bugün

yavuz sultan selim in alevi zulmü

inkar edilen alevi zülmü ve katliamı na birde bu açıdan bakın. bir halk dili ve mezhebi ayrı bir devlete geçmek ister mi hemde yüz yıllardır büyüttüğü güçlendirdiği bir devletten? 
o zaman durum nedir işte benim cevabım : taht kavgası ,yerini salamlaştırma, kibir ve kendini bir halt zannetme.
yavuz sultan selim 1.beyazıtın en büyük oğlu şehzade ahmed idi büyük ihtimalle ahmed padişah olacaktı ama selim korkunç bir saltanat mücadelesine girer şehzade ahmed babasının ve ileri gelenlerin desteğini almış padişahlık giderek garantileşmeye başlamıştı ortan ca kardeşi korkut ise mısırdan medet umar ve antalyadan sonra oraya gider selim ise kafe ye gider padişah babası trapzona gel diye emir verir ama ona aldırış etmez ve karşı gelir selim, kayınpederi mengli giraydan aldığı kuvvetle, kiliye askeri gücüyle gelir amacının babasına isyan olmayıp saygısını ve gücünü göstermek olduğunu söyler ve bir nevi gözdağı verir kanuna aykırıda olsa da yinede arzu ettiği trakya bölgesinden semendre sancağı, alacahisar ve izvornik kendisine verilir padişah babası sağlığında hiçbir oğluna veliahtlık vermeyeceğine dair söz vermişse de bu sözünde durmayıp büyük oğlu ahmedi yerinde görmek istemektedir. selim, bahane olarak ileri sürdüğü ve kanunsuzda olsa babasının vermeye razı olduğu trakya sancağına gitmez, etrafına topladığı kırk bin kişilik bir kuvvetle çorlu yakınlarına gelir.babalarına karşı giriştiği saltanat savaşını, sonunda eğer ki kaybetmiş olsaydı, sadece isyancı bir şahzade olacaktı her hangi bir isyan olarak bahsedecek, asi, haddini bilmez bir isyankar diyeceklerdi. mademki mücadelesinin sonunu zaferle noktaladı, o halde asi ve mücrim damgasını yemekten kurtulup baş tacımız, efendimiz, halifei ruy-i zemin payesiyle taltif edilmiştir. kuvvet kimde hak onda.) 1. beyazıtın oğlu ile görüşme çabaları sonuçsuz kalır. o artık gücünü ve saltanatını elinden kaçırdığı için hak iken batıl olmuştur. gözü açık ve ileri görüşlü devlet dalkavukları, şimdi haşmetlü selim hanı tahta oturtmuşlardır bile, bayatlayan ve miladı dolan bir zamanların astığı astık, kestiği kestik azametli padişahı 1. beyazıt dimatokaya sürgün edilir, sürgün esnasında henüz yolda iken, hak tealanın hikmetine bakın ki, o güne kadar semtine selam vermeyen ecel onu yolda yakalayarak hakkın rahmetine kavuşturuverir. şimdi yeni padişahımız selim hazretleridir, padişahım sen çok yaşa.yavuz sultan selim efendimizin ilk yılı kardeşlerini ve yeğenlerini ortadan kaldırmakla geçer şehzade ahmed, iran safevi devletinden yardım ister. ali osmana bağlı ve sadık kapıkulu ulemasından alınan fetva"kızılbaş topluluğu şeri yasalar gereği öldürülmeleri helaldir. islam askerlerinden onları öldürenler gazi, ellerinde ölenler ise şehittirler" ile anadolu da yıllardır kendi topraklarında sessiz sedasız yaşayıp giden 
sivil şii-alevi halka cihat açılmış kısa zamanda kırkbin kişinin boynu vurulmuştur açıkça görülüyorki herşey taht için alevilerin ne bir başkaldırısı var nede isyanları var alevilerin katledişlerinde türk olmaları ve şah ismaile gönülden yakın olmaları, tahta oturanın ne olur ne olmaza entirika dolu planlarındaki engelleri kaldırmak için öldürülmüştür. zaten rum bir anneden doğma yahudi ve sırp karılı birisinden kendi öz vatandaşlarını kollamasıda beklenmemeli amaclardan biride alevilerin işlevselliğini yitirmesidir. aleviler ahi teşkilatını kurmuş ve geliştirmiş yeniceri ocağıyla yüzyıllar boyunca savaşlar kazanmış ekip biçip vergi vermiş asker olmuş ölmüştür öldürmüştür hacı bektaş, mevlana, yunus emre, pir sultan apdal hepsi de kardeşlikten birlikten beraberlikten söz ederken nasıl dili meshebi ayrı olan başka bir devletle birleşmek ister 
1-göksu savaşı : müslüman dul kadir devletiyle.
2- çaldıran savaşı : müslüman iran devletiyle.
3- mercidabık savaşı : müslüman memlük devletiyle.
4- ridaniye savaşı : müslüman memlük devletiyle.
takdiri hüda küffar ile yaptığı her hangi bir savaşı tarih henüz kaydetmemiştir
yavuz selimin annesi; ayşe takma adlı pontuslu bir rum
yavuz selimin iki eşide yabancıdır.polonya yahudisi helga ve sırp aleksandra
yavuz selim için bir avrupalı seyyah diyorki: o kadar çok içiyordu ki yüzü şarap gibi kıpkırmızıydı !
bu kadar körü körüne padişahcılık yapılırmı durum ortada
kaynak:ben ve http://www.alevisesi.com