bugün

insanların tanrı'ya en büyük ihaneti. tanrı seni yaratacak, tüm varlıklardan üstün tutacak, sana secde etmeyen meleklerin hocasını lanetleyip cennetinden kovacak, sen dünyaya gelip tanrı'yı yalanlarcasına şeytanın peşinden gideceksin öyle mi? vallahi ihanetin en büyüğü.

hem kendine, hem tanrıya.
nefsimize yenik düştüğümüzde attığımız boktur.
genelde namaz kılarken olusan durumdur.

- göt, bok, sıç... töbe töbe töbe allam... sıçbok... töbetöbe allam! yanlışlıkla aklımın içine girmiş... göt böceklibok.. töbetöbe... inneatayna... sıç... enee töbe allam töbetöbetöbetöbe... adamın götü bok yemiş.. allam çok töbe!
seri eksi oy veren ibnenin, nadiren artı oy verirken geçirdiği durumdur.
(bkz: şeytana uyup artı oy vermek)
-hadi şeytana uyalım.
-yok ben uymuycam.biraz başım ağrıyor.
(bkz: şeytanı kendine uydurmak)
(bkz: niyet ettim şeytana uymaya)
aklını çelmeye çalışan olumsuz fikirlere karşı gelememek..
günümüz koşullarında artık şeytan bir gün çıkıp; affet allah'ım insana uydum diyecek.
günümüzde insanlar şeytanlardan beter bir durumdadır. şeytan insanın yanında halt yemiştir.
Şeytan ona uymamız için yalvarıyor, pek tabii biz de pırlanta kalpli insanlar olduğumuz için onu kıramıyoruz.
(bkz: dürtmedikçe şeytana uymam)
bazen eğlencelidir aslında.
her boku yiyip şeytanın üzerine atmaktır. bahsedildiği gibi şeytana uymak gibi bir şey söz konusu değildir. kişinin irade zayıflığı sonucu bunun insanoğlunun kötülükten zevk alması ile birleşmesiyle ortaya çıkan durumlardır.
Şeytan yalnızca sunar, insan isterse seçer !
Şeytan bir günah işleteceği zaman, işe, o günahı kutsallık zırhına sarmakla başlarmış.
insanlardan bir kısmının tekrarladıkları hatalar sebebiyle sürekli olarak şeytanı bahane ettiklerini ve "Şeytana uyuyorum" sözü ile kendilerini savunmaya çalıştıklarını görebilirsiniz. Oysa işin aslı, insanların iradelerine yenik düşmeleri sebebiyle şeytanı bahane etmeleridir. Şeytan, insan için dost görünen bir düşmandır. Zihinlerimize atmaya çalıştığı çeşitli vesvese ve kuruntular ile yollarımıza tuzaklar kurar. Pek çok insan da iradesine yenik düşerek kolayca kapılır bu tuzaklara. Bazı insanlar şeytanı Allah'a rakip kötü bir güç sanır. Dikine kulakları, kırmızı sureti ve elinde mızrağı ile ortalıkta dolaşıp etrafa kötülük saçan bir canavar canlanır zihinlerde. Oysa şeytanın insan üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur. Kendi eliyle kendini ateşe atan yine insanın kendisidir. insanı şaşırtan ve saptıran herkes ve her şey şeytanın bir yansımasıdır hayata. insan şeytanın kendisi için apaçık bir düşman olduğunu ve onun adımlarını izlememesi gerektiğini bilmelidir.

"Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır." (bakara/208)

"Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse şeytan ona iğrençlikleri ve kötülükleri emreder." (nur/21)

"(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; hâlbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir." (nisa/120)

Şeytan günahları süslü ve çekici gösterir. Boş vaat ve kuruntularla kandırır insanı. "Şeytana uyuyorum" diyen insan aslında farkında olmadan nefsini kabartır ve o an için kendisine haz vereceğine inandığı şeye uyar. insanın günaha girmesi en çok şeytanı sevindirir. Oysa Kur'an şeytandan gelen vesveselerden kurtulmanın formülünü verir insanlara:

"Şeytandan bir dürtü seni dürtüklediğinde hemen Allah'a sığın.." (a'raf/200)

Aslında pek çoğumuz bir iş yapmadan önce az çok biliriz yapacağımız bu işin doğru olup olmadığını ya da kimin rızasına uygun olacağını. Ama söz geçiremeyiz nefsimize ve türlü bahaneler ile görmezden gelerek bu gerçeği bile bile günaha sürükleriz kendimizi. Şimdi sormak gerek insanın uyduğu şeytan mı yoksa şeytanın vesveseleri ile kabaran nefsi mi? Peki, kendi eliyle bile bile günaha giren birini hangi bahane kurtarabilir? Şeytanın boş vaatlerine aldanan insan hesap günü şeytanın tüm vaatlerinin boşa çıktığını gördüğünde içinde bulunduğu durumdan kendini nasıl kurtarabilir? insanın bu konuda da kendini kandırmayı bırakarak şeytanı bahane etmemesi gerekir. Çünkü hesap günü şeytan da, şeytanı bahane eden de kurtaramaz kendini.

"iş bitirilince şeytan onlara şöyle dedi: "Allah size hak bir vaatle vaatte bulundu, ben ise vaat ettim ama vaadimden caydım. Benim sizin üzerinizde bir sultam/hakimiyetim yoktu. Sizi davet ettim, siz de bana uydunuz. Hepsi bu. Şimdi beni kınamayı bırakın da benliklerinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Aslında ben sizin, daha önceden beni şirk aracı yapmanıza karşı çıkmıştım. Zalimler için acıklı bir azap öngörülmüştür." (ibrahim/22)

Şeytanın bizim apaçık bir düşmanımız olduğunu ve bizi kötülüklere sürüklemek için elinden gelen her şeyi yapacağını bilerek bizim de onu düşman bilmemiz gerektiği konusunda uyarıda bulunur Kur'an bize;

"Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır." (fatır/6)

şeytan türlü hile ve tuzaklarıyla insanları Allah yolundan saptırmaya çalışacağını söyleyerek bunun için çabalasa da, kendisinin de farkında olduğu açık bir gerçek vardır ki, o da insanlar üzerinde bir sultası yani zorlayıcı gücü bulunmadığı ve ihlas sahibi samimi kullara yaklaşamayacağı gerçeğidir.

"Dedi: "Rabbim! Beni azdırmana yemin ederim ki, yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım." "içlerinden riyaya sapmamış, samimi kulların müstesna." Buyurdu: "işte bana varan dosdoğru yol budur." "Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınlardan sana uyanlar müstesna." (hicr/39-42)

Görüldüğü gibi "Şeytana uyuyorum" bahanesinin kişinin hatalarını aklaması mümkün değildir. Şeytani tuzaklar insanın dünya hayatındaki imtihanının bir parçasıdır.

"Şeytan onları etkisi altına aldı da kendilerine Allah'ı anmayı unutturdu. işte onlar şeytanın yandaşlarıdır. iyi bilin ki şeytanın yandaşları hep kayıptadırlar" (mücadele/19)

Samimi ve gönülden gelen bir teslimiyetle Allah'a sığınarak gerçeği görmesi ise kişinin kendi elindedir. Çünkü Kur'an ayetlerinin de ifade ettiği gibi "esasen şeytanın insanlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktur." (sebe/21)

ve hiç şüphesiz, "şeytanın hilelidüzeni pek zayıftır." (nisa/76)

Yani istediği takdirde şeytana uymamak kişinin kendi elindedir. insanların bu bahaneyi ileri sürerek de kendilerini kandırmayı bırakmaları gerekir. Çünkü her işinde olduğu gibi kendini kandırmanın en büyük zararı başkasına değil bizzat kişinin kendisinedir.

"(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen
bakarsın ki görüp bilirler." (a'raf/201)

Küçükken sessizce bir arkadaşımıza yaklaşarak ellerimizle gözlerini kapadığımız ve kim olduğumuzu bilmesini istediğimiz oyunlar geliyor aklıma. işte tam da bu oyundaki gibi gözlerimizi kapatmaya çalışır şeytan, kurmuş olduğu tuzaklarla. Gerçeği görmemize engel olmaktır emeli. Üstelik bizce apaçık bellidir gözlerimizi kapatanın kimliği ama işimize öyle geldiği için açılsın istemeyiz gözlerimiz. Bir ömür gözlerimizi kapatanın kim olduğunu bile bile bilmezden geliriz. Safını belirlemelidir insan. Kimin tarafındasın? Yaratanın mı, aldatanın mı? Şeytanın tuzaklarına düşmekten sakınarak safını belirlemeli ve bilmelidir insan: Hiç şüphesiz galip gelecek olan Allah'ın taraftarlarıdır.

"Kim Allah'ı, Resulünü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır." (maide/56)
boy abdesti almaya üşenmekle başlar.
bir kere de olsa güzel bir yüzü , görmek isteyene göstermemektir.
ne zaman uysam, beni ortada bırakıp kaçmıştır.
insanın gerçek doğasına uymasıdır. yani yıkım, açgözlülük ve tecavüzcü zihniyetine teslim olmasıdır. ha bir de şeytan gibi metafizik kuruntularla kendilerini avuturlar. aslında şeytanın ta kendisi olduğunu bilmeyenlerin kullandığı deyimdir.
onun yüzünden belki hayatım boyunca üstümden atamayacağım yükler edindim.psikolojime ağır gelebiliyor bu yükler.bir kaç gün önce yaptığım şeytana uymaktan vazgeçme eylemimi sürdürüyorum.
bir müslüman bahanesidir.
Şöyle olur.

Once niyet edilir gunah islemeye.

-Niyet ettim gunah işlemek için şeytana uymaya!

Ondan sonra slap slap, ooooh yeaa!
(bkz: minareyi çalan kılıfını hazırlar)