bugün
- islam9
- bir insanın sizi sevmediğini nasıl anlarsınız12
- ctrlx ile adana sokaklarında gece vakti gezmek9
- anın görüntüsü17
- meral akşener14
- küresel ıkınmanın yahudi olması gerçeği11
- üstteki yazar hakkında fikrini söyle13
- allah'ın bizi yobazlarla imtihan ettiği gerçeği16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- saraca silsüpüroğlu14
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi36
- mustafa kemal atatürk8
- en ilginç bilgiler14
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak11
- herkesle iyi geçinmek12
- savaştaki ülkelerden daha fazla enflasyon olması15
- haysenin1211
- jose mourinho18
- amerikan film klişeleri9
- gideon reid morgan jj25
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak9
- namaz kılmayan türk değildir17
- esma bint mervan15
- fenerbahçe12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi11
- aziz yıldırım ve ali koç'un canlı yayına çıkması43
- dursun özbek'in aziz yıldırım'a verdiği ayar9
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi23
- maca sekiz8
- erkek erkeği siker mi15
- yazarların bira içme rekorları13
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak14
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu27
- aziz yıldırım12
- bir hafızın ateiste karşı müthiş açıklamaları9
- 9 haziran 2024 fenerbahçe başkan seçimi11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması16
- irem derici'nin erkek sevdası12
- akp nin iktidardan düştüğü gün13
- sözlükten hatun kaldırmak8
- ankarayı sel aldı16
- iskilipli atıf hoca8
- ali koç ve aziz yıldırım başkanlık seçimi8
- giden gider9
- kemalist rejimin astığı hocalar8
- vallahi de kemal'in düşmanıyım10
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak10
- kıza iğne batıran türbanlı14
- kendini bir görsel ile anlat22
- uludağ sözlük köpek avlama timi18
Bırak Kadının Olayım dedim. istemedi..
vazgeçtim dünyadan, bu aşk fazla sana diye.
yağmurların, fırtına'nın içinde durmak istedim buradan göçerken.
Yeniden Doğup Gelsem dedim.. iyi gün dostlarım, deli kızım uyan dedi !
bütün oyunlarda herkes kadar benim de payım var..
kalbim, bugün üvey gibi ve yorgun..
çünkü ay ışığına vuruldum ben, herkes bilsin istedim.
bu oyunun sonunda nefessiz kaldım.
Artık Kısa Cümleler Kuruyorum.
son sigara'yı içip sil baştan başlamak lazım bu aşk'a.
korkarak yaşıyorsan nereye kadar gidersin bu dünya'da
Saatim çalmadan uyanıp, perdeleri açıp "Günaydın sevgilim" desem..
Ben şarkımı söylerken Her Şey insanlar içindi.
iyi-Kötü biriyle fena halde konuşmaya ihtiyacım var
söyle bana Senin Adın Ne ? Babam-Oğlum-Arkadaşım-Aşkım ?
Sen benim Çocukken Sahip Olduğum Kırmızı Rugan Ayakkabılar'ımsın.
Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler ve Gözyaşlarımızın Tadı Aynı.
Keşke Mayın Tarlasında olmasaydık, Daha iyi Olmaz mıydı ?
Okyanusun gibinden çakıl taşları topladım senin için..
zaman geçip gidiyor diye geçmişe yolculuk yapmak istedim.
Ama sen kalbimi Delgeç gibi delip, can kırıklarımı oluşturdun.
Bir Kalp Kırıldığında Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem..
Bilmeni isterim, Ben bir mülteciyim.
Hoşçakal..
vazgeçtim dünyadan, bu aşk fazla sana diye.
yağmurların, fırtına'nın içinde durmak istedim buradan göçerken.
Yeniden Doğup Gelsem dedim.. iyi gün dostlarım, deli kızım uyan dedi !
bütün oyunlarda herkes kadar benim de payım var..
kalbim, bugün üvey gibi ve yorgun..
çünkü ay ışığına vuruldum ben, herkes bilsin istedim.
bu oyunun sonunda nefessiz kaldım.
Artık Kısa Cümleler Kuruyorum.
son sigara'yı içip sil baştan başlamak lazım bu aşk'a.
korkarak yaşıyorsan nereye kadar gidersin bu dünya'da
Saatim çalmadan uyanıp, perdeleri açıp "Günaydın sevgilim" desem..
Ben şarkımı söylerken Her Şey insanlar içindi.
iyi-Kötü biriyle fena halde konuşmaya ihtiyacım var
söyle bana Senin Adın Ne ? Babam-Oğlum-Arkadaşım-Aşkım ?
Sen benim Çocukken Sahip Olduğum Kırmızı Rugan Ayakkabılar'ımsın.
Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler ve Gözyaşlarımızın Tadı Aynı.
Keşke Mayın Tarlasında olmasaydık, Daha iyi Olmaz mıydı ?
Okyanusun gibinden çakıl taşları topladım senin için..
zaman geçip gidiyor diye geçmişe yolculuk yapmak istedim.
Ama sen kalbimi Delgeç gibi delip, can kırıklarımı oluşturdun.
Bir Kalp Kırıldığında Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem..
Bilmeni isterim, Ben bir mülteciyim.
Hoşçakal..
birazda şebnemciğim için karalayalım.
12 nisan 1972 doğumlu ''rock'' müzik sanatçısıdır. ilk albümü 1996 yılına ait olan ''kadın'' albümüdür. sesi yaklaşık olarak 2.5 oktavdır.
peki ben neden rock ifadesini tırnak içine aldım? bu ülkede bir çok değerli müzisyen var. bir çok değerli kadın müzisyenimiz var. fakat;
rock alanında bu kadar iyi olan kadın sanatçımız maalesef az. aklımıza direkt özlem tekin ile birlikte şebnem ferah geliyor. o sesinin naifliği rock şarkılarına öyle gidiyor ki aşık olmamak elde değil.
sil baştan'ı dinlerken tüylerin diken diken olması, sigara'yı dinlerken nakaratta verdiği etkileyici hazzı, eller günahkar'ı dinlerken vermiş olduğu duygusallık paha biçilemez.
kadın müzisyenler artmalı. rock alanında daha da artmalı. maalesef ülkemizde rock , pop denen zırva müziğe göre az dinleniyor. ama klasik ve hep söyleyeceğim cümle ile bitiricem.
çok yaşa şebnem ferah, ''çok yaşa rock'n roll.''
12 nisan 1972 doğumlu ''rock'' müzik sanatçısıdır. ilk albümü 1996 yılına ait olan ''kadın'' albümüdür. sesi yaklaşık olarak 2.5 oktavdır.
peki ben neden rock ifadesini tırnak içine aldım? bu ülkede bir çok değerli müzisyen var. bir çok değerli kadın müzisyenimiz var. fakat;
rock alanında bu kadar iyi olan kadın sanatçımız maalesef az. aklımıza direkt özlem tekin ile birlikte şebnem ferah geliyor. o sesinin naifliği rock şarkılarına öyle gidiyor ki aşık olmamak elde değil.
sil baştan'ı dinlerken tüylerin diken diken olması, sigara'yı dinlerken nakaratta verdiği etkileyici hazzı, eller günahkar'ı dinlerken vermiş olduğu duygusallık paha biçilemez.
kadın müzisyenler artmalı. rock alanında daha da artmalı. maalesef ülkemizde rock , pop denen zırva müziğe göre az dinleniyor. ama klasik ve hep söyleyeceğim cümle ile bitiricem.
çok yaşa şebnem ferah, ''çok yaşa rock'n roll.''
birbirinden güzel 5 tane albüm çıkarmış, canlı performansıyla ayakta alkışlanası rock tanrıçası.
bağırırken bile sesi güzel, zarif hatun...
Bülent Ortaçgil'in Değirmenler'ini ondan daha güzel söylemiş olan içli hatun.
ayrıca;
bu kadar yoğun duygular yaşayıp, kağıda dökebilme konusundaki ustalığıyla da kendisine hayran bırakan, ölümsüzlük iksiri* bulunursa, içmesi gerekenler listesine mutlaka girmesi gereken insan. **
ayrıca;
bu kadar yoğun duygular yaşayıp, kağıda dökebilme konusundaki ustalığıyla da kendisine hayran bırakan, ölümsüzlük iksiri* bulunursa, içmesi gerekenler listesine mutlaka girmesi gereken insan. **
Lise 2'de Bursa'daki bir stüdyoda kiralık enstrümanlarla ilk grubunu kurdu:
Pegasus.
1987'de Bursa'da düzenlenen bir rock festivalinde ilk kez sahneye çıkıp şarkı söyledi.
daha sonra arkadaşlarıyla arasındaki anlaşmazlık nedeniyle pagasus dağıldı. bunun üzerine yakın arkadaşlarını toplayarak volvox grubunu kurdu.
odtü'de okurken amatör gruplarda şarkıcılık yapan konservatuarlı Özlem Tekin'le tanışmış, onu da Volvox'a katmıştı.grubun diğer üyeleri istanbul'daki üniversitelere gitmişti. Volvox 1,5 yıl hiçbir yerde çalamamış, dağılmaya yüz tutmuştu.Bunun üzerine okulu bırakarak istanbul'a yerleşti.2 yıl kemancı da çaldıktan sonra 1994'te grup dağıldı.Özlem Tekin ayrılıp bir albüm yaptı.
Hazırladıkları ingilizce sözlü bir demo, TRT'de Kokteyl programında yayınlandı. O klipte gitar çalıp vokal yapan Şebnem, Sezen Aksu'nun dikkatini çekti.
Raks'ta Sezen Aksu ve Onno Tunç'a Deli Kızım Uyan'ı dinletti.
Bir gün odasına kapanıp yatağına oturmuş ve bu şarkıyı üç dakika içinde hem bestelemiş hem de sözünü yazmıştı. Gitarla en ilkel halinde çaldı:
"Deli kızım uyan/Söylenenler yalan/
Deli kızım uyan/bir tek sensin duyan."
Harikaydı. Sezen, Şebnem'i karşısına oturtup söz yazarken teknik anlamda nelere dikkat etmesi gerektiğini anlattı, birkaç müdahale yaptı; işte tamamdı. Hazır olan 4-5 şarkıya hiç dokunmadan albüme giriştiler.
Teknik anlamda da çok başarılı bir albüm oldu. ilk kez davul ve bas sesi duydu Türkiye..
Sonuç, inanılmazdı:
Kadın, 400 bin sattı.
24 yaşında, hem de taviz vermeden hedefine ulaşmıştı Şebnem...
Pegasus.
1987'de Bursa'da düzenlenen bir rock festivalinde ilk kez sahneye çıkıp şarkı söyledi.
daha sonra arkadaşlarıyla arasındaki anlaşmazlık nedeniyle pagasus dağıldı. bunun üzerine yakın arkadaşlarını toplayarak volvox grubunu kurdu.
odtü'de okurken amatör gruplarda şarkıcılık yapan konservatuarlı Özlem Tekin'le tanışmış, onu da Volvox'a katmıştı.grubun diğer üyeleri istanbul'daki üniversitelere gitmişti. Volvox 1,5 yıl hiçbir yerde çalamamış, dağılmaya yüz tutmuştu.Bunun üzerine okulu bırakarak istanbul'a yerleşti.2 yıl kemancı da çaldıktan sonra 1994'te grup dağıldı.Özlem Tekin ayrılıp bir albüm yaptı.
Hazırladıkları ingilizce sözlü bir demo, TRT'de Kokteyl programında yayınlandı. O klipte gitar çalıp vokal yapan Şebnem, Sezen Aksu'nun dikkatini çekti.
Raks'ta Sezen Aksu ve Onno Tunç'a Deli Kızım Uyan'ı dinletti.
Bir gün odasına kapanıp yatağına oturmuş ve bu şarkıyı üç dakika içinde hem bestelemiş hem de sözünü yazmıştı. Gitarla en ilkel halinde çaldı:
"Deli kızım uyan/Söylenenler yalan/
Deli kızım uyan/bir tek sensin duyan."
Harikaydı. Sezen, Şebnem'i karşısına oturtup söz yazarken teknik anlamda nelere dikkat etmesi gerektiğini anlattı, birkaç müdahale yaptı; işte tamamdı. Hazır olan 4-5 şarkıya hiç dokunmadan albüme giriştiler.
Teknik anlamda da çok başarılı bir albüm oldu. ilk kez davul ve bas sesi duydu Türkiye..
Sonuç, inanılmazdı:
Kadın, 400 bin sattı.
24 yaşında, hem de taviz vermeden hedefine ulaşmıştı Şebnem...
turkiyede aslinda millet olarak pek de alisik olmadigi bir tarzla cikmisti bir kadin... kim bilir belki kendisi bile bilmiyordu aslinda ne kadar onemli oldugunu.
o yagmurlar dedi biz cocuk yasta acinin ne oldugunu anladik. o firtinalar dedi biz acidan sonra da firtinalarin olacagini anladik. ilk defa fırtınalara yagmurlara daha farklı bakiyorduk. buralardan gocup baska yerlere gidiyorduk onu dinledigimizde. ama cocuktuk iste. aklimiz bir yere kadar eriyordu. o kısa cümleler kurduğunu herkesin bilmesini istediğinde biz onun yeni sarkilari olmadigi zamanlarda muzik dunyasina bakan uvey evlatlar gibiydik. suskunduk, ayni sarkilar dilimizdeydi, biraz da buyumustuk hani. o bugun demisti o parcayi dinlerken album kapagina elini goturup sanki gercekten onun kalbine dokunuyormus gibi hissetmek bile baskaydi. iki sene sonrası artik sebnem ferah adi gonullerimizde cok daha farkli yerdeydi. lisedeydik ve hayata sanki yeniden perdelerimizi acmistik. kosa kosa gidip alinan albumler, arkadaslar arasinda konusulanlar . ve özgürce, kimi zaman gizli sakli gidilen konserlerimiz vardi. canli performansini izliyorduk. ilk ask kirintilarimiz o zaman bizde birikmisti gunaydin sevgilimle acmistik biz o zaman liseyi. sonra sil bastan dedik hayatimiza. korkarak yasiyorsan kaybedersin hayati o zaman korkma durma deyiverdik. liseden ayrilmaya butun dostlara, arkadaslara, sevgililere veda ederken son bir kez daha tadiverdik ask acisini, ayriligi. cocukken sahip oldugum kirmizi rugan ayakkabilar yetisti bize yarim yamalak yazabildigimiz mektuplarimiza, kurmaya calisip da her bir yerlere savrulan cumlelerimize sanki tamamlayici olmustu bu sarki. iyi kötü yasamistik biz de birseyler, belki de gercekten cesaretli olsaydik... cesaretimiz olsaydi daha iyi olmaz miydi?... bunu onunla sorduk, gorduk ki gec degil hic birsey icin. hersey insanlar icinmis... hatirladik onunla. gidilen konserler, bir bostanci konserinde bile cektigim fotograflari kimseyle paylasmamak icin simdi hatirliyorum da ne gelen teklifleri gozum gormustu ne de arkadaslarimla paylasmayi. paylasamazdim ilk kez sebnemin fotograflarini bu kadar yakin cekmistim, ilk kez ona sarilmistim, birlikte fotograf cektirip, sol yanagina bir öpücük kondurmustum. melegimizdi o bizim, bazen uzsede melegimizdi... ve buyumenin en buyuk merdivenleri cikip resit oldugumuz donemde... artik daha mantikli kararlar vermeye basladigimiz donemde hayatimiza girip bizi delgec gibi delen hosca kal diyip giden ya da bizim gittigimiz anlarimiz oldu. oyle zamanlar oldu ki bir anda gecmise yolculuk yaptik kulagimizda essiz bir tini muhtesem bir sesle. ask bir multeciymis, ve biz de askmisiz ogrendik. biliyorduk belki, ama ondan duymasi bir baska oluyordu iste. ve can kiriklarimiz. yere teker teker dusen can kiriklarimiz asla toplayamadigimiz.
o yagmurlar dedi biz cocuk yasta acinin ne oldugunu anladik. o firtinalar dedi biz acidan sonra da firtinalarin olacagini anladik. ilk defa fırtınalara yagmurlara daha farklı bakiyorduk. buralardan gocup baska yerlere gidiyorduk onu dinledigimizde. ama cocuktuk iste. aklimiz bir yere kadar eriyordu. o kısa cümleler kurduğunu herkesin bilmesini istediğinde biz onun yeni sarkilari olmadigi zamanlarda muzik dunyasina bakan uvey evlatlar gibiydik. suskunduk, ayni sarkilar dilimizdeydi, biraz da buyumustuk hani. o bugun demisti o parcayi dinlerken album kapagina elini goturup sanki gercekten onun kalbine dokunuyormus gibi hissetmek bile baskaydi. iki sene sonrası artik sebnem ferah adi gonullerimizde cok daha farkli yerdeydi. lisedeydik ve hayata sanki yeniden perdelerimizi acmistik. kosa kosa gidip alinan albumler, arkadaslar arasinda konusulanlar . ve özgürce, kimi zaman gizli sakli gidilen konserlerimiz vardi. canli performansini izliyorduk. ilk ask kirintilarimiz o zaman bizde birikmisti gunaydin sevgilimle acmistik biz o zaman liseyi. sonra sil bastan dedik hayatimiza. korkarak yasiyorsan kaybedersin hayati o zaman korkma durma deyiverdik. liseden ayrilmaya butun dostlara, arkadaslara, sevgililere veda ederken son bir kez daha tadiverdik ask acisini, ayriligi. cocukken sahip oldugum kirmizi rugan ayakkabilar yetisti bize yarim yamalak yazabildigimiz mektuplarimiza, kurmaya calisip da her bir yerlere savrulan cumlelerimize sanki tamamlayici olmustu bu sarki. iyi kötü yasamistik biz de birseyler, belki de gercekten cesaretli olsaydik... cesaretimiz olsaydi daha iyi olmaz miydi?... bunu onunla sorduk, gorduk ki gec degil hic birsey icin. hersey insanlar icinmis... hatirladik onunla. gidilen konserler, bir bostanci konserinde bile cektigim fotograflari kimseyle paylasmamak icin simdi hatirliyorum da ne gelen teklifleri gozum gormustu ne de arkadaslarimla paylasmayi. paylasamazdim ilk kez sebnemin fotograflarini bu kadar yakin cekmistim, ilk kez ona sarilmistim, birlikte fotograf cektirip, sol yanagina bir öpücük kondurmustum. melegimizdi o bizim, bazen uzsede melegimizdi... ve buyumenin en buyuk merdivenleri cikip resit oldugumuz donemde... artik daha mantikli kararlar vermeye basladigimiz donemde hayatimiza girip bizi delgec gibi delen hosca kal diyip giden ya da bizim gittigimiz anlarimiz oldu. oyle zamanlar oldu ki bir anda gecmise yolculuk yaptik kulagimizda essiz bir tini muhtesem bir sesle. ask bir multeciymis, ve biz de askmisiz ogrendik. biliyorduk belki, ama ondan duymasi bir baska oluyordu iste. ve can kiriklarimiz. yere teker teker dusen can kiriklarimiz asla toplayamadigimiz.
ne yapsa güzel olan hem zeki hem güzel hemde odtu ekonomiyi bitmek üzereyken bırakma cesaretini göstermiş olan mükemmel ses.
diş etlerini görmekten gına getirmiş olan "rock tanrıçası".
an itibariyle canlı performansı ile kulaklarımızın pasını silen, sempatik ve kaliteli sanatçı.
sesi öyle güzel, öyle kondurmadan, detone olmadan, zorlanmadan söylüyor ki şarkısını! sesinin perdesine, rengine kurban... insan çığlık atarken bile melodik olur mu yahu!?
sesi öyle güzel, öyle kondurmadan, detone olmadan, zorlanmadan söylüyor ki şarkısını! sesinin perdesine, rengine kurban... insan çığlık atarken bile melodik olur mu yahu!?
bugünki 3 saat ara vermeden süren konseri "canlı performanslarında ilk şarkıdan sonra sesi kısılıyo" diyenlere kapak olsun!
dün gece bir kez daha güzelliği ve ihtişamıyla ağzımı açık bırakan muhteşem kadın. harika fırtına performansı, mayın tarlasının ardından beyaz'dan özür dileyişi, tüylerimizi diken diken eden yağmurlar, helyum gazını aldıktan sonraki gülüşü, "josh gittikten sonra programın tadı kalmadı sanki" diyen salak kadına tüm tatlılığıyla "ayıp olmadı mı?" diye soruşu, "ben hem utangaç hem utanmaz olabiliyorum" deyişi, emerkalardan kopup gelen josh'a * diğer ablalar gibi yavşamayışı, vs. hepsi ayrı bi olaydı.
(bkz: seviyorum ulan)
(bkz: seviyorum ulan)
en iyi kadın sesine sahip sanatçı. evet.
güncel Önemli Başlıklar