bugün

yaz bitti, yaz bitti
yüksek sesle söylüyorum bunu kendime
her yerde söylendiği gibi
yaz bitti, yaz bitti
hiçbir şey, hiçbir şey
hiçbir şey
yalnızca üşüyorum şimdi

insanın, anlamsız efkârına sebep olan durum. yaprakların dökülüşüne, ağaçların çıplaklık protestosuna tahammül edememek durumu... bir şiir belki fotoklip eşliğinde upload ettiğimiz vakti zamanında zihnimize. ama gerçek, gözle görülür, elle tutulur gerçek: yaz bitti...
bir murathan mungan şiiri. güzel bir mungan şiiri.

yazın bittiği her yerde söylenir
söylenmeyen şeyler kalır geriye

ve sonra hiçbir şey olmamış gibi
ağır, usul bir hazırlık başlar
uykuya benzer yeni bir mevsime

orda burda, ev içlerinde, kır kahvelerinde, deniz kenarlarında
incelen yazın akşam esintilerinde
zaman usulca sıyrılır aramızdan
ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini
başka ne gelir elimizden
büyük bir uzaklığa gülümseyerek
geçiştiririz
ıskaladığımız şeyleri

yatıştırıcı rüzgarlar
dışavurur içimizdeki lodosu, poyrazı, günbatımlarını
saklar bizi
gözlerimizdeki hüzne 'dinginlik' adını verir
'seni iyi gördüm' diyenler
biz de iyi hissederiz kendimizi
elimizden başka ne gelir ki?

köşe başları, akşamüstleri, kokular
tozar gider zamanın boşluğunda
karışır anların kuytu belleğine
belki sonraları bir gün
hatırlanır aynı kederle
yazın bittiği her yerde söylenir
söyleyenler inanır bir şeylerin sahiden bittiğine
yaz biter
eskir geceler, serin, hüzünlü
yeni mevsime hazırlık: ömrün teyel yerleri
bir yanı telaş, bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri
çıkarır sizi dalgın derinliğinizden
yaşadığınızı duyarsınız teninizde
bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz
sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları
ahşap panjurları
yaz bitti
bitmeyen şeyler kaldı geride

yaz bitti
yaz bitti
yüksek sesle söylüyorum bunu kendime
her yerde söylendiği gibi
yaz bitti
yaz bitti
hiçbir şey hiçbir şey
hiçbir şey
yalnızca üşüyorum şimdi
algın bir kırlangıçtı annem

uçmayı öğretmedi bize

yaz bitti;



yaz bitti;Kendine dönük bir bıçağı

bileyerek bitti yaz;Usulca soldu iskele



üşüyen sulara bıraktım bedenimi

dedim ki aşk, bir kez daha

fırlatıp kıyıya attı dudağımdaki tuzu emerek

sessizce yalvararak içine çekti sonra.



Ah! Bir deniz kızı olsam

bir mercan ada

mavi bir yelkenli



kimseler anlayamıyacak bu ilişkinin

bende çoğalttığı kederi



Her sabah nar ağacından öten bülbülü anlattım ona

sözcüklerimi sorgulayan kül rengi kuşunu akşamüstlerinin

asmanın bu yıl üzüm vermediğini anlattım

dalgaları dinlediğim geceleri, herkesten gizli.



Kumsalı avuçlayıp okyanusu tanıdığımı anlattım

bir denizatıyla yaşadığım düşünsel serüveni

güneşin tenimde nasıl dolaştığını ve unutturduğunu yalnızlığımı

dağların ucuna konup konup kalkan bulutu anlattım



O bana ne ölüm oruçlarında kalan ömrümü sordu, ne kirli savaşı

ne de askere alınan oğluma getirdi sözü

erken inen bir yaz gibisin dedi yalnızca

sıcak saçlarındaki siyahı solduracak

ve tuttuğun yas yakışacak yüzüne;



Yaz bitti, dedi, oturduğu taştan hafifçe doğrularak

günlerdir bize yol gösteren ezgi

göçmen bir kuşun kanadında Kumsal

sensizliği yaşamaya başladı çoktan



Yaz bitti, dedi, incecik dildi domatesleri beyaz tabağa

peynir ve yeşil biber ve mavi bir hüzün

uzakta, çok uzakta ağlarınıatan balıkçılar

ve gözyaşının yalnızlık olduğu dünya.



Yaz bitti, dedi, az önce yaktığı ateşte ısıttı ekmekler

bir çağ kapandı sanki;Ürperen akşam

suskunluk olup kondu dudaklarına

yaz bitti, dedi, kalbim seninle çarparken yaz yaz bitti;



O gece ağlarını onardı balıkçılar

sarı ışığında fenerlerin

teknelerini yıkayıp parlattılar

sandalcılar yakamozlar astı küreklerine



hep birlikte açık denizlere gittiler

silmek için çapalarına dolanan pası.



O gece bir bekleyişti ömrümüz

uzun , sakin, umutla berkitilmiş.

Dağ koyaklarından getirilmiş ,taze

sütleri içtik ve eski ağılların

çıngırak seslerini doldurduk ceplerimize.



Çıkıp geldi Homeros, yorgun

ak bir ihtiyar, dayanmış asasına

aşkı ne yaptınız diye sordu

hangi küle kardınız günlük kokulu aşkı.



Yanıt bile beklemeden yürüyüp gitti.



Baktık ki ayak izlerinde ay

öpüşüp duruyor denizle.



Sen yokken, denizin başladığı yerden doğardı güneş

kumları yıkardı, gümüş oyuncaklar salardı suya.

Dağlara çekilirdi sonra ve rüzgar

susam ve sakız kokularını karıştırırdı birbirine.



Çocuklar uyurdu serin uykularda, lacivert bir dinginlikti akşam

kıyıda ateşler yakmazdım, bir şiir sokulmazdı düşüncelerime

rastgele derdim balıkçılara, sabrınız bol, ağlarınız dolu olsun

yalnızlık kardeşimdi hüzün nehir yatağındaki zakkum.



Şimdi ben, düşlerimde balığa çıkıyorum her gece

her gece bir sardunya sararıp düşüyor, her yolcu

yüreğimi ağrıtıyor biraz. Bir kırlangıç sesimi tırmalıyor durmadan

yaz bitti, diyor, kalbim seninle çarparken bitti yaz;



Günün ilk sesi, gecenin son iç çekişiydi

sevgiden doğmuştu aydınlık, harlı ateşten sıcacık kül.

Dağ gerindi, asfalt anımsadı uzun bir yol olduğunu

usulca sallandı tekneler, gözlerini açtı orman

bir saklı liman usulca çıktı yeryüzüne



Ötede Hadrianus parlak giysilerinden soyunuk

kılıçsız, kalkansız, bir kemerdi herkesin unuttuğu



Yaz bitti, dedi. Tarihte, tanrıların geri çekildiği

insanın tek başına direndiği o benzersiz an;ı yakala

yüreğinle tut zamanın en masum saatini.



Az sonra Roma;ya yerleşecek yoksul isa

ilk mermi fırlayacak kovanından

ilk kan, bir destan gibi sunulacak

ve okşanacak bir altınla barbarlığımız.



Yaz bitti, dedi, kalbim seninle çarparken bitti yaz;

Ötede Hadrianus, kırallığını aşmış bir bilici

barışın titrek ışıklarına bakarak

gözleri açık gitti ölüme ve yaz bitti;





Anladıkve acıdan kır düştü saçlarımıza

denizin üstünde kalkan tülsü bulutu örtündü köy

korsanların kutsal tapınağına çevirdi yüzünü

yıkılan seralardan, bozulan meyve bahçelerinden

yükselen ağıtı duymadı hiç.


yaz bitti; kendine dönük bir bıçağı

bileyerek bitti yaz;usulca soldu iskele



Kıyıdan el salladık beyaz bir gemiye

gemi gülümsedi. Ne top atışı, ne bir bayrak, ne isim

anladık bir dosta veda ettiğimizi..

(bkz: zerrin taşpınar)
zamanında çok popüler olmamış bir yaşar şarkısı. güzel şarkıdır ama, tekerleme gibi söylemesi pek zevklidir.

--spoiler--
ya kalem bitti ne naz
bu yalan gibi biraz
ya istilada kalpler sessiz
yazilmadi postacilar issiz
mevsim biterken boyle asklar da biter
baska biriyle baska, baska sehirler
yaz yaklasinca duser akillir basa
sonra postacilar ise yagmurlar bitince
--spoiler--
yaz biter, adresler alınır ama o beklenen mektuplar hiç gelmez ve postacılar da işsiz kalır. böyle bir şarkıdır.
bu senenin ilk yaz bitti si benden gelsin. sabah hatta öğlen uyanınca çılgın bir yağmur, hava kurşun gibi ağır, anladım ki yaz bitti, yaz gitsin, yaz bitsin.
bugünün anlam ve önemini anlatır. evet.
Kardeş siz coğrafya dersi görmediniz mi? 21 eylül sonbaharın başladığı gün oluyor. Daha 21 gün var raad olun.
divane albümünden, çokça bilinmese de, mükemmel kalitedeki yaşar parçası. erdem sökmen klasik gitarını konuşturmuştur.
burundan selam çakan yeşil sümüğün beyanıdır.
yaz başlarken dinlemenin ironisini yaşadığım parça.
ne bilim ne eskisi gibi başlıyor artık yaz, nede eskisi gibi bitiyor yaz. çok mu kaybolduk biz ?
Yapımı : 1985 - Türkiye
Tür : Aile , Romantik
Süre: 88 Dak.
Yönetmen : Zeki Alasya
Oyuncular : Kadir inanır , Tuluğ Çizgen , Melike Zobu , Bülent Bilgiç , Yasemin Koşal
Senaryo : Mehmet Aydın
Yapımcı : Enver Özer
https://www.youtube.com/watch?v=s9tq67QhVdA
Seneye artik.
Deme öyle deme.
Mezun olan ve issiz takilanlar icin sevindirici haber. Disari cikacak arkadas bulma korkusunun bitisi
Allahım çok şükürdür.
Bitsin artık. Güneşi sömürdünüz tatil diye diye. Fakiriz tatil yapamıyoruz işte ne halden anlamaz insanlarsınız. Yüzünüze tükürürdüm ama siz ondan da anlamazsınız ki... yazık....
"Söyleyin de bitmesin be." dedirten bildiridir.
hazır değilim daha.

dudu peri nerelerdesin?
ah ağliyiciğim.
Ve benim de tüm hayallerim umutlarım her şeyim bitti.
Zaten benim için hiç başlamamıştı.
Bu yıl denize giremeden bitti! Olsun aman havalar serinlesin de bitsin sorun değil. O değil de bu eylül hep bir buruk başlıyor her zaman nedense?
Hele şükür yandık amk.
Bitti bitti.
Okul açılmadan yaz bitmez. Ama az kaldı evet.
yok lan daha var.