelden tanıştığım, sözlük üzerinden sohbet ettiğim tek insan oydu. bana " oradaki tek bereli ben olacağım " demişti. sigara içmek için dışarı çıktığımda arkası dönük bir bereliye " hey sonata " dedim. o da bana " bi milyon var mı abi " dedi. bunun moonlight sonata nın fakir olduğu gerçeği ile bir ilgisi yoktu. bir baliciyi arkadan sonata sanmıştım. çıkarıp bi milyon verdim. sonra onunla karşılaştık ve sarıldık. aklıma birden hakkında yazılanlar geldi, elimi hızlıca vücudundan çektim. hakkında yazılanlar yalandı biliyorum ama olsun. fakir gözükmüyordu. adidas ayakkabıları, adidas beresi, adidas pantolonu, adidas t- shirt ü, adidas atleti... eminim zirvenin son dakikasına kadar orada kalanlar boxer markası hakkında bilgi vereceklerdir. ben sonunu bekleyemeden çıktım.

zirveye taş gibi bir hatunla gitmek...

kesinlikle son sevgilimden vakitsiz ayrılmıştım. 6 ay daha sürmeliydi ilişkimiz. ama olmadı, yürütemedik. zirveye bi arkadaşımla katılacaktık. depresyona girdiği için gelmek istemedi. esasen plan şuydu: dükkanın karşısındaki mağazadan bir vitrin mankeni alacaktık. 1.80 boy, 12 kilo, 85 - 60 - 90 ölçülerindeki plastik mankenimizle gelecektik oraya. sonra arkamızdan taş gibi hatunla zirveye gelen gençler diye konuşacaktınız, komik olacaktı falan. olmadı. tek başıma olduğum için böyle bir şey yapmak istemedim. çok sıkıldım ama sıkıldığım için kimseyi boklayacak değilim. aslında hiç çoşmamışken " wooouuuw " diye bağırdım durdum. baktım olmadı müzisyenlere " o bastığın notayı biliyorum ben " bakışı atmaya başladım. sen bir müzisyene bastığın notayı biliyorum bakışı atacak kadar sıkıldın mı hiç ? ben sıkıldım.

orada kesiştiğin kıza bana mesaj at demek...

dün gece bir çok sikko yazar
ben dün gece şunu giymiştim,
hani sahnenin solundaki çocuk bendim,
tuvalete inerken karşılaşıp kesiştiğim kız bana mesaj at,

türü entryler girdi. farz edelim ki ben çok yakışıklıyım ama malın önde gideniyim o zaman ne olacak ? zirvede kesişmek nedir onu anlamadım bir de. bu insanların kapalı alan denilen şeyden haberi yok herhalde. bak güzel kardeşim, kapalı bir alanda kesiştiğini sanıyorsun ama yanılıyorsun. senin o insanların yüzüne, onların da senin yüzüne bakmaktan başka alternatifiniz olmadığı unutuyorsun. siz çocuklar bu durumu belediye otobüsünde de çok yaşarsınız ben söyleyeyim size. sonra depresyona girersiniz " otobüste her gün bi kızla kesişiyorum, hemşirelik okuyorum ama kimse bana bakmıyor " diye.

şu durum farklı; uzun uzun kesişirsin, 10 defa sana bakarken yakalarsın kızı eyvallah. herif " kapıdan çıkarken göz göze geldiğim hatun bana mesaj at " diye entry girmiş. ulan kız tavana mı baksın kapıdan çıkarken. düşüp dizlerini mi kanatsın ? dizlerinin kanamasıyla ilgili şiir mi yazsın sonra ?

dün gece kesiştiğim kızlar lütfen bana sen o muydun diye mesaj atmayın. gidin üç beş tane entrymi okuyun. güzel yazmışsın diye ya da bok gibi yazmışsın diye mesaj atın. son olarak kızlar çok çirkindi diyen elemanlar, korkmayın hepimiz biliyoruz ki hiçbiri size vermedi. ayrıca buradan salca' ya bir sitemde bulunmak istiyorum. o kadar organizasyon yapıyorsunuz ama " karııı, güzel karıııı yok mu sözlük " diyecek zekadaki arkadaşları düşünmüyorsunuz. o kadar moderatör olmuşsunuz ama sadece güzel kızların yazar olabileceği gerçeğinin farkında değilizsiniz. neden girişe üç adet süha özgermi koymadınız ? sadece güzel kızları almadınız ?

bu tıynetteki adamlar, burası pezevenk başı değil, sözlük.

gecenin en güzel kızı...

genellikle pistin orta kısmında takılan gözlüklü, mavi gözlü olduğunu tahmin ettiğim hatundu. sen abartısız kıyafetinle, şarkılara eşlik ederken hep koruduğun ölçülü dansınla ve baby face hallerinle harikaydın. sakın bana mesaj atma, bunu bil diye yazdım.

istiklalde benden kaçan üç kız,
sigaralarını benimle paylaşan iki genç,
ayağıma bastıktan sonra özür dileyen kız,
partinin tek kravatlı ve tanışma canlısını elemanı,
ve emeği geçen herkes,

sizlere çok teşekkür ederim.

edit: " o gözlüklü kız benim " içerikli mesaj sayısı an itibarıyla 12' dir. ayrıca o üç kız benden kaçmamıştır, öyle diyorlar.
güncel Önemli Başlıklar