bugün

entry'ler (85)

trendyol

sipariş ettiğim ürünü sipariş gününden 5 gün sonra evime ulaştıran alışveriş sitesi.markafoni'ye göre daha hızlı.

milli susucu

sekizinci nesil döktüren bir abimiz.hoşgelmiştir.o yazsın biz okuyalım.

bi siktir git dedirten dizi saçmalıkları

muhteşem yüzyıl'da kadınların herbirinin sanki birer düşes gibi korseli, dekolteli kıyafetler giymesi.

ben bu yazıyı sana yazdım

şurada(#10175715) seninle alakalı bir itiraf...

olacak ya işte aylar sonra o gün karşılaştık. geldim yanına, insalığım bana yapmalısın bunu dedi. ne de olsa bir geçmişimiz vardı, ne de olsa geçmiş günlerin hatrı vardı, ne de olsa yaşanılan beş yıl vardı. söylettirmedin bana o kelimeleri de çektin gittin. kalakaldım.

bundan yaklaşık bir ay sonrası, mekan aynı... içimde bir tedirginlik. içimde iki üç gün önce sizi beraber, sevgili olarak gösteren fotoğrafın tedirginliği... biliyorum ki yine göreceğim seni, doğdu içime, bundan öncekiler gibi.

ve beklenen an...elele çıktınız dışarı. yanımdakiyle senden konuşuyoruz, bir kaç gün önce gördüğüm fotoğrafından. 'bak şunlar' dedim, 'kim' dedi. 'onlar' dedim. şaşırdı. şaşırdım.

az ilerde durdunuz, elelesiniz. gördün beni, gördün gözlerimi, hissettin acımı, hissettin yüreğimin çarpıntısını, hissettin beynime sıçrayan kanı. hissettin tüm bunları ve kendini onun kollarına bırakıverdin gözümün önünde. gözlerimin önünde bakıştınız, gözlerimin önünde koklaştınız.

allah ın yok muydu senin, utanman, sıkılman yok muydu? yok muydu sende edep, yok muydu azıcık yaşananlara saygın? nerde kaldı sendeki ar namus, yoksa hiç mi olmamıştı, ben mi görememiştim yoksa bunca yıl? kalmasaydın keşke aklımda böyle bir basitlikle. o malum kelimeyle özdeşleştirmeseydin keşke kendini.

beş yılımı verdiğim, bak bu yazıyı sana yazdım ben. edebimi aşan nefretimi bu kadar dizginleyebildim kusuruma bakma olur mu.

bir boka benzemeyen minimal şiir

geçen gün gördüm seni.
yapmışsın hemen bir sevgili.
yokmuş sende ar namus,
tokmaklat şimdi heryerini.

sözlük yazarlarının itirafları

uzunca bir süreden sonra ahmet kaya dinledim, bir kaç gündür de dinliyorum. yıllardır dinlememek ve dinletmemek için elimden geleni yapıyordum.ne de olsa değişmeyen tek şey değişimin kendisiymiş öyle değil mi?

29 kasım 2010 fc barcelona real madrid maçı

dk.56:casillas'ın boku yedik der gibi dudağını ısırması gözlerden kaçmadı.

29 kasım 2010 fc barcelona real madrid maçı

daha önce bir maçı bu kadar tutkuyla bekledim mi diye düşünüyorum ama gelmiyor aklıma.

evet büyük bir tutkuyla heyecenla beklenilen...
benim gibi milyonlarcası...

normal şartlar altında yaklaşık son yirmi dakika ancak içinde bulunduğum durum itibariyle koca bir yıl gibi.

geçen gün messi'yi gördüm rüyamda,beyaz sakalları falan vardı.gülümsedi,sakallarının altından hafiften belli oldu gamzeleri.bu bir işaret olsa gerek.

arkadaşa sağlam tüyo aldım dedim bastık parayı iddaa'da.iddaa umrumda mı mına koyim!messi'nin çalımları,xavi'nin ara pasları,david villa'nın şutlarıyla unutulmaz bir gece yaşamak,var mı ötesi?

hadi dostlar kalın selametle,daha anteni ayarlayacağım.ntv sana kafam girsin!

seni seviyorum sorusuna verilecek komik cevaplar

-seni seviyorum?
+seni seviyorum?

(bkz: soruya soruyla karşılık vermek)

babam ne kadar biliyor

her insanın hayatının belli dönemlerinde kendine sorduğu sorudur.cevaplar da şu şekildedir:

10 yaşında:
babam çok şey biliyor.
15 yaşında:
ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında:
şu muhakkak ki,babamın öyle pek fazla birşey bildiği yok.
30 yaşında:
bir kere de babamın fikrini sorsam iyi olacak.
40 yaşında:
ne de olsa bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında:
babam her şeyi biliyor.
60 yaşında:
ah babam sağ olsaydı da kendisine danışabilseydim.

arkadaşlığın pekişmesinde küfrün yeri ve önemi

birinci hafta
kardeş

beşinci hafta
hacım

üçüncü ay
lan

altıncı ay
amk

onuncu ay
ya**am

to be continued

yazarların çocukken idolü olan futbolcular

(bkz: mehmet özdilek)

cinsel organa top gelmesi

hemen ardından 'işe la işe' gibisinden lafları duymanız muhtemel olaydır.

ölümle ilgili sözler

Ölüm güzel şey, budur perde altından haber; Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?

necip fazıl kısakürek

grupça yürürken en arkada kalmanın verdiği eziklik

grupça yürürken en arkada kalmanın verdiği eziklik duygusudur.

herkes önden önden yürürken siz bir başınıza arkadan gelmek zorunda kalırsınız.bu durumdan kurtulmak için adımlar hızlanır,ilginç manevralarla grubun içinde kendine bir yer bulma çabasına girilir.lakin yol darsa yapabileceğiniz birşey yoktur.kaderine razı olup paşa paşa arkadan yürümeye devam edeceksindir ta ki yol genişleyene kadar.

duvaryazisi

hoşgelmiş yazardır.hunharca yazılmış nice entrylere...çılgın atması dileğiyle...

eski sevgilinin düğününe gitmek

yürek ister,göt ister.varsa böyle birşeyi kaldırabilecek bir bünye alnından öperim.tabi o kişi senin için hala bir zamanlar çok sevdiğin eski sevgiliyse.

sabah ağlak uyanmak

rüyada eski sevgiliyi görmektir.

unuttum onu artık derken bu rüyalarda neyin nesidir?
onu kıskanmak da neyin nesidir?
girme artık rüyalarıma unuttum ben seni.
yetmedi mi çektiğimiz onca acı?
yetmedi mi deli gibi kavga etmelerimiz?
istemiyorum girme rüyalarıma, unuttum ben seni.

çözülemeyen geometri sorusu

(bkz: özel ders verilir)
(bkz: fırsattan istifade)

prize bakmadan fişi prize sokamamak

henüz rahatlıkla gerçekleştiremediğim eylemdir. tutturamıyorum arkadaş tek seferde bir türlü delikleri. tek seferi geçtim deli gibi uğraşıyorum yine olmuyor. inat ediyorum, azimle işeyen misali yine başaramıyorum. sonunda pes edip içimde biriken tonlarca küfürü dışa vurarak bakıyorum prize ve öyle takıyorum.