bugün

çevremde o kadar çok insan var ki ama dünyada benden başka kimse yok.
vah vah senin ne derdin var kumanda kardeş?
çerez kasesinin dibinde tek başına bırakılan ağzı kapalı antep fıstığı...
eskiden insanlar bana '' şu kursa gittim bu kursa gittim,seramik dersine yazıldım,sosyal kulüplere gidiyorum'' dediğinde çok cringe gelirdi. içimden '' öff onlar neymiş ya öyle '' derken son zamanlarda sosyalleşmek için 1-2 tanesine giderken buldum kendimi.
kalamadığımız ve telaşenin, gerekli gereksiz yoğunluğun hep revaçta olduğu hayat...
üstad necip fazıl'ın ''yalnızlık yırttı benim ruhumu, kendimi sana teslim ediyorum allahım'' dediği dizeler enfestir.
ben ki çevresindeki insan kalabalığından ve faydalı faydasız arkadaş, atsan atılmaz satsan satılmaz insan-lar durumlarından muzdarip!
hangi yalnızlık, neyin yalnızlığı a.k.
Çok kolay vazgeçebiliyorum.
kime anlatayım, kimse yok ki...
ağacın dalından yere düşmekte olan bir yaprak tanesi, hem diğer yapraklara yakın hem de yere çakılmaya çok yakın.
Anahtar kullanıyorum...
Gidip geleceğim 2500 km de beni tanıyan bir kişi bile yok.
gece yarısı kapınızı hırsızdan başka kimse çalmaz.
(bkz: kitap).
çöldeki bir vahabi kadar yalnızım.
Kediyle sohbet ederken gözlerimin içine bakıyor diye sevinmektir.
acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımızdı.
Empire State Building gökdeleninin tepesindeki King kong yalnızlığı..
Mükemmel boşluk.
Kuşkusuz eksik birlikte olmaktır.
Ben ayın karanlık tarafında güneşimi bekliyorum.
millet evde karantina altında ya manita ile konuştur ya da flörtüyle, ben gelmiş burada sözlükten başlık seçiyorum altına entry girebileceğim.
bence bu yeterli.
(bkz: yalnızlık was here)
Herkesin detaylarını bilmeme rağmen kimse benim detaylarımı öğrenmedi, öğrenmek istemedi.
Ben tek siz hepiniz...
pardon az sever misiniz?
Ben ayın karanlık tarafında güneşimi bekliyorum..
ölüyorum ulan.