bugün

harry potter and the deathly hallows part 2

kitabı okurken ellerimin titrediği, gözlerimin dolduğu, sevinçten kahkahalar attığım, heyecandan karın ağrılarıyla cebelleştiğim bir kitaptı ölüm yadigarları.
maalesef filme ancak bugün gitme fırsatı buldum ama mükemmeldi. her şey kafamda hayal ettiğim gibiydi. ve filmin başından sonuna kadar tüylerim diken dikendi, içim soğuktu, bilmiyorum neden. heyecandan ve bitişin verdiği üzüntüden belki de. şimdi filme gelirsek.

- bellatrix i hermione nin öldürmesini çok isterdim ama molly yenge de işi halletti. en çok orada sevindim. * bir karakterden ancak bu kadar nefret edilebilir. ama oyunculuğa diyecek sözüm yok mükemmeldi.

- ne olursa olsun snape i sevmeyen bir insan olarak kitapta sadece ''yani bunca sene onun hayatta kalmasını, zamanı gelince ölmesi için mi sağladın?'' * demesinde duygulanmıştım. ama filmde alan rickman inanılmaz bir performans sergilemişti. patronusu yolladıktan sonra bir ''always''deyişi vardı ki. içim sızladı gerçekten. sonra koyverdik zaten ühühüh.

- ron un fred in üstüne kapanıp ağladığı sahnede kendi kardeşimi kaybetmiş kadar üzüldüm anlatamam. lupin le tonks u görünce de kendimden geçtim resmen. ama fred in ölümü biraz daha gösterilebilirdi.

- kitapta da en çok hayran kaldığım karakter neville olmuştu. filmde aştı gitti zaten helal olsun sana. luna nın savaş sahnelerini de görmek isterdim ama. ve kitapta söz edilmeyen neville ve luna aşkının ayyuka çıkması da bambaşka bir sevinç kaynağıydı benim için.

- ama voldemort un ölümünün herkesin önünde olması gerekirdi bence. kimse voldemort un ölümüne sevinmemiş, sıradan bir olay havası vardı sanki. hatta bilmiyorlar mı diye düşündüm bir an.

- bazı sahnelerde çok güldüm. özellikle ron un ihtiyaç odasındaki haline. voldemort un iki de bir konuşanlara bakışlarına. neville e. iyiydi.

- başından beri anlamadığım şey harry deki ginny olayı. cho yla olsa daha iyi olurdu ama neyse.

- harry nin ölüme gittiği sahneler kitapta da ağlatmıştı beni filmde de öyleydi. mükemmeldi. özellikle de sirius a ''canın yanıyor mu? yani ölürken''* dediği yer de bittim.

- tek anlamadığım ve saçma gelmiş olay ise: belki ben anlayamadım ama kulede harry yle voldemort un düellosuydu. bir ara harry yi böyle kemer gibi şeylerle bağlamıştı falan sonra harry ye tokat atmaya başladı. en saçma yer orasıydı bence voldemort un işi yok da harry ye kung fu mu yapacak? direk avada kedavra. ama belki benim gözden kaçırdığım bir detay vardır.

- voldemort un ölümüne o kadar etkilenmedim ama ne olacağını bildiğim halde ormandaki avada kedavra sahnesinde çok korktum valla lan nasıl olur yaa falan.

daha bir çok şey var ama ilk aklıma gelenler de bunlar oldu. çok güzeldi ama bütün gün boyunca aynı soruyu sordum kendime ''bitti mi lan şimdi?'' ve hala da soruyorum.