bugün

birbirinin dilinden, halinden anlayan iki kişi arasında karşılıklı geçer. mevzuyu bilmeyen üçüncü kişiler genellikle " ne diyo bu tehlikesiz ve saf insanlar " modunda mal, mal bu kişilere bakarlar, konuşmaları dinlerler. zaten şifreli konuşmanın amaçı da bu değil midir?

+ kiralık ev buldum. tutayım mı? ( bizim tayin işi ne oldu? )
- tut. depozito da ver. ( oldu. parayı hazırla )
prison break'in final bölümünde micheal scofield'ın söylediği ve dizi boyunca iyice alıştığımız hede..

--spoiler--
hep şifreli konuştuk, birbirimize origamiden birşey anlatdık ama artık özgürüz..
--spoiler--
işaret diliyle konusmak en mantıklısıdır. kuş dilinden daha avantajlıdır cünkü bilen cok azdır. bilseler bile takip etmek çok zordur. anca işin ehli olan 2 insanın karşılıklı hızlı bir şekilde elleri aracılığıyla konuşması, şifreli konuşmanın en sağlamıdır.
tersten konuşabiliyorsanız tersten konuşmaktır. ortamınızda bi kaç kişi daha tersten konuşabiliyorsa tersten ingilizce konuşun. adamlar onu da yapıyorsa içinizi dökün onlara, her şeyinizi paylaşın. onlardan kaçış yok. o adam çaprazdan fince bile konuşsan anlar. gözünden tanır seni artık.
ancak ve ancak kafası çalışan iki kişi arasında olabilecek bir anlaşma biçimi. maksat bulunulan ortamdakileri olaydan haberdar etmeden mevzuyu halletmektir.

karşınızdaki kişi bir az düz kontak çalışan biriyse şifreyi mifreyi unutur, dediğinizden bir şey çakmaz.
öyle aval aval bakar suratınıza.
siz de "hani şöyle şöyle anlaşmıştık ya" da diyemezsiniz. onun mallığından farksız bir hale düşersiniz bulunulan ortamda.

yani anlaşılacağı üzere laftan anlamayan biriyle şifreli konuşmak açık açık konuşmaktan daha kötü bir hale düşmeye sebebiyet verebilir malesef.
birbirine çok yakın olan ve birbirleriyle fazlaca vakit geçiren insanlar arasında bir süre sonra yeni bir dil oluşur. sadece kendileri anlarlar. tek kelimelik şeyler olabilir, sadece bir kelime söylerler ama onlar için dünyalar kadar anlamı vardır. mesela;

-gogoj napırken. şerit dedem olsa gelirdi. şerit dedem.
-kahvaltı.
-miyh.
-pınpın. fazlı.

gibi.

kalabalık bir ortamda bu şekilde konuşursanız inanın deli gözüyle bakıyorlar insana. ama onların o bakışları karşısında karın ağrısına girene kadar gülmeye başladığınızda şaşkın ifadelerin yerini sinirli ifadeler alıyor.çünkü... ne dediğinizi... hiç... ama... hiç kimse... anlayaamıııyooooor... "gajme."
başkalarının anlamaması için iki veya daha fazla kişi arasında konuşulan dil. sırf bunun için bazı kızlar kendi alfabelerini yaratmışlardır. korkuyorum.
hemen hemen hepimizin yaptığı şey.

bu kadar insan birbirini anlıyamadığına göre, hepimizde var bir şifre.
(bkz: ayşe tatile çıksın)
bir de her hecenin başına "par" getirilerek kullanılan bir teknik vardır. orta okul döneminde görülür ergenlerde...
örneğin: "parşif parre parli parko parnuş parmak." yazması zor olsa da konuşması zevkli ve kolaydır.
******** ** **** ** *** ****

şeklindeki konuşmalardır *
(bkz: na deşifre)denilesi dumur durumudur, olayıdır aynı zamanda.
+şu an ne yapıyorsun?
-belgesel izliyorum.

şeklinde cümleler kurmaktır.
kitaplardan alıntılanmış ve önceden karşılığı bulunmuş cümlelerle konuşmaktır.
hocanın yüzüne karşı küfür edebilmektir. lisede denedik oldu.
Kuguş digili (bkz: kuş dili)
Kucukken par dili diye bisey denedik arkadaslarla, sifremize sicayim.. Her hecenin basina par getiriyorduk mesela seni seviyorum derken parSE parNI parSE parVI parYO parRUM gibi salakca biseydi, harbiden su an dusundum de parBEY parNÎ parMÎ parZÎ parSÎ parKÎM
Etrafta olanların bu kafayı yemiş demesine neden olur.
Çocukken konuştuğumuz kuş dilini aklıma getiren başlık.
Benim için kuş dilidir.
küçükken kendi alfabemi oluşturup yakın arkadaşlarıma öğretmiştim aramizda öyle haberleşiyorduk.
Aramızda geçenlere dair tek yeteneğin bana fırsat vermeyişin oldu. Sen melankoliye tapıyorsun.