bugün

elif şafağı hiç okumamış olanların ilk olarak tercih etmemeleri gereken bir kitaptır.
öncelikle elif şafak uslubuna aşina olunmalı daha sonra şehrin aynalarıokunmalıdır. çift anlamlı cümleler ve tanımlamalar ile betimlemeler arasındaki salıncakta cümleden kopmadan salınırsınız. toparlamak zordur. kitap sizi yorar. anlatılmak isteneni bilir ama bu kadar süsün içinden kelimeleri çıkarmakta zaman zaman zorlanırsınız. olsun değer ki...
elif şafak'ın 1999 yılında yayımlanan ikinci romanı.
"kimdim ben?
katil ve kurban. ellerimde başkalarının kanı var, başkalarının ellerinde de benim kanım. bir cinayet işledim, belki de pek çok cinayet işledim. nasıl olsa bütün ipuçlarını temizledi hafızam.
bir cinayete kurban gidiyorum. belki de pek çok cinayete kurban gidiyorum. nasıl olsa inanmıyorum ardımdan tutulacak mateme. katillerimin yüzlerini seçemiyorum, isimlerindense geride harfler kalacak sadece. binlerce kelime, onlarca hikaye var boğazımda düğümlenmiş. susuyorum konuşmam gereken yerlerde, dilimi tutamıyorum ne zaman susman gerekse. anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istediğimden."
(bkz: elif şafak)
elif şafak'ın okuyup da anlayamadığım tek kitabı.
(...)
''insan vücudu mütemadiyen dönen bir çemberdi. Zira dikkatlice bakıldığında, damarlarda dolaşan kan, mütevazi bir çember çizmekteydi. Çemberde bir son ya da başlangıç tayin etmek ise mümkün değildi. Kan, çemberin yarısında peyderbey kirleniyor, öteki yarısında ise kademe kademe temizlenerek arınıyordu. Hal böyle olunca da pislik ve temizlik, parça ve bütün, çirkinlik ve güzellik aynı çemberi tamamlıyordu... Artık çirkin olduğu için tabiattan intikam almak istemiyordu Rinozzi çünkü o çemberi tamamlıyordu.''
Birbirimize yasak olmasak, gene de bu kadar sever miydin sevgimi?
şahsi kanımca (-ki tüm kitaplarını okudum) elif şafak'ın en iyi kitabı.
elif şafak'ın diğer kitaplarıyla karşılaştırıldığında ''eh işte'' diyebileceğiniz romanı.
"Korku da cesaret de, aynı çemberin parçalarıdır. Bil ki çember senin içindedir. Demek ki, korkak olduğun kadar cesur olabilirsin. Ne kadar derine düşersen düş, bir o kadar yükseğe çıkabilirsin. Daima çemberi hatırla.Korkuya tosladığında, felakete uğradığında, çukura düştüğünde tek yapman gereken çemberde yürümektir,ta ki zıt parçaya ulaşana dek. Sebebi felaketin her neyse onun zıddına ulaşana dek."
Her zaman bu kadar süslü cümleler kurmayı başaramıyorum oysa. Bazen, hakikat bütün çirkinliği ve çirkefiyle karşıma dikildiğinde, âkıbetimi allayıp pullamak, süsleyip püslemek gelmiyor içimden. Böyle zamanlarda gözlerimi kapatıp, usulca arkama yaslanıyorum ve küfüre özenen kelimelerin dişlerimin arasında bıraktığı o kekremsi tatla oyalanıyorum.
Aynalar şehrindeyim çünkü ben bir korkağım; ve ne olduğunu bilen her korkak gibi, bu sırrı kendime saklıyorum
(bkz: hersey zitti ile kaimdir)
''mutluluğun ardından gelebilecek bir elemin yaratacağı hüsrandan değil, mutluluğun kendisinden korkuyordu.''
elif safak ın 1999 yılında yazdıgı ikinci romanı.
---spoiler----
kadın adama vurulur. beraber olurlar. kadın bakiredir, adamın aklı bes karıs havada.
adam gider.
kadın kendini buyucude bulur: -gozu benden baskasını gormesin. aklında olan diger kadını tamamen unutsun. tek askı ben olayım.
ve buyu tutar.

bazen kapalı bir pakettir insan. ama dogru ellerde acıldı mı salınmak ister, cicek vermek ister, renklenmek ister.
ve bu ugurda her seyi yapar.

el ele yasam guzellesir, yeter ki sen de sev beni..
---spoiler----
"an kopukluktu, zaman süreklilik. zaman nizamdı, an düzensizlik. akıl zamanın ellerinde yeşerirdi; sezgiyse anın. şeytan anın efendisiydi, tanrıysa zamanın."
rengini, ismini ve arkasındaki mini özeti beğenerek satın aldığım ve şimdilerde sabırla okuduğum ilginç elif şafak romanı.
sonu(m) ne olacak çok merak ediyorum.
elif şafak romanı.
1500 lerin ispanyası
ince ince örülü karakterler
zaman zaman nasıl bitecek nereye bağlanacak bu insanların öyküsü diye düşünüle düşünüle okunan kitap
akdeniz baş karakter aslında
geçmişimiz ve birbirimize uzakken bu kadar aslında ne kadar yakın olduğumuz; kitabın derdi