bugün

entry'ler (162)

merdaneli çamaşır makinalarını hatırlayan nesil

En gençleri 20'li yaşların sonuna çoktan varmıştır. Aksi mümkün ise otomatiğiyle çok geç tanışılmıştır.

cennette tequila sunrise içmek

Güzel vaat. imana getirebilme olasılığı yok değil ama kesin de değil gibi.

eski sevgili

Bu kadar beddua alan başka bir kurum kuruluş müessese yoktur. Ama hala ısrarla ayaktalar. Şerefli versiyonları yoktur diyeceğim, nihayetinde biz de birer eski sevgiliyiz; diyemiyorum.

müslüman börek yapmasını bilmiyorsa aile dağılır

Kadına şiddeti meşrulaştırabilecek bir bakan söylemi.

Peki şaşırdık mı? Noo.

Aslında tam da toplumumuza layık bir söylem. Anne ve eş rolleriyle toplumun kadına dayattığı normlar ortada. "Kadınsan börek yapacaksın, yapamazsan ailen dağılır. Kocan sana laf söyleme hakkına sahiptir." işte bunlar adım adım kadına şiddeti meşrulaştırıyor. Yok artık bir börekten nerelere vardın demeyin. Kadınların ne kadar sudan sebeplerden şiddet gördüğü, öldürüldüğü aşikar. Tüm bunlar da kadına biçilen rolle ilgili tabii. Mühim olan bu rolü biçimlendirenlerden olmamak. Yani bu sözün sahibi inanım ki yalnız değil, bu açıdam bakıp da olayı börekle değil de başka şeyle örneklendirebilecek çok insan var aramızda. işte bunlar hep cinsiyetçilik.

alperen arap ocakları

tüpleri daha bitmemiş mi diye merak eden ocaklardır. *

kızların birbirlerinin doğum günü kutlama yazıları

ne kadar uzun ve ne kadar bol kalpliyse o kadar iyidir mantığıyla oluşturulan ve bunun sevgi göstergesi olduğu sanılan, yazan ve okuyan kişi dışında -hatta bazen okuyan kişi bile hariç- kimse için bir halt ifade etmeyen yazılardır.

birthday bitch'in iq'su da inceden düşükse, screenshot alıp instagramda façede falan paylaşır.

yazarların hiç saygı duymadığı insanlar

diğer yazarların sikinde olup olmadığı bilinmeyen insanlar ve anketler topluluğudur.

evli yazarlar

belki bir adet de metresi olan yazarlardır. kim bilir...

sözlük yazarlarının itirafları

ara sıra kendimi tutamayıp açıyorum o fotoğrafı, uzun uzun bakıyorum. yaklaşık olarak 1cm'ye 1cm bir fotoğrafa en fazla ne kadar bakabilirsin, ne kadar ayrıntı yakalayabilirsin ki? ve minicik bir fotoğraf en fazla ne kadar acıtabilir canını? kezbanlık var ya serde, yapıyor işte öyle etkiler. uzun uzun bakıyorum gözlerine mutlu mu diye, yanındaki kadına bakıyorum benden daha büyük bir aşkla bakabiliyor mu diye. baktıkça midem bulanıyor mutsuzluktan ama yanıtları bulamadım henüz.

ay biz çok güzeliz ya diyen kız arkadaşlar

(bkz: birbirini öven kız kankalar)

pazar kahvaltısı

işsizler için misal; perşembeleri de yapılabilendir.

tshirt giyen erkek gaydir

katıldığım geydir.

ilk buluşmaya tayt giyerek gelen kız

muhtemelen astronot kıyafetiyle de gelse damacana, bank falan siken yurdum erkeğini tahrik etme olasılığı ihtimaller dahilindedir. taytla en azından normal insan giysisi giymiş olur.

eski sevgiliyle karşılaşma

güzel bir dost tavsiyesi, içten ve nazik bir uyarıdır.

-tamam kanka karşılaşmam. benim de temennim o yönde.

tecavüze uğrama riski bulunan kadın modeli

riski oluşturan faktörün kendisi değildir bu "kadın modeli." risk faktörleri tamamen, çevresel etmenlere, daha da açayım; etrafındaki erkek bireylerin açlığına, sapkınlığına ve dürtülerini kontrol acizliğine bağlıdır.

ha bir de;

(bkz: tecavüze uğrama riski bulunan damacana modeli)

egemetro gazetesi

2009 yılında yayın hayatına başlayan izmir'in haftalık metro gazetesidir. genel yayın yönetmeliğini gazeteci kerem divarcı'nın yaptığı egemetro, ücretsiz olarak her hafta metro içinde dağıtılmakta, hem yerel hem de ülkeden ve dünyadan haberler vermektedir.

dünyada örnekleri bulunan bu metro gazetelerinin türkiye'deki tek örneği egemetro'dur.

metroda yolculuk yaparken okunacak bir gazete henüz bizde yerleşmemiş ancak yerleşmesi temenni edilen güzel bir kültürdür. izmir metrosu ve izban'da koltuklardan birinde bu gazeteye rastlayabilirsiniz.

http://www.metrogazetesi.com/egemetro/

sevgilisine hitap etme sorunu yaşayan erkek

arkadaşlarının yanındadır.

yalnızken, aşkım, bebeğim, çiçeğim, balım... dere tepe düz gider, ama kankaları yanındaysa, tek hitap sözcüğü isminizdir.

itinayla "cool story bro" bakışı atıp, en uygun zamanda da kafasını ütüleyin.

bohem erkek özgür kız ilişkisi

son dönem türk sinemasında sıkça rastlanan iki karakterin birlikteliğidir.

gerçekle hiçbir alakası olmayan bu türün ilişkisinin filmlere konu olması giderek fantastikleştiğimizin bir göstergesi olsa gerek. sinemaya giriyorsun, salaş ama yer yer ikea mobilyalarla süslenmiş bir ev içinde, tercihen reklamcılık, yazarlık falan yapan bohem abimiz, bir de onun manitası, ailesinden ayrı yaşayan, paranın nerden geldiği belirsiz hem çok güzel, hem çok kültürlü, hem çok sempatik, hem kıskanç olmayan, hem de erkeğini evlenek la evlenek diye sıkboğaz etmeyen ablamız.

hah işte bu ikisinin ilişkisini bize ortalama 10 tl'ye yediriyorlar. tamam sinema illa ki gerçek hayattan bir kesit sunsun demiyorum da, o bohem abiyi, özgür ablayı da sokaklarda görmek istiyor insan. hatta yeri geliyor, role model belliyoruz. ama olmuyor işte, birkaç beden büyük geliyor bünyeye. irish pub insanı olamıyoruz. sonra oturup, erkekleri, kadınları ve ilişkileri sorguluyoruz.

bir kısım senaristleri realizmin büyülü dünyasına davet ediyorum. beyler iş çıkışı takım elbiselerinin kravatını gevşetmiş halde irish pub tarzında bir barda içkisini yudumlamasın. mahalleden çocuklarla halit abi'nin kahvede maç izlesin. kız da o esnada kankasını aramış, hoşlandığı çocukla yaşadıklarını, konuştuklarını bir bir anlatıyor olsun telefonun başında. "ay beni seviyor mu ki yaaa" diye düşünüp dursun. taktik yapsın. adamın telefonunu kurcalasın. adam da mesela tuğçe'yi tuğrul diye kaydetmiş olsun telefona. eski çıktığı mesaj atsın ya da facebook'tan eklesin, kavga etsinler. gibi.

hayatı sorgulatmayın bana sevgili senaristler.

sonuç olarak, hayallerde yaşayan ilişkidir. töremizde yoktur. varsa da defolsun gitsin. kız özgürse ırıspıdır zaten, adam onu almaz yani. bohem adama da kız vermezler bizim burda. ayık olun. öperim.

ciddi ilişkisi bitince piç imajı çizen erkek

ailece severek beğendiğimiz, beğenerek sevdiğimiz ve izlediğimiz erkektir kendisi. uzun süreli diye tabir ettiğimiz cinsten ciddi ilişkisi olmuş ve bitmiştir. erkeğimiz acısını kalbine gömmüş ve piç imajı çizmeye başlamıştır. tabii ki yaredir sinede eski sevgili ama sadece dostlarının yanında belli eder bunu. onun dışında tek rakibi demet akalındır, öyle bir sklemiyorum tavırları. öyle bir "o neydi yaa, vallahi kurtuldum" havaları. aşkı küçümsemeler, ilişkilere değer vermemeler, sürekli seks temalı laflar. "aşkın kitabını yazdım sonucu seks buldum" tribi. her önüne gelen canlı cansız varlığa yazılmalar. baktı aşk adamı'nda iş yok bari şu çok konuşulan kadınların piç tercihi olayım dedi herhalde.

tüm çabasına rağmen, eski sevgilisine takıntılı biçare erkek olmaktan asla kurtulamaz, başka biri olmaya çalışsa da acısını gizleyemez.

zaten before'una da after'ına da sıçayım, ikisinde de iş yoktur. ı-ıı olmaz bunlardan.

fotoğrafları facebook a yüklesene darlaması

bir grup insanla sosyalleşip bir takım fotoğraflar çekilmişsinizdir ve fotoğraf makinesi size aittir, dolayısıyla fotoğraflar sizdedir ve bu insan grubu çılgınlar gibi o fotoğrafları facebook'a yüklemenizi bekler. sürekli msn'den, facebook chatten yazar, "fotoları attın mı, fotoları ne zaman koyacaksın" ben senin foto diyen dillerini s.. yerim. sonuçta milyon tane fotoğraf, onu bilgisayara yüklemek ayrı dert, facebooka yüklemek ayrı dert, 10 saat yüklemiyor sıçtığımının feysbuku. hem belki işi gücü var adamın, darlamasana, yok, nerdeee? feysbuk profaayl pikçır yapacak ya, çatlar görmese. bekleyemez, o fotoğraflar hemen elinde olmalıdır. cümle alem görmelidir.

işbu sıkboğaz etme olayı da tam da bu darlamaya tekabül etmektedir. yapmayınız, azıcık serin kanlı olunuz. relax, freşşş.