bugün
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar19
- uludağ sözlük kapatılacak11
- okul müdürü nasıl korunabilirdi15
- yorgun mermi8
- anın görüntüsü18
- icardi1905'in sözlüğü bozması31
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız17
- ismet gurbuz 20248
- beni özlediniz mi doğru söyleyin13
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak9
- fazla mastürbasyon yapan erkek8
- türkiye den soğuma sebepleri15
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması21
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne19
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- cami tuvaletinin paralı olması11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek17
- erkeklerin sadakatsiz olması11
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- sözlüğe kız getirmek9
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü10
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler13
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- flörtü eleme sebepleri8
sevdiği entry'ler
Evet net olarak toplum olarak incelenmeliyiz. Bu siyasi içerikli bir yazı olmamakla birlikte gerçekten merak ettiğim bir çok soru vardır. Kimseyi kötülemek veya aşağılamak için değil fakat bir bu sorularıma cevap verirse bende kaçırdığım bir olay mı var ve kaçırdıysam hatamın boyutunun farkına varacağım.
Şimdi sözlükte veya herhangi bir google aramasında akp'de şuan milletvekili olan veya geçmişte milletvekilliği yapmış bir çok insanın fetö lideri olan şahısa hocam gel artık özlem bitsin, ne istediler de vermedik, çok vatansever, onun yaptığı hizmetleri bu ülkede kim yaptı, onun için ölürüz dediğini biliyoruz. hatta bu insanların boy boy fotoğrafları bile mevcutken, bu insanların fetö tarafından kandırıldığına ve ülkede fetö ile mücadele eden tek insan güruhu olduğuna kesinlikle inanan halk ve benimde ailemde bulunan bazı bireyler, hiç bir kanıt olmamasına veya fotoğrafı ya da fetö elebaşıyla ilgili tek övgü dolu sözü olmamasına rağmen merak akşeneri fetöcü ilan edebiliyor.
bugün bizzat yaşadım, mahalledeki marketten ekmek almaya gittim tv de Cumhurbaşkanı konuşuyordu. yanında çay içen tanımadığım orta yaşlı abi meral akşener girmesin diye seçimi öne almışlar falan dedi. marketçi abi ise, fetöcü diyorlar ona dedi. konuya dahil olup abi sen nereden biliyorsun dedim, herkes öyle söylüyor dedi.
Şimdi bu adamda oy kullanacak, benimde yaşadığım ülkenin geleceği ile ilgili karar verecek.
Aynısı tipler arkadaş çevremde de var.
Yani toplum olarak ne yiyoruz ne içiyoruz da göz önünde olana inanmak yerine söylemlere inanıyoruz. bizi toplum olarak bu kadar fanatik kılan nedir?
benim görüşüm yetersiz eğitimin, partili öğretmenlerin yetiştirdiği nesilin payı var. Bunu seçmen aşağılamak için söylemiyorum fakat, artık okumuş da olsa okumamış da olsa insanlar garip bir inanış içindeler.
Özellikle şuna da karşıyım. ekonomi iyi güzel, asgari ücret yükseldi diyorlar. Çıta o kadar aşağıda ki, adamların farklı bir ülke gezip görme hayali yok. rahat bir yaşam sürme idealleri yok. 1603 tl ile orta doğudaki savaş ülkelerine bile tatile gidemiyorsun. uçaklar paraları yol paraları ne hale gelmiş. kaldı ki bu insanların görevi ülkeyi iyi yönetmek,
siz hiç bir benzin pompacısının, ne güzel doldurdum benzini be, geçmiş dönemde çalışan arkadaşlar benzin doldurmayı bile beceremezdi derse, ne düşünürsünüz?
kusura bakmayın ama ülke olarak ruh hastasıyız, ya da çok cahil bir ülkeyiz. ya da o kadar ezmiş bir soy ağacından geliyoruz ki 1603 tl ile değil oyumuzu ruhumuzu bile satıyoruz.
Şimdi sözlükte veya herhangi bir google aramasında akp'de şuan milletvekili olan veya geçmişte milletvekilliği yapmış bir çok insanın fetö lideri olan şahısa hocam gel artık özlem bitsin, ne istediler de vermedik, çok vatansever, onun yaptığı hizmetleri bu ülkede kim yaptı, onun için ölürüz dediğini biliyoruz. hatta bu insanların boy boy fotoğrafları bile mevcutken, bu insanların fetö tarafından kandırıldığına ve ülkede fetö ile mücadele eden tek insan güruhu olduğuna kesinlikle inanan halk ve benimde ailemde bulunan bazı bireyler, hiç bir kanıt olmamasına veya fotoğrafı ya da fetö elebaşıyla ilgili tek övgü dolu sözü olmamasına rağmen merak akşeneri fetöcü ilan edebiliyor.
bugün bizzat yaşadım, mahalledeki marketten ekmek almaya gittim tv de Cumhurbaşkanı konuşuyordu. yanında çay içen tanımadığım orta yaşlı abi meral akşener girmesin diye seçimi öne almışlar falan dedi. marketçi abi ise, fetöcü diyorlar ona dedi. konuya dahil olup abi sen nereden biliyorsun dedim, herkes öyle söylüyor dedi.
Şimdi bu adamda oy kullanacak, benimde yaşadığım ülkenin geleceği ile ilgili karar verecek.
Aynısı tipler arkadaş çevremde de var.
Yani toplum olarak ne yiyoruz ne içiyoruz da göz önünde olana inanmak yerine söylemlere inanıyoruz. bizi toplum olarak bu kadar fanatik kılan nedir?
benim görüşüm yetersiz eğitimin, partili öğretmenlerin yetiştirdiği nesilin payı var. Bunu seçmen aşağılamak için söylemiyorum fakat, artık okumuş da olsa okumamış da olsa insanlar garip bir inanış içindeler.
Özellikle şuna da karşıyım. ekonomi iyi güzel, asgari ücret yükseldi diyorlar. Çıta o kadar aşağıda ki, adamların farklı bir ülke gezip görme hayali yok. rahat bir yaşam sürme idealleri yok. 1603 tl ile orta doğudaki savaş ülkelerine bile tatile gidemiyorsun. uçaklar paraları yol paraları ne hale gelmiş. kaldı ki bu insanların görevi ülkeyi iyi yönetmek,
siz hiç bir benzin pompacısının, ne güzel doldurdum benzini be, geçmiş dönemde çalışan arkadaşlar benzin doldurmayı bile beceremezdi derse, ne düşünürsünüz?
kusura bakmayın ama ülke olarak ruh hastasıyız, ya da çok cahil bir ülkeyiz. ya da o kadar ezmiş bir soy ağacından geliyoruz ki 1603 tl ile değil oyumuzu ruhumuzu bile satıyoruz.
"renault, hayat kadar beklenmedik" sloganı ile yayımlanan reklamdır.
şu reklam;
http://www.youtube.com/watch?v=Bu5Vg2qO2mE
şimdi reklamın başında sarı cliosu ile bir genç yolda gidiyor, yolda giderken manita yapıyor ve megane'a geçiyor, ondan sonra evleniyorlar, çocukları oluyor, daha büyük bir arabaya geçiyorlar.
sonra ne oluyorsa birden, hoop boşanıyorlar ve ayrı ayrı arabalar ile takılmaya başlıyorlar ve bir de bakıyoruz ki kadının yanında sakallı bir herif beliriyor, kadının yanağını okşarken, kadın ve eski kocası ayrı yollara sapıyorlar...
bir kere bu tip şeyler bizim aile yapımıza ters.
ayrıca çocuğa ne oldu amk? velayeti anneye mi verildi, babaya mı? çocuk birden kayboldu, naptınız lan ufacık çocuğa?
şu reklam;
http://www.youtube.com/watch?v=Bu5Vg2qO2mE
şimdi reklamın başında sarı cliosu ile bir genç yolda gidiyor, yolda giderken manita yapıyor ve megane'a geçiyor, ondan sonra evleniyorlar, çocukları oluyor, daha büyük bir arabaya geçiyorlar.
sonra ne oluyorsa birden, hoop boşanıyorlar ve ayrı ayrı arabalar ile takılmaya başlıyorlar ve bir de bakıyoruz ki kadının yanında sakallı bir herif beliriyor, kadının yanağını okşarken, kadın ve eski kocası ayrı yollara sapıyorlar...
bir kere bu tip şeyler bizim aile yapımıza ters.
ayrıca çocuğa ne oldu amk? velayeti anneye mi verildi, babaya mı? çocuk birden kayboldu, naptınız lan ufacık çocuğa?
Aynı cemaat içindeki adamlar bile kutsal mutsal tanımayıp kafa göz dalıyorlar.
Sonra bazı adamlar huzur buldukları iddaasıyla bu cemaatlere katılıyorlar, şeyhlerinin çükünü öpüp, ayak suyunu içiyorlar.
Nasıl bir psikolojik rahatsızlık, nasıl bir eziklik, nasıl bir cahillik içindesiniz ki hem kendi hayatınızı hem bizim hayatımızı sikip atıyorsunuz.
Küçük çocukları sikmenin insani bir sey olmadığını, cihad denilen nanenin salakĺık olduğunu anlamak ne kadar zor olabilir.
Olm karşı komşuna oturmaya gittiğinde karın ve komşuna nikah düştüğünü bilmek nasıl bir mazoşizm. .
Anasının dizinden tahrik olan adamların binlerce bağımlısı var; o adamların anaları çocuklarının kendilerini sikme korkusu yaşıyor..
Düşünsene çocuğunla baş başa kalmaya korkuyorsun acaba bana hallenir mi düşüncesiyle. ..
8-10 yaşındasın, cahil ailen seni kuran kursuna gönderiyor , amca ya da hoca dediğin Müslümanlık ögreten koca koca adamlar (iğrençliği anlaşılsın diye açık yazıyorum) senin daha gelişimini tamamlamış götüne 15- 20 santimlik pis, yaraklarını götüne sokuyorlar ve içine nesli kuruyasıca döllerini boşaltıyorlar. Sonra allah bu adamlar denilen taa mayalardan beri tapma ayini olan ritueli yapıyor diye cennet denilen devamlı seksin döndüğü ödül adasına düşürülüyor.
Sonra soruyorlar; bugün allah için ne yaptın?
Tecavüz etmedim, çalmadım, hak yemedim, insan öldürmedim...
Sonra bazı adamlar huzur buldukları iddaasıyla bu cemaatlere katılıyorlar, şeyhlerinin çükünü öpüp, ayak suyunu içiyorlar.
Nasıl bir psikolojik rahatsızlık, nasıl bir eziklik, nasıl bir cahillik içindesiniz ki hem kendi hayatınızı hem bizim hayatımızı sikip atıyorsunuz.
Küçük çocukları sikmenin insani bir sey olmadığını, cihad denilen nanenin salakĺık olduğunu anlamak ne kadar zor olabilir.
Olm karşı komşuna oturmaya gittiğinde karın ve komşuna nikah düştüğünü bilmek nasıl bir mazoşizm. .
Anasının dizinden tahrik olan adamların binlerce bağımlısı var; o adamların anaları çocuklarının kendilerini sikme korkusu yaşıyor..
Düşünsene çocuğunla baş başa kalmaya korkuyorsun acaba bana hallenir mi düşüncesiyle. ..
8-10 yaşındasın, cahil ailen seni kuran kursuna gönderiyor , amca ya da hoca dediğin Müslümanlık ögreten koca koca adamlar (iğrençliği anlaşılsın diye açık yazıyorum) senin daha gelişimini tamamlamış götüne 15- 20 santimlik pis, yaraklarını götüne sokuyorlar ve içine nesli kuruyasıca döllerini boşaltıyorlar. Sonra allah bu adamlar denilen taa mayalardan beri tapma ayini olan ritueli yapıyor diye cennet denilen devamlı seksin döndüğü ödül adasına düşürülüyor.
Sonra soruyorlar; bugün allah için ne yaptın?
Tecavüz etmedim, çalmadım, hak yemedim, insan öldürmedim...
şehit cenazesinde tayyip erdoğan'a bakış atan çocuğu hepiniz gördünüz değil mi?
görmeyenler için;
görsel
(bkz: tayyibe öfkeyle bakan şehit çocuğu)
bir şehit çocuğu.
cumhurbaşkanı taziyesini sunuyor, ama çocuk babasını kaybetmiş.
belki o an aklından hiçbir şey geçmiyor, belki boşluğa bakıyor, belki cumhurbaşkanı ile tokalaştığının dahi farkında değil, muhtemelen de kendisine sakinleştirici ilaç verilmiş...
kısacası çocuk babasını kaybetmiş.
işte o çocuğun bu bakışı, birtakım kraldan çok kralcıları rahatsız etmiş.
ve hadsizce ve saygısızca bu küçük çocuğa saldırmışlar.
hatta fetö ile ilişkilendirmişler çocuğu ve ailesini.
onlara göre çocuk, tayyip erdoğan'a "nefretle" bakıyormuş, bunu "başkanlığın aleyhinde kullanmak için" yapıyorlarmış.
inanamadınız değil mi?
bir insan böyle bir kansızlık yapabilir mi diyorsunuz belki de.
bu saygısızlığı yapan, şehidimizin kemiklerini sızlatan şahıs şu;
https://twitter.com/eski_istanbulum
buyrun işte yaptıkları;
burada akit çocuğun rte'ye "nefretle baktığını" yazmış.
nasıl bakacaktı ki çocuk?
babasını kaybetmiş, belki de rahmetli babası tek parça bile değildi.
çocuğun reisine nefretle bakmasını hazmedemiyor.
https://twitter.com/eski_...status/807964552163889152
görsel
akit hızını alamıyor.
babasını kaybetmiş delikanlının bakışını içine sindiremiyor.
çünkü kraldan çok kralcı biri.
flooduna ve nefret söylemlerine devam ediyor şehit çocuğu hakkında.
utanmadan, sıkılmadan şehit çocuğuna ve şehidimizin ailesine fetöcü iması yapıyor ve ailenin araştırılmasını istiyor.
https://twitter.com/eski_...status/807965360406274048
görsel
şehit çocuğuna "seviyesiz" diyor.
"cumhurbaşkanına bu şekilde bakan bir şehit çocuğu seviyesiz davranmış" bu akite göre.
https://twitter.com/eski_...status/807965666737352704
görsel
flood devam ediyor.
ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak bir paylaşım geliyor.
şehit ailelerinin şehitleri kullandığını ve "kendi ölülerinin üzerinde tepindiğini" yazıyor bu akit.
bu çocuğu berkin elvan ile rabıtalandırmaya çalışıyor.
cumhurbaşkanına bu şekilde bakan bir çocuk ancak berkin elvan olabilir iması yapıyor akit.
https://twitter.com/eski_...status/807966833223430146
görsel
yazık...
bu insan görünümlü hayvanlar aramızda.
pek tabi ki bu profil tüm akp seçmenini kapsamıyor, bunlar çoğunluğu trollüyerek yönlendiren azınlık bence.
cahil seçmen kitlesini bu tip aldatmacalarla etkiliyorlar.
daha dün gece patlamanın üzerinden henüz dakikalar geçmişken başkanlık sistemi propagandası yapanlar da bunlardı işte.
ama halk bu dolmaları yutmuyor.
halk bu trolleri tanıyor artık.
görmeyenler için;
görsel
(bkz: tayyibe öfkeyle bakan şehit çocuğu)
bir şehit çocuğu.
cumhurbaşkanı taziyesini sunuyor, ama çocuk babasını kaybetmiş.
belki o an aklından hiçbir şey geçmiyor, belki boşluğa bakıyor, belki cumhurbaşkanı ile tokalaştığının dahi farkında değil, muhtemelen de kendisine sakinleştirici ilaç verilmiş...
kısacası çocuk babasını kaybetmiş.
işte o çocuğun bu bakışı, birtakım kraldan çok kralcıları rahatsız etmiş.
ve hadsizce ve saygısızca bu küçük çocuğa saldırmışlar.
hatta fetö ile ilişkilendirmişler çocuğu ve ailesini.
onlara göre çocuk, tayyip erdoğan'a "nefretle" bakıyormuş, bunu "başkanlığın aleyhinde kullanmak için" yapıyorlarmış.
inanamadınız değil mi?
bir insan böyle bir kansızlık yapabilir mi diyorsunuz belki de.
bu saygısızlığı yapan, şehidimizin kemiklerini sızlatan şahıs şu;
https://twitter.com/eski_istanbulum
buyrun işte yaptıkları;
burada akit çocuğun rte'ye "nefretle baktığını" yazmış.
nasıl bakacaktı ki çocuk?
babasını kaybetmiş, belki de rahmetli babası tek parça bile değildi.
çocuğun reisine nefretle bakmasını hazmedemiyor.
https://twitter.com/eski_...status/807964552163889152
görsel
akit hızını alamıyor.
babasını kaybetmiş delikanlının bakışını içine sindiremiyor.
çünkü kraldan çok kralcı biri.
flooduna ve nefret söylemlerine devam ediyor şehit çocuğu hakkında.
utanmadan, sıkılmadan şehit çocuğuna ve şehidimizin ailesine fetöcü iması yapıyor ve ailenin araştırılmasını istiyor.
https://twitter.com/eski_...status/807965360406274048
görsel
şehit çocuğuna "seviyesiz" diyor.
"cumhurbaşkanına bu şekilde bakan bir şehit çocuğu seviyesiz davranmış" bu akite göre.
https://twitter.com/eski_...status/807965666737352704
görsel
flood devam ediyor.
ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak bir paylaşım geliyor.
şehit ailelerinin şehitleri kullandığını ve "kendi ölülerinin üzerinde tepindiğini" yazıyor bu akit.
bu çocuğu berkin elvan ile rabıtalandırmaya çalışıyor.
cumhurbaşkanına bu şekilde bakan bir çocuk ancak berkin elvan olabilir iması yapıyor akit.
https://twitter.com/eski_...status/807966833223430146
görsel
yazık...
bu insan görünümlü hayvanlar aramızda.
pek tabi ki bu profil tüm akp seçmenini kapsamıyor, bunlar çoğunluğu trollüyerek yönlendiren azınlık bence.
cahil seçmen kitlesini bu tip aldatmacalarla etkiliyorlar.
daha dün gece patlamanın üzerinden henüz dakikalar geçmişken başkanlık sistemi propagandası yapanlar da bunlardı işte.
ama halk bu dolmaları yutmuyor.
halk bu trolleri tanıyor artık.
hafızalara kazınmış repliklerdir.
last samurai
- sana ayda 300 dolar versem japonları öldürür müsün?
- ayda 300 dolara herkesi öldürürüm.
jakie brown
ordell: benim 500.000 dolarımı sen mi aldın?
max: evet
ordell: paramı niye aldın?
max: sana yardımcı olmak için aldım?
ordell: ne yani benim para mı bana yardımcı olmak için mi aldın?
max: evet
ordell:bak gerizekalı herif, benim kıçım muşmulaya benziyor olabilir, ama ben muşmula beyinli bir herif değilim.
armageddon
doktor adama iğne yaparken(yalnız iğne eşek kadar)
-bu ne için, onu bana sokarsan onu senin kalbine zımbalarım. sen ucuz romanı izledin mi?...
dead poets society
-aptal hayaller peşinde koşmayan bir kalp gösterin ben de size mutlu bir insan göstereyim.
-insanlar sadece hayaller peşinde özgür olur. her zaman böyleydi her zaman böyle olacak.
l.a. confidential
bu olay l.a'in imajını zedeler
-evet teğmen jennings'i temizleyelim. ölen dudley'i kahraman yapalım...
-jennings niye gülüyorsun...
jennings:bu olay o kadar büyük ki şok kahraman lazım...
the shawshank redemption
andy: bana gerekli malzemeleri bul taslardan satranç yapayım oynarız
red: iyi de bu seneler sürer
andy :iyi ya benim senelerim var.
duvara karşi
intihar, yaşamına son vermenin tek yolu değildir...
dead poets society
size neler söylendiğinin önemi yok, kelimeler ve fikirler dünyayı değiştirebilir.
the usual suspects
verbal:onu kimse bulamaz yok olur...
polis :sen inanıyor musun kayser soze diye birinin olduğuna?
varbal: keaton şöyle derdi... tanrının olduğuna inanmıyorum ama ondan korkuyorum... bense tanrının olduğuna inanıyorum ama korktuğum tek şey kayser soze...
garfield
pazartesilerden nefret ediyorum...
eternal sunshine of the spotless mind
konuşmak her zaman iletişim kurmak değildir...
beautiful mind, a
hayatta hiçbir şeyden emin olamazsın, emin olduğun tek şey budur...
reservoir dogs
- sen kimseyi oldurdun mu?
- bir iki polisi..
- yani gerçek insan öldürmedin mi?
million dollar baby
bazen bir yumruk indirmenin en iyi yolu geriye çekilmektir...
seven samurai
eğer kafan kesilecekse, sakalın için üzülmene gerek yoktur...
the thin red line
iyi olduğun için,kötülüklerden kaçabileceğini mi sanıyorsun?
sideways
- ben gökdelen camındaki parmak iziyim. mendil köşesindeki eski islemeyim. denizde dolasan bir bok parçasıyım.
- baksana söylediğin şeyler ne kadar da güzeldi. ben bunları asla yazamam.
- ben de yazamam. bunlar bukowski'dendi.
im juli
- istiyorsan burada kalabiliriz
- bayern de mi?
-gökyüzü her yerde mavidir.
der untergang
hitler ufak çocuğa madalya takarken;
- bu ufak çocuk 2 tank vurdu.
hitler: keşke generallerimde senin kadar cesur olsaydı
-ruslar burayı ele geçirirse intihar ederim
-otur yemek ye ölmek için her zaman vakit vardır.
-teslim olmazsak bütün halk ölücek
hitler: ölürum de teslim olmam
- ama çok gencimiz var
hitler: gençler ölmek içindir
bir tutam baharat
-köftenin tadına bakabilir miyim?
-tabi
-himmm tarçınlı. ya çok geç kalmışım ya tam zamanında gelmişim
memento
leonard''in ölen karisi için söylediği replik;
-onu unutmam gerektiğini bir türlü unutamıyorum
the untouchables
boks maçında kimin kazandığını ancak biri ayakta kaldığında anlarsın.
bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom
sahiplenme duygusu öldürme duygusunu uyandırır.
coffee and cigarettes
sigara kullanıyor musun?
-sadece içerken.
bin-jip
hepimiz birer bos eviz, ta ki birisi kilidimizi kırıncaya kadar..."
the edukators
önemli olan silahı kimin icat ettiği değildir. önemli olan tetiği kimin çektiğidir.
carandiru
şeytan sadece tanrıya yakin olanları kışkırtır.
mar adentro
bir baba için oğlunun ölmesinden daha acı tek şey,oğlunun ölmesini istemesidir.
hotel rwanda
insanlar bu çekimi gördüklerinde "aman tanrım, bu korkunç" diyecekler ve aksam yemeklerini yemeye devam edecekler, hepsi bu! ( paul'un soykırım görüntülerini çektiği için uluslararası ajans kameramanı jack'e teşekkür etmesinden sonra jack'in cevabi)
american history x
nefret bir yüktür.
2046
-ask, bir zamanlama tanımıdır.er veya geç doğru insanı bulma değildir.
dr.strangelove (or how i learned to stop worrying and love the bomb)
- beyler burada kavga edemezsiniz, burası savaş odası
barry lyndon
barry, geleceğini elde edebilecek kadar zeki doğan ama bunu koruyamayacak kadar yeteneksiz biriydi
neseli gunler
dünyanın bütün meşhurları bununla tras oluyor... ingiltere krali, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci miyer, nadya komanacci, biricit bardo, fenerbahceli cemil... hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçludurlar! evet denemesi bedava hem de hiç para vermeden
rain man
-sen bir kadınla mi tanıştın?
-evet
-nasıl biriydi?
-göz kamaştırıcı bir şeydi. tatil gibi.
babam ve oğlum
-ne güzel bir at, ismi var mı?
-ismi mi?....at işte
se7en
-kadınlar tecavüze uğradıklarında ''imdat'' diye bağırmamalılar ''yangın'' diye bağırmalılar.''imdat'' diye bağırırlarsa kimse gitmez ama ''yangın'' diye bağırırlarsa herkes gider.
leon
mathilda: rahat uyudun mu?
leon: hiçbir zaman gerçekten uyumam.her zaman bir gözüm açıktır.
mathilda: bir gözü açık birinin ilk defa bu kadar horladığını gördüm
gemide
- günaydın kaptan başın ağrıyor mu?
- başımda filler sevişiyor
pulp fiction
mia: bundan nefret etmiyor musun?
vincent vega: neden?
mia: bu hüzürsüz edici suskunluktan.sence neden kendimizi rahatsız etmek için sürekli zırvalamak zorundayız?.
vincent vega: bilmiyorum.gerçekten güzel bir soru.
mia: bunu özel biriyle birlikte olduğunda hissediyorsun.oysa kahrolasıca çeneni 1 dakika kapatıp sessizliği paylaşabilirsin.
falling down
- daha önce kalmanı istedim kurallar gereği bunu yapmam gerekliydi
- hıhı
- ama benim fikrimi sorucak olursan seni hiç sevmedim.neden mi sevmedim.küfür etmiyorsun.küfür etmeyen erkeğe güvenemem.erkekler sayıp söver.
la tigre e la neve
- kadınlar sevişmeden önce ne kadar da güzel oluyorlar.
- aşık olun.aşık olmak her şeyi canlandırır.
ondskan
insanlarla hayvanları ayıran tek şey akılları değildir,aynı zamanda ahlaklarıdır da.iyi ile kötü arasındaki farkı bilmeleridir.hepiniz hayvanlar gibi davrandınız.ve bu ahlaki değil.
türev
''en yakın arkadaşımın sevgilisi olduğun için sana bakmayı kendime yasaklamışım''
the jacket
-ben ilk öldüğümde 27 yaşındaydım.
match point
(bkz: iyi olmaktansa şanslı olmayı tercih ederim).
red dragon
acılar iyidir bize geçmişin gerçek olduğunu hatırlatır.
amores perros
"tanrı yı güldürmek istiyorsan o'na hayallerinden bahset"
Crna macka, beli macor
-bulgarların bir atasözü vardır. bir şeyi parayla çözemiyorsan daha çok parayla çözersin.
V FOR VENDETTA
''siyasiler gerçeği örtmek, sanatçılar ise gerçeği göstermek için yalan söylerler''.
oldboy
güldüğünde dünya da senle güler;ağladığında tek başına ağlarsın.
con air
bu dünyada iki kişiye güvenirim .biri benim, diğeri de sen değilsin.
dar alanda kısa paslaşmalar
hayat futbola fena halde benzer.futbol sahsi beceri gerektirir ama aslinda ayakla oynanan bir spordur.ayni zamanda toplu halde oynanan bir oyundur. dört dogru pas, %90 goldur.hayat da oyle degil mi?
hannibal
- tilki tavşanın çığlığını duyunca, koşa koşa gelirmiş. ama yardım için değil.
Becoming Jane
Sevgi ve muhabbet, bazen açması vakit alan çekingen bir çiçek gibidir.
Death Sentence
savaşta herkes haklı olduğunu düşünür.
raging bull
- kadınları bilirsin,doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şartlarda her şeyi yapabilirler.
notebook
- aşırı hafıza kaybında hastanın iyileşmesi mümkün değildir
+ doktor, bilim bir yere kadar sonra devreye tanrı girer.
onversations with other women
erkekler kadınları seks sonrası dinlemezler. onun için beni şimdi dinlemelisin.
Nothing But the Truth
- insanlar iyi ve onurlu olabilirler ama sonuçta cenazesine gelen kişi sayısı hava durumuna bağlıdır.
devrim arabaları
adı devrim olan bir arabanın sokaklarda dolaşmasına zaten izin vermezlerdi.
son ders: aşk ve üniversite
- ben para vererek bir kadınla ilişkiye girmem
+ olm biz o parayı ilişkiye girdiğimiz için vermicez. sabah kalktıklarında gittikleri için vericez.
başka semtin çocukları
- ne kadar duman, o kadar randıman.
Devil's Advocate
- cennette kul olacağıma cehennemde kral olurum.
büşra
- bir kadına istediğini verirsen mutsuz olur, ihtiyacı olanı verirsen kul, köle olur.
kaybedenler kulubü
-kadınların özelliği ne biliyor musun? seni sen yapan özelliklere aşık olup, sonrada o özellikleri senden almaya kalkıyorlar. *
last samurai
- sana ayda 300 dolar versem japonları öldürür müsün?
- ayda 300 dolara herkesi öldürürüm.
jakie brown
ordell: benim 500.000 dolarımı sen mi aldın?
max: evet
ordell: paramı niye aldın?
max: sana yardımcı olmak için aldım?
ordell: ne yani benim para mı bana yardımcı olmak için mi aldın?
max: evet
ordell:bak gerizekalı herif, benim kıçım muşmulaya benziyor olabilir, ama ben muşmula beyinli bir herif değilim.
armageddon
doktor adama iğne yaparken(yalnız iğne eşek kadar)
-bu ne için, onu bana sokarsan onu senin kalbine zımbalarım. sen ucuz romanı izledin mi?...
dead poets society
-aptal hayaller peşinde koşmayan bir kalp gösterin ben de size mutlu bir insan göstereyim.
-insanlar sadece hayaller peşinde özgür olur. her zaman böyleydi her zaman böyle olacak.
l.a. confidential
bu olay l.a'in imajını zedeler
-evet teğmen jennings'i temizleyelim. ölen dudley'i kahraman yapalım...
-jennings niye gülüyorsun...
jennings:bu olay o kadar büyük ki şok kahraman lazım...
the shawshank redemption
andy: bana gerekli malzemeleri bul taslardan satranç yapayım oynarız
red: iyi de bu seneler sürer
andy :iyi ya benim senelerim var.
duvara karşi
intihar, yaşamına son vermenin tek yolu değildir...
dead poets society
size neler söylendiğinin önemi yok, kelimeler ve fikirler dünyayı değiştirebilir.
the usual suspects
verbal:onu kimse bulamaz yok olur...
polis :sen inanıyor musun kayser soze diye birinin olduğuna?
varbal: keaton şöyle derdi... tanrının olduğuna inanmıyorum ama ondan korkuyorum... bense tanrının olduğuna inanıyorum ama korktuğum tek şey kayser soze...
garfield
pazartesilerden nefret ediyorum...
eternal sunshine of the spotless mind
konuşmak her zaman iletişim kurmak değildir...
beautiful mind, a
hayatta hiçbir şeyden emin olamazsın, emin olduğun tek şey budur...
reservoir dogs
- sen kimseyi oldurdun mu?
- bir iki polisi..
- yani gerçek insan öldürmedin mi?
million dollar baby
bazen bir yumruk indirmenin en iyi yolu geriye çekilmektir...
seven samurai
eğer kafan kesilecekse, sakalın için üzülmene gerek yoktur...
the thin red line
iyi olduğun için,kötülüklerden kaçabileceğini mi sanıyorsun?
sideways
- ben gökdelen camındaki parmak iziyim. mendil köşesindeki eski islemeyim. denizde dolasan bir bok parçasıyım.
- baksana söylediğin şeyler ne kadar da güzeldi. ben bunları asla yazamam.
- ben de yazamam. bunlar bukowski'dendi.
im juli
- istiyorsan burada kalabiliriz
- bayern de mi?
-gökyüzü her yerde mavidir.
der untergang
hitler ufak çocuğa madalya takarken;
- bu ufak çocuk 2 tank vurdu.
hitler: keşke generallerimde senin kadar cesur olsaydı
-ruslar burayı ele geçirirse intihar ederim
-otur yemek ye ölmek için her zaman vakit vardır.
-teslim olmazsak bütün halk ölücek
hitler: ölürum de teslim olmam
- ama çok gencimiz var
hitler: gençler ölmek içindir
bir tutam baharat
-köftenin tadına bakabilir miyim?
-tabi
-himmm tarçınlı. ya çok geç kalmışım ya tam zamanında gelmişim
memento
leonard''in ölen karisi için söylediği replik;
-onu unutmam gerektiğini bir türlü unutamıyorum
the untouchables
boks maçında kimin kazandığını ancak biri ayakta kaldığında anlarsın.
bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom
sahiplenme duygusu öldürme duygusunu uyandırır.
coffee and cigarettes
sigara kullanıyor musun?
-sadece içerken.
bin-jip
hepimiz birer bos eviz, ta ki birisi kilidimizi kırıncaya kadar..."
the edukators
önemli olan silahı kimin icat ettiği değildir. önemli olan tetiği kimin çektiğidir.
carandiru
şeytan sadece tanrıya yakin olanları kışkırtır.
mar adentro
bir baba için oğlunun ölmesinden daha acı tek şey,oğlunun ölmesini istemesidir.
hotel rwanda
insanlar bu çekimi gördüklerinde "aman tanrım, bu korkunç" diyecekler ve aksam yemeklerini yemeye devam edecekler, hepsi bu! ( paul'un soykırım görüntülerini çektiği için uluslararası ajans kameramanı jack'e teşekkür etmesinden sonra jack'in cevabi)
american history x
nefret bir yüktür.
2046
-ask, bir zamanlama tanımıdır.er veya geç doğru insanı bulma değildir.
dr.strangelove (or how i learned to stop worrying and love the bomb)
- beyler burada kavga edemezsiniz, burası savaş odası
barry lyndon
barry, geleceğini elde edebilecek kadar zeki doğan ama bunu koruyamayacak kadar yeteneksiz biriydi
neseli gunler
dünyanın bütün meşhurları bununla tras oluyor... ingiltere krali, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci miyer, nadya komanacci, biricit bardo, fenerbahceli cemil... hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçludurlar! evet denemesi bedava hem de hiç para vermeden
rain man
-sen bir kadınla mi tanıştın?
-evet
-nasıl biriydi?
-göz kamaştırıcı bir şeydi. tatil gibi.
babam ve oğlum
-ne güzel bir at, ismi var mı?
-ismi mi?....at işte
se7en
-kadınlar tecavüze uğradıklarında ''imdat'' diye bağırmamalılar ''yangın'' diye bağırmalılar.''imdat'' diye bağırırlarsa kimse gitmez ama ''yangın'' diye bağırırlarsa herkes gider.
leon
mathilda: rahat uyudun mu?
leon: hiçbir zaman gerçekten uyumam.her zaman bir gözüm açıktır.
mathilda: bir gözü açık birinin ilk defa bu kadar horladığını gördüm
gemide
- günaydın kaptan başın ağrıyor mu?
- başımda filler sevişiyor
pulp fiction
mia: bundan nefret etmiyor musun?
vincent vega: neden?
mia: bu hüzürsüz edici suskunluktan.sence neden kendimizi rahatsız etmek için sürekli zırvalamak zorundayız?.
vincent vega: bilmiyorum.gerçekten güzel bir soru.
mia: bunu özel biriyle birlikte olduğunda hissediyorsun.oysa kahrolasıca çeneni 1 dakika kapatıp sessizliği paylaşabilirsin.
falling down
- daha önce kalmanı istedim kurallar gereği bunu yapmam gerekliydi
- hıhı
- ama benim fikrimi sorucak olursan seni hiç sevmedim.neden mi sevmedim.küfür etmiyorsun.küfür etmeyen erkeğe güvenemem.erkekler sayıp söver.
la tigre e la neve
- kadınlar sevişmeden önce ne kadar da güzel oluyorlar.
- aşık olun.aşık olmak her şeyi canlandırır.
ondskan
insanlarla hayvanları ayıran tek şey akılları değildir,aynı zamanda ahlaklarıdır da.iyi ile kötü arasındaki farkı bilmeleridir.hepiniz hayvanlar gibi davrandınız.ve bu ahlaki değil.
türev
''en yakın arkadaşımın sevgilisi olduğun için sana bakmayı kendime yasaklamışım''
the jacket
-ben ilk öldüğümde 27 yaşındaydım.
match point
(bkz: iyi olmaktansa şanslı olmayı tercih ederim).
red dragon
acılar iyidir bize geçmişin gerçek olduğunu hatırlatır.
amores perros
"tanrı yı güldürmek istiyorsan o'na hayallerinden bahset"
Crna macka, beli macor
-bulgarların bir atasözü vardır. bir şeyi parayla çözemiyorsan daha çok parayla çözersin.
V FOR VENDETTA
''siyasiler gerçeği örtmek, sanatçılar ise gerçeği göstermek için yalan söylerler''.
oldboy
güldüğünde dünya da senle güler;ağladığında tek başına ağlarsın.
con air
bu dünyada iki kişiye güvenirim .biri benim, diğeri de sen değilsin.
dar alanda kısa paslaşmalar
hayat futbola fena halde benzer.futbol sahsi beceri gerektirir ama aslinda ayakla oynanan bir spordur.ayni zamanda toplu halde oynanan bir oyundur. dört dogru pas, %90 goldur.hayat da oyle degil mi?
hannibal
- tilki tavşanın çığlığını duyunca, koşa koşa gelirmiş. ama yardım için değil.
Becoming Jane
Sevgi ve muhabbet, bazen açması vakit alan çekingen bir çiçek gibidir.
Death Sentence
savaşta herkes haklı olduğunu düşünür.
raging bull
- kadınları bilirsin,doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şartlarda her şeyi yapabilirler.
notebook
- aşırı hafıza kaybında hastanın iyileşmesi mümkün değildir
+ doktor, bilim bir yere kadar sonra devreye tanrı girer.
onversations with other women
erkekler kadınları seks sonrası dinlemezler. onun için beni şimdi dinlemelisin.
Nothing But the Truth
- insanlar iyi ve onurlu olabilirler ama sonuçta cenazesine gelen kişi sayısı hava durumuna bağlıdır.
devrim arabaları
adı devrim olan bir arabanın sokaklarda dolaşmasına zaten izin vermezlerdi.
son ders: aşk ve üniversite
- ben para vererek bir kadınla ilişkiye girmem
+ olm biz o parayı ilişkiye girdiğimiz için vermicez. sabah kalktıklarında gittikleri için vericez.
başka semtin çocukları
- ne kadar duman, o kadar randıman.
Devil's Advocate
- cennette kul olacağıma cehennemde kral olurum.
büşra
- bir kadına istediğini verirsen mutsuz olur, ihtiyacı olanı verirsen kul, köle olur.
kaybedenler kulubü
-kadınların özelliği ne biliyor musun? seni sen yapan özelliklere aşık olup, sonrada o özellikleri senden almaya kalkıyorlar. *
Herkesin öve öve bitiremediği olaylara bak. Mağrifet 100 doları olan adama bedava yemek vermek değil, hicbir zaman 100 doları olmamış adamın karnını doyurmaktır.
g.te kaçacağını anlayan kişi veya topluluk beyanı.
şimdi mi aklınıza geldi aynı gemide olduğumuz gerçeğini akıllara getirir.
ergenekon, balyoz davalarında hangi gemideydiniz? ardı ardına şehit verilirken hangi gemideydiniz? haburdan pkk lılara tören yapılırken hangi gemideydiniz?
sizin geminiz yok kucağınız var. (bkz: akp kucağı)
bizim gemimiz batmaz korkmayın, kaptanımız da dümenimiz de sağlam.
şimdi mi aklınıza geldi aynı gemide olduğumuz gerçeğini akıllara getirir.
ergenekon, balyoz davalarında hangi gemideydiniz? ardı ardına şehit verilirken hangi gemideydiniz? haburdan pkk lılara tören yapılırken hangi gemideydiniz?
sizin geminiz yok kucağınız var. (bkz: akp kucağı)
bizim gemimiz batmaz korkmayın, kaptanımız da dümenimiz de sağlam.
akplilerin cahil olduğunu iddia eden bir çalışma var buyrunuz:
http://www.youtube.com/watch?v=PjOPG8plbQQ&spfreload=10
http://www.youtube.com/watch?v=PjOPG8plbQQ&spfreload=10
Bence bunu bir okusun.
BiLiYOR MUSUNUZ?
“1923' te Türkiye'de;
Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
Traktör sıfırdı, karasaban’dı.
5 bin köyde sığır vebası vardı.
Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu.
iki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu,
Bebek ölüm oranı yüzde 48’di, yani her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
Memlekette sadece 337 doktor vardı.
Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8’i Türk’tü.
Diş hekimi, sıfırdı.
Dört hemşire vardı.
40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
Ortalama ömür 40’tı.
Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bin. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu.
Kiremit bile ithaldi. Adı; Marsilya kiremidiydi.
Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
Toplam sermayenin sadece yüzde 15’i Türk’tü.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri…
Elektrik sadece istanbul, izmir ve Tarsus’ta vardı.
Otomobil sayısı bin 490’dı.
Sadece dört şehirde özel otomobil vardı.
Veremle boğuşan halk, ahırda yatarken…
Bugün bazılarının yere göğe sığdıramadığı Abdülhamid’in 16 tane eşi vardı: Nazikeda, Safinaz, Dilpesent, Peyveste, Nazlıyar, Bidar, Mezide, Emsalinur Hanım... 16 tane… Yaş itibariyle, tamamı çocuktu.
Abdülmecid’in 22 eşi vardı. Ahali ineğine verecek saman bulamazken, o sarayında iki futbol takımı kadar kadınla yatıyordu.
Kadın, insan değildi.
Tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu.
Arkeolojik eserler, öyle gizli saklı değil, padişahların hediyesi olarak, trenlerle çalınmıştı.
Kimisi alaturka saat’i kullanıyor, güneşin battığı anı 12:00 kabul ediyordu.
Kimisi zevali saat’i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı 12:00 kabul ediyordu.
Kimisi güneş batarken grubi saat’i esas alıyordu,
Kimisi güneşin tamamen battığı ezani saat’i esas alıyordu.
“Saat kaç birader?” diye sorduğunda, her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu.,
Kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi Rumi takvim kullanıyordu. Kimisinin Şubat’ı kimisinin Aralık’ına denk geliyordu. Herkes aynı zaman dilimindeydi, ama farklı aylarda yaşıyordu!
Dirhem, okka, çeki vardı. Arşın, kulaç, fersah vardı. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu, ne uzunluğumuz… Ölçülerimiz ortaçağ’dı.
Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.
Toplam, 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. Türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. Tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi. Ülke bilim’den çoook uzaktı.
600 sene boyunca Türkçenin ırzına geçilmiş, Osmanlıca denilmişti. Arapça, Farsça, Fransızca, italyanca kelimeler, Levanten terimler dilimizi istila etmişti. Karşılıklı sesli-sessiz harfleri olmayan Arapçayla Türkçe yazmaya çalışıyorlardı.
“Harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik, köpekleştirildik” deniyor ya…
ibrahim Müteferrika’dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz? Sadece 417’ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteteferrika da devşirmeydi, Macar’dı.
Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, 5 milyar adet satılmıştı.
Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: “istanbul’da bir yılda yazılanlar, Paris’te bir günde yazılanlardan azdır!”
Ve neymiş efendim, mezar taşı okuyacakmış…
Sen önce iki tane kitap oku da, dünyadan haberin olsun biraz!.”
(Alıntıdır)
Onur Öztarhan
BiLiYOR MUSUNUZ?
“1923' te Türkiye'de;
Nüfus 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu.
40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu.
Traktör sıfırdı, karasaban’dı.
5 bin köyde sığır vebası vardı.
Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu.
iki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu,
Bebek ölüm oranı yüzde 48’di, yani her doğan iki bebekten biri ölüyordu.
Memlekette sadece 337 doktor vardı.
Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8’i Türk’tü.
Diş hekimi, sıfırdı.
Dört hemşire vardı.
40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.
Ortalama ömür 40’tı.
Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bin. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu.
Kiremit bile ithaldi. Adı; Marsilya kiremidiydi.
Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti.
Toplam sermayenin sadece yüzde 15’i Türk’tü.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri…
Elektrik sadece istanbul, izmir ve Tarsus’ta vardı.
Otomobil sayısı bin 490’dı.
Sadece dört şehirde özel otomobil vardı.
Veremle boğuşan halk, ahırda yatarken…
Bugün bazılarının yere göğe sığdıramadığı Abdülhamid’in 16 tane eşi vardı: Nazikeda, Safinaz, Dilpesent, Peyveste, Nazlıyar, Bidar, Mezide, Emsalinur Hanım... 16 tane… Yaş itibariyle, tamamı çocuktu.
Abdülmecid’in 22 eşi vardı. Ahali ineğine verecek saman bulamazken, o sarayında iki futbol takımı kadar kadınla yatıyordu.
Kadın, insan değildi.
Tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu.
Arkeolojik eserler, öyle gizli saklı değil, padişahların hediyesi olarak, trenlerle çalınmıştı.
Kimisi alaturka saat’i kullanıyor, güneşin battığı anı 12:00 kabul ediyordu.
Kimisi zevali saat’i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı 12:00 kabul ediyordu.
Kimisi güneş batarken grubi saat’i esas alıyordu,
Kimisi güneşin tamamen battığı ezani saat’i esas alıyordu.
“Saat kaç birader?” diye sorduğunda, her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu.,
Kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi Rumi takvim kullanıyordu. Kimisinin Şubat’ı kimisinin Aralık’ına denk geliyordu. Herkes aynı zaman dilimindeydi, ama farklı aylarda yaşıyordu!
Dirhem, okka, çeki vardı. Arşın, kulaç, fersah vardı. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu, ne uzunluğumuz… Ölçülerimiz ortaçağ’dı.
Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu.
Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu.
Toplam, 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. Türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı.
Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. Tek üniversite vardı, darülfünun, medreseden halliceydi. Ülke bilim’den çoook uzaktı.
600 sene boyunca Türkçenin ırzına geçilmiş, Osmanlıca denilmişti. Arapça, Farsça, Fransızca, italyanca kelimeler, Levanten terimler dilimizi istila etmişti. Karşılıklı sesli-sessiz harfleri olmayan Arapçayla Türkçe yazmaya çalışıyorlardı.
“Harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik, köpekleştirildik” deniyor ya…
ibrahim Müteferrika’dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz? Sadece 417’ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteteferrika da devşirmeydi, Macar’dı.
Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, 5 milyar adet satılmıştı.
Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı: “istanbul’da bir yılda yazılanlar, Paris’te bir günde yazılanlardan azdır!”
Ve neymiş efendim, mezar taşı okuyacakmış…
Sen önce iki tane kitap oku da, dünyadan haberin olsun biraz!.”
(Alıntıdır)
Onur Öztarhan