bugün

umudum olmadan girdiğim ve doğal olarak olumsuz -ama çok olumsuz amk- sonuç beklediğim bir sınavdı. beni babamın hışmından kurtaran ise ön sırada oturan sudenaz oldu.

peder bey bi iki ay önceden başladı "sınavdan sonra görecem seni", "sen gez böyle gez o toynağını nasıl sikiyorum bi yeri kazanamayınca görürsün", "bu lavuk yine mi bilgisayarın başında" gibi tehditler savurmaya.

hakkıydı da. sınav günü yaklaştıkça uykularım kaçmaya başladı. hatta bi ara manyakcasına bir düşünceye kapılıp "ulan şimdi başlasam, hiç uyumasam anasını sikerim hee" gibi garip hayaller de kurdum. tabi hemen vazgeçtim. sonuçta zeki ve makul bir adamdım.

neyse sınav sabahı oldu. babama "ben arabayla giderim gelmenize gerek yok" dememe rağmen "oldu amına koyim. sen sınavdan yırtmak için gider birine vurursun masraf çıkarırsın" diyerek kalbimi çok kırdı. ben öyle bi adam mıyım amına koyim! fena da fikir değilmiş gerçi.

sınavda kalemtıraş hariç, kalem dahil olmak üzere bana ne verildiyse yedim içtim. din dersinden soru gelmesi beni bilhassa şaşırttı. çünkü parayla imanın kimde olduğu belli olmaz idi. biz büyüklerimizden öyle görmüştük.

neyse hafız sağa sola bakınırken önümdeki kızın siyah tangası gözüme takıldı. o araya kaçtıkça ben rahatsız oluyordum. o esnedikçe bende bi karıncalanma oluyordu. sınav stresinden olsa gerek taş gibi bi hatunun önümde oturduğunu fark etmemiştim. madem tangayı giydin niye düşük bel pantolon giyiyorsun ablası. madem düşük bel pantolon giydin bari önüme oturmayaydın. baba akü yok amına koyim akü!

sınav salonundan birlikte çıktık. 3. katta sınava girmenin de avantajını kullanarak sudeyle muhebbet açtım "çok zor değil miydi yeeaa? ama sen zeki bi tipe benziyosun kesin sana kolay gelmiştir" girizgahı işe yaradı.

babam sanki oğlundan derece bekleyen ebeveyn gibi heyecanla kapının önünde bekliyordu ki sudeyi gördükten sonra bırak sınavı, bi oğlu olduğunu bile unutmuştu. "sudenin de sınavı kötü geçmiş baba" deyince "ooyy kıyamam" dedi. sonra kendine geldi.

sudeden ayrıldıktan sonra "yapamadın demi amına koyim" dedi. "yapamadım" dedim. "sude de yapamamış" diye de ekledim. "heee sude. aynı yaşta mısınız lan siz onla. kocaman kız gibi görünüyor" dedi. keraneci seni!

2-3 gün sude kurtarır aga beni. mesai saatleri içinde pcde takılırım. pederin evde olduğu saatlerde de yatakta takılırım. depresyondayım hesabı. sudedeki memeler de memeydi yalnız hee.

sınav diyorduk. çok zordu lan. öyle tahmin ediyorum yani.
ygs genelde iyi beklenir ama göte girer, üzülünmemesi gereken sınav. sizi hiç geçememiş adamlar önübüzde olacak, bu adamı geçmeliyim dediğiniz adamların önünde olacaksınız. adaletin yerini bulacağı sınav lys'dir ve şimdiye kadar ygs çalışan adam zaten kaybetmiştir, geçmiş olsundur.
ösym nin son bombası. birde kameraları gören varmı?
tam tahmin ettiğim gibi ebesinin örekesini gördüğüm sınav olmuştur. Gireceğim ilk ve son ygs olmayacak gibi.
Türkçe soruları geçen yıllara kıyasla epey kısaydı ama yoğundu. Beni en çok korkutan kısım sosyaldi sınav öncesi, sınav sonrası da en çok şaşırtan. Sosyal kolaydı, aksini iddia eden maldır. Matematikte problem sorularına kadar bi sıkıntı yoktu ama problemlerden sonra boku yiyeceğimi anlamıştım. Sene içinde en çok geometri çalışmıştım ama bence sınavın en kolay soruları geometriye aitti. Fen soruları da güzelmiş, televizyonda görebildim kendilerini.
Sonuç olarak, selam mezun ea, ben geldim.
bir buçuk milyon ergenin ve bir o kadar da fakir öğrencilerin girdiği sınav.

zengin bir insanın okumasına gerek yoktur.
ilk olarak geçen seneye bir göz atalım; (#15063703)
Bu sene geçen seneye göre bir fark vardı. bende, az çok çalışmıştım. evet istediğim bölüm kazanması zor bir bölümdü ama benim yine umudum vardı. Sınavdan bir gün önceye dönelim geç kalktım mal gibi, bu yüzden sınavdan bir gün önce saat 10:30 gibi yatağa yatmama rağmen saat 12:30 olmuş, ben hala uyuyamamıştım. 12:30da kalktım bir sigara içtim, iki-üç bardakta süt. 1 gibi tekrar yatağa yatma girişiminde bulundum ve sanırım saat 2:30 gibi uyumayı başardım.

Sınav günü saat 7:30 da kalktım, bir kaç dilim ekmek yedim daha sonra bilgisayarın başına geçtim. Eminem'den lose yourself'i dinledim bir kaç kere. normalde hip-hop kültüründen pek hazzetmeyen bir insan olmama rağmen, gaza getirici bir şarkı gerçekten... neyse konumuza dönelim saat 8:30da evden çıktım. sınav yerine vardığımda saat 9du ve yaklaşık 1 saat vardı. müzik dinlemeye devam ettim, rhcp'tan girdim muse'dan çıktım. 3 doors down'dan girdim a7x'ten çıktım. saat 9:40ta bir tane daha sigara içtim ve artık sınava girmeye hazırdım.

Kitapçığı falan kodladıktan sonra, kafamda bir soru işarete oluştu. Acaba sosyal'den mi yoksa türkçe'den mi başlamalıydım? Yalnız şöyle bir şey söz konusuydu sınav salonuna girdiğimde herkes muhabbeti kurmuş, kendi çaplarında birbirleriyle iletişim kurmuşlardı. sınıfta bir geri zekalı vardı, ki sınavda da kendini belli etti. ''40 lira verdik kalemler bunlarmıymış hahaha, halkla ilişkiler isteyen var mı? ona göre eleyeceğim buradakileri haha'' diye espriler yapan bir tip. neyse saat 9:59ta gözetmen başlayabilirsiniz dedi. bende başladım, he evet sosyal'den başladım. ilk soruyu yapamadım ikinci soruyu yaptım ama emin değildim üçüncü soruyu yapamadım.o an tabi kafada ister istemez ''sınav göte girdi galiba amk'' düşünceleri oluşuyor. moralimi bozmamaya çalıştım ama tarih gerçekten moralimi bozdu. dershanedeki denemelerde olsun, özdebir sınavları olsun tarihten en fazla 1 yanlışım çıkardı ve çabucak yapardım. tarihte 15 soruyu bitirdim ve yaklaşık 15 dakikamı aldı. 5 tanede boşum vardı. Neyse coğrafya kolaydı tarihe göre biraz daha, felsefede kolay sayılabilirdi ama din? o soruları hazırlayanların kafasını gerçekten merak ediyorum. yani din sorularında bu kadar zorlamaya ne gerek vardı onu bilmiyorum. hiç bir şıkta emin olmayarak işaretledim. daha sonra matematiğe geçtim. 1-2-3-4-5-6-7-8inci soruları yaklaşık 5 dakikada yaptım. lan dedim galiba olacak ama daha sonraki sorularda zorlanmaya başladım, daha çok zorlandım dahada çok zorlandım böyle gitti. yaklaşık 25 tane soruyu işaretledim ardından türkçeye geçtim. Türkçe geçen seneye göre daha kolaydı. anlam yoğunluğu daha fazla olsa da parçalar kısaydı. türkçe de 25. soruda falandım ve yukarıda bahsettiğim geri zekalı ortaya çıktı. Sınav gözetmeni geliyor, sınav komisyon başkanı geliyor, geliyor da geliyor çocuğun yanına. çocuk bağıra bağıra ''felsefe soruları daha kolay ben felsefe yapacağım, din sorularını yapmak istemiyorum.'' falan filan diyor. tamda yanımda piç, 25.soruyu 4-5 kere okudum onun yüzünden. neyse türkçeyi de bitirdim önümdeki yaklaşık 30 yaşında bir adam döndü ve şöyle bir diyalog geçti;
+oo maşallah gülüm iyi yapmışsın
-bilmiyorum emin değilim
+senden baksam olur mu?
-şey bakmazsanız daha iyi olur
+ama ben bakacağım sanırım
dedi önüne döndü. ve geri zekalı döndü benden baktı ama nereye tahmin edin, optiğe. çok güldüm sınavdan çıkınca, bakıp bakıp işaretliyor.

neyse işte bir sınavın daha sonuna geldik, sınavdan sonra açtım baktım tv'den. istediğim bölüme girmem çok zor artık. ama umut insanın ekmeğidir.

39. ve 40. soruları yukarıdaki parçaya göre cevaplayın.

39)yazarın anlatımında aşağıdakilerden hangisi daha ağır basmaktadır?
a)betimleme
b)tartışma
c)öyküleme
d)açıklama
e)örneklendirme

40)Yukarıdaki parçaya göre yazarla ilgili hangi yargılara ulaşılabilir?
a)mal
b)geri zekalı
c)vurdum duymaz
d)''yha ben anlamadım kiii''
e)hepsi
biri bizi gözetliyor mantığıyla, zaten gergin olan kişileri iyice geren, "ulan böyle otursam kopya mı sayılır? , silgiyle oynasam yanlış anlaşılır mı?" diye ter dökülen sınav.

yanlız bu sene paraya kıymış ösym.. kaliteli kalemler, faber castel silgi, toprak marka mendil ve plastik kalem kutusu verdi. şekerlerde idare ederdi... şaka bir yana artık önümüzdeki sınava bakmanın zamanı.. 3 ay kaldı ne öğrensek kar. sınav kötü geçtiyse bu sizi daha da kamçılasın diğer sınav için. iyi geçtiyse de yaymayın kendinizi.

öpüyorum gözlerinizden sevgili ygs insanları.
geçen seneye oranla daha kolay olan bu sınavla ilgili aklımda kalanlar:
-eğer gelişmiş bir ülke iseniz birbirinize yardım edin, küçük pratik çözümler bulun.
- 40 liraya aldığınız kalemlerin üzerinizdeki emek emanet gibi şeyler hakkında fazla kafa yormayın, zaten yorsanız da emek ile ösym kelimelerini bağdaştıramazsınız. ösym kelimesinden emek çıkmaz yani olmaz siktir edin.
- öğrenci başına 3 veli düşer.
- sınav çıkışında babanızın ölüsüyle karşılaşabilirsiniz, ölüm sizi teğet geçmez ama siz üzülmeyin, daha lys var. her şey bitmedi.
- her okul ve sınıfta kamera falan yok. şahsen benim gözetmenlerim bile camdan bahçeyi seyretti. önümdeki çocuk bir şey yapsa bakardım da o benden beter çıktı.
- her şey ders çalışmak değil, arada açın canan tan dahi olsa kitap, gazete okuyun da o paragraflar bir yerlerinize kaçmasın.
- sınava makyaja batmış halde gelen kızları anlamaya çalışmayın. onlar bu olayı sosyal aktivite zannediyor olabilir.
- hayatınız boyunca din derslerini boş ders olarak gördüyseniz sınavdaki din sorularına bakmanıza gerek yok. uydurmayın. tutmuyor.
- matematik yaparken bulduğunuz her yeri karalayarak çözün, zeki görünürsünüz.
dün girdiğim sınav:

-türkçeyi yaklaşık 45-50 dakikada bitirdim daha sonradan yapamadıklarıma dönüp yaptım. ayrıca birbirine çok yakın şıklar vardı deniliyor. ben fazla fark etmedim hazırlık döneminde çözdüğüm paragraf sorularının haddi hesabı yok ve yanlış max.1-2 yanlış çıkartırdım

-matematik.....

sosyal bilimler de tarihte ters köşe oldum diyebilirim osmanlı tarihinden hiç soru çıkmaması neredeyse çok şaşırttı beni. coğrafya da beklediğim gibi geçti normaldi. felsefe ve din kolaydı beni tek kaygılandıran şey hızımı alamayıp 45 sorunun tamamını çözmem acaba bir sıkıntı çıkar mı deneyimli biri beni bilgilendirirse sevinirim.
girdi gibi.
geçmiş sınav.

kardeşimin 1 senedir hiç çalışmadan girdiği sınav ayrıca. sınavdan önce buna 3-5 matematik sorusu yap dedim, sınavdan çıkınca mesaj atmaış "bir tane soru yaptım o da doğru çıktı * " diye. o zaman cüzdanımdaki itü öğrenci kimliğime baktım, sonra da ellerimi göğe açıp allaha şükrettim.
fena giren sınavdır.
hacım bakıyorum da seneye tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri uludağ sözlük yazarlarıyla dolup taşacak. bu ne lan. maşallah herkes 400ün üzerinde. bi de yarısı da öylesine girmiş, kendisini denemek için girmiş. ulan pezevenk, kendini denemek için girdiğin sınavda 400 alıyorsan zaten iyi bi fakültedesindir, daha ne diye kendini deneyesin?!

(bkz: at yalanı sikeyim inananı)
Turkce paragraf sorulaerinin gayet basit ve eglenceli oldugu sinav imis.
Bol bol sallayan uludağ sözlük yazarları yüzünden moralimizi bozan sınav.
Maşallah herkes ilk 1000 e girmiş anlaşılan
valla hiç bişey anlamadığım sınavdır. 12 sene aradan sonra girdim, bir de hepsini yapmak için kendimi kastım. meğerse daha bunun ikincisi üçüncüsü varmış. hala matematikten bişeyler çözmeli miydim yoksa çözmemeli myidim bilemediğim sınavdır.
Sosyali bilgiydi, matematiği yetişmedi, fen hep böyle miydi, o nasıl bir Türkçe idi. Hani YGS zor değildi. Yaşasın 23 Nisan.
hızımı alamayıp 2. entrymi girmeye zorlayan başlıktır.şimdi iyi hoşbeş girdim sınava bir fen liseli olarak beklenti yüksek tabi. türkçe iyiydi yani kolaydı demiyorum ama kısaydı. neyse bitti türkçe bi tane boş bırakmışım geçtim sosyale. ben o tarihe bi baktım içimden yusuf yusuf atıyorum dedim aha yedik yarrağı. söz o değil çözdüm tarihi bir baktım 6 boş. dedim geç sosyale bi geçtim piri reisin ırzına girmediğim mi kaldı, dinde bizim imam bile bu soruları çözemez demediğim mi kaldı. sonra salla sosyali matematik var dedim bu arada bir sayısalcı olarak türkçe sosyladen başlamakla zaten salaklık ediyomuşum 4 yıldır. bi matematiğe geldim aman yarebbi. o faktöriyel sorusuna fuck fuck diye bağırmaktan artık boğazım ağrıyor. neyse boş kalsın dedim anası sikilmiş bi fare sorusu vardı hap map veriyorlardı. uğraştım onu da çözemedim. geometride ne silindiri çözdüm ne katlamayı ne denklemi.o anda hemen hangi dershanede erken kayıt avantajı var onu düşünmeye başladım ve feni de zor bela çözdüm ve matematikten 4 boşum kala sınav bitti.
neyse çıktım bizim dershaneden bi arkadaş var çocuk benden hep 50 puan düşük alır. o gün o ibne de benle aynı yerde sınava giriyordu. bi geldi yanıma dedi matematiğim kesin ful. benim orda devreler yandı. eve gittim o sikimsonik trt okuldaki ibne spikeri de bi saat bekledim sonra bakmaya başladım keşke başlamasaydım. matematikten 4 boşum vardı 7 tane de yanlış yapmışım ki ben matematikten ortalama 2-3 yanlış yapan insanım. sonra kapattım telefonu attım tüm ygs kitaplarını artık ne bok yiyeceğim diye bekliyorum. bir de kendime de 2 gün tatil verdim sanki lys'den bi bok biliyorum ya. yani bana görünen yol "falancanın oğlu fen lisesine gidiyordu bi bok yapamamış beynine soktuğum ben gitsem daha iyi yapardım." olacak galiba. demek ki neymiş her şey çalışmakla olmuyormuş. yine de şükretmek lazım.
fenden, matematikten full çıkarabilenleri hayretle izlediğim sınav. ne yiyip ne içiyorsunuz olum, kötü geçen bir allahın kulu yok. Herkes ilk bine girmiş anlaşılan.
sınavdan bir gün önce aşırı iyi davranan annemin tavırları karşısında ''lan acaba kanser miyim? Bunun tek sebebi ygs olamaz herhalde..'' diye düşünürken sınavımın yarrak gibi geçmesi sonucu it muammelesi görmemle kanser olmadığıma kanaat getirdiğim sınavdır, en azından bu açıdan iyi geçmiştir.

sınav esnasında süre yetişti mi kaygısıyla, türkçe paragraflarının yarısını ne kadar sürede okuyom kontrolü yapıp, okuduğum o yarımı da unutmam ve her kontrolde sınıfın ortasındaki el kamerasına''ben kopya çekmiyom saate bakıyom'' imajı çizmek için kah gözlerimi kısarak, kah gözlerimi belerterek gerçek kesit oyunculuğu sergilemem, odaklanmamı ve süreyi dengeli kullanmamı oldukça zora sokmuştur.

buraya kadar anlattığım nüktedan anılarıma yanısıra sınav öncesinde stresten 1.5 litre kusmam ve yarım litre gözyaşı dökmem, tansiyonumun 5/8 olması gibi psikolojik temelli fizyolojik dramlarda yaşamışlığım var. zihnimde dolanıp duran çevremdekilerin ''hocam bu sene şu çok zor olacakmış, hocam bu sene bizim azımıza sıçcaklarmış, hocam bu sene bizi örseleyip , iğdiş edeceklermiş, haha inanmıyorum elektrik akımını bile mi çözemiyosun? yaa sınavın en kolay sorusuydu onu nasıl yapamadın?'' söylemleri arasında boğulmam ve başarılı lisenin başarısız öğrencisi olmanın verdiği tedirginlikle bir gece öncesinde müdür yardımcısının ''okulun en başarısız üç ismini açıklıyoruz, bunlar bi daha sınava girecek'' diyerek üç ismi de benim ismim olarak okuması gibi sürrealist rüyalar görmem sınav sabahı en sevdiğim kahvaltılık olan kaymaklı baldan beni soğutmuştur. - 1.5 litre kaymaklı bal kustum.-

sınava girerken ağladığım gibi çıkarken de ağladım, ama girerken ki gibi yerli yersiz değildi, yerli yerinde bir tepkiydi.

ardından sıra geldi trt'de soru çözümü izlemeye. soru çözümünün öncesinde ösym başkanı ali demir'in açıklamalarını dinlemeye başladık. ''sınav süresini kendini geliştirmiş adaylar ayarlayabildi.'' gibisinden bir cümle kurdu ve o esnada aklıma geçenlerde duyduğum bir olay geldi, bundan 5-6 yıl önce istanbul üniversite kimya bölümünden bir öğretim görevlisi istifa etmiş, sebebi de 8 yıl boyunca uğraşıp Türkiye'ye getirebildiği nobel kimya ödüllü komiteden bir bilim adamının konferansının olduğu gün,hülya avşarın da söyleşisi olması sonucu konferans salonunda 3-4 kişi bulabilmesiymiş. yani kendini geliştirmişliğin kıstasını ''ali babasına 10 lira vermekte babası bu 10 lirayı %15 faizle bankaya yatırmakta, buna göre anan kaç yaşındadır zaaa'' içerikli soruları belirli bir sürede çözmek olarak belirleyen adamların eleğinden geçen tipler, bilim yerine hülya avşarın inanılmaz yetenek sizsiniz maceralarını dinleyip, hunharca alkış tutmayı yeğleyen tipler oluyor. okullarına yetenek sizsiniz geldi mi boyanıp süslenip, 'bi umut kamera çeker' diye abartılı abartılı mimikler yapan, birbirinin götüne pandik atan adamları ayakta alkışlayan, -gülmediğim espriye yetenek sizsinizde üniversitelilerin alkışlayacağı ayarda bi espriydi tebrikler kardeş diyorum lan lugatımda deyimleşti adeta- twitter kullanmayı entellektüellik sanan, dostoyevskinin devlet sistemine yönelik yazdığı cümleyi eski sevgilisine kapak olsun diye facebookuna yazan, sırf bir sikim üniversiteye girebildiği için yaşamı tüm zorluklarıyla iyi kötü yaşamış dedelerini, ninelerini ''hoff cahil'' diye yaftalayan adamların ölçüt olduğu bir geliştirmişlik kıstasına ise geçmişteki, şimdiki ve gelecekti nesiller tabi olmaya devam ediyor.

bizim de okulda bir çocuk vardı mesela ''ya üniversiteyi kazanınca kahverengi şort giyicem, altına dexter giyicem, üzerime gömlek giyip sonuna kadar ilikliyecem'' diye planlar sunuyordu geleceğe dair, o da ben de hukuk istiyoruz, ki ben 13 yaşındaki bir çocuğun 28 kişi tarafından tecavüze uğramasına karşılık ''kendi rızası'' diye karar alan adalet sistemimize zerre inancım olmamasına rağmen hukuk okuyup bir şeyleri değiştirmeyi göze alıp da hukuk istiyorum, ben kazanamayacağım ama o kazanıp dexter+kahverengi şort+gömleği sona kadar ilikleme denklemiyle hukuk sistemimizi idame ettirecek konumda bulunacak.

diyeceğim o ki böyle bir sistemde derdimizin hala geçen seneki sorularla bu sene ki soruların zorluklarının farklı olması, türkçenin uzun olması bilmem ne olması üzücü. sana sen olma hakkı vermedikleri sürece, gelişmişliğini 160 dakkaya sığdırmaya devam ettikleri sürece, ufkunu üniversite de giyeceğin şortun rengi boyutuna indirgeyecek kadar sınırlandırdıkları sürece, daha 17-18 yaşındaki halinle seni -beni- stresten kusturup yerli yersiz ağlatacak seviyeye getirdikleri sürece, isterlerse facebookta ''bu soruyu bir einstein, bir de çinli 10 yaşında bi çocuk çözmüş'' diye dolanan sorulardan düzsünler önüne ehemmiyeti yok.

dipnot:yaş problemi sorusunda babayı ölü buldum amına koyuyum.
uludağ sözlük yazarlarının full çektiği sınavdır.
(bkz: onlar sana yazılıyor senin haberin yok)
emek hırsızı sınavdır.
yaptığım denemelerde türkçeden 38 netin altına düşmezken ygs de 30 net yapmam ösymnin "çok çalıştın ama burda bizim borumuz öter" deme şeklidir. acıdığım şey bu kadar kasıp ygs ye çalışmak için ayırdığım zaman oldu. hiç çalışmadan da bu neti yapabilirdim. 160 dk. da yediğin haklarımız fitil fitil burnundan gelsin ösym, beni bile fuck the system moduna bağlatabildin.
eşit ağırlık ve sözel bölümünden olupta zaman yetmedi diye ortalıkta ağlayanlar yok mu içim kahkaha atıyor..!
Bu sene de olmadı. Gelsin ygs 2014.
hakkında bu kadar entry girilince açıklandı sandığım. halbuki iki tane entry girilmiş.