bugün

sevdiği entry'ler

günün sözü

adam sordu;
kaçınız çıplaklığınıza güvenmek yerine karakterinize güvenecek kadar kadınsınız ?
kadın cevapladı;
kaçınız çıplak bedeni sahiplenmek yerine, üstünü örtecek kadar adam'sınız!

öfke kontrol bozukluğu

psikiyatrik ilaçların bazılarıyla başarıyla tedavi edilen? hastalık.

ilaç tedavi eder diye genelleme yaptım? ama belirtmem gerekir ki bunu bilimsel bir kanıtla söylemedim.

sigmund freud

modern psikiyatrinin babası kabul..! edilen, fakat anasına sulanan ensest bir yahudi. sigmund freud.

--spoiler--

Sapıkların babası Sigmund Freud

Freud, insanı belirli davranışlara zorlayan dürtüleri olduğunu iddia eder. Ona göre acıkan karnını doyurur, yorulan uyur, ancak “cinsî içgüdüler” şuur altına itilir ve bastırılır. Freud, psişik hayâtımıza sadece seksüel dürtülerin yön verdiğini savunur ve tezini anormal vak’alardan hareketle izâha çalışır.

Freud’e göre çocuklar, birçok cinsî sapıklık modellerini peş peşe sıralayan komple bir “sapık”tırlar. Elbette bu marazî isteklerini cemiyet baskısı altında doyuramazlar. Onları şuur altına iterler ve bir takım iç çatışmalar başlar. işte Freud’a göre ruh hastalıklarının tek sebebi budur. “Psikanaliz” ile şuur altının derinliklerine inilmeli, doyurulmamış sapık arzular bulunmalı ve “kabûl edilebilir hâle” getirilip tekrar sunulmalıdır.

Yeni değil, çarpıtılmış;

Allahü teâlânın “kâinâtın en şereflisi” olarak yarattığı insanı, bir takım süflî içgüdülerin esiri gibi göstermeye çalışan bir teori elbette taraftar bulamaz. Kaldı ki insana “serbest irâde”, “seçme hürriyeti” ve “iyiyi kötüden ayırt edebilme kâbiliyeti” verilmiş olmasa, “suç ve cezâ” kavramlarının içi dolmaz.

Freud’un getirdiği “şuur altı” ibaresi “ona has” ve “yeni” değildir. islâm âlimleri içgüdülere, “nefs-i emmâre” adını verirler ki, insana yükselme, kendini koruma ve neslini idâme gücü veren tahrik edici bir kuvvettir. Bulunması şarttır ama dizginlenmesi lâzımdır. Bunu tıpkı kazandaki buhara benzetebiliriz. Eğer kendi haline koyuverirseniz kazanı patlatır. Ama kontrol altında tutarsanız koca lokomotifi, hedefine ulaştırır.

Yanlışta ısrar

Freud, bu görüşlerini birebir münazaralarda sıkça savunur ancak “Histerinin cinsel etiyolojisi” üzerine verdiği bir konferansta açıkça dillendirince skandal çıkar. Öyle tepki alır ki, artık ne öğrencisi ne de çalışma arkadaşı kalır. Tam “bittim artık” dediği günlerde birileri gelip sırtını sıvazlar, onu tekrar psikanaliz üzerinde çalışmaya zorlarlar. Hatta elinden tutar bir anda (1902) profesör yaparlar. Bâzı arızalı doktorları bulup buluşturur, hizmetine yollarlar. Dahası Viyana’da Psikanaliz Enstitüsü kurar (1908) ve bu müesseseye milletler arası hüviyet kazandırırlar.

Freud enstitü filan yönetecek kapasitede değildir, zihni dağınıktır. Bu yüzden kurumun idâresini öğrencisi Carl Gustav Jung’a bırakır. Ancak psikanaliz yaygınlaştıkça, teorideki çarpıklıklar, ortaya çıkar, dostları Freud’u yalnız bırakırlar. Freud’un en güvendiği isimlerden Adler ve Jung bile psikanalizde aradıklarını bulamaz. Rûhî hayâtın izâhını marazî modellere dayandırmayı, günahsız çocuğu birtakım cinsî sapıklıkların toplamı gibi görmeyi “insan” olma vasfına yakıştıramazlar. Adler insanoğlunun hâkim dürtüsünün “yükseklik ve üstünlük duygusu” olduğunu savunmaya başlar, Jung ise milletlere, kavimlere ve âilelere has ortak bir alt şuurdan, “kolektif şuur altı”ndan bahs açar.

Fitneciler Londra’ya!

Freud yenilgiye doymaz, psikanalizi antropolojiye uyarlar. Yaratılışı ret eden Darwin’e destek olmak için elinden geleni yapar. Freud, Hitler’in Avusturya’yı işgali üzerine (1938) Londra’ya kaçar, ingilizler, Yahudi biraderlere (Darwin ve Freud’a) her imkânı açar, medyayı emirlerine verip, reklâmlarını yaparlar.

Hakkında ne dediler?

► O, kendi zaferi için insanları kullanan bir egoistti. Hastalarının intihar eşiğine gelmesi umurunda bile değildi. Prof F. Crews

► Freud araştırıcı filan değil, istediği neticeye varmak isteyen ahlâksız bir oportünistti. A. Esterson
► Çok psikanaliz yaptım ama hep sıkıldım. Hastalarımı hiçbir zaman tanıyamadım. Freud nevrotik bir insandı ve onun gibilerin bu saygıdeğer meslekten çekilmesi lâzımdı. Dr. Erich Fromm

► Psikanaliz herşeye el atar ama hiçbir şeyi açıklayamaz. M. Johoda

► Freud’u hekimden saymayın, o materyalist ideoloji için çalışan bir felsefecidir. H. Ellenburger

► Psikanaliz masaldır, hem zararlı bir masal. P. Medawar

► Psikanaliz çağımızın vebasıdır. Ona inananlar “dürtü” adına “tiran” kesildiler, artık bu kaosun bitmesi gerek. E. Levinas

► Freud’a göre cömertlik, fedakârlık gibi kelimeler anlamsızdır. Bu piyesin oyuncuları kötü olmak zorundadırlar ve final daima ağlatır. M. Tournier...

Kaldı ki Freud, “Ben ne ilim adamıyım ne de mütefekkir. Sadece maceracıyım ve bu hoşuma gidiyor” demekten çekinmez.

| irfan Özfatura

Yazarın faydalandığı eser: “Dünyayı Aldatanlar” Prof. Dr. Sefa Saygılı

http://www.psikiyatrinink...li-sapiklarin-babasi.html

--spoiler--

hayat

görsel

günün şiiri

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

Orhan Veli.

ben bu yazıyı kendime yazdım

-grotesk tasvirlemelerin ötesine geçtiğin gün adam olacaksın. ucubik davranışların son bulduğunda sevgiye layık olacaksın. peki ya hastalıklı ruhun?

+işte ona girmeyelim derim ben.

-romantik bir hayalciden de farklı olmalısın, bir realiste taş çıkarırcasına gerçekleri yüzüne vurmalısın. gerçek misin sen?

+yaşadıklarım hakkında ileri geri konuşma hakkını sana vermiyorum haysiyetsiz adam!

-ben senin haysiyetsizliğinden, karakter oturtamamışlığından besleniyorum biliyorsun bunu. o halde sana itiraz etme hakkını kim veriyor?

+soruya soruyla karşılık vermek? ilginçmiş.

-peki ya konuyu saptırmak?

+işte o senin problemin.

-düşün dedim sana lanet olası. ne bir yağmur damlasının umrundasın ne de kar tanesi senin gözlerinden akan yaşların ismini biliyor. içine bodoslama daldığın bu rüyadan uyandığını anda seni kurtaracak tek şeyi düşün.

+bu gerçek kimin gerçeği ki? sevgilimin tenine değen rüzgarların selamıyla yaşamaya razıyım ben. farkındayım dünyanın ve benim de umrumda değil bir başkası.

-iyi düşün! ben, defalarca söylemekten yorulmadan önce çıkar ağzındaki baklayı. yanılmış olmaktan hala korkuyor musun?

+üzgünüm! senin için yapabileceğim hiçbir şey yok. kandırılmışlığın acısını çekiyorsun. geçmişin hesabını başkasına soramazsın. bundan mı başının ağrısı? bu sebepten mi omuzlarındaki yükün ağırlığına sitemin? bu yüzden mi suçu bana atıyorsun aşağılık zihnim?

-ben senin kadar üzgün değilim. mazoşist sevdalarından caydığında haberim olsun isterim ancak. uyandığında başında dikilen yine ben olacağım. ilk tokadı atan da... ben demiştim demeye o gün bayılacağım.

+sen ve ben... mutsuzsun. aramızı açan biri var farkındasın ve bu sana acı veriyor. ıstırapların en büyüğünü çekiyorsun yakamdan ellerini çeken birisine rastladığın için çırpınıyorsun. uzak dur benden! ben her şeye rağmen onu istiyorum.

ben bu yazıyı kendime yazdım

kalkıp gidesin var. " ben geldim " diyesin var. ama... " ama"sı da var.

sevilen şiirin en vurucu cümlesi

Deli gibi uykum var Nermin
Şuramda sen
Gecenin üçünde çevirmeme girmişsin
O dakika telsizime
Ela gözlü türküler çalmışlar.

sevilen şiirin en vurucu cümlesi

ne vakit düşünsem gelecek beklentisini... yapışkan geçmişim döve döve içeri alıyor beni!

delegasyon

bir işi, farklı kişilere aktararak görev paylaşımı yapma işi.

delegasyon için aşağıdaki maddeler olmazsa olmazlarmış.

--spoiler--

Görevi anlat; net ve somut olarak açıkla
Büyük resmi göster; bu iş neden önemli, neden yapılması gerekiyor?
Başarı standartlarını ve kontrol noktalarını ortaya koy; sonuca göre başarı ve başarısızlık faktörlerini belirle
Yetki ver; delegasyon için sadece sorumluluğu vermek yetmez aynı zamanda yetkide verilmeli.
Destek ver; yeri geldiğinde koçluk yapacağını, gerekli bilgiler konusunda yardımcı olacağını ilet.
Hemfikir ol; herhangi bir açık nokta kalıp kalmadığını sor ve konunun anlaşıldığından emin ol.

--spoiler--
*