bugün

simone de beauvoir

'kadın doğulmaz kadın olunur.' der simone de beauvoir

Onun için erkek egemenliği genel olarak kabul gördüğü gibi büyük bir bedensel gücün sonucu değil, eylem yapan insan olmasından dolayıdır. Ama bu eylem yapmayan kadına göre, böyledir. Kadınlar bu durumu kabul etmemeli, birisi karşısında öteki olmaktan çıkmalıdır. Çünkü:Dünyaya kadın olarak gelinmez, kadın olunur. Kadının insan özünün, toplumun kucağında aldığı şekil, biyolojik, psikolojik, ekonomik kaderin verdiği bir şekil değildir; uygarlığın bütünüdür, erkeğe ve kadın denen kısırlaştırılmış ara ürüne şekil veren."

Kurtuluşu başkalarında görmek yıkılmanın en güvenli yoludur; der.

kendisi de bu ikilemi yaşamıştır. Kendisi de burjuva bir aileden gelen Simon de Beauvoir, burjuva ideolojisinin kadına yüklediği kadın imgesine sert biçimde karşı çıkar, kadınla özdeşleştirilen evlilikten ve çocuk yapmaktan uzak durur. Sartre'la ilk karşılaştıkları üniversite yıllarında tipik bir kadın davranışı ile daima Sartre'la birlikte yaşama isteğini ön planda tutar. Ama sonraki süreçte bu değişir: Sartre'la karşılaştığım zaman, her şeyi kazandığıma inanmıştım. Onun yanında benim kendimi gerçekleştirmem başarısızlığa uğrayamazdı. Şimdi kendi kendime şunu söylüyorum: Kurtuluşunu bir başkasında görmek, yıkılmanın en güvenli yoludur.

Simon de Baeuvoir'in önemli bir yanı da düşünce sistematiğini oluştururken, teorisini yaşanmış olan deneyimlere dayandırmasıdır. Düşünsel üretiminideki özgünlük, salt felsefi kurgusal olmamasında yatar. Bunun yanı sıra O, bir varoluşçu olarak; varoluşçuların ihmal ettiği eylem kategorisiyle, varoluşçu temel sorunları genişletti. Onun özgürlük kavramı kadınlara yol gösterecek bir çağrıyı içerir. Simon de Baeuvoir'a göre özgürlük, insanın her gün kendisi için yeniden savaşmak zorunda olduğu bir olanaktır. Öteki olmaktan kurtulup, kendisi için özne olma yolunda bir zorunluluk. *

düzeltme:imla