bugün

ismini alemeee diye bağırırken neden eleeemmee diye bağırıp aksanlı söylemeye çalıştıklarını anlamadığım, tiki deyimiyle ivreağnç, tiksinç şarkı söyleyen ikili.
haklarında açılan gruba tiz zamanda pek çok üyenin katılacağını düşündüğüm ikili. hele birde beyaz show da playback yaparken canlı söylüyormuş gibi yapmaları yok mu? öhhh falandı yane.*
sadece muzikle ugarasan ve bu isi de cok guzel beceren iki kardes. turk muzigine yeni bir havakattilar ama milletimiz aliskin degil tabi orasini burasini acmayan kadina, mankenle cikmayan playboya, kaldiramadi tabi.

haklarinda seviyesiz espiri yapanlarin en kisa zamanda yagli bir direge oturmasi dilegiyle...
berk her ne kadar öykü'nün önünü kesse de öykü onun eksikliğini de tamamlayacaktır.
(bkz: oyku berk kardesler pide ve kebap salonu)*
bir türküye güzel ve müzik bilgisi gerektiren bir yorum katan kardeşlerdir.
keşke hep youtube'da kalsalardı böyle tvlerde dolaşmasalardı ne iyi olurdu diye iç geçirilen kardeşler. berk'in ünlü olduktan sonra semirdiği de gözden kaçmamıştır.
arçil ve sota benzetmesine çok uyan ikili. berk batırıyor, öykü onun pisliğini de temizliyor.
bir şarkının nasıl da zevk alarak, içten söylenebileceğini gösteren kardeşler.
Albümleri hiç de başarılı olmayan adama sus dedirten sesi ile Berk'i şirinliği ve sesi ile örtmeye çalışan Öykü'nün birlikteliği.
sanat dünyasına yeni giren genç ve şirin iki kardeş.
facebookta acilan grubun adresi `http://www.facebook.com/group.php?gid=9938342510.an itibariyle bin 234 üyesi olan grup.
bir sarki ile meshur olan ve kisa zamanda silinip gidecek olan altiüstü bir cover midir nedir o boku edip biryerlere gelmeye calisan kardesler.
klipleri pek dandirik olmuş kardeşlerdir. yahu kıza o kadar makyaj yaptınız. tamam. yahu insan adamın da saçlarını bi düzeltir. ne bileyim tarar. sanki yataktan kaldırmışlar klip çekimi için.
evlerinin onu boyali direk turkusunu flamenko esliginde mukemmel yorumlamis ikili.

youtubeun unlu olma yolundaki faktorunu de unutmamak gerek, ilk basta youtubeda meshur oluyorlar sonra klasik beyaz show. artik unkapanini sallayan yok herhalde.

oykunun sesi yildiz tilbeyi andiriyor hafiften.
tarihte, flamenko ve türkünün kafasini gozunu birer birer yaran,
gecmisini belleyen ilk muzik grubu olup,
turk iki kardesten olusmaktadir.
[ana britannica, cilt 5, sayfa 4629]*

simdi şekerim;

(farkli nedenlerle) insanlarin ne bok yiyeceklerini
zaten sasirdigi bir memlekette,
buraya kadar her sey normal.

fakat hayatinda bir kez olsun turku dinlememis,
flamenkodan da haberi olmayanlarin da
gozdesi oluverdi "evlerinin onu boyali direk".

uzatmanin alemi yok.
flamenkonun da turkunun de amina koymuslar.

* elbette sacmaliyorum şekerim.
bir iki kere tv şovlarında "tek yumurta ikizi" olarak söylenmiş yeni yetenekli şarkıcılarımızdır. tek yumurta değil, çift yumurta ikizleridir onlar. birincisi cinsiyetlerinin aynı olması gerekmektedir tek yumurtalık için ki bunun olmadığını rahatlıkla fark edebiliyoruz. ikincisi tek yumurta ikizlerinde illa cinsiyetin aynı olması gerekmez, her şeylerinin birbirlerine benzemesi gerekmektedir.
flamenko ve türkünün ne olduğundan habersiz insanların çok beğendiği şarkımsı şeyi yapan kardeşler.
şu ana kadar evlerinin önü boyalı direk ten başka parçlarını dinlememiştim, onu da abartıldığı kadar başarılı bulmamaktayım ama geçenlerde bir parçalarını daha dinledim. adını tam hatırlamıyorum ama, flamenco olarak bir bulerias tı. türkü adeta %100 mutasyona uğramıştı ama flamenco bazında gerçekten çok emek verildiği belliydi. zaten bunu, bu müzik türü hakkında sağlam altyapı ve donanım olmadan yapmaları imkansız olurdu. parçadaki gitar llamada ları klasik bulerias llamada larından daha farklı ve gerçekten güzel, falseta ları ise her ne kadar sınırlı olsa da yapılabileceğinin en iyisini yapmışlar. şahsi kanaatim, berk in türkiye deki sayılı flamenco gitaristlerinden biri olacağıdır.
başlığı görüp eurovisionla bağlantı kurduğum durumdur. önümüzdeki 24 saat içinde seneye eurovisiona katılması gerekli isimlerden birisi sanmışımdır. entryleri biraz okuyunca içime serin sular serpilmiştir. * * *
her çıktıkları yerde aynı şarkıyı söylemeleriyle, levent kırca nın bir zamanlar * canlandırdığı bestami * adlı tiplemenin anımsanmasına neden olan ikili.
en son leyla adlı parçalarını dinlediğim, acayip bir türkçe ile de parçayı katlettiklerini gördüğüm, araya da türkü havası katabilmek için, ''hedele hüdele'' tandansını yakalayan acayip ses ritmleri koydukları acayip bir parçaya sahip, balonunun zannımca yavaş yavaş söneceğini düşündüğüm ikizler birliği.

zira, ilk albümünden önce de, evlerinin önü boyalı direk ile patlama yaşadılar. onda da, sadece gitar altyapısı ile döşenmiş bir düzenleme vardı denilebilir. birçok kişi de ''ilk defa flamenko örneği görüyoruz'' derkene, onların burnuna sol kroşeyi çakmak için, taa en başlardan levent yüksel 'in taş gibi paco de lucia yorumları olan tuana (bkz: palenque) ve son kadınım (bkz: solo quiero caminar) örnek verebiliriz, ki ayrıca 90 lı yılların pop içeriğinde yine birçok şarkıya flamenko ezgileri yardımcı olmuş, hatta bunlardan birisi de, no vivire ismiyle, rahmetli bestecisi büyük müzik adamı onno tunç tan alınarak, ünlü flamenko grubu gipsy kings tarafından da yorumlanmıştır.

(bkz: yeniden sev)

buraya kadar böyleykene kalkıp da, ''bu zamana kadar bu ülke flamenko ne ki lan dedi!'' diyene allah taş yağdırır alimallah, kargalar bok manyağı yapar kafasını...

ki, kalkıp da berk kardeşimize tırışkadan gitar çalıyor demiyoruz, abimizin gitar olayında sağlam eğitim de gördüğü aşikar. fakat acayip ses kıvırmaları ve de sarhoş narasını andıran inlemelerle parçaları bozduğunu birileri kendisine söylemiyor olacak ki, kendisinin sadece gitar çalma konusunu icra edecek olması kendisine daha bir faide sağlayacağı da gün gibi açık. sırf evlerinin önü boyalı direk i dinlerken bile, ibrahim tatlıses i geçtim, uğur yücel in muhsin bey deki yorumu bile berk in yorumunu parça pinçik eder, yoğun bakıma sokar diyebiliyorsam, bu abimizin ya da kardeşimizin gitarıyla, bir köşede oturup yeni solo olaylarına girmesi kendisi yararınadır.

tabii ki işimiz ahkam kesmek değil, ben de ne naim dilmener im, ne de çok bir şey bilen müzik yorumcusuyum; ama senelerdir kendisini geliştirmeye çalışan müzik dinleyicisiyim. her ne kadar, eleştirmenler de olsa, yorumcular da olsa, kimileri tarafından da kimi albümler ya da x kişiler eleştirilse de, yabana da atılsa, sevilse; güme de gitse, en iyi yorum dinleyicinindir.
evlerinin önündeki boyalı direğin bir an önce belediye görevlilerince yıkılmasını istediğim iki kardeş.
öykünün yaptığı saçma sapan el kol hareketleri ve berkin iğrenç sesi ile müthiş antipatimi kazanmış ikili.

nasıl meşhur oldularsa öyle yokolacaklarını ummaktayım.
habertürk kanalında, saba tümer'in konuğu oldular bu gece. muhabbet sohbet filan devam ediyordu program. açıkçası öykü hayranı biri olarak, "dur lan, şu kızı yakından izleyeyim biraz" dedim ve muhabbeti dinlemeye başladım.

saba tümer bunlara meşhur olacağınızı bekliyor muydunuz diye bir soru yöneltti ve öykü'den aldığı cevap ;
- bekliyorduk tabi, ama biz zaten daha önce aile arasında meşhurduk !

nasıl ya ? yani koskoca bir ülkede meşhur olmakla, sizin aile arasında meşhur olmanız arasında hiç mi fark yok ? bu ne biçim bir ailedir yahu? ben de bir aralar bir il çapında meşhurdum ama, ülke çapında meşhur olmak dendiğinde bacaklarım titrerdi !

her neyse. asıl bomba şu ; saba tümer izleyiciden gelen soruları soruyor.
- berk'in kendine ait besteleri var mı ?
berk efendinin verdiği cevaba dikkat ;
- yani soru sormanın da bir zeka gerektirdiğini düşünüyorum ben. (izleyicinin zekasını sorguluyor) bu nasıl bir sorudur, tabiki bestelerim var. soracak başka bişey bulamamışlar mı?

nasıl yani ya? sen kimsin çocuğum? kimsin sen? daha dün oldunuz bugün koktunuz, ne bilsin adam senin besten var mı yok mu? azarlıyor lan bir de?

bu kadar mı hazımsızsınız siz? öykü hanım da destekliyor kardeşini ! yuh !

hayran olduğum o kızdan bir dakikada soğudum. bu nasıl bir kendini beğenmişliktir be? tarkan bile o kadar azarlamaz dinleyicisini. ayıp yahu! kendinize gelin bir.

ayrıca öykü hanım, koltuk altı kıllarınız için epitak mı depitak mı ne var, onu tavsiye ederim. olmadı adresi verin, jilet göndereyim. o ne öyle be. inanki soğudum senden. kılları gözümüze soka soka kaldırdın kolları şıkırdattın. aferin. yanlış bir aşkın peşinde gitmekten kurtardın beni.

öykü ile berk.. peeehhhh...