bugün
- an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı22
- doktorların hastalara sevgi göstermemesi16
- yüz yıkama jeli kullanan erkek19
- güzel erkek isimleri9
- yapılan tatlının olmaması14
- türk sosyalizmi16
- true yi evlendiriyoruz13
- 200 tl lik banknot14
- keçinin yediği ayet9
- hala akp ve mhp'yi savunan güruh10
- namaz8
- abdülkadir selvi19
- ak parti'nin gideceğini sanan enayi10
- 21 kasım 2024 istanbul yağmuru10
- afad'ın başında tasavvufçu mahruki hapiste10
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin17
- escortların tehlikeli olması16
- 20 cm in üzerinde tam 4 saat zıplamak13
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi10
- sana şimdi ne mesajlar geliyordur12
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları12
- bir kediye verilebilecek en güzel isim16
- kale3112 entry ni beğendi favladı14
- chatgpt ile yazarların görselleri28
- derdini kimseye anlatamamak10
- yenidoğan çetesi19
- hayatı seviyorum eylemleri9
- 20 kasım 2024 nasuh mahruki'nin tutuklanması23
- yazarların ihtiyacı olan şeyler23
- bulunduğunuz yerin hava durumu12
- sözlükteki ruh hastaları13
- seküler yaşamın faşist bakış açısı14
- gecenin şarkısı19
- esnaf enflasyon bahanesiyle vurgun yapıyor23
- anın görüntüsü10
- manyak olmaya karar verdim8
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu14
- almanyadaki büyük küçükbaş hayvan sayısı bizden az29
- hobileriniz9
- true'nun artık evlenmesi gerektiği9
- insan olmaya ceyrek kala17
- kuzeniyle evlenen insan13
- ay çok sıkıldım12
- aynı evde yaşıyormuş gibi entryler11
- 19 kasım 2024 karadağ türkiye maçı23
- geceye bir şarkı bırak10
- mel mel bakan gibson vs masklavi27
- ebru eroğlu59
- hogwarts'a davet mektubu alsanız ne yapardınız13
- kedi sahibi olmayan sözlük kızı17
entry'ler (1790)
kendilerini gerçek erkeklerin yoluna davet ettiğim kişilerdir.
itliğin, kalleşliğin lüzumu yok. biraz bacaklarınız arasında taşıdığınız şeyin hakkını verin.
cumadan sonra gelip hepinizi aşağılarım şimdi çok âli duygular içerisindeyim. sizinle uğraşamam.
itliğin, kalleşliğin lüzumu yok. biraz bacaklarınız arasında taşıdığınız şeyin hakkını verin.
cumadan sonra gelip hepinizi aşağılarım şimdi çok âli duygular içerisindeyim. sizinle uğraşamam.
Zittirin gidin dedirtendir. Amq lavuklarına bak hele sanki devlete vergi veriyorlar.
Neredesin ayy yüzlüm.
Azizim diğer sözlükte mutlu olmadığını biliyorum. Ayrıca oralarda zıvanadan çıkmış , çom erotik fotolar atmaya başlamışsın. Titre ve özüne dön.
Azizim diğer sözlükte mutlu olmadığını biliyorum. Ayrıca oralarda zıvanadan çıkmış , çom erotik fotolar atmaya başlamışsın. Titre ve özüne dön.
Her türk futbol severin aklına takılan soru.
Aslolan fenerbahçedir arkadaşlar gerisi teferruat.
Pbhy dayı. Sende de her yol var. Bahane arama.
Genelde 60 yaşından sonra kemalist teyzeler başlar.
Bu sabah kabustan uyanırken söylediğim söz. Fenerbahçeli sevgilim söyledi bunu. Kahvaltı hazırlarken korkurmuşum.
Azizim rüyamda fanatik bir fenerliymişim. Takım mal mal hareket edip bok gibi top oynuyormuş , yönetim ise sistem bizi hoplatıyor diye ağlarken , yönetimine kayyum atanan 3 lig takımı mardin hevalleri spordan 3 yemişiz. Cinconlular, hamsiler , tinerciler sik sarması yapmış bizi arkadaş ortamlarında.insan içine çıkacak halimiz yok. En son Hollandalı totoşlar da hoplatinca bizi böyle bağırarak uyanmışım.
Allah kimseyi fenerli yapmasın.
Azizim rüyamda fanatik bir fenerliymişim. Takım mal mal hareket edip bok gibi top oynuyormuş , yönetim ise sistem bizi hoplatıyor diye ağlarken , yönetimine kayyum atanan 3 lig takımı mardin hevalleri spordan 3 yemişiz. Cinconlular, hamsiler , tinerciler sik sarması yapmış bizi arkadaş ortamlarında.insan içine çıkacak halimiz yok. En son Hollandalı totoşlar da hoplatinca bizi böyle bağırarak uyanmışım.
Allah kimseyi fenerli yapmasın.
ben bunlardan tiksiniyorum. ne vaktim var şu an ne de takatim bunlara ayar verecek. zamanında
her şeyi yaptım ayrıca. iyilikle söyledim, omuzlarında key key gezdirdim, dövdüm, aşağıladım, insan içine çıkamayacak hale soktum, ama yetmedi. demek ki bu benim de gücümü aşıyor. bi erkek apaçi ruhlu bi gay olmuşsa bunu temizlemek mümkün olmuyor. ben bu sözlüğü cool hale getirmeye çalıştıkça, siz o varoş benliğinizi daha çok hatırlıyor, daha basitleşiyorsunuz. gidin normal sözlükte yazın canım. size göre orası. bunda ayıp filan yok. burası sizin tarzınız değil diyelim.
derdiniz ne olum sizin? heh! naptı bu kadın yazarlar size? erkek egosuna açlığınızı hangi yazılarla hatırlattı? gücünüz bu kadınlara mı yetiyor? neden uğraşma gereği duyuyorsunuz? evde seviniyor musunuz bak nasıl ayar verdim diye? şöyle bi baktım ne yazmış bu kylie diye? giren-çıkan ne olmuş size diye? yok. bir şey bulamadım. bulsam da mazeret değil de hani ortada bir şey de yok. kaçırdığım, polemik yaratacak, sizi eğlence çıkarcaak, yok, o da yok.
eeeeeee, neyin peşindesiniz? hep böyle koloni halinde hareket edip zayıf gördüğünüz hatun
yazarlara mı saldıracaksınız? niye erkeklerin karşısına çıkamıyorsunuz? hadi onu da geçtim. asıl sorun hatun olması değil, saçma yazıları, nefret ediyorsunuz, abuk subuk şeyler yazıyor, fake, numara yapıyor, tahrik ediyor, ondan yazdınız onca şeyi. okey, anlarım,. eeee peki bebişlerim, hiç beğenmediğiniz, ondan daha çok, hatta deli gibi nefret ettiğiniz, sizi çldırttan bazı erkek yazarlar var, yeni yeni çıkan, neden onlara bulaşamıyorsunuz? neden onlara saldıramıyorsunuz? saldırsanız aynı şekilde, samimi olduğunuzu anlarım, düşündüğünü yazıyor derim. ama korkuyorsunuz. tek başınıza hiçsiniz çünkü. yemiyor çünkü. demek ki asıl olay güçlü-zayıf meselesi.
acıyorum lan size. göğüs ucumdaki koyu ter damlasını parkelere akıtarak acıyorum. değmezsiniz lan hiçbir şeye. sizden utanıyorum. Uludağ sözlüğün utançları. yüz karaları. hadi konuşun birbirinizle özelden bak nasıl ayar verdim, nasıl şiir yazdım onun gibi, nasıl espri yaptım deyin. küçük insanlar sizi. hatun yazarlara malakça yapılan sözlük baskısının asıl nedenini biliyorum. ve istediğiniz küçük albay'i yakında size vereceğim. sabredin.
her şeyi yaptım ayrıca. iyilikle söyledim, omuzlarında key key gezdirdim, dövdüm, aşağıladım, insan içine çıkamayacak hale soktum, ama yetmedi. demek ki bu benim de gücümü aşıyor. bi erkek apaçi ruhlu bi gay olmuşsa bunu temizlemek mümkün olmuyor. ben bu sözlüğü cool hale getirmeye çalıştıkça, siz o varoş benliğinizi daha çok hatırlıyor, daha basitleşiyorsunuz. gidin normal sözlükte yazın canım. size göre orası. bunda ayıp filan yok. burası sizin tarzınız değil diyelim.
derdiniz ne olum sizin? heh! naptı bu kadın yazarlar size? erkek egosuna açlığınızı hangi yazılarla hatırlattı? gücünüz bu kadınlara mı yetiyor? neden uğraşma gereği duyuyorsunuz? evde seviniyor musunuz bak nasıl ayar verdim diye? şöyle bi baktım ne yazmış bu kylie diye? giren-çıkan ne olmuş size diye? yok. bir şey bulamadım. bulsam da mazeret değil de hani ortada bir şey de yok. kaçırdığım, polemik yaratacak, sizi eğlence çıkarcaak, yok, o da yok.
eeeeeee, neyin peşindesiniz? hep böyle koloni halinde hareket edip zayıf gördüğünüz hatun
yazarlara mı saldıracaksınız? niye erkeklerin karşısına çıkamıyorsunuz? hadi onu da geçtim. asıl sorun hatun olması değil, saçma yazıları, nefret ediyorsunuz, abuk subuk şeyler yazıyor, fake, numara yapıyor, tahrik ediyor, ondan yazdınız onca şeyi. okey, anlarım,. eeee peki bebişlerim, hiç beğenmediğiniz, ondan daha çok, hatta deli gibi nefret ettiğiniz, sizi çldırttan bazı erkek yazarlar var, yeni yeni çıkan, neden onlara bulaşamıyorsunuz? neden onlara saldıramıyorsunuz? saldırsanız aynı şekilde, samimi olduğunuzu anlarım, düşündüğünü yazıyor derim. ama korkuyorsunuz. tek başınıza hiçsiniz çünkü. yemiyor çünkü. demek ki asıl olay güçlü-zayıf meselesi.
acıyorum lan size. göğüs ucumdaki koyu ter damlasını parkelere akıtarak acıyorum. değmezsiniz lan hiçbir şeye. sizden utanıyorum. Uludağ sözlüğün utançları. yüz karaları. hadi konuşun birbirinizle özelden bak nasıl ayar verdim, nasıl şiir yazdım onun gibi, nasıl espri yaptım deyin. küçük insanlar sizi. hatun yazarlara malakça yapılan sözlük baskısının asıl nedenini biliyorum. ve istediğiniz küçük albay'i yakında size vereceğim. sabredin.
bugün şuna inandım ki bu sözlükte bi tane bile sevenim yok. ve bugün yine şunu anladım ki ben
bu kadar zaman kendimi kandırmışım. aman beni kimse sevmesin, ihtiyacım yok onlar tarafından sevilmeye, onlar da kimmiş, ben kendime yeterim.bunların hepsi kendimi avutmadan ibaretmiş.ahmet abi'nin dediği gibi eylülde her şey zor geliyor insana. Yaz gelince daha iyi anlıyor insan
tek ihtiyacı olan şeyin sevilmek olduğunu. ve şunu biliyorum ki beni kimse sevmiyor "lanet
olsun her şeye... allah belasını versin tüm bu yaşananların" ahhhhhhhh yüreğimde sanki minik kız çocukları saç topluyor. soylu bi davranış.
bu mübarek yaz gününde kalp kırmanın ne denli günah olduğunu biliyorum. dahası
mizacıma, karakterime, uzlaşmacı kimliğime aykırı olur bu. sadece gözlemlerimi, hayata dair
umutlarımı, yaşadıklarımı, karşıma çıkan insanları yazdım. onları anlattım. kimseye küfür
etmedim. incitmedim. ama tüm bunlara rağmen az önce ölüm tehditleriyle karşılaştım. sadece ben olsam yine sineye çekerdim, dostlarım, arkadaşlarım, sevdiklerim tehdit edildi. peki niçin? sadece yazı yazdığım için. düşüncelerimi paylaştığım için.
aahh nolurdu beni sevseydiniz yaaa. herhangi, sıradan, dandik bi yazar sevgisine bile razıydım.
ahhh çok geç değil aslında. intihar etmeden bana sevildiğimi hissettirin. mesaj atın. buna çok
ihtiyacım var.
uğur mumcu gibi bahriye üçok gibi mehmet şevket esendal gibi hilmi nafiz topuz gibi yıldırım
bekçi ve daha niceleri gibi... yoruldum. kanıyorum. gözlerimde solungaç sümükleri kurumuş. boynumu keçi gülüşleri sarmış, yutkunamıyorum. şunu düşünüyorum şimdi; "ben ölürsem üzülen birileri çıkar mı?" çıkmaz. kimse. o kadar umutsuz ve yalnızım ki, intihardan başka seçenek
kalmadı bana. gidiyorum. ve sizden istediğim tek bi şey var, "cesedimi aranızdan iki yazar
yıkasın. birisi belden aşağımı (kartoncu olursa iyi olur küçük alby ile vedalaşır) diğeri de belden yukarımı, üçüncü de bunu izlesin." çünkü siz
benim her şeyimdiniz. sizle var olmuştum ben. umarım bu son dileğimi yerine getirirsiniz. sizler
mutlu olun...
bu kadar zaman kendimi kandırmışım. aman beni kimse sevmesin, ihtiyacım yok onlar tarafından sevilmeye, onlar da kimmiş, ben kendime yeterim.bunların hepsi kendimi avutmadan ibaretmiş.ahmet abi'nin dediği gibi eylülde her şey zor geliyor insana. Yaz gelince daha iyi anlıyor insan
tek ihtiyacı olan şeyin sevilmek olduğunu. ve şunu biliyorum ki beni kimse sevmiyor "lanet
olsun her şeye... allah belasını versin tüm bu yaşananların" ahhhhhhhh yüreğimde sanki minik kız çocukları saç topluyor. soylu bi davranış.
bu mübarek yaz gününde kalp kırmanın ne denli günah olduğunu biliyorum. dahası
mizacıma, karakterime, uzlaşmacı kimliğime aykırı olur bu. sadece gözlemlerimi, hayata dair
umutlarımı, yaşadıklarımı, karşıma çıkan insanları yazdım. onları anlattım. kimseye küfür
etmedim. incitmedim. ama tüm bunlara rağmen az önce ölüm tehditleriyle karşılaştım. sadece ben olsam yine sineye çekerdim, dostlarım, arkadaşlarım, sevdiklerim tehdit edildi. peki niçin? sadece yazı yazdığım için. düşüncelerimi paylaştığım için.
aahh nolurdu beni sevseydiniz yaaa. herhangi, sıradan, dandik bi yazar sevgisine bile razıydım.
ahhh çok geç değil aslında. intihar etmeden bana sevildiğimi hissettirin. mesaj atın. buna çok
ihtiyacım var.
uğur mumcu gibi bahriye üçok gibi mehmet şevket esendal gibi hilmi nafiz topuz gibi yıldırım
bekçi ve daha niceleri gibi... yoruldum. kanıyorum. gözlerimde solungaç sümükleri kurumuş. boynumu keçi gülüşleri sarmış, yutkunamıyorum. şunu düşünüyorum şimdi; "ben ölürsem üzülen birileri çıkar mı?" çıkmaz. kimse. o kadar umutsuz ve yalnızım ki, intihardan başka seçenek
kalmadı bana. gidiyorum. ve sizden istediğim tek bi şey var, "cesedimi aranızdan iki yazar
yıkasın. birisi belden aşağımı (kartoncu olursa iyi olur küçük alby ile vedalaşır) diğeri de belden yukarımı, üçüncü de bunu izlesin." çünkü siz
benim her şeyimdiniz. sizle var olmuştum ben. umarım bu son dileğimi yerine getirirsiniz. sizler
mutlu olun...
15 yaşındaydım. en çekici dönemlerimden biri değildi elbet. kuşkusuz bundan 16 sene önce
yüzüm çok daha bebeksi, toy, işlenmemiş kenevir sıcaklığındaydı. oysa şimdi daha bi oturmuş,
hatlarım kartal kanadı gibi ayrık ve olgun, çizgilerim granit gölgesi sertliğinde, kır sincapları
tadında bakıyor gözlerim, kimi zaman ürkek, kimi zaman pişkin ama çoğu zaman vurucu,
kudurtucu..
o zamandan beri uzun süreli aşk yaşayan sevgililer ilgimi çeker. ortaokul yılları taşındık. yeni gelmişim bu okula. tanıdığım kimse yok. ilk günden sardılar. mevzu çıktı. dik durdum. dağıldılar. alıştılar sonra bana. içlerine girdim. hayatın her alanı gibi, baktılar yiyemiyorlar, yeseler de sinmiyor midelerine, gel beraber avlanalım dediler. kısa zamanda sevdirdim kendimi. halbuki arkadaşlıkların en sıkı olduğu dönemdir bu. sabittir gruplar. bi kere oluştu mu mezun olana dek pek dağılmaz. hele yabancılar asla giremez. ama ben girdim.
oldum olası namus timsali gösterilen kızlar ilgimi çekmiştir. hedef yaparım onları. acayip bi
odaklanma yaratılar bende. herkesin "ah ne kadar da mutlu çift" diye tanımladıkları bi oğlan-bi de kendini prenses sanan yavruların oluşturduğu çiftleri gördüğümde, duyduğumda, haklarında konuşulduğunda bile uyarılırım.
girdiğim grupta böyle bi çift vardı. herkesin imrenerek baktığı. kızların, böyle bi aşk istediği,
erkeklerin ise "ah abi keşke biz de böyle kaşar olmayan bi kız bulsak" dediği bi kız.
ilk göz göze geldiğimizde göbeğini halının üzerinde öpeceğimi hissetmiştim. haftalar geçti. ince bi işçilikti. gidip geldi. kader anları vardı. kritik süreçler yaşandı. hatta bazen ben bile gitti, bu geceyi atlatamazsak ölür dedim, ben bile umutsuzluğa kapıldım. ama o gün geldi. o gün
belki normalde çok önemli bi şey değildi. hatta hiç önemli bişey değildi. ama bi erkeğin bakmaya, dokunmaya, öpmeye kıyamadığı yavrusunu, sevdiceğini, her şeyini evinden alıp kendi evine götürmenin zevkini, ego doyumunu, o arabada geçen yarım saat, bi saat, ne kadarsa o sürenin yarattığı gücü anlatmanın imkanı yok. dünyanın en güzel, en başarılı, "en" kadını kimse, ona hoplatmaktan çok daha büyük bir şeydi bu. sadece yanımda olması, onu alıp götürmek,
sevgilisinin yıllarca üzerine titreyip gözünden bile sakındığı kıza hayvanca muamele etmek. ahhh
şimdi bile kasıklarımda kutup ayısının dilleri geziyor.
-beni kırmaycanı söz verir misin? beni hiç üzmeyeceksin. söz ver bana nolur?
mutlu olmak istiyorum.
-kırılmak mı!!! ne kırılması yaaa tuzla buz olucaksın. kanıycaksın. ağlamak kesmiycek seni.
huzuru unutacaksın. ruhunda akrep dölleri gezecek. ama bazen de delirceksin mutluluktan.
tutkunun şiddetinden geniz etinde elmalar soyulacak. kokusunu çekeceksin içine. bana öyle sıkı sarılacaksın ki, bi yerlerde bi çocuk konuşmayı öğrenecek. sana gül bahçesi vaat edemem. sana sadece döl bahçesi ve gerçek aşk vaat edebilirim. tutku ve acı. hepsi bu. ve seni uyarıyorum,
"bana çok kötü aşık olursun, dikkat et."
onu o gün orda hoplatmadım. hoplatma dışında her şeyi yaptım ona. hoplatmaktan daha büyük bi zevkti çünkü bu. kaderinin elimde olduğunu bilmek... sevgilisine bağışladım onu. armağan ettim. ayrıca yavruma da bi avunma bırakmak istedim. vicdanını rahatlatma adına. bak her şeyi yaptım ama sonuna kadar gitmedim, dayandım tesellisi. nihayetinde duygusal biriyim. vicdanım var. gece yatağa başımı rahat koymak istiyorum.
hoplatacağına emin olduğun bi kızı hoplatmamaktan daha ihtiraslı bi duygu tanımadım ben. ve o günden sonra tanıdığım her kızı uyardım. dikkat edin, bana aşık olursunuz! vicdanımı rahatlatma adına yapmak zorunda olduğum bi davranış bu.
yüzüm çok daha bebeksi, toy, işlenmemiş kenevir sıcaklığındaydı. oysa şimdi daha bi oturmuş,
hatlarım kartal kanadı gibi ayrık ve olgun, çizgilerim granit gölgesi sertliğinde, kır sincapları
tadında bakıyor gözlerim, kimi zaman ürkek, kimi zaman pişkin ama çoğu zaman vurucu,
kudurtucu..
o zamandan beri uzun süreli aşk yaşayan sevgililer ilgimi çeker. ortaokul yılları taşındık. yeni gelmişim bu okula. tanıdığım kimse yok. ilk günden sardılar. mevzu çıktı. dik durdum. dağıldılar. alıştılar sonra bana. içlerine girdim. hayatın her alanı gibi, baktılar yiyemiyorlar, yeseler de sinmiyor midelerine, gel beraber avlanalım dediler. kısa zamanda sevdirdim kendimi. halbuki arkadaşlıkların en sıkı olduğu dönemdir bu. sabittir gruplar. bi kere oluştu mu mezun olana dek pek dağılmaz. hele yabancılar asla giremez. ama ben girdim.
oldum olası namus timsali gösterilen kızlar ilgimi çekmiştir. hedef yaparım onları. acayip bi
odaklanma yaratılar bende. herkesin "ah ne kadar da mutlu çift" diye tanımladıkları bi oğlan-bi de kendini prenses sanan yavruların oluşturduğu çiftleri gördüğümde, duyduğumda, haklarında konuşulduğunda bile uyarılırım.
girdiğim grupta böyle bi çift vardı. herkesin imrenerek baktığı. kızların, böyle bi aşk istediği,
erkeklerin ise "ah abi keşke biz de böyle kaşar olmayan bi kız bulsak" dediği bi kız.
ilk göz göze geldiğimizde göbeğini halının üzerinde öpeceğimi hissetmiştim. haftalar geçti. ince bi işçilikti. gidip geldi. kader anları vardı. kritik süreçler yaşandı. hatta bazen ben bile gitti, bu geceyi atlatamazsak ölür dedim, ben bile umutsuzluğa kapıldım. ama o gün geldi. o gün
belki normalde çok önemli bi şey değildi. hatta hiç önemli bişey değildi. ama bi erkeğin bakmaya, dokunmaya, öpmeye kıyamadığı yavrusunu, sevdiceğini, her şeyini evinden alıp kendi evine götürmenin zevkini, ego doyumunu, o arabada geçen yarım saat, bi saat, ne kadarsa o sürenin yarattığı gücü anlatmanın imkanı yok. dünyanın en güzel, en başarılı, "en" kadını kimse, ona hoplatmaktan çok daha büyük bir şeydi bu. sadece yanımda olması, onu alıp götürmek,
sevgilisinin yıllarca üzerine titreyip gözünden bile sakındığı kıza hayvanca muamele etmek. ahhh
şimdi bile kasıklarımda kutup ayısının dilleri geziyor.
-beni kırmaycanı söz verir misin? beni hiç üzmeyeceksin. söz ver bana nolur?
mutlu olmak istiyorum.
-kırılmak mı!!! ne kırılması yaaa tuzla buz olucaksın. kanıycaksın. ağlamak kesmiycek seni.
huzuru unutacaksın. ruhunda akrep dölleri gezecek. ama bazen de delirceksin mutluluktan.
tutkunun şiddetinden geniz etinde elmalar soyulacak. kokusunu çekeceksin içine. bana öyle sıkı sarılacaksın ki, bi yerlerde bi çocuk konuşmayı öğrenecek. sana gül bahçesi vaat edemem. sana sadece döl bahçesi ve gerçek aşk vaat edebilirim. tutku ve acı. hepsi bu. ve seni uyarıyorum,
"bana çok kötü aşık olursun, dikkat et."
onu o gün orda hoplatmadım. hoplatma dışında her şeyi yaptım ona. hoplatmaktan daha büyük bi zevkti çünkü bu. kaderinin elimde olduğunu bilmek... sevgilisine bağışladım onu. armağan ettim. ayrıca yavruma da bi avunma bırakmak istedim. vicdanını rahatlatma adına. bak her şeyi yaptım ama sonuna kadar gitmedim, dayandım tesellisi. nihayetinde duygusal biriyim. vicdanım var. gece yatağa başımı rahat koymak istiyorum.
hoplatacağına emin olduğun bi kızı hoplatmamaktan daha ihtiraslı bi duygu tanımadım ben. ve o günden sonra tanıdığım her kızı uyardım. dikkat edin, bana aşık olursunuz! vicdanımı rahatlatma adına yapmak zorunda olduğum bi davranış bu.
Fazla mastürbasyondan kaynaklanır.
sözlük magazini geliştirme çerçevesinde bugünden itibaren uygulanması zorunlu. artık herkesin yazacak bunu. oğlanların kimliği deşifre edilecek. en son hangi hatun yazara mesaj attınız? yok di mi öyle bişey?
erkeklerin birbirlerine saçma sapan mesajlar attığı bi yer burası. farkındayım. fakat bu oğlanların arasında gerçek erkeklerin de karalanmasına izin veremem. dolayısıyla mesajların buraya kopyanlanması bu açıdan çok faydalı. kimin ne mal olduğu görecek herkes. daha önce söylediğim gibi modlara başlık taşımaydı, soruydu mesaj atabilirsiniz. modların çoğu yalnız. bütün o güçlü,
cool, acımasız görüntülerinin altında savunamsız, masum, samimi, iş, işi olan bi çocuk uzanıyor. hatunlara yazma babında ise kesin atmalısınız, ama sözlükteki bi erkeğin bi erkeğe gereksiz yere, gereksiz yere dediğim sadece muhabbete mesaj atması , anüsünün fıstık ezmesiyle yumuşatılma isteğine, dolu dolu aranmaya, kolaj çalışması yapılarak vurdurulmaya işaret.
yeterrrrrrrr lan yeterrrrrr.... ulan eşin yanda televizyon seyrediyor, senin sevgilin evde sıkıntıdan salak salak vakit geçiriyor, sen burda elalemin erkeği mesaj kutumu yazsa da sevinsem diye göbeğinde polen söndürülmüş it gibi ekrana bakıyorsun. it. pardon yaa...
bebişlerim, burada aşk yok, flört yok, magazin yok, terkedilmiş erkekler, bunalıma giren hatunlar yok. çapkın erkek yok diycem ama, erkek yok ya... biraz hareket, lütfen biraz hareket...azıcık kımıldayın ya... ulan bu sözlükte aylardır yazıp da bi hatun kaldırmayan erkekler var hala... bunlar sokakta nasıl benim de cinsel organım elvan görünce huylanıp damar damar üstüne biniyor diye geziyor, enteresan.
ve ayrıca bu mesajların yayınlanması sözlükteki makul deşifrenin faydasını, yazarların cool ve
kompleksizliğini ortaya çıkaracak. he bu arada format açısından bi sıkıntı yok. merak etmeyin.
size atılan mesajları izinsiz yayınlamazsınız, sizin attıklarınızı değil, ama gene de izin alın. tam
emin değilim. şikayet ederse sorun olabilir. görcez.
evet,
benim ki...
Albay kemal> zall: başlığım taşındığı için teşekkür ederim. çok tatlısın. kolay gelsin.
erkeklerin birbirlerine saçma sapan mesajlar attığı bi yer burası. farkındayım. fakat bu oğlanların arasında gerçek erkeklerin de karalanmasına izin veremem. dolayısıyla mesajların buraya kopyanlanması bu açıdan çok faydalı. kimin ne mal olduğu görecek herkes. daha önce söylediğim gibi modlara başlık taşımaydı, soruydu mesaj atabilirsiniz. modların çoğu yalnız. bütün o güçlü,
cool, acımasız görüntülerinin altında savunamsız, masum, samimi, iş, işi olan bi çocuk uzanıyor. hatunlara yazma babında ise kesin atmalısınız, ama sözlükteki bi erkeğin bi erkeğe gereksiz yere, gereksiz yere dediğim sadece muhabbete mesaj atması , anüsünün fıstık ezmesiyle yumuşatılma isteğine, dolu dolu aranmaya, kolaj çalışması yapılarak vurdurulmaya işaret.
yeterrrrrrrr lan yeterrrrrr.... ulan eşin yanda televizyon seyrediyor, senin sevgilin evde sıkıntıdan salak salak vakit geçiriyor, sen burda elalemin erkeği mesaj kutumu yazsa da sevinsem diye göbeğinde polen söndürülmüş it gibi ekrana bakıyorsun. it. pardon yaa...
bebişlerim, burada aşk yok, flört yok, magazin yok, terkedilmiş erkekler, bunalıma giren hatunlar yok. çapkın erkek yok diycem ama, erkek yok ya... biraz hareket, lütfen biraz hareket...azıcık kımıldayın ya... ulan bu sözlükte aylardır yazıp da bi hatun kaldırmayan erkekler var hala... bunlar sokakta nasıl benim de cinsel organım elvan görünce huylanıp damar damar üstüne biniyor diye geziyor, enteresan.
ve ayrıca bu mesajların yayınlanması sözlükteki makul deşifrenin faydasını, yazarların cool ve
kompleksizliğini ortaya çıkaracak. he bu arada format açısından bi sıkıntı yok. merak etmeyin.
size atılan mesajları izinsiz yayınlamazsınız, sizin attıklarınızı değil, ama gene de izin alın. tam
emin değilim. şikayet ederse sorun olabilir. görcez.
evet,
benim ki...
Albay kemal> zall: başlığım taşındığı için teşekkür ederim. çok tatlısın. kolay gelsin.
Amk bir karar verin.
bu benim başıma çok sık geliyor. demin de aynı şey oldu. ne zamandır bana mesaj atan hatun bi
yazar var. cevap vermiyorum aşık olur, kendini kaptırır diye, alttan alıyorum her söylediğini, bana olan ilgisini yumuşak hamlelerle ona hissettirmeden içinde öldürmeyi düşünüyorum. ama olmuyor. artık nasıl manyak bi şekilde aşık ediyorsam kendime...
napıyım yahu ben? napyım allah aşkına? yüce meryem'e isyan mı ediyim neden beni bu kadar
dayanılmaz yarattı diye. her gece yatmadan 6 kureyş, 7 felak, 8 nas, 9 tane de eflak suresi
okuyorum kazadan beladan geniş kukulardan sakınmak için. böyle temiz, iyi niyetli bir insan
olmama rağmen sürekli kullanılmak ağrıma gidiyor.
az önce yine mesaj trafiği yaşandı. cevap vermedim. bu sefer dolaylı olarak girilerde hakaret etti. ona da bişey demedim. biliyorsunuz, hatunlarla polemiğe girmem, ayar vermem. neyse dedim ki,
"bak bebişim ben sana göre değilim. eminim ileride mutlu olursun. ama lütfen bana bunu yapma.
ikimize de yazık. daha çok gençsin. beni unutmak zor biliyorum. ama bunu beraber aşıcaz" diye
mesaj attım ilk mesajına. mesajı da şuydu "beni böyle acıtmak hoşuna mı gidiyo!!! görmüyo musun kanıyorum!!! bişeyler yap hadi!!!.
peki son mesajımın üstüne ne attı? "seninle işim bitmedi" ben bunu hak etmedim. o kadar
söylüyorum. ve artık yemin ederim bu tacizlerden yoruldum. gücüm yetmiyor.
yazar var. cevap vermiyorum aşık olur, kendini kaptırır diye, alttan alıyorum her söylediğini, bana olan ilgisini yumuşak hamlelerle ona hissettirmeden içinde öldürmeyi düşünüyorum. ama olmuyor. artık nasıl manyak bi şekilde aşık ediyorsam kendime...
napıyım yahu ben? napyım allah aşkına? yüce meryem'e isyan mı ediyim neden beni bu kadar
dayanılmaz yarattı diye. her gece yatmadan 6 kureyş, 7 felak, 8 nas, 9 tane de eflak suresi
okuyorum kazadan beladan geniş kukulardan sakınmak için. böyle temiz, iyi niyetli bir insan
olmama rağmen sürekli kullanılmak ağrıma gidiyor.
az önce yine mesaj trafiği yaşandı. cevap vermedim. bu sefer dolaylı olarak girilerde hakaret etti. ona da bişey demedim. biliyorsunuz, hatunlarla polemiğe girmem, ayar vermem. neyse dedim ki,
"bak bebişim ben sana göre değilim. eminim ileride mutlu olursun. ama lütfen bana bunu yapma.
ikimize de yazık. daha çok gençsin. beni unutmak zor biliyorum. ama bunu beraber aşıcaz" diye
mesaj attım ilk mesajına. mesajı da şuydu "beni böyle acıtmak hoşuna mı gidiyo!!! görmüyo musun kanıyorum!!! bişeyler yap hadi!!!.
peki son mesajımın üstüne ne attı? "seninle işim bitmedi" ben bunu hak etmedim. o kadar
söylüyorum. ve artık yemin ederim bu tacizlerden yoruldum. gücüm yetmiyor.
Uludağ sözlüğün asil yazarlarına yönelttiğim bir anket sorusu.
Bekaretin nerede olması gerektiğine karar verirsek , önemli mi değil mi? Gereksiz mi değil mi? Vs.. sorularına daha rahat cevap buluruz.
Bekaretin nerede olması gerektiğine karar verirsek , önemli mi değil mi? Gereksiz mi değil mi? Vs.. sorularına daha rahat cevap buluruz.
Evet müslüman romalı olarak bunu asla inkar etmedim azizim.