bugün

Zall yılbaşında noel babayla karşılaşır. Hemen yanına gidip bir seyler dilemek için yanaşır.

+ noel baba noel baba bana ejderya ver der.
Noel baba:
- olabilecek şeyler iste evladım.
+ o zamaaaan bana sevgili ver.
- ejderya ne renk olsun ?
birgün serkan inci kendine kahvehane açmış. zall gelmiş kahveye "bana bi soğuk çay demiş".
serkan "yok" demiş.
zall ertesi gün yine gelmiş, yine aynı soru üzerine serkan yine aynı cevabı vermiş. bu birkaç gün böyle tekrar edince sonunda serkan
soğuk çay hazırlamış.
zall gelmiş:
-soğuk çay var mı?
+var
-ısıtta içelim
bunun üzerine serkan da demiş ki "senin ananı sikerim"
ev yanmış zall tavandaymış yanmamış...

çünkü taaaaaa vandaymış. *

görsel
bigün zall tek kırmasını, fişeklerini neyim alıp dağa ava çıkmış. ara tara bir ayı görmüş. zall bu ayıya tek kırmayı yapıştırı veriyor. kurşun ayının sağ koluna denk geliyor ve ayı hafif sendeleyip zall'ı görüyor. zall önde, ayı arkada bi arbede derken ayı zall'ı yakalıyor ve tuttuğu yerde yatırıp zall'ı oracıkta beceriyor.

neyse gel zaman git zaman zall tekrar ava çıkıyor ve bakıyor ki tek kolu sargılı olan geçenki ayı. neyse zall intikam alacak, tüfeği çakmasıyla beraber bu sefer de ayının sol koluna. tabii ayı bakıyor yine aynı adam. bi kovalamaca, arbede derken tekrar zall'ı yakalıyor ve yatırıp tekrar beceriyor.

aradan biraz daha zaman geçiyor, zall tekrar ava çıkıyor. iki kolu sargılı aynı ayı. tetiğe basıyor ve ayıyı bu sefer da sağ bacağından vuruyor. ayı topallaya topallaya zall'ı kovalıyor ve tekrar tecavüz.

artık zall durur mu, yine avda ve yine aynı ayı ile ormanda göz göze geliyorlar. zall tüfeğini ayıya doğrultup ateş edecekken ayı artık dayanamıyor ve "olm avcı mısın yoksa ibne misin çözemedim amına koyim" diyor.
günlerden bir gün zall'ın büyük büyük babası fötörlü şapka yapıp, şehre götürüp satarmış. neyse büyük baba zall şehire giden yolda yürürken yorulmuş ve bi ağacın gölgesine geçip az dinleneyim diye uzanmış. nasıl olduysa uyuyup kalmış ve uyandığında bir bakmış ki ağaçta onlarca maymun, ve şapkalar yok. maymunlar şapkaları alıp kafalarına takmış oynuyorlarmış. büyük baba zall kafasını kaşıyıp şapkaları nasıl toplayacağım diye düşünürken bakmış maymunlar da kafasını karıştırıyor.

hemen aklına hinlik gelmiş ve kendi kafasındaki şapkayı eline almış. aynısını maymunlar da yapıyor. kendi kafasındaki şapkayı yere atmış, maymunlar da atmış. büyük baba zall yerden şapkaları toplayıp yoluna koyulmuş. gel zaman git zaman büyük baba zall başından geçenleri torunu zall'a anlatmış.

tesadüf o ya jr zall da şapka yapıp satıyor. aynı yolu yürüyerek gidip geliyor, aynı ağacın dibine gelince dinleneyim diye uzanıyor, dede zall gibi uyuya kalıyor ve uyandığında şapkaların maymunların kafasında olduğunu görüyor. tabii zall akıllı, dedesinin anlattığı hikaye aklına geliyor önce başını kaşıyor, maymunlar da aynı. sonra şapkasını eline alıyor, maymunlar da aynı dedesinin anlattığı gibi eline alıyor. en son elindeki şapkayı yere atıyor, maymunlarda tık yok.
maymunlardan biri ağaçtan inip zall'ın yanına geliyor ve iki tane çakıp; "pezevenk, sadece senin mi deden var" diyor.
bir gün zall a sormuşlar senin neden boynun eğri?

o da demiş ki nerem doğru ki?

teşekkürler.
not: fıkrada geçen "zall" mahlası sadece hikayeye akıcılık katsın diye eklenmiştir. hikayemiz paralel evrende geçmekte olup, günümüz dünyasıyla, günümüz sözlükleriyle, günümüz yazarlarıyla alakası yoktur.

bir gün zall'ın girişimci ruhu alev alev yanarken sözlük kurmaya karar vermiş. sonra sözlüğün adı ne olsun diye düşünürken köyde hayvan otlatırken sürekli gittiği suludağ aklına gelmiş. hem böylece rahat rahat os1 çekip gusul abdestini alabildiği meşhur suludağ'ın erotik ve egzotik havasını sözlüğe katmaya karar vermiş.

gel zaman git zaman sözlüğün sol frameinde vajinalı tanımlarından tut, anal seks yapan kıza, askerdeki kocasını sütçüyle aldatan kadından tut, seks esnasında içime boşal diyen türbanlıya kadar her türlü başlıklar açılır olmuş. artık iş öyle noktaya gelmiş ki modlar peçete yetiştiremez hale gelmiş, debe'de kullanılmış prezervatifler okuyucuların ekranını kaplamış.

öyle ki; pekkşi sözlükten arak olan sulusözlük, şükela butonunu sırf bu döl kokan entryler yüzünden kaldırmak zorunda kalmış. os1ci tayfa her gün erotik gifler atmaktan, emmeli gömmeli resimler paylaşmaktan bıkmak bir kenara, bir zaman sonra penis atan 5. 6. 7. 8. nesil yazarlara da ev sahipliği yapmış.

gel zaman git zaman sulusözlüğün online sayısı 1000'lerden, 200'lere kadar düşmüş, zall hemen olaya el koymuş. sözlükteki eski nesil kendince takılan, ara ara sağa sola "pezevenk", "özürlü" gibi kelimeleri kullanan yazarları cezalandırın talimatı vermiş.

o andan sonra da böyle şeyler yazan yazarları 5 günlük çaylaklık cezası ile cezalandırmışlar.
zall o an yapıştırmış cevabı; arkadaşlar düzeldi
görsel
nah düzelir. sulusözlük'üne koyayım.
zall, kırlarda yaşayan, çiçekten çiçeğe konan bir ateş böceğiymiş. ölü ozanlar derneğinin kurucusuymuş. (zall bunun lakabıymış, gerçek adı robin williams mış.) her gece bunlar zall'ın ateşinin karşısında toplanır, birbirlerine hikâyeler anlatırlarmış. yine bir akşam zall papatyasının üzerinde kitap okurken dernek üyeleri mekana toplanmış, zall'ı beklemeye başlamış. moderatör zall'ın yanına gelip "reyis, arkadaşlar dizildi." demiş. zall da mekana gelip ateşini yakmış, muhabbet başlamış. derken zall'ın ışığında bir arıza baş göstermiş. hasnicktir demiş ki, "hassiktir!" hemen derneğin 8 moderatörü toplanıp arızayı gidermişler. zall "arkadaşlar düzeldi." demiş, muhabbet devam etmiş.