bugün
- icardi190528
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- anın görüntüsü14
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- iğrenç bir his tarif et29
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız13
- fake hesabım için nick önerileri8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması17
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi10
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- ben bu davanın savcısıyım9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz31
- ahirette sorulacak ilk soru9
- en yaşlı özelliğiniz13
- memesi küçük olmak16
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak14
- emmanuel emenike15
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- tilki ailesi9
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- hamas bir terör örgütüdür10
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar12
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- nazar değdi sözlük12
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
tanımı pekiştirmek için kullanılan benzerliktir.
örneklendirmek gerekirse:
fonksiyon nedir?
matematikte değişken sayıları girdi olarak kabul edip bunlardan bir çıktı sayısı oluşmasını sağlayan kurallardır.
örnek:
A ve B iki küme olsun. A'nın her elemanını bir biçimde B'nin bir ve bir tek elemanıyla ilişkilendirelim. (Koyu renkle yazılmış sözcükler önemlidir; ilerde bunların üstünde duracağız.) Örneğin A = \mathbb{R} (gerçel sayılar kümesi), B de -3'ten büyük gerçel sayılar kümesi olsun, yani B = (-3, \infty) olsun. ilişkilendirmeyi de şöyle yapalım: A'nın her elemanını (yani her gerçel sayıyı), o elemanın karesiyle ilişkilendirelim. Böylece ilişkilendirmeyi bir formülle tanımlamış olduk. Bu örnekteki ilişkilendirmeyi x \mapsto x^2 olarak yazarız, her sayı karesiyle ilişkilendirilmiştir, örneğin -3 sayısı 9'la, \sqrt{2} sayısı 2'yle ilişkilendirilmiştir. işte A'dan B'ye giden fonksiyon böyle bir şeydir. Fonksiyon f simgesiyle ifade edilir. Verilen örnek için f(x) = x^2 yazılır.
A yaşamış ya da şu anda yaşayan insanlar kümesi olsun. f fonksiyonu her insanı annesine götürsün. Matematiksel olmasa da bu, A'dan A'ya giden bir fonksiyondur, çünkü her insanın bir annesi vardır. Ama her insanı kardeşine götüren bir fonksiyon yoktur çünkü bazı insanların kardeşi olmadığı gibi bazı insanların birden çok kardeşi vardır. Öte yandan, her insanı en büyük kardeşine götüren kural, kardeşi olan insanlar kümesinden A kümesine giden bir fonksiyondur.
A'dan B'ye giden bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A kümesinin her elemanını B'nin bir ve bir tek elemanına götüren/elemanıyla ilişkilendiren bir "kural"dır. (Burada biraz yalan var, ama pek önemli değil: Kuralın ne demek olduğunu söylemediğimiz gibi, bir fonksiyonun tanımlanması için herhangi bir kurala da aslında gerek yoktur! ilerde, yazının sonunda, fonksiyonun gerçek matematiksel tanımını verdiğimizde bu pembe yalana ihtiyacımız kalmayacak.)
Özet olarak, verilmiş bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A'nın her elemanını bir biçimde B'nin bir ve bir tek elemanına götürür/elemanıyla ilişkilendirir.
Yukardaki örnekte, kural, f(x) = x^2 olarak verilmiştir. Ama bir fonksiyon bir formül ya da bir kuraldan öte bir şeydir. Bir fonksiyon, sadece bir kural değildir; bir fonksiyonu tanımlamak için, kural dışında, bir de ayrıca A ve B kümeleri de gerekmektedir. Formül ya da kural aynı kalsa bile A ve B kümeleri değişirse fonksiyon da değişir. Yukardaki örnek üzerinden gidelim:
Yukarda A = R ve B = (-3,\infty) almış ve fonksiyonu f(x)=x^2 kuralıyla tanımlamıştık. Şimdi A yerine A_1 = (-5, \infty) alırsak ve formülü ve B kümesini aynı tutarsak, o zaman elde edilen A_1 \longrightarrow B fonksiyonunu gene f ile göstermek yanlış olur, çünkü bu iki fonksiyon değişik fonksiyonlardır. A_1'den B'ye giden ve kare alma kuralıyla tanımlanan fonksiyonu örneğin g ile gösterebiliriz.
Bunun gibi, B kümesi değişirse, o zaman fonksiyon da değişir; örneğin B_1 = [0, \infty) ise, kare alma kuralı A'dan B_1'e giden bir fonksiyon tanımlar ve bu fonksiyon, yukardakilerle karışmasın diye, f ya da g ile değil, bir başka simgeyle, örneğin h ile gösterilir.
Aynı şekilde A_1'den B_1'e giden bir fonksiyon, f,\,g ya da h ile değil, örneğin k ile gösterilmelidir.
Yukarda koyu renkle yazılı sözcükler şu nedenle önemlidir: Bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A kümesinin her elemanını B'nin bir elemanına götürür, yani A'nın bazı elemanlarını unutmuş olamaz. Örneğin, karekök alma kuralı, gerçel sayılar kümesi \mathbb{R}'den \mathbb{R}'ye giden bir fonksiyon tanımlamaz, çünkü negatif sayıların gerçel sayılarda karekökü yoktur. Ya da A=B=\mathbb{N} (doğal sayılar kümesi) ise, f(x) = x-1 kuralı, A'dan B'ye giden bir fonksiyon tanımlamaz çünkü f(0)=-1'dir ve 0 \in A olmasına karşın -1 sayısı B'de değildir. Öte yandan bu f(x) = x-1 kuralı, \mathbb{N}'den tamsayılar kümesi \mathbb{Z}'ye giden bir fonksiyon tanımlar.
ikinci koyu renkli kısmın önemi ise şu şekildedir: Bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A'nın her elemanını B'nin bir ve bir tek elemanına götürür, yani A'nın aynı elemanı B'nin iki ayrı elemanına gidemez. (Yukarda verilen kardeş örneğini anımsayın.) Örneğin A = B =\mathbb{R} ise, A'nin bir x elemanını x^2 = y^2 denkleminin y çözümlerine götüremez, çünkü eğer x = 0 değilse, bu denklemin R'de iki değişik y çözümü vardır, nitekim x^2 = y^2 denkleminin çözümleri y=x ve y=-x'tir. Burada, x'in x'e mi yoksa -x'e mi gideceği belirtilmemiştir ve bu, bir fonksiyon yaratmada sorun teşkil eder. Bir f:A\longrightarrow B fonksiyonunda, A'nın her elemanını B'nin bir ve bir tek elemanına gitmelidir, iki ya da daha fazla elemana gidemez. (Birkaç yüzyıl önce bu tür fonksiyonlar kabul ediliyordu ama bugün bunlara fonksiyon denmiyor.)
örneklendirmek gerekirse:
fonksiyon nedir?
matematikte değişken sayıları girdi olarak kabul edip bunlardan bir çıktı sayısı oluşmasını sağlayan kurallardır.
örnek:
A ve B iki küme olsun. A'nın her elemanını bir biçimde B'nin bir ve bir tek elemanıyla ilişkilendirelim. (Koyu renkle yazılmış sözcükler önemlidir; ilerde bunların üstünde duracağız.) Örneğin A = \mathbb{R} (gerçel sayılar kümesi), B de -3'ten büyük gerçel sayılar kümesi olsun, yani B = (-3, \infty) olsun. ilişkilendirmeyi de şöyle yapalım: A'nın her elemanını (yani her gerçel sayıyı), o elemanın karesiyle ilişkilendirelim. Böylece ilişkilendirmeyi bir formülle tanımlamış olduk. Bu örnekteki ilişkilendirmeyi x \mapsto x^2 olarak yazarız, her sayı karesiyle ilişkilendirilmiştir, örneğin -3 sayısı 9'la, \sqrt{2} sayısı 2'yle ilişkilendirilmiştir. işte A'dan B'ye giden fonksiyon böyle bir şeydir. Fonksiyon f simgesiyle ifade edilir. Verilen örnek için f(x) = x^2 yazılır.
A yaşamış ya da şu anda yaşayan insanlar kümesi olsun. f fonksiyonu her insanı annesine götürsün. Matematiksel olmasa da bu, A'dan A'ya giden bir fonksiyondur, çünkü her insanın bir annesi vardır. Ama her insanı kardeşine götüren bir fonksiyon yoktur çünkü bazı insanların kardeşi olmadığı gibi bazı insanların birden çok kardeşi vardır. Öte yandan, her insanı en büyük kardeşine götüren kural, kardeşi olan insanlar kümesinden A kümesine giden bir fonksiyondur.
A'dan B'ye giden bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A kümesinin her elemanını B'nin bir ve bir tek elemanına götüren/elemanıyla ilişkilendiren bir "kural"dır. (Burada biraz yalan var, ama pek önemli değil: Kuralın ne demek olduğunu söylemediğimiz gibi, bir fonksiyonun tanımlanması için herhangi bir kurala da aslında gerek yoktur! ilerde, yazının sonunda, fonksiyonun gerçek matematiksel tanımını verdiğimizde bu pembe yalana ihtiyacımız kalmayacak.)
Özet olarak, verilmiş bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A'nın her elemanını bir biçimde B'nin bir ve bir tek elemanına götürür/elemanıyla ilişkilendirir.
Yukardaki örnekte, kural, f(x) = x^2 olarak verilmiştir. Ama bir fonksiyon bir formül ya da bir kuraldan öte bir şeydir. Bir fonksiyon, sadece bir kural değildir; bir fonksiyonu tanımlamak için, kural dışında, bir de ayrıca A ve B kümeleri de gerekmektedir. Formül ya da kural aynı kalsa bile A ve B kümeleri değişirse fonksiyon da değişir. Yukardaki örnek üzerinden gidelim:
Yukarda A = R ve B = (-3,\infty) almış ve fonksiyonu f(x)=x^2 kuralıyla tanımlamıştık. Şimdi A yerine A_1 = (-5, \infty) alırsak ve formülü ve B kümesini aynı tutarsak, o zaman elde edilen A_1 \longrightarrow B fonksiyonunu gene f ile göstermek yanlış olur, çünkü bu iki fonksiyon değişik fonksiyonlardır. A_1'den B'ye giden ve kare alma kuralıyla tanımlanan fonksiyonu örneğin g ile gösterebiliriz.
Bunun gibi, B kümesi değişirse, o zaman fonksiyon da değişir; örneğin B_1 = [0, \infty) ise, kare alma kuralı A'dan B_1'e giden bir fonksiyon tanımlar ve bu fonksiyon, yukardakilerle karışmasın diye, f ya da g ile değil, bir başka simgeyle, örneğin h ile gösterilir.
Aynı şekilde A_1'den B_1'e giden bir fonksiyon, f,\,g ya da h ile değil, örneğin k ile gösterilmelidir.
Yukarda koyu renkle yazılı sözcükler şu nedenle önemlidir: Bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A kümesinin her elemanını B'nin bir elemanına götürür, yani A'nın bazı elemanlarını unutmuş olamaz. Örneğin, karekök alma kuralı, gerçel sayılar kümesi \mathbb{R}'den \mathbb{R}'ye giden bir fonksiyon tanımlamaz, çünkü negatif sayıların gerçel sayılarda karekökü yoktur. Ya da A=B=\mathbb{N} (doğal sayılar kümesi) ise, f(x) = x-1 kuralı, A'dan B'ye giden bir fonksiyon tanımlamaz çünkü f(0)=-1'dir ve 0 \in A olmasına karşın -1 sayısı B'de değildir. Öte yandan bu f(x) = x-1 kuralı, \mathbb{N}'den tamsayılar kümesi \mathbb{Z}'ye giden bir fonksiyon tanımlar.
ikinci koyu renkli kısmın önemi ise şu şekildedir: Bir f:A\longrightarrow B fonksiyonu, A'nın her elemanını B'nin bir ve bir tek elemanına götürür, yani A'nın aynı elemanı B'nin iki ayrı elemanına gidemez. (Yukarda verilen kardeş örneğini anımsayın.) Örneğin A = B =\mathbb{R} ise, A'nin bir x elemanını x^2 = y^2 denkleminin y çözümlerine götüremez, çünkü eğer x = 0 değilse, bu denklemin R'de iki değişik y çözümü vardır, nitekim x^2 = y^2 denkleminin çözümleri y=x ve y=-x'tir. Burada, x'in x'e mi yoksa -x'e mi gideceği belirtilmemiştir ve bu, bir fonksiyon yaratmada sorun teşkil eder. Bir f:A\longrightarrow B fonksiyonunda, A'nın her elemanını B'nin bir ve bir tek elemanına gitmelidir, iki ya da daha fazla elemana gidemez. (Birkaç yüzyıl önce bu tür fonksiyonlar kabul ediliyordu ama bugün bunlara fonksiyon denmiyor.)
Örnek kelimesi, eski Türkçe metinlerin hiç birisinde yoktur. Göktürk yazıtlarında bu kelimenin izine rastlanmaz. Ne eski uygur metinlerinde, ne de eski TÜRK destanlarında! Hatta kutadgu bilig, atabetü'l - hakayık, divan-ı hikmet Gibi önemli eserlerde de yoktur.
"Divanü lügati-t TÜRK" sözlüğünde bulunmamaktadır. Dede korkut kitabı'nda ve yunus emre divanı'nda da yoktur. 13. Yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan dönemde hiçbir divan şairinin eserlerinde de yoktur.
Bu nasıl bir Türkçe kelimedir ki, hiçbir edebi eserde kullanılmamıştır?
Peki bu "örnek" kelimesi nereden gelmiştir?
Bu kelimenin kökeni aslında ermenicedir. "Orinag" kelimesi, türkçeye kasıtlı olarak sokulmuş bir kelimedir. Tabii ki, "orinag" kelimesi, dilimize bu biçimiyle girmemiş, halkın ağzında Türkçenin ses ve söyleyiş özelliklerine uygun olarak değişmiştir.
Türkçede ve birçok dilde bu tür ses değişimleri olur. Her Dil, yabancı dilden bir kelime alırken, o kelimeyi kendi ses özelliklerine uydurur.
"Divanü lügati-t TÜRK" sözlüğünde bulunmamaktadır. Dede korkut kitabı'nda ve yunus emre divanı'nda da yoktur. 13. Yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan dönemde hiçbir divan şairinin eserlerinde de yoktur.
Bu nasıl bir Türkçe kelimedir ki, hiçbir edebi eserde kullanılmamıştır?
Peki bu "örnek" kelimesi nereden gelmiştir?
Bu kelimenin kökeni aslında ermenicedir. "Orinag" kelimesi, türkçeye kasıtlı olarak sokulmuş bir kelimedir. Tabii ki, "orinag" kelimesi, dilimize bu biçimiyle girmemiş, halkın ağzında Türkçenin ses ve söyleyiş özelliklerine uygun olarak değişmiştir.
Türkçede ve birçok dilde bu tür ses değişimleri olur. Her Dil, yabancı dilden bir kelime alırken, o kelimeyi kendi ses özelliklerine uydurur.
giresun'un güce ilçesine bağlı bir köy.
· güce nerede?
kaynak:
· tarimziraat.com/giresun
ilçenin tüm köyleri için:
(bkz: güce/#13076606)
· güce nerede?
kaynak:
· tarimziraat.com/giresun
ilçenin tüm köyleri için:
(bkz: güce/#13076606)
giresun'un görele ilçesine bağlı bir köy.
· görele nerede?
kaynak:
· tarimziraat.com/giresun
ilçenin tüm köyleri için:
(bkz: görele/#13030325)
· görele nerede?
kaynak:
· tarimziraat.com/giresun
ilçenin tüm köyleri için:
(bkz: görele/#13030325)
istatistikte ana kütleyi temsil edebilecek özelliklere sahip daha az sayıda birimden oluşan topluluktur.
Annelerin bak -Ali gene sınıf birincisi olmuş demeleri.
ermenice kökenli kelime. ilk hali orinagdır.
kaynak: türkçenin sırları/ nihad sami banarlı.
kaynak: türkçenin sırları/ nihad sami banarlı.
ing. example
dile getirdiğimiz fikri, açıklayıcı bir şeyle desteklemek için, bu fikrin tipik özelliklerini taşıyan ve kıyas amaçlı öne sürülen şey;
osmanlıca'da misal, yunanca'da paradigma biçiminde kullanılır; ancak bu yunanca sözcük türkçe'de hafif anlam değişimi ile kullanılmıştır. Örnek: "paradigmanın iflası" adlı bir kitap yazdığı için yazarı doçent fikret başkaya'yı yıllarca hapislerde süründürdük. sebebi, modernite örneği olarak sunulan cumhuriyet projemizin dikişlerinin tutmadığını, çatlamaların olduğunu, öne sürmesi, bunu "iflas" sözcüğüyle ifade edişiydi. buna dayanamadık.
osmanlıca'da misal, yunanca'da paradigma biçiminde kullanılır; ancak bu yunanca sözcük türkçe'de hafif anlam değişimi ile kullanılmıştır. Örnek: "paradigmanın iflası" adlı bir kitap yazdığı için yazarı doçent fikret başkaya'yı yıllarca hapislerde süründürdük. sebebi, modernite örneği olarak sunulan cumhuriyet projemizin dikişlerinin tutmadığını, çatlamaların olduğunu, öne sürmesi, bunu "iflas" sözcüğüyle ifade edişiydi. buna dayanamadık.
numune.
bir bütünün hakkında fikir vermek için, ondan ayrılıp verilen küçük parça.
Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal.
Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model.
güncel Önemli Başlıklar