bugün

zaman, insanların bir ölçüm yapmak için kabul ettikleri bir olgudur.

malum zamanı akıp giden bişey olarak kabul ederiz ama hani nerede? nereye akıp gidiyor. kaynağı nerde. herhangi bir şekilde ispat edilemiyor mu? bunların hepsine ancak yok ve hayır cevapları verebiliriz.
ne başladığı yer yani kaynağı, ne nerede aktığı, ne de nereye doğru akıp gittiği bellidir.
(bkz: bilimin mantık dışı kabulleri)
bir varlığın bozulması veya şekil değiştirmesi zaman olduğuna işaret midir.
her varlık değişir veya yok olur.
bunun zamanı ispat eden yönü hangisidir.
Tabi ki. Çünkü zaman bir boyuttur. En, boy, yükseklik gibi.
beynimizin bize hissettirdiği durumdur bence. göreceli bir kavram olarak bakıyorum bu duruma.

örneğin şimdiye kadar kaydedilmiş en uzun rüya 7-8 saniye(imiş). ama beynimiz bunu bize saatlermiş gibi hissettirebiliyor. yani beynimizin bize oynadığı bir oyun zaman kavramı.

başka bir örnek de verecek olursak, mesela bir insan gayet eğleniyorken, keyfi yerinde iken maksimum düşünebileceği bilgi, fikir boyutu; o insanın dertliyken veya canı sıkkınken düşüneceği şeylerin boyutundan daha küçüktür, azdır. buna örnek, canımız sıkkınken zamanın yavaş geçmesi diyebiliriz.

zamanı en doğru şekilde kullanabilmemiz önemli. boş zaman harcayıp sonra üzüleceğimiz bu yılları daha verimli kullanalım, kullanmaya çalışalım.
güzel ve doğruya yakın bir çıkarım. zaman dediğimiz kavram bir yanılsama. gerçek orada bir yerde ancak bunu insan bilinci ile gözlemleme şeklimize "zaman" diyoruz. gerçeği saf hali ile insan olarak gözlemlememiz mümkün değil. bunu renkleri görmeye benzetebilirsiniz. farklı bir yapıda evrimleşseydik renkleri değil onun asıl kaynağı olan dalgaları görebilirdik.

zamanı daha doğruya yakın bir şekilde tanımlamak gerekirse entropi kavramı ile iç içe olduğunu belirtmek gerek. entropinin artması, sabit kalması, azalması gibi durumlar zaman kavramını etkiler.

buradaki önemli soru şudur:

entropi mi zamana yol açar? yoksa zaman mı entropiye neden olur?

eğer ilk sorunun üzerine gitmeyi deniyorsanız doğru yola biraz daha yakınsınız demektir. entropi parçacıklara ait bir özelliktir. parçacıkların devinimi ve düzensizleşmesi bizde zaman algısını yaratıyor. mutlak sıfır derecesinde bir maddenin iç enerjisi sıfıra çok yakın, entropisi ise sıfırdır. madde içerisindeki tüm parçacıklar tek bir noktaya çökmüş ve hareketsiz kalmıştır. bu da bu madde için zamanın durduğunun göstergesidir. eğer kuantum düzeyindeki parçacıklara hakim olmayı ve o düzeyin en küçük yapıtaşını kavrayabilseydik belki de zaman dediğimiz kavramla oynamayı da başarabilirdik.
zaman yoksa mekan da yok demektir. Bu iki olgu birbirinden ayrı düşünülemez.

Mekan olduğuna göre bunun bi süreci olmalı. işte o sürece biz zaman diyoruz.
çok doğru, bilge kağan bile diyor ya,

"zamanı tanrı yaşar insan hep ölmek için doğar."
Kavram kargaşası yaratılıyor gibime geliyor. Zaman sandığınız gibi bir şey değil bir boyuttur. Maddeyi tanımlayan bir boyut. Sizin eninizin boyunuzun ve yüksekliğinizin olması sizi evrende tanımlamaz. Sadece kütlenizin olduğunu (var olduğunuzu) belirtir. Zamanı da belirttiğiniz anda o kesitte ki varlığınız tanımlanır.
Anan diye bir kavram vardır.
(bkz: sen icme pilot bokunu cikariyorsun)
Devinim olmazsa zaman da olmaz haklısın kardeş ama evrenin, devinimin olduğu andan itibaren zaman da vardır. Sen varsan zaman var sen yoksan zaman yok da diyebiliriz yani. Zaman enterasan mefhum yani azizim.

Vay amk mefhumu cümle içinde kullandım. Ulan zaman zaman dedim de dr who yeni sezon çıkardı mı ki gidip ona bakayım bari. Bul beni doktor nasılsa dişisin artık.
başlıkta girilen entrylerde açıkca görülen şudur.
bir zaman kavramını kabul etmiş onun üzerine bir fikir geliştirmişler.
misal entropi ile zaman ilişkisi. bunu yazdığın an zamanın varlığını kabul etmiş oluyorsun. yani bir varlık sayıyorsun. tıpkı güneş gibi ay gibi ama diyoruz ki böyle bişey yok. zaman sadece ölçüm için uydurulmuş bir kabul. tıpkı metre gibi. yani bir karşılaştırma aracı.
metre diye gerçek bir olgu var mı? yok tabi. biri tutmuş bi sopa buna 1 diyelim demiş.onla diğer büyüklükleri karşılaştırmış. olay bu.
sonra bir frekans üzerinden, bazı faktörlerin zamanı etkilediği vurgusu yapılmış. gene zaman var kabul edilmiş. la adamın ilk tuttuğu ve bi metre kabul ettiği nesneyi ne etkileyebilir. onu uzatıp kısaltan ne olabilir. olamaz. o saten senin yaptığın bi kabul.
bir de zaman 4. boyuttur denmiş.
3 boyut hakkatten var. küp şekline bakıyorsun ve var olduğunu görüyorsun. zamanı boyut olarak kabul etme delilin nedir.

ha bak burda. zamanın var oldunu destekleyebilecek bişey buldum.
küpün bi yerine bi cisim koydun. ve yerini tarif ediyorsun. işte ön yüzün yarısında, arka yüzün aşağısında falan. yani koordinat sisteminde tarif ettin, cismin yerini tanımladın. 1 saat sonra aldın o cismi. sonra aynı koordinatlara baktın ama cisim yok. demek ki cismin yerini belirtmek için 4. bir tanımlama nesnesi gerekiyor.
bu durumda zaman olgusunun varlığını gerekli kılıyor ama dedik ya bu kabul. zamn yerine başka bir tanımlama donesi de bulunabilir.

edit: bu aralar acaip hızlıyım. kendi kendimi bitiriyorum

(bkz: zamanın dördüncü boyut olmadığının ispatı)
KABUL EDiLEN KAVRAMA bakarsak, bir başlangıç ve bitişin arasının bir birimle tanımlanmasıdır. tamam.
şimdi zaman, aslen evrenin başlangıcı ile bitişi arasındaki süreyi olçüyor ya da tanımlıyor.
kavram buralarda tutar lı mı? irdeliyelim.
evrenin başlangıcı var mı? bilmiyoruz.
evrenin sonu var mı? bilmiyoruz?
e bu kabuller nereden çıktı o zaman. olay ilginç bi yere gidiyor. burada din ve bilim işbirliği yapıyor, ilginç bi şekilde. hani genelde birbirlerini itelerler ya.
bilim burada dini kuralları kabul etmiş görünüyor. yani evrenin var edildiğini ve yok olacağını.

not: din ve bilimi iteklemiyorum. hatta inançlıyım ama aklımı kullanıyorum. aklımı sonuna kadar kullanmakla ne günaha girerim ne de bilimsellikten uzaklaşırım.
ayrıca söylediklerimden de, daha iyi fikirler gördüğümde vaz geçebilirim.
birilerinin ölüme/azraile söylemesi gereken durumdur. valla bunlar zamanı gelince hiç öyle zaman yokmuş o yokmuş bu yokmuş demiyorlar. fırrşş diye aliveriyorlar ruhunu *

insan oglu belkide tamamen silinene kadar zamanı ve yer çekimini asla tam olarak anlayıp çözemeyecek. ne bilim ile ne din ile ne teknoloji ile.
(bkz: zamanın dördüncü boyut olmadığının ispatı)
(bkz: zaman kavramının gerçek olduğunun ispatı)
rick sanchez vardır.