bugün

annenin top pudrasını ezip toz haline getirerek ona yemek diye sunmak ve sonunda ceremesini çekmek.
tuvaletten öcü çıkacak sanıp eli yıkamadan tuvaletten kaçmak.
Babama gelen çok önemli bir telefonu açıp babam sizinle görüşmek istemiyor demek.
inci sözlük yazarı olmak.

edit: kendim için değil
ertesi gün hasta olup, okuldan ve dolayısı ile hiç çalışmadığı sözlüden yırtmak için tam 3 saat boyunca çıplak ayaklarını duvara dayayıp oturmak.
camdan millete bağırıp laf atmak, kafalarına zeytin çekirdeği atmak ve hoşlandığımız kişilerin oda pencerelerine kalp başlıklı lazer tutmak.
kahve içen büyüklerin 'sen içme arap olursun' uyarısına karşılık verip sen neden olmuyorsun acabaa sorusunu sormayı akıl edememiş olmak.
süper mario oynadıktan sonra oturup bildiğiniz düşünürdüm kafasıyla tahtaları kırıyor da bir şey olmuyor, niye kaplumbağaya dokununca ölüyor diye. *
civcivleri torpille patlatmak yada kedi kuruğu ve kulağindan anahtarlık yapmaya çalişmak..
(bkz: kutlu ay doğuşundan bellidir)
orkid reklamında dökülen mavi sıvı testini ciddi ciddi denemek, kesmek, parçalamak, ve bi halt olmadığını görmek. *
bir yandan kusarken bir yandan sıçmak .
yarabbi nasıl bir hastalıktır lan bu .
çift taraflı olarak boşaltıma girişmiştim . düşman başına böyle şey .
ulan hadi kusuyorsun anladık . niye sıçıyorsun salak mısın ?
- ilk okul çağlarında sokakta bulunan yaş gurubundaki çocuklarla mahalle takımı kurmak ve hafta içi okula gitmek için erken kalkmaya üşenirken cumartesi pazar saat 7 sularında kalkıp sokak asfaltında gurup halinde bir kaç tur düz koşu yapmak akabinde araba garajlarında otomobilleri park yerlerini belirlemek için kullanılan yatay ve dikey demirlerin üzerinden atlayıp kondisyon çalışmak akabinde aç susuz hava kararana kadar farklı mahallerdeki çocuklarla günde 8 - 10 beş adımlık kalelerde maç yaptıktan sonra eve gidip vurup kafayı yatmak.
yağan karın pamuk gibi yumuşak bir şey olduğunu sanarak puff diye yumuşak bir atlayış yapacağımı sanıp atlamamla birlikte dizimi neredeyse kırıyor olmam. sonrasın da yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam bile. babama ama yumuşacık duruyodu neden yumuşak değil diye sorup durmuştum.
bulaşık deterjanıyla çamaşır suyunu karıştırıp böceklerin üzerine bir güzel sıkmaktır.
ablam ve arkadaşlarla saklambaç oynarken hemen aşağıdaki binanın ön kapısının önünde; ablamı bulamama sonucu kaçırdılar sanıp oturup dakikalarca bağıra bağıra ''ablaa nerdesin, ablaa'' diye ağlamak.
kurutulmak amacıyla güneşe serilen oyulmuş patlıcanları komşunun koyununa yedirmek.
bayram şekerlerini annenin sakladığı döşeklerin altında bulmak, avuç avuç yemek. daha sonra da mide bulantısından ağlamak. en fenası kusmak için amuda kalkmak.
babamın aldığı bira şişelerini sağlığa zararlı diye kırmak. yazık olmuş resmen...
evdeki kuşun kuyruğundan bir tane tüy koparmak ve o tüyle yazı yazmaya çalışmak. *
oyuncak bebege patates püresi yedirmek.

evet böyle salaklik olmaz diyebilirsiniz ama oldu. malzemeler: devasa boyutlarda yurtdisindaki akrabalar tarafindan getirilmis bir adet bebek. ve bildigin patates püresi.

en az bi hafta boyunca her gün, agiz kismina acilan bi delikten iceri tepilen kasik kasik patates püresi veee.. ve sonucta icerisi kokusmus bir adet plastik bebek. ve o bebegin cöpe gidisi. alip yikamanin kar etmemesi. o kokuyu hala hatirliyorum sözlük.. offf.
cs'de yanlışlıkla y'ye basıp cafe sahibine ''abi klavye çalışmıyo'' demek. Akabinde gelir enter'a basar ve ekranda şu yazı belirir;

b13öçöçöço2o4wwawswdwa
ojeyi dudağa sürmek.
*evet bunu yaptım.
ha bir de deniz anasını alıp kuma gömmek. sonra da kaşınıp durmak.
- okul çıkışlarında son parayla yumurta alıp yoldan geçen arabalara fırlatmak. [yalnız değildim.] *
- mahalleden geçen böcek ilaçlama kamyonetinin arkasından koşup zehir yutup aptallaşmak.
- içi full su dolu 2,5 litrelik kola şişesini sokak aralarında arabalara tam geçerken yola bırakmak.
- arabaların egzozlarına torpil yerleştirip havaya uçmalarını beklemek. *
küçük çocuklar genelde dolmuşlarda bedava gider, bu yurdumun dört bir yanında aynıdır. ama ben ne zaman dolmuşa binsem anneme benim de paramı ver diye tutturup ağlamaya başlardım. para verilince kendimi büyük biri gibi hissediyordum sanırım. * şimdi de bir öğrenci olarak ah bedava olsa keşke şu ulaşımlar diye iç geçiriyorum. *