bugün

ben bu yazıyı anneme yazdım

sevgili anne. sen olmadan yapamayacak olmam, elindeki en büyük koz bunun farkındasın. beni sömürüyorsun, sen ne istersen ben onu yapıyorum. ama benim kararlarım, benim tercihlerim de hep yanlış mıydı da sen beni böyle sahipleniyorsun?
anadolu lisesinde okuyacağım dedim, hiçbir kaybım olmadı. 1 sene kaybettim, fen lisesinde olsam da durum değişmeyecekti.
istanbul'da okuyacağım dedim, hayatım boyunca verdiğim en iyi karar olduğunu gördüm. yine karşı çıktın.
arkadaşlarımla eve çıkacağım diyorum, yine karşı çıkıyorsun. peki sen hep doğru karar mı verdin. bi bakalım:
lgs için beni 2 sene cemaat dersanesine gönderdin, ben istemediğim, ağladığım halde. sonra peşimizi bırakmayınca onlar, bana düştü onları savma işi.
arkadaş ol dediğin insanlar, daha sonra değişince onlarla arkadaş olmamı istemedin. zaten ben en başında onları istememiştim.
şimdi de 3 arkadaş kalmamıza izin vermiyorsun, arkadaşlık markadaşlık diyorsun. anne seni çok seviyorum gerçekten. ama biraz izin ver de ben de birey olmanın tadını çıkarayım.
aramızdaki 35 yaş farkından kaynaklanan kuşak farkını hiç tartışmadım dikkatinizi çekerse. hele siyasi görüş, hiç girmiyorum oralara.
başka biriyle bu kadar anlaşamasam kesin bir daha görüşmezdim. nasıl bir kan çekmesidir böyle. anne.