bugün

entry'ler (5)

ahmet çakar

bu akşamki oradaydım belgeseline konuk olan eski hakem, şimdilerin yorumcusu, medyatik kişilik, ayar uzmanı, duygusal insan, haşin bünye, reklam yıldızı, pazartesi akşamlarının vazgeçilmezi, beş mucizesinin yaratıcısı, sözlükte bulunma sebebim, daha neler yazmam gerektiğini bilemediğim insan evladı.

bu akşam 16 kasım 1991 fenerbahçe beşiktaş maçı anlatıldı oradaydım belgeselinde. hocam konuştu, yaşadıklarını anlattı, tarihe ışık tuttu. kendi ifadesiyle "şık şık şık ahmet çakar şık şık şık eski hakem" alt yazısı ile karşımıza çıktı.

ama benim bildiğim, sevdiğim, söyleyecekleri merakla beklenen birisi değildi bu programda. çıktı, sadece ve sadece anlattı. yorum yapmadı. ayar vermedi. ses tonu kısılmadı, göz bebekleri ufalmadı. anlattıklarını pekiştirmek için kullandığı sağ eli hiç kalkmadı yerinden.

ben santra'daki ahmet çakar'ı tercih ediyorum hocam. orada doğalsın çünkü, hani hep sen dem vurursun ya beden dilinden, işte o beden dili seni yaktı bu gece. iki elini göbeğinin hizasında kavuşturman vardı ya, işte o anlatırken rahat olmadığını gösteriyordu. sen anlatmıyordun, birileri senden anlatmanı istiyordu. seni rahatsız eden de buydu. sipariş almıştın hocam, seni kasan da buydu.

benzer hisleri alpet reklamında da yaşadım ben, birileri senden bir şey söylemeni istedi, sen de söyledin. hatta elinle beş işareti bile yaptın. sana bıraksalar eğer, eyyy alpet eyyam yapmaaaa diye başlamaz mıydın reklama. başlardın.

tez konusu edilecek bir insansın sen hocam, ama benim yaşım tez yazmak için geç artık.

ahmet çakar

bu akşamki programda 16 kasım 1991 fenerbahçe beşiktaş maçı ile ilgili içini döken hüzünlü hakem. hep güldürmüyor bizi, ara sıra da hüzünlendiriyor, her daim yeni, her daim moda. hayatın ta kendisi bu adam, yaşıyor, yaşatıyor.seviyorum hocam seni.

ahmet çakar'ın yönettiği bu maç semih yuvakuran'ın son dakikada mehmet özdilek'in vuruşunu çizgi içerisinden çıkartması ile tarihe damgasını vurmuştur. ahmet çakar'ın verdiği gol kararı ile maç 2-2 sona ermiştir. bu kararın doğruluğu yıllar sonra fenerbahçeli oyuncular tarafından da onaylanmıştır.

işte bu olaya hocamın yorumu hepimizi ağlatacak cinstendi. saçlarının beyazlamaya başlamasını o maça bağlamakta ahmet hoca. maç öncesindeki sabah bekar olduğunu ve annesinin ona nasıl kahvaltı hazırladığını anlattı. bir şeylerin ters gideceğini hissettiğini söyledi. elini kesmiş o sabah mutfakta.

"o zaman filinta gibiydim, şimdi sumo güreşçisi gibiyim" dedi. "saçlar gür, şu anda beyazlar dolu, bu görüntüler bir insanın 15 yılda ne hale geldiğinin kanıtıdır" dedi. hayatını film şeridi yaptı hoca o an, o maçı televizyondan hatırlayan bendenizi de bir zaman makinasına soktu anında.

rıza çalımbay'a yapılan faulu görmediği pozisyonda kendi yönetimini yerden yere vurdu. bunu görmek için hakem olmaya gerek yok diyerek yeni hakemlere verdiği ayarın aynısını kendine verdi.

maç sonrasında istanbul polisi tarafından nasıl götürüldüğünü ve bekar olduğu için bir arkadaşının evinde kendi tabiri ile nasıl "fare gibi" saklandığını anlattı. duygusal olduğu için zaafından yararlanmak isteyen kazım kanat'a da "seni yoga kursuna göndereyim, rahatlarsın" diye kontrayar çekmeyi de ihmal etmedi.

maçtan sonra nasıl "fenerbahçe düşmanı" damgasını yediğini anlattı. "futbolcular kulüp baskısı ile o an topun çizgiyi geçtiğini söyleyemedi, peki benim giden 10 yılım ne olacak" dedi. belli takmış hoca, daha doğrusu taktırmışlar.

kim ne derse desin ahmet çakar bir fenomendir. eğrisi olur, doğrusu olur, ama bu adam dürüsttür. uslup sorunları, beğenilme arzusu ya da ön planda hareket etmeyi seven bir yapısı olabilir. ama hoca tektir, hocadır, yorumcudur ama bunlar ikinci plandadır. ahmet çakar adamdır.

lig tv izleyip radyodan mac anlatmak

+radyo spikeri
-kulaklıktaki yönetmen

+evet sevgili dinleyiciler maçta beraberlik devam ediyor, zico görüntüye geliyor
-olm ne görüntüsü sen stadyumdasın lan
+yani bir an düşündüm de sayın dinleyiciler, zico gözümün önüne geldi sanki, ne kadar üzülmüştür pozisyona zira camia ondan şampiyonluk bekliyor
-ehe ehe aferim toparladın bak
+tribünlerde olaylar var sayın seyirciler bir baba karşı tribünün ortasında çocuğunu kurtarmaya çalışıyor, sahalarda görmek istemediğimiz olaylar bunlar, çocuk başını tutuyor
-ne keskin gözlerin var senin öyle, karşı tribünü nasıl gördün mal... tv den izlemiyosun sen stadyumda gibi anlatacaksın kaç defa dedik, adam gibi anlat şunu
+mazot 1 ytl olacak sayın dinleyiciler
-allah belanı versin.

burhan altintop tarzi entry girmek

login olur olmaz mona lisa başlığını -bakalım bugün ne girmişleeeeerrr- diye iç geçirip okumak, daha sonra dekolte giyip bakana kızan kadın başlığına bir ayar entrysi yazıp homurdanarak ekle tuşuna basmak ve entrynin solframede gelip gelmediğini ekrana yaklaşarak kısık gözlerle kontrol etmektir. daha sonra cinnet geçirip eksi verenlere napiysunnn acabaaaa diye isyan etmek de cabasıdır.

ahmet çakar

17 ekim 2006 tarihli santra programının başında ilhan mansız için, japonlar onu futbolcu olduğu için değil medya maymunuolduğu için transfer etti diyerek sevenlerini hayal kırıklığına uğratmayan ve iyi bir show olacağının sinyallerini veren yorumcu.

kazım kanat ile aralarında beklendiği üzere garip diyaloglar başlamıştır.

a.ç:kazım sen vinci'nin akşam yemeği isimli bir tablosu vardır bilir misin?
k.k:bilirim
a.ç:sen orda soldan üçüncü adama benziyorsun
k.k:.....(sessizlik)

a.ç:elalemin mustafa çulcu'sunu* savunuyorsun karşımda.
k.k:bak böyle konuşma allah çarpar seni
a.ç:çarptı zaten*

k.k:bak bu yardımcı hakemin en az altı ay dinlendirilmesi lazım.
a.ç:imralı'da mı!!!
k.k:.... hocam sen ismet arzuman dinlendirilsin demedin mi daha önce?
a.ç:ona bakarsan ismet arzuman'ın ömür boyu dinlendirilmesi lazım.

akabinde kazım kanat beklenmedik bir çıkış ile hocamızı cübbeli ahmet hoca'ya benzetmiştir ki bu hocamızın son yıllarda aldığı en büyük ayar olmuştur. bu programda kazım kanat'a hassas oluşu nedeniyle kontr ayarı vermeyen* ahmet çakar'ın önümüzdeki haftalarda bu benzetmenin acısını fazlasıyla çıkartacağı aşikardir.