bugün

Dün itibariyle balonu patlayan film. Fanları şu an kuduruyor...
filmin 3 dalda oscar almasıyla davulcuları sevindiren bir yandan da üzen hadisedir. niye mi ? şimdi bütün kro özenti ergenler davula başlayacak.
etkisinden bırakan, oscar' ı her türlü hakeden güzel bir filmdir.

filmi izledikten sonra davuluma saldıran kuzenlerde olmasaydı daha iyi olurdu aslında.
Metallicanın 1983 de çıkardığı bir şarkıdır çok sağlam bir parçadır .
güzel film ama kesinlikle abartı. üstün dökmen başarı hikayesi gibi... bu filmdeki iskeleti bir boksöre, bir dansçıya, bir avukata, bir dedektife her şeye ama her şeye uyarlayabilirsin. şahsi notum: 10/7.
en iyi yardımcı oyuncu oscarını kesinlikle j.k. simmons sonuna kadar haketti. en iyi ses miksajı da tamam. ama en iyi kurgu konusunda bir sıkıntı var. zira kurgusunda en iyi kurgu oscarını hakedecek bir şey yoktu. bunu filmi çok beğenen biri olarak objektif bir şekilde bakınca söylüyorum. gerçi bu sene interstellar gibi bir filmi harcamış bir akademiden bahsediyoruz...
filmdeki hocanın istanbul zilini öğrencisine fırlatması durumunu birebir yaşadıktan sonra izlediğimde, yok artık bu kadar tesadüf dedirtmiştir.
Dün 1 tl ye izlediğim ,ekisini hala sürdüren harika bir film . Sonlara doğru andrew' in vuruslarinda kaybolmuş buldum kendimi. Ritim artirmasiyla bizim de kalbimizin ritmini artirdi.
Acting like a maniac !
j.k simmons'un ''en iyi yardımcı erkek oscarını'' sonuna kadar hak ettiği film. son zamanlarda yapılan en iyi gerilim filmi de diyebiliriz.

sürükleyiciliğini ve hikayeye sadık kalması ile birbirine bağlı karakterler ve alışıla gelmişin dışına çıkan senaryosu ile damien chazelle müthiş bir iş başarmış.

10 üzerinden 10.
bu filme overrated diyenlerin gözüne sıçılması gerekir.
Çok abartıldığını düşündüğüm orta karar amerikan filmi.
güzel film.

bir zamanlar amerika'da big band dersinde çaldığımız günleri hatırladım. bizim de hoca biraz sertti. ama en büyük jazz üstadlarıyla çalışmış biri olduğu için idare ederdik. tabii ki filmdeki sadist herifle alakası yoktu; yine de açıkçası ben bi süre sonra dayanamadım, dersi bıraktım. bu işi yapan adamların nota deşifresi gerçekten çok iyi oluyor, beni de epey geliştirmişti ama caz müziği notaya bağlı kalarak çalmak, doğaçlama yapamamak benim mantığıma biraz ters geliyordu.

her neyse... sonuçta filmdeki eleman benim aksime vazgeçmiyor. ancak bazı abartılar var; filmde öyle bir çalıyor ki velet eli kanıyor felan, o kadar çok terliyor ki beraberinde davul da terliyor sanki falan... bu abartmalar canımı sıktı açıkçası. ama film o kadar tutkuyla işlenmiş ki, yapanların müzik hastası insanlar olduğu belli. bu yüzden ve bana hatırlattıkları için filmi sevdim.
konusu müzik olan olağanüstü filmlerdendir. diğer bi örneği: (bkz: crossroads)

--edit-- gereksiz olamayabilecek bir ayrıntı: ayrıca filmde kullanılan zillerin markası istanbul'dur.
Bir türlü izlemesi nasip olmayan. Sanki izlesem ölcem aq.
Fletcher gibi adamları her ne kadar yeri geldi mi fena asi olan biri olarak sevmişsem de, heryerde olmalılar diyerekten söze başlayalım.

film öncelikle akademik anlamda müziğin ilmini göstermesi açısından önemli, çoğunuz o dinlediğiniz şarkıların mutfağını merak bile etmez.muazzam bir uğraş, muaazam bi yetenek ve beceri isteyen bir iş olduğunu raymenin kanayan ellerinden görmek mümkün.

abartı gelebilir dediğiniz yerler film olmasından ileri geliyo ki burda verilen mesaj, mesajı verirken tasarlanan kurgu önemli ve kendini izletebilirlik ki film izleyebilen biri de değilim.

filmin özeti barda fletcher ile raymen ın konuşmasında saklı, en iyiyi yaratabilmek için verilen çaba.

Benim için en önemli kısımlardan biri de aksiyon veya gerilim filmi olmamasına rağmen çoğu sahneyi nefesimi tutarak izlemiş olmam.

Raymen in kazadan sonra o halde hala konsere yetişmeye çalışması sembolik olarak muazzam. onun adı aşk işte.

Müziğe aşık olan biri olarak, müzik okuyan biri olarak o çabayı ben enstrumanım olan bağlama konusunda veremedim. Geç kalmışlık hissi vardı ve geçerli bi nedendi, çünkü büyük virtüözler bu işe 6-7 yaşlarında başlamışlardı istisnasız. ben o zaman ki eşimin yeter artık başım şişti demesinden dolayı bağlamamı parçaladım. 1,5 yıl sonra dayanamayıp yenisini aldım tabi. * Raymen in sevgilisinden ayrılma hikayesi de içimi acıtmadı değil. Onu anlayabiliyordum.

Nitekim film doyurdu beni ama asla gaza getirmedi, 16-17 yaşında biri olsam gaza gelirdim belki ama artık hayatın size neler getirebileceğini biliyorsanız asla film karakterlerinin yerine geçmeye de çalışmazsınız.
Usenmedim ve tek tek okudum yazdiklarini serefsizimbenimaklimagelmisti adli yazarin. Turkiyenin toplumsal yapisi diye bi dersimiz vardi ve hocamiz onermisti filme bir turlu firsat bulamamistim ve izlemekten kacinmistim sıkılırım diye. Suan cilginlar gibi izlemek istiyorumm.
J.k simmonsun oyunculuğunun çok iyi olduğu film. Senaryosuda güzeldi.
Güzel film kesinlikle izleyin. Sonu, başta saçma kısa kesilmiş gibi gelebilir ama sonra sonra iyiki de öyle olmuş dedirtiyor. Preciousvs ninde dediği gibi dehaları ortaya çıkartmak için onları böylesine zorlamak etik mi değil mi değer mi değmez mi cevabı size bırakıyor.
Birdman' den iyi olduğunu düşündüğüm filmdir. Her ne kadar Miles Teller yerine başka oyuncu oynayamaz mıydı diye kendime sorsam da sonradan kendilerinin 15 yaşından beri bateri çaldığını öğrenip biraz da olsa tatmin oldum. Çünkü bu harikulade senaryo ve muazzam oyunculuk performansı sergileyen J. K Simmons' un yanına daha da iyi bir oyuncu yakışabilirdi diye düşünmedim değil. Müthiş kurgusu ve akıcılığıyla sürükleyici bir film. Film esnasında hiç sıkılmadım. Olay örgüsü çok başarılı olmuş. Uzun lafın kısası izleyin, izlettirin agalar.
J.K. Simmons'ın fletcher rolü ile yardırdığı, bir işte en iyisi olmak için sınırların nasıl zorlanması gerektiğini anlatan 2014 yapımı dram-müzik filmi.

--spoiler--
son zamanlarda yoğun hayat temposu nedeniyle, oscar'ın tadına bakmış filmlerin arasında tek izleyemediğim film whiplash olmuştu. dün akşam şans eseri trailerını tekrar izledim ve o anda filmi izlemem gerektiğini anladım, çünkü trailer cidden beklentiyi tavan yapıyor. ustaca hazırlanmış ve filmi size izletmek istiyor. ama filme gelirsek... güzel olabilecek bir hikayenin, vasat işlenişi vardı ekranda. oyunculuklar güzel, müzik güzel, kamera açıları güzel ama hikayenin işlenişi hiç olmamış. böyle bir film için en iyi film oscarı 3-4 gömlek yukarıda. ama fletcher rolünde ki simmons, ciddi anlamda hak ediyor oscar'ı.

diyeceksiniz ki, "neresi kötü işlenmiş filmini, bence çok güzeldi". filmin hikayesi her insanın hoşuna gidebilecek bir çabalama ve başarı öyküsü olduğu için siz o filmi nasıl işlerseniz işleyin bir şekilde izleyici beğenecektir zaten. ama daha teknik açıdan bakılırsa, film sadece j.k. simmons oscar alsın diye çekilmiş gibiydi. çünkü andrew ve fletcher karakterleri dışında ki hiçbir karakterin durumu işlenmiyordu. arada bir kaç sahnelik giren kız arkadaş, daha sonra bir anda ayrılma, kızı bir daha göremememiz. tır kazası, yerden kanlar içinde kalkıp sahneye çıkma, hiçbir şey yokmuş gibi ayağa kalkıp fletcher'a saldırma, time skip. kulaklıkla en iyilerini dinleme, elleri patlayana kadar bateri çalma, yara bandı, buzlu su. filmin işlenişinde bu tarz ilerlemeler dışında bir şey yoktu ki bunlarda yarım yamalaktı hep.

tabi filmin güzel sahneleri yok muydu? tabi ki vardı, özellikle fletcher'ın milletin üzerine gittiği sahneler kesinlikle efsaneviydi. tabi simmons'ın bu kadar öne çıkmasında rolünün etkisi olduğu kadar, miles teller'ın oyunculuğunun etkisi de büyük. j.k. simmons diğer oyuncuların kendinden daha alt seviyede olmasıyla birlikte mükemmel bir şekilde parlamış filmde.

film akıcı bir film, heyecanlı bir film. bazı sahnelerde gerilimi hissediyorsunuz. belki damien chazelle yerine başka bir yönetmen olsaydı koltukta, en iyi film oscar'ını alabilirdi. çünkü çok daha epik bir şekilde çekilebilecek sahneler vardı filmde. belki damien daha sade bir film istiyordu ama bu biraz filmin önüne taş koyuyordu. eksikliklerine rağmen izlemesi oldukça keyifli bir filmdi. insanların baskı altında çok daha iyi sonuçlar verebildiklerini düşünenlerdenim, fazlası mental açıdan zorlayıcı olsa bile en iyisi olmak için sınırları zorlamak gerekiyor.
--spoiler--
bu hafta desem'de gösterimde imiş. kaçmaz!
''azimle sıçan mermeri deler'' özlü sözünün filme konu olmuş halidir.

jvc açılış sahnesinde andrew'in baterisindeki ''istanbul'' marka zilleri dikkatimi çekmiş ve istanbul'un iyi bir zil markası olduğunu bana öğreten naciz film.
Bağımsız sinemadan ve genç bir yönetmen Damien Chazelle elinden çıkan, ayrıca 87. Akademi Ödüllerinde 3 dalda Oscar heykelciğini kazanan “Whiplash”, son dönem izlediğim filmler içinde en başarılı film olarak hem gönlümde hem de aklımda yer etti. http://www.mumillica.net/...whiplash-vur-zillere.html
Metallica şarkısı efsanedir . Unutanin kanı kurusun .