bugün

Yalnızlık, çaresizlik, hüzün, karmaşa, umut ve insan... belki de çocuk masumiyetiyle bir bakıştı bize lazım olan.

Evet
iki güzel kızla bir masada oturuyorsundur..
arkanı döndüğün an arka masada sevgilini görürsün.. sessiz ama uzun bir bakışma ile devam eder olaylar..

veyahut sevgilin evine gelmiştir, oturmuşsunuzdur.
tam kapıdan çıkacakken, zil çalar. sen alakasız birileri sanırken, kapıdan kızın abisinin sesi gelir.
ve içeridesiniz biliyorum, o kapı açılacak der..

yaş büyüdükçe adrenalin kalmaz oldu be.
çaresizlik ve imkansızlıktan bahsetmek mi?...
ona da sahtesi musallat: bir iş yapmak mevzuunda çaresizlik ve imkansızlıktan bahseden nice insan vardır ki, çare ve imkan onları yalancı çıkartır, çıkartmıştır!..

salih mirzabeyoğlu - tilki günlüğü 3 sf. 33
En yakın arkadaşımla güldüğümüz ya da dalgasını geçtiğimiz şeyleri birbirimize atmayı özledim .ama artık bir daha yapmayacağım bilmek benim çaresizliğim . 6 ayı geçti hala aramak istemediğim, mesajlaşmak istemediğim bir gün olmadı. Çok özlüyorum kardeşim seni .
görsel
insanlığını yitirmeyene çok şey anlatır.
siyonist orospu çocukları ve yandaşları elbet bi kulp bulur.
bilumum hayvanatın elbet bu görüntüden alacağı bir şey yoktur.

https://twitter.com/halid...tatus/1720098190446547323
Farklı yerde, farklı şekilde, farklı konuda, farklı insanların içinde bulunabileceği durum.
Tam anlamıyla kapana sıkışmış gibi hissedilir ve çıkış yolu bulunamaz.
Böyle durumlarda elden de pek birşey gelmez.
hayatın ta kendisidir.
Çaresizlik ezikliktir.
Yaşamda ölüm ve sağlıksal sorunlar hariç her şeye insan çare olabilir.

Sokayım okuduğunuz kitaplara.
boşvermişliğe terk edilmesi gerekir. başka türlü olmaz. çünkü ne kadar uğraşsanız da bazen hayaller gerçekleşmez, öylece donup kalırsınız.
Bunu bugün okudum, ne güzel sade ifade etmiş.

Çaresizlik, insanın yüreğindekilerle mecburiyetleri arasındaki doldurulamaz boşluktur.
hayatta insan aslında çaresizlikten korkar, çaresi olmayan bir durumda yaşanılan o an ve psikoloji zaten bellidir. allah kimseyi çaresiz bırakmasın.
Hedefe giden bütün imkan yollarının tıkanması halidir. Elin kolun bağlanır. Oturur tıkanıklığın açılmasını beklersin. Hakikaten kötü bir durumdur. Düşman başına.
https://youtu.be/gExGAbsvdk8
Düşünsene,
Hem kuyudasın, Hem Yusuf değilsin.

ibrahim tenekeci
artık karşısındakine hem fiziksel, hem de zihinsel anlamda gücü yetmediği için tamam demek zorunda kalan insan görmekten içim eridi ve taşlaşıp dondu.

önceleri insanlara kendine bu muameleyi niye yaptırıyorsun diye kızar, ben olsam şöyle böyle diye ahkam keser, belki de onlara kızıp atıp tutardım.

yalnız o işler öyle olmuyor. gerçekten çaresizlik hissedene yardım edemiyorsun. çünkü hayatının devamlılığını kendisine zulmeden insana vakfetmiş durumda oluyorlar.

bu da beni hasta ediyor. artık içimde insanlık namına hiçbişey kalmadığını hissediyorum.

lanet olsun herşeye...
insanı yiyip bitiren bir durum.
"...Dünyadan sorumlu liderlerinin gözünün, kendilerinin de doğru yoldan sapmayacağı kadar açılabilmesi için daha ne kadar çaresizliğe düşmek gerekiyor?..."

(Dört Arketip - Carl Gustav Jung, s.120)
bir bu bir de ümitsizlik. insanı yok eder. allah korusun. en büyük çare allah'tan dır. yeter ki vazgeçmeyelim.
çok kötü bir durumdur.
son duraktir.
Dünyayı perişan eden salgın yüzünden Hafta sonları sokağa çıkma yasağı ilan edip, hafta içi avm leri açmaktır.
görsel
Dostoyevski sürgündeyken, hapishanedeki köpek dikkatini çeker ve onu gözlemlemeye başlar.
Köpeğin yanından geçen her mahkum köpeğe bir tekme atar;
Buna karşılık köpek hiçbir tepki vermez ve bu durum günlerce sürer gider.
Zamanla öyle bir hale gelir ki;
Bir süre sonra köpek kendisine yaklaşan her mahkuma karşı eğilir, rahatça tekme atabilsinler diye.
Günlerden bir gün dostoyevski Köpeğin yanına gider, başını okşar, onu sever.
köpek önce hırıldar, sonra tuhaf sesler çıkartarak ondan kaçar ve ne zaman onu görse yolunu değiştirir..
Köpek, sürüp giden o kötü döngüye öylesine alışmış, duygusal olarak öyle bir boşluğa ve öyle bir çaresizlik hissine düşmüştür ki, hiç kimsenin, hiçbir sevginin, hiçbir iyi davranışın hayatını değiştireceğine ve daha kötüsü kendisinin de buna layık olduğuna dair inancı kalmamıştır..

Nihayetinde bizler, tıpkı o köpek gibi yaşadıklarımızı öylesine içselleştirdik ve ne yaparsak yapalım hiçbir şeyin değişmeyeceğine öylesine inandırdık ki kendimizi,
Çare aramak, hatta bırakın çare aramayı gözümüzün önündeki çözüm yollarına dahi adım atmaya çekinip, inancımızı yitirip çaresizliğimizle mutlu mesut geçinmeyi öğrendik.
sadece düşünürsün, bilakis geceleri katlanır düşünceler, yanlışlarım...hatalarım...fırsatlarım...sonra aklına güzel günlerin gelir küçük bir hüzün tatlı bir neşe dolarn için bir anda, fazla sürmez korkma umutsuzluk kapını çalar daha neşen içeride dolaşırken,sonra ağlamak istersin ama bu da çaresizliğini kabul ettirir sana ondan da korkarsın, sonra bırakırsın kendini gece ile gündüzün tam ortasına o derin karanlığın en dibine...yarından emin olduğun halde...uyumak azaltmasa da acılarını unutturur en azından.