bugün

en baştaki müziği sevdim. bi buldurun bi zahmet.

bir de en başta sırtı bize dönük olan adamı zall sandım. böyle yavaştan dönüp eliyle gösterdi. bir anda elim sözlüğe gitti hesabımı kapatmak için. neyse ki değilmiş.

bu daha ilk 1.30'luk bölümden çıkanlar. ha bir de ne gerdan kırılmış bilader o zirvelerde. gidemedik ki birine mnskym.
bayan yazarları bayağı bir üzen röportajdır. bu röportaj vesilesiyle zall'ın parmağında yüzük olduğunu görüyoruz. yılmak yok bayanlar şansınızı diğer yazarlarla deneyin.
"am suyuyla çay demlemek" şeklindeki bir bakınızın görülüp şoke olunabileceği röportaj.
ülke gündemine bomba gibi düşmemiş röportaj.
zall'ın podyuma çıktığı andır. sözlükler hakkında ve kendi kişisel durumu hakkında güzel mesajlar vermiştir .
(bkz: sözlüğü kendime mall etmiyorum)*
röportajdan sonra zall'ı polisler göz altına almıştır.

işte o sıcak görüntüler.

şok şok şok... flaş flaş flaş...

http://www.youtube.com/watch?v=ZpnWVAR5ZrE&feature=related

(bkz: basina yansimasaydi iyiydi)
ilyas salman'ın gençliğine benziyo bu adam. türkiye'nin bilmem kaçıncı en büyük sözlüğünü yaratan adam. insan biraz daha ciddi bi tip bekliyor. düşünceler konuşmalar güzel olabilir fakat biraz daha ağır bi tavır bekliyodum şahsen.
roportajin basinda calan muzigi deli gibi aramama neden olmus hos roportajdır.
uludağ sözlükte doğumgünü şerefine ulefe yazarlık dağıtılmayacağı hissini uyandıran röpartaj. ( bildiğin mütevazi, sakin , ayakları yere basan biri bu adam . çok efendi çocuk diyecem; diyemiyorum. )
videonun en başında, benim bir internet sitesinde yayınladığım resmin kullanıldığı röportaj. lan dibine kıyısına filan acaba nick name mi bassa idik. *
o röportajı yapan dengesiz herifin sarf ettiği yavşama * yı bilakis kendi görgüsüz, saygısızlığına vermek gerekir.
özellikle arada alta giren spotlara bittim. bir siyah ekran girip "zall'dan olay yaratacak açıklamalar !!" yazısından sonra verselermiş daha iyiymiş. bakınız:

"ben aslinda cok kapitalist bir insanim !"

"uludag sözlük'ü bir gecede yaptım !"

"ataturk konusunda cok hassasiyetimiz var !"
sözlük adına çok önemli lan bence. şu sözlükle ilgili belli kararları alacak, vizyonunu-misyonunun belirleyecek adamın yarım saatlik röportajı sonuçta. o yarım saatten tonla şeyi çıkarabiliyorsun. tam beklediğim gibi de ha! bunca zamana kadar yaptığım yorumların arkasında her veri. layıkıyla bence...

ek olarak, röportajı yapan şahsın da hal-tavır ve konuşmalarıyla köklü bir uludağ sözlük yazarı olduğu son derece aşikar. spoiler vermek istemiyorum!
tombul yanaklı arkadaştan inciler:

(bkz: fikir özgürlüğü gibi bir humanizm mi var)
(bkz: entryler silinmesin herkes kardeş olsun) *
farketme editi: zall 9. senesinden bahsederken roportajı yapan arkadaşın kameraya gereksiz bakışı şiddetle kınanmıştır.
öncelikle:
(bkz: zall göründü yelkenler fora)

şeklinde iğrenç bir espiri ile başladıktan sonra röportajın ilk evresini değerlendirmek istiyorum.
daha zall sözlerine tam başlamadan önce sol frame'deki bazı başlıklar gösteriliyordu ara ara. işte tam orda göze çarpan bir başlık var ki anam anam: hoşlanılan kızın kaşar çıkması. lan reklamımıza bakar mısın? baştan sıçtık...
ama ben şahsen çok eğlendim izlerken. geri kalanını ise tamamını izledikten sonra editler ve eklerim.
braveheart'ta ki o meşhur sahneyi hatırlarsınız; wallace gaz verme amacıyla iskoçların toplandığı savaş alanına atının üstünde artistik bir şekilde girer fakat içlerinden bazıları 170 cm'lik mel gibson'ı görünce " sen wallace değilsin lan tıfıl* o 2 metre boyundadır adamın afedersin amına kor" tarzında birşeyler söyler. zall kardeşimin şu an sözlük camiasında yaşadığı durumu bu psikolojiyle açıklamak mümkün sanırım.*
(bkz: zall ın ismini öğrenmek)
kimsenin şaşırmaması gereken roportaj. soruları soran rahatlığında olmasını hepimiz tercih ederdik ancak adam sözlük sahibi. insanlar abd başkanı gibi iletişim yeteneği , konuşma akışı , ayar çakışı bekliyor. yok eliyle oynuyormuş ne yapsın çüküyle mi oynasın.
zall'ı görüp şok olan arkadaşlar. selamlar. ben de öyle düşündüm en başta. zall'ı uzun saçlı bekliyordum, ingilizce, almanca, arapça, rusça ve ispanyolcayı anadili gibi konuşan biri olarak bekliyordum. zall'ın boyu 2.10 vardır diyordum. elektro gitar, bass gitar, keman, mızıka, akordion hepsini çalıyordur diye bekliyordum. paris hilton'la çıkmıştır diye bekliyordum.

yahu manyak mıyım ben diye sordum sonra kendime. şurada yazar olan insanların %75'ten fazlasının zaten çok yakışıklı olduğunu sanmıyorum. türklerin büyük sıkıntısı bu zaten, tip meselesi. tipe çok fazla dikkat ettiğimiz gibi etrafımızda bıred pit * gibi adam sayısı da çok az. e daha o zaman ne kasıyorsun güzel kardeşim. şurada birbirimizle tipsiz tipsiz mesajlaşıyoruz, zaten sözlüğe çok takılmamızın sebebi de çok sosyal olamamamız. e bırakın zall da 2.10 olmasın, saç uzatmasın.

yalnız amerikancıyım dedin. kızlar teklif ediyo mu la amerikancılara?
-şöyle sorayım, mesela posta okuyan bir kişi, sözlük okuduğu zaman bundan zevk alır mı?
-almaz kesinlikle almaz.
-o zaman uludağ sözlük yazarı postada yazabilir mi köşe yazısı?
-yazar.
-nasıl yazar?
-çünkü yani, (bir duraksama) yazar sonuçta yani.

(bkz: zall a ayar vermek)*
olm yüzüğü var. evli galiba. zall yüsük takmış. sanırım evli. zall evlenmiş yüssüğü var. yüzüklü zall. evli. yüssüğü var.
sözlüğün ne kadar büyüdüğünü kurucunun ağzından duyunca insanın gaza gelmesiyle sonuçlanan röportaj. sözlüğe binlerce entry giresi geliyor insanın.

zall' ı da kutluyorum bu arada. gerçekten mütevazı, ne yaptığını bilen bir kişi. sözlüğün böyle bir kişinin ellerinde olduğunu görünce sözlüğün geleceği hakkında daha sağlam düşüncelere kapılıyor insan.

şimdi millet diyecek ki "yalakaya bak!". ilk defa zall' la ilgili bir entry giriyorum. abartmayın.
izlerken şok geçirdiğim roportaj. biraz rahat bırakın beni kendimnen başbaşa kalıp ağlamak falan istiyorum, belki çok uzaklara giderim bilmiyorum, atlatıcam zamana ihtiyacım var kolay olmayacak benim için.
(bkz: insan lan resmen bu)
zall´in röportajda iken cok heyecanli oldugunu görüyoruz. ayrica evli mi bu adam nisanli mi ne? kizlar adam gitmis sansiniza küsün.
Taraf tutmadan, güzel seyler söylemis. Kendisini özellikle eksi sözlük - uludag sözlük kiyaslamasindaki konusmasinda taktir ettigim bir calisma olmus.