bugün

Kaçak kat bile çıkardım anılar anılar.
Evet ikisini de hatta daha da fazlasını yapmışımdır. Hatta televizyonun altındaki çekmeceye sığabildiğim için orayı boşaltıp kendime bir yaşam alanı ilan etmiştim. Artık evin içerisinde yerleşik hayata geçmiş ve tarım ile uğraşmaya başlamıştım tv nin altındaki çekmecede. Sadece çizgifilm vakitleri çıkıyor, gerekli besin ihtiyacımı mutfaktan avlanarak karşılıyor ve gece hava kararmadan sinsice geri dönüyordum.
Kardeşimle yapardık. Sonra kavga çıkardı ben onun evini o da benim evimi yıkardı.
Of o soğuk yorganlara atlamak da ayrı bir zevkti. Annem hep kızardı ama yatıp tavana bakıp düşüncelere dalar triplerindeydim ne varsa sanki orda. *
O zamanlar çok güzeldi. Şimdi her şey boka sardı. Şimdi ki çocuklarda bunları yapmıyor. Telefon, bilgisayar derken bu nesil unutuldu. Sokakta reçelli ekmeğimi yedikten sonra burnumu koluma silip mahalle maçına gittiğim günleri özlememek elde değil. Daha fazla konuşamayacağım duygulandım...
Koltukla duvar arasına yapınca daha dayanıklı ve yapılması kolay olurdu.
çarşafın içinde kaybolumuşluğum vardır.
kocaman bir kartondan da yapmışlığım var..

(bkz: kartondan ev yapmak).
Cocukken capraz komsuya giderdik. Annemler konusurken biz hemen yan odada o uzun minderleri alir yataga yaslar ustunden kaymaya calisirdik. Guzeldi.
6 yaşında kardeşimin sürekli yaptığı şeydir. Küçükken onun yanında bide tarçın ve arkadaşları diye bi çizgi film vardı bilenler bilir, onu izlerdim. ne duygulandım he.
Hevesimi aldıktan sonra üstüne atlardım yuvam yıkılırdı.
kardeşlerimle çok yaptığımız bir şeydi. bir keresinde minderlerle, kale yapmıştık kendimizce herhalde, "çanakkale geçilmez" çığlıklarıyla birbirimize girmiştik. annem de "çanakkale öyle geçilmez, böyle geçilir" şeklinde terlikli bir karşı atakla dalmıştı bize.

halbuki işte, vatan topraklarını savunuyoruz şurada, ne şey yapıyorsun, de mi?
lan benimdir be. hatta 2 katlı yapmaya çalışıyordum son zamanlarında sonra birden büyüyünce bıraktım.
babaannemde kocaman kırlentler olurdu. zar zor birbirine dayardık onları benden iki yaş küçük ve üç yaş büyük amca çocuklarım ile. üstüne de pike- çarşaf tarzı bir şey atardık, tam çadır olurdu. zar zor girerdik içine oynardık. bir de evde yapardım annemin yardımı ile. hey gidi. çabuk büyüyoruz.
Gülümseten, jet hızıyla çocukluğunuza gittiğiniz başlıktır.
Entry giren her yazarı artıladığım tek başlık oldu sanırım...
O loş, duvarları yumuşak ve eğri büğrü minder evlerimizde ne mutluyduk halbuki..
Biz büyüdük ve kirlendi dünya!!!
büyük emeklerle yapılan evleri anne bozup bir de güzel azarlardı. yuvamı yıktı daha küçücük yaştayken zalim kadın!
Bir de o evde oynan Evcilik doktorculuk vardı.
susun artık kuzum. zira bu kadar fakirliğe dayanamicim.
Çarşaf ve minderleri birbirine mandallarla tutturup yapardım. Sonra da içinde kendi kendime oynardım, yemek yerdim. Ah be ne güzel günlerdi.