bugün

derslere sürekli geç gelen cinsleri mevcuttur. şafağı tükenmiş asker psikolojisiyle dolaşır ortalıkta. hocalar beni biliyo artık diye düşünür. en çok son sınıf erkekleri göze batar. okulu uzatanların da geneli erkektir zaten. okul uzadıkça hayvanlaşma da artar. üniversiteye yabancılaşır. çoluk çocuğun ortasında kaldık anasını satayım der.
ne de olsa okulu uzattım deyip berduş gibi gezmek bunlardan biridir.
huzursuz ederler insanı, başarınıza da köstek olurlar, uzak durun bu ibnelerden.*
eğer bu öğrenci üniversite hayatının altıncı senesindeyse sürekli yusuf yusuf modunda takılır. sınavlar herzamankinden daha da önemlidir. hele bir de 6. senesinde alttan 20 civarı dersi varken, okuduğu şehirden sıkılıp başka bir şehire göç etmişse bir nevi uzaktan eğitimle okulu bitirmeye çalışır. 5 sene okuduğu şehirde yaşayıp okulu bitiremeyen bu kişi, 6. senesinde o kadar derse ve başka şehirde yaşamasına rağmen okulu bitirir, zoru başarır.*
4 yıllık fakultesini 5.5 yıllık yapmış biri olarak benim de zaman zaman yaptıgım davranıslardır. zira istanbul gibi büyük bir şehirde okulun ilk 3 yılı o bar senın bu bar benım o kız senın bu kız benım ile yitirilmiş kendisi gibi aynı davranısları sergileyen bir kac arkadasıyla'beyler okulu bıtıremıcez bu gıdısle' deyıp son senende alttan olanlar da dahıl olmak uzere 32 dersı bir sene de vermiştir lakin bu caba okulunun uzamasına engel olmamıs, bursları ve gecım kaynakları kesilen bu denyo hem full tıme calısıp hem de kalan derslerı gecmeye sartlamıstır kendını. yaklasan sınav donemınde gıdıp te ders calısmak yerıne bu entry gırmekte de bir beis görmemektedir utanmadan.
tezini nasıl yetiştiriceni düşünür durur, önceki senelerde son sınıf takımına 'haha ne kolay tez konun var senin' yada 'hmm bunu mu yapamadın' gibisinden laf söyleyip akıl veren cinsi genelde daha yoğun baskı hisseder. ha bide danışmanına 'ben çok ciddiye alıyorum bu işi, iyi olsun benim konum' diye kasılmışsa moral bozukluğu daha da artar. çünkü o önceki senelerdeki çalışkan çocuk, şimdi biraz son demlerinin tadını çıkarmak ister, hiç birşey yapmayayım, takılayım bakayım, hayat başlıyor korkusu sarar. kimi zamanda gözleri dolar, 4 yıl sonra ailesinin yanına dönünce ne bok yiceni düşünür.
okulu uzatan, üst sınıftan ders alamayan veya sınıf tekrarı yapan öğrencilerde de gözlemlenen davranışlardır.
alttan aldığı derslerin sınavlarından önce etrafına toplanan kalabalığa "ordan sormaz, buralardan kesin bir soru çıkar" şeklinde üfürmek. dört yıllık okulunu yedi senede bitirmiş biri olarak yıllarca üfürdüm ben de böyle. bir allahın kulu da çıkıp "madem o kadar biliyon mal, niye aynı dersi üç seneden beri veremiyorsun?" diye sormadı.
vizeleri, finalleri hiç takmamak * *.
yumurtanın deliğe gelmesi dolayısıyla, ales kpss kpds üds neyim kasan öğrenci.
öğrenci olduğunun farkına varmak. *
tez yazarken beyin amcıklanması geçirmek.
her vizeye final havasında girmek.
okul bitince dönücek misin memlekete ya da buna benzer ne yapmayı düşünüosun sorularıyla uğraşırlar.vize&final haftalarında klişe şu okul bitse de kurtulsak sözlerinin giderek gerçeğe dönüşmesi ihtimali an be an yaklaşmaktadır ki bunu daha az kullanmaya başlarlar.öğrencilik döneminin sonsuza kadar yok olması durumu pek yakın tarihte gerçekleşeceğinden,okuldaki her anın tadına varmaya çalışırlar.
depresif ve saldırgan davranışlardır. mezuniyet sıkıntısı bir yandan, gelecek korkusu bir yandan, yemede yanında yat.
abartıp, askerdeki dede, torun, baston muhabbetine girebilecek öğrencinin davranışlarıdır.
her türlü seminerde, görüşmede orda burda kendini gösterme derdindedir son sınıf öğrencileri, zira son sınıf demek iş arama stresi kapıda demektir ve babasının hali hazırda bir fabrikası olmayan hemen herkes son sınıfta kapağı bir yere atma derdindedir.
bir de hızlı davranıp son sınıfta işe giren kesim vardır, okul sonrası durumu bellidir bu grubun. onlarda genelde derslerin çoğunluğuna gelmeyen, grup projelerinde tüm işi grup arkadaşlarının üstüne yıkan bu yüzden pek sevilmeyen insanlardır.
garip bir rahatlık barındıran tutum ve davranışlar bütünü. bu rahatlığın ardında çoğunlukla "ben artık misafirim burda son sınıfım hatta yarı tanrı bile olabilirim lan" düsturu yatar. farkında olmadıkları şey halihazırda kayıtlı oldukları okulun birer öğrencisi olduklarıdır. vize notlarının göte kaçması ile bu biraz daha hissedilir boyutlara taşınır. göt kaşınır, dirsekler aşınır.
okulda kalmak isteyen üniversite son sınıf öğrencisi davranışları:
-hocaya yalakalık *
-bilmese de biliyormuş gibi gözükme *
-sınıf arkadaslarına arkadas olarak degil rakip olarak bakma
-çan sistemi olsa da olmasa da çancılık yapma *
(bkz: bunu bilir bunu solerim)
(bkz: okulu siklememek)
yakın zamanda hayata atılacağı için etraftan 'e artık para kazanmaya başlayınca bizi bi yerlere götürürsün' 'bak sorumlulukların da artıcak' 'ayrı eve çıkarsın artık', daha kötülerine geçersek; 'iş bulabilecek misin acaba' 'kriz zamanı şimdi iş de bulunmaz ki' 'sen de işsizler kervanına katılıcan' gibi aydınlatıcı cümleler duyarak hayattan soğutulur.
iş arayıp bulamamak...
ev sahibini iplememek,alt snıflara devamlı cömez demek ve öğretim üyesiymiş gibi davranmak.
3 sene çılgın atıp son sene koca bulmaya çalışmak.
"olm okul bitmesin lan" kalıbını çokça kullanırlar. * * *
Bir yandan bıkkındır, şu yaşa geldim hala sınav derdindeyim diyerek isyan dolu cümleler geçer zihninden... Önceden iki gün çalıştığı sınavlara, artık son günün akşamı çalışmaya başlamaktadır. Bir tarafta da son yıldır, ders bırakmama derdi vardır tabii.

Bir yandan umursamazdır. Hayatının dönüm noktalarından biri yanıbaşındadır. isteyerek veya istemeyerek başladığı okul bitmek üzeredir ve mesleğiyle baş başa kalacaktır. "Doğru mu yaptım?", "Mutlu olacak mıyım?" cümleleriyle boğuşmayı bir kenara itip; "amaan ne olacaksa olsun, yoruldum!" demeyi tercih edebilir.

Yıllardır uğramayan düşünceler de an itibariyle kapıyı çalmıştır: "Bunu, bunu, bunu yaptın da ne oldu?", "Normal bir yaşamın olacak da ne olacak?", "Niye 'iyi kötü bir iş' kriteriyle uğraştın ki?", "Hiç iş yapmayacağın bir bölümü okusaydın ne olacaktı?", "Kimin yaşamını yaşamaktasın sen?"...bla bla bla.

Bir diğer yanda da bir burukluk vardır elbet, olmazsa olmaz. Büyümüşsün, yaşama atılacaksın. içine baksan miniciksin. Küçücüksün. Okulun, öğrenciliğin elinde elma şekeri. Alınınca "şekerim nerede?" diye ağlayasın gelecek. Şeker gelmeyecek...

Son sınıf olmak tuhaf işte. Zamanında hayal ettiğin şeylere geriden bakmak gibi...

"Neredeeen nereyeeee!" demek gibi...
kitapevinde kpss yayınlarından yargı mı ihtiyaç mı karacan mı alsam diye düşünen elemandır.