bugün

Hep Kahır
Dur! bırak kaynasın kahvenin suyu,
Bana istanbul'u anlat nasıldı?
Bana boğazı anlat nasıldı?
Haziran titreyişlerle kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış, kurunurmuydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak bir güneşle

insanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste,
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...

Dur! bırak, kalsın, açma televizyonu
Bana istanbulu anlat nasıldı?
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı?
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler, sarayburnu, minareler ve halice öv
Diyiverdin mi bir merhaba, gizlice

insanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...

Dur! bırak, kımıldama, kal biraz öylece n'olur
Kokun istanbul gibidir, gözlerin istanbul gecesi
Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım
Gökkubbenin altında ordada beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretinin çölünde sanki bir pınar gibi

insanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...
tamamen yapay bir ihtiyaç sonucu oluşan duygu.

bir kişi veya bir nesneye, toplumun öne sürdüğü değerler doğrultusuna yakıştırdığınız sıfatlar, ona karşı doğal olmayan bir bağımlılık yaratır. bu bağımlılığın eksikliğinde yarattığı duyguda o çok sözü edilen özlemdir.

(bkz: entellik buraya kadar)
(bkz: seviyorum ulan)
Hele de şu saatte yastığa koyduğun yanağından bir yaş yastığa düşüyorsa ve içinin acısı onu özlediğin her an artıyorsa... Neyse Kadıköy vapuru nereden kalkıyordu?
Gecenın bır vaktı sebepsızce uyanıp gerceklerın yuzunuze tokat gıbı carpmasıdır. Oyle derın bır sey kı uyumadıkca daha cok yakıyor canı. Uyusan ne oluyor kı uykuna gelıyor bu sefer de. Ozlersın bır tek sen ozlersın.
en berbat hisler veya duygular içerisinde sampiyonluga oynar kendisi. ama kavusma aninin dolu dolu yasanmasina da sebebiyet verendir o yüzden sevmesek de onu, degeri bilinmeli.
en sinsi his. ne zaman belireceği belli değil.
bir daha asla göremeyeceğiniz birisini özlemenin verdiği derin yarayı kapatmak zordur.
Düşman başına.
Zararlı. ''Yalnız çok iyi kullanıldın ha duygularına iyi tecavüz etmiş.''cümlesini akla getirerek aniden uzaklaşılması gereken duygudur.
Güzel günleri anmak aramak zaman da geriye dönüş yapmaya çalışmak bir insanı aramak.
'bazı zamanlar gelir sevdiğini özlemek günlük bi' iş haline gelir insan için; her gün aksatmadan devam eder özlemeye; acı çekmeye... (bkz: yaşayan anlar)
"Hic bir dil
Ozlemi tasiyacak kadar
Guclu degil..
Insan bu yuzden ozledikce sessizlesir."
hak etmeyen için kan,

hak eden için imtihan.

hak etmeyeni özlersen kanarsın,

hak edeni özlersen sınanırsın.

kan kaybından ölünür lakin sabredersen sınavdan kârlı çıkarsın.

bu yüzden özlemini dahi hak edene saklayacaksın.
Bazen kine bulaşandır. Cok tehlikeli bi his özlem acayip bişey yahu, içtiğiniz sigaranın, arkadaşlarla yapılan takılmacaların, sofradaki tuzluğun, her gün beklediğiniz otobüs durağının, en sevdiğiniz ayracın, aklınıza gelebilecek her şeyin arkasına saklanabilecek hacimde yüreginize oturan ve ne zaman biteceği konusunda umutsuz ihtimaller savurduğunuz apacayip durumdur. En baskını da kokudur. Bir insanın kokusunu ancak ona sarılırken duyarız. Belki bir kez daha sarılsam ömrüm uzayacak sanırsınız ama olmaz. Ne siz sarılabilirsiniz gururdan ne de o size koşar gelir sarılır öyle sik gibi beklersiniz ikinizde. ikinize de kocaman bir aferindir amk. Velhasıl kelam özlem iyice arsızlaştı!!
söküp atamazsın.
Çaresizliktir.
zordur. imkansız olanları kabullenmek gerekir zira.
Acı çekmek değil ama bir gece ansızın eski zamanlarınızı özleyivermek. boş duvara dalmak onu düşünerek. ne sevmişiz.
yeri doldurulduğunda ortaya çıkamayacak duygu. asıl sorunsal da yerini doldurabilmek zaten.
Giderek büyüyen bir boşluk, belki uçsuz bucaksız bir araf, ne başı ne sonu belli olan.. beklemektir özlemek; en korkunç halidir yaşamın, dokunabileceğin kadar yakın ama bir o kadar uzak olanı her an gelecekmiş gibi, hep seninmiş gibi beklemek. umuda köle olmaktır; çıkış kapılarının bir bir suratına kapandığı her gün yeniden dilemektir onu tanrı'dan. karşılık beklemeden sıkı sıkıya sarılmak, hayatını ona odaklamak, aldığın nefesin sebebini dahi onun varlığına bağlayıp, hayata tutunmaya çalışmaktır. ve.. belki, o can veren tebessümüyle bir defa daha gelir de düşlerimi süsler diye, uykuyu sevmektir özlemek..
Bazen aileyi, bazen dostlarini, bazen gidipte geri donmesini en son isteyecegi insan olan sevgiliyi, bazen gulmeyi, bazen yasamayi ozler insan... ve eger tum bunlari ayni anda ozlerse bilinki ozlem ceken bir bosluga duser... o oyle bir bosluk olur ki kendini yapayalniz hissettirir. ozlersin, ozlersin iste abi yaa...
diğer duygulardan çok çabuk ayırt edilebilecek bir duygudur özlemek.

alışkanlık derler, sevgi açlığı derler, derler de derler. herkesin başkalarının duyguları hakkında yorum yapma gibi bir refleksi vardır, karşısındaki insanla dertleşirken. ama ancak tahmin yürütebilirler, empati yapabilirler anlamaya çalışırlar.

o yüzden özlemek, sadece onu hisseden kişinin tam olarak farkında olduğu, diğer duygulardan ayırt edebildiği bir duygudur.
Özlemek hayatta güzel yaşadığınız olaylar kişiler vs.

Keşke bi dönse o güzel günler veya kişiler dediyiniz

belkide hayatta tek umudunuz olan şeydir özlemek.
nefesimi özlüyorum. bu kadar..
En boktan duygulardır biridir. Hele bir de özlediğiniz kişiye asla sahip olamayacağınızın farkındaysanız daha da boktandır.