bugün

ulan o mikrofon da neydi öyle.hiç yakıştı mi? Ayrica bölüm finali de beni benden aldı.nasıl bi bölümdu ki bu böyle.düğünleri severim ve soğan çorbası sahnesi dışında vasattı.
final sahnesinde aliden carolin e bir sağ kroşe beklediğim ama göremediğim dizi. *
bu akşamki bölümün son yarım saatine bakarak hayatımda ilk kez bu diziyi izlemiş oldum. gördüğüm kadarıyla fakir kadının s.kici zengin adamdan iş istemesi (yeşilçam-hülya avşar;sekreter) klişesi hala bitmemiş dizilerimizde, liseli kız angelina jolie'ye dönüşebiliyor, gene alttan alttan dönen sikişler aldatmalar ellemeler kollamalar var, gene kötü evlilikler, gene nefretler, huzursuz aileler, geçinemeyen herkes var. bol bol kasvet var.

yani türk toplumunun değerlerinin tam negatifleri bu dizide de var. another s.kindirik türk dizisi production efendim.
eski karısına taciz olurken sen balıkçının onun bunun peşinde koş ali kaptan, rus ruleti oyna ali kaptan, ye ali kaptan, iç ali kaptan, sıç ali kaptan.

madem eski karın, o adamın ağzını burnunu dağıtsaydın diye sormazlar mı adama?
karolinin içinde biriktirdiği nifak tohumları patlak vermektedir.nihahahaha.
frenzy şeklinde ev yakan manyağın bir süre sonra müzik öğretmenine yazmasıdır.
yine döktürmüş dizidir.
21. bölümün bitimindeki sahnede "ali kaptan kafayı gömücek şimdi caroline kaltağına" diye düşündüren dizi.
-carolin tiplemesini yaratan senariste yapımcının ana avrat dümdüz gittiğini düşünüyorum. hayır arkadaş kadın her şeyi kırdı geçirdi. bu masrafın altından nasıl kalkılacak?

-bir dizinin nikah sahnesinde de bir bekleme, bir heyecen, bir allaaaa vaz mı geçti acaba endişesi olmasın arkadaş ya. şart mıdır lan bu nikah sahnelerinde?

-carolin bankacı değil miydi? bu büyük postane ne ayak? çalışanları nasıl hemen mevzuya uyandı?
-ekber nerelerden çıktı geldi? hem de düğüne?
-aylin'in saçları mı daha kötüydü yoksa kemal'in karısının mı? peki ya ali'nin halay çekmesi neydi? millet daha tek dım atmadan ali üç adım attı.
-cemilemin gezdiği dağlar meşeli imanım.
Berrin in yüzünün artık rahatsız ettiği ve ahmet in tasindigi yeni evin, gulbeyaz dizisindeki gulbeyazların oturdugu ev olan dizidir. Ha bide mikrofonu ağzımıza soksaydiniz bari, kafa kadar mikrofonu nasıl görmediniz ya.
(bkz: mikrofon)

görsel
"türk televizyon tarihi yeni can yücel'ini buldu!!11bir1"
ister kendi kafana sık, ister benim kafama. sütüne kalmış. (balıkçı)
keşke bir ismin olaydı şöyle en fiyakalısından. parantez içine "balıkçı" yazmak beni üzdü şahsen. neyse, bununla idare ederiz artık. birkaç haftadır, bir önceki bölümün son beş dakikasını yeni bölüm adı altında kakaladıkları için, bu repliği anmak da bu entrye kısmetmiş. al hayrını gör ali kaptan!

sen tut avrupa'dan, vatanını milletini bırakıp aşık olduğun adam için türkiye'ye gel, işte adamın boşanmasıydı, manyak oğlunun evi yakmasıydı, çemile'siydi şusuydu busuydu derken "denizleri aş da gel kurbanın olam" tadında kavuş sevdiğine, elalemin çocuklarının ellerinde balonlarla ortalarda koşturduğu, uykusu gelen çocukların iki sandalyenin birleştirilmesiyle oluşturulan çakma yataklara yatırıldığı, müstakbel kocanın bir süreliğine ortadan kaybolduğu, nikah memurunun "eeh eytere bea gelecekse gelsin damat gidicem lan işim gücüm var benim" diyerek çemkirdiği, evet deme anına gelince olmazsa olmazlardan olan bekleme faslının yaşandığı ve bu sırada insanların yüzünde "hiiiii çok heyecanlı acaba evet demeyecek mi? öbür karıyı da boşadı bu korolin için zaten, kart zampara" bakışlarının yaşandığı (evet o anlık bekleme sürecinde ben bunu hissettim) sonra adamdan da çıka çıka bir "hee, evet evet"in çıktığı bir düğünün olsun.. ov papatya, yüzünün halin.. öhm, neyse. sarı papatyam, caroline, senin için gerçekten çok üzüldüm bu bölüm. ha bütün bunlar yetmezmiş gibi, üstüne bir de uğruna bütün bu denyolukları çektiğin adamın karşısına, eski kırığın çıksın gelsin ben caroline'in akrabasıyım desin, sen orda yusufin yusufin ol. ne bitmez çilen varmış yahu. cemile mi sen mi karar veremedim inan olsun :/ caroline enke akarsu. ekber, tut oğlum!

moriyelelelli neriman, canım neriman. keşke caroline hep sinir krizine girse de kendi dilinde sövse dursa ortaya, sen de "ne diyo bu anlamıyorum ki" desen. sonra, yabancı biriyle karşılaşınca bağırarak konuşan türk olarak sen bağırarak caroline'e bir şeyler demeye çalışsan. hecelesen söylediklerini. asdgşjh. allahın malı seni.

süleyman the magnificent, ölürüm sana. soner bey hazretleri duvara viski bardağını fırlatıyor; irkilmiyorsun bile. nasıl bir bünye var bebeyim sende? refleks denen olayla tanışmamışsın bile daha. sana olan hayranlığımı biliyorsun sülüman. dünyalara değişmem seni. bir de ahmet'in arkadaşı solcu cengaver var ama bu bölüm gazete okumaktan başka bir şeyini göremedik. neyse, sana dönelim sülüman. aylin'in kral dairesinde "şunu da isterim, hıhı tımam, bu da olsun hıhı" tavırları sırasında soner'e yandan yandan bakışın vardı ki, tablo gibiydi yeminle. aylin salağı azıcık açsa gözünü esas adamın sen olduğunu fark edecek ama, tın tın işte. soner'miş... peeeh! senin eline su dökemez o sülümanım.

cemile, rica ederim al çoluğunu çocuğunu git karadeniz'in yaylalarına falan yerleş. temiz hava, doğayla iç içe bir yaşam sür. çay topla. osman'ı da sal çayıra çimene, hoplaya zıplaya büyüsün. yoksa bu ali'nin yakınında olduğun sürece başın beladan kurtulmayacak. adam tövbe bismillah cünüplüğünden midir nedir artık, neye elini atsa illa bir sorun, hep sorun. sana bulacağı iş de o kadar olur zaten. o bıyıkları sigara içmekten sararmış pezoya söyleyecek hiçbir şeyim yok. kendisine laflar üretip de sinirimi bozmak istemiyorum. neyse, ayrıca da cemile, gidip kenardan kenardan caroline'in ağzını beş metre açarak andavallıca sergilediği dansını izledin de noldu? ne geçti eline? valla bir an "ben bir hata yaptım" diye başlayacaksın sandım da korku geldi üzerime.

berrin, o zamanlarda roaccutane yok tabi, sen de haklısın, ama en azından bir defne sabunu kullan. sivilcelerin dağ gibi olmuş sen hala ahmet derdindesin. tehlikenin farkında mısın berrin? o sivilcelerinle bir müddet daha ilgilenmezsen ne ahmet kalır ne bir şey. bayramlık mendil hakan bile bakmaz sana.

-*merhaba
-*merhaba
- beni gördüğüne şaşırmış gibisin?
- yok, beni görünce yolunu değiştirmedin de ona şaşırdım.
- bugün iyi günümdeyim ahmet. yarın yine bir şeye kızıp kafanda kitap paralayabilirim. ama sen bu arada hep beni sakinleştirmeye çalış, hep beni ikna etmek için uğraş. dava mava ufff ahmet çok sıkıcı yhaaa. biraz benimle ilgilen:((((
berrin, caroline'in oraya buraya fıydırdığı vazolar kafanda kırılsaydı keşke.

- benimle evlenir misin aylin?
- ...
- aylin?
- ...
- abimle kesişmeyi bırakacak mısın aylin?
- ...
- aylin bi cevap ver!
- efıtsss

aylin, soner'e nispet yapacağım diye düştüğün hallerin rezaletinin haddi hesabı yok. daha fazla uzatmasan diyorum ha canım? kal soner, otur soner, mutlu anımıza tanık ol soner, kolyemi tak soner, kolyemi çıkar soner... ben soner olacaktım ki, senin ağzını burnunu kıracaktım orda. dua et sen o cemaatçi tipli müstakbel kocana.

ali, seni sona bıraktım bebeyim. ahahaha allah iyiliğini versin bu muydu evrupalı evlilik diye geberdiğin? sofrayı topla aeğli dedi resmen karın sana. ahahaa. ne o, yemedi galiba? sonra çıkar sana o avrupalı karın "bu evin ekmeğini ben getiriyorum, senin emekli maaşı dediğin şey benim eye linerımı almaya bile yetmez hahaayyt" der. sen de "ama benim emekli maaşı.." diye kekelediğinle kalırsın. hadi canım, hadi.
bu diziyi google'da aratmak için 'öy' yazmanız yeterli zira ilk sırada çıkıyor.ne çabuk benimsedin gugıl.
cemile'nin iş görüşmesindeki sahnede görülen mikrofonla güldürmüş dizidir. *
geçen bölümde 1960 larda idare mahkemesi kurdu, bu bölümde de mikrofonu gözümüze soktu. * her şeye rağmen salı akşamlarının vazgeçilmezidir. *
nedenini bilmemekle birlikte bu hafta yani 21. bölümü ile en sıkıcı bölümlerinden birini izletmiş dizidir.

çok fazla ağlamaklı sahne olmadığındandı belki de.

(bkz: alışmış kudurmuştan beterdir)
bu bölümde carolinin eski yavuklusunun gelip onla dans etmesiyle ali kaptan gözüme adeta bir ren geyiği gibi görünür oldu. ayrıcada cemile yenge yine bitirdin beni..severim ben düğünleri...
cemilenin, aliyle karolinin oynadığına bakarken kurduğu cümleler ciğerimi sızlattı:
sadece bakıyorum, severim düğünleri, severim..
mavi ışıklar adlı müzik grubunu keşfetmeye/hatırlamaya vesile olmuş olan nostaljik ve melodramatik dizi.
(bkz: cemilenin yevmiyesinin berrinin fondöteninegitmesi)
zira soğan çorbası içiyorlar ama berrin kızımız güzelliğine dikkat ediyor.
ötekisi desen evde yiyecek yemek yok tıngır tıngır gitar peşinde.
işin zor cemilecim.
garibim osmanımın ne masrafı var ne birşeyi.
öyle bir geçer zaman ki ahmet 'in karısının leyla halid'den esinlenilmiş olması ihtimali kuvvetli olan dizi.
cemile osman ile birlikte balıkçının yanına gider, orada artık çalışmayacağını söyleyecektir.
bu esnada osman havaya girer hemen;
- balık vaar, köpekbalığı bile v..
daha çocuk var diyemeden cemile lafı ağzına tıkar.
-gidiyoruz oğlum.
-ama daha bi tane bile balık satmadık!

akşam yemek masasında osman kollarını birbirine bağlamış, mutsuzdur.
-ben balık satmayı seviyodum yaaa..

kıyamadım vallahi, hal e götürelim mutlu olsun osmancık.
ali kaptan'nın düğünün 7897989...saat sürdüğü dizi. Bu hiç bitmeyen düğün sırasında ali kaptan balıkçıyla rus ruleti oynadı, geldi abisi kemal cemilenin cehennemin dibinde ki evine gitti geldi, cemile cehennemin dibinde ki evinden balıkçının evine gitti geldi bu arada da çocukları uyutma girişiminde bulundu yetmedi kalktı hasefe hanımın yanına oradan da ali i.nesinin düğününe gitti gitti de gitti anasını satim.bu arada ali i.bnesinin ellimilyon kez değişen ruh halinden hiç bahsetmiyorum bile...
nikah sahnesiyle saatlerce hem bizi hem de karolincaazı bekleten dizi. öyle ki cennet mahallesinin bahtsız nikah memuru sonunda bir nikah kıyabildi bir ara yine kıyamayacak diye heveslendik amma olmadı şeytanın bacağını kırdı.
dizide oynayan berrin adlı oyuncunun yüzündeki o iğrenç sivilceler makyajla kapanmazsa, bi iki bölüm sonra artık izlenmek istenmeyecek olan dizidir. görüntü kirliliğidir resmen.