bugün

Aralık 1972 istanbul doğumlu.
ilkokul ikinci sınıfta, sene sonu müsameresinde, tiyatro ve sahneyle tanıştı.
Özel Ortadoğu Koleji'ndeki yılları, üniversite hazırlıklarından ziyade tiyatro hazırlıklarıyla geçti.
Lise birinci sınıfta, eline tutuşturulan bir formdaki, gelecekte hangi mesleği seçmek istersiniz sorusuna, sunuculuk, spikerlik yazmış ancak üniversite yılları Adapazarı'nda sunuculuktan, spikerlikten uzak geçmişti.
Yüksek öğreniminin ardından iTÜ Sakarya mezunu bir teknik adam oluvermişti.
Hemen bir fabrikada iş buldu.
Fakat kendi mizacıyla hiç uyuşmayan bu mesleğe ancak iki ay tahammül edebildi.
Daha sonra Ak Radyo'da radyoculuk ve hemen ardından, bir yıl sonra Kanal 7'de sunuculuk ve sonrasında program yapımcılığına başladı.
Bu işi sevmişti ve gidişat onu gösteriyordu ki; bu meslekte kalıcıydı.
O yüzden hemen bu işin eğitimini almaya karar verdi.
Önce bir yıl sunuculuk, spikerlik eğitimini aldı.
Ardından Amerika'da New York Film Akademisi'nde yönetmenlik eğitimi gördü.
Yeni bir hayali vardı artık; bir sinema filmi çekecekti!
Ne yazık ki, bu hayali biraz ertelemesi gerekiyordu.
Üç yıldan bu yana hazırladığı Deniz Feneri TV programları, bir hayli vaktini alıyordu.
Aslında bu iş programcılığı da aşmıştı.
Ortalıkda, dönen ve her geçen gün büyüyen bir yardım yumağı vardı.
Bu nedenle sevdiği dostlarıyla biraraya gelip Deniz Feneri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin kurulmasına öncülük yaptı.
Bu arada Deniz Feneri, çok kısa sürede istanbul'un ve Türkiye'nin en faal dernekleri arasına girmiş, üyeleri ve sevenleri çoktan ülke sınırlarını aşmıştı bile.
Uğur Arslan, huzur bulduğu ve mutlu olduğu işlerin peşinde koşan ve sadece gönlünün götürdüğü yerlere giden insanlardan biri...

http://www.ugurarslan.com
an itibari ile starda izel ile program yapan, kendini komik duruma düşüren sunucu. titre ve kendine gel diyoruz. ait olmadığın yerlerde ne işin var???
sevmedim sevemedim! güzel şiir yazıp söyleyen, aynı zamanda yoksula, ihtiyacı olana, dara düşmüş bedbaht olmuş fukaraya el uzatan anlaşılması zor bir o kadarda yapay görünen beyaz cam enteresanı...
karagümrük'ün mini etekli kızlarımıza kızmayan, bacaklarını ceketiyle örten delikanlısı. muhafazakar kesimin idolü olması, eski bir iyiliksever olması vesilesiyle, albüm satışları ile parsayı götürmektedir kendisi. kazandıklarıyla deniz feneri'ne katkıda bulunuyor olmalı ki, hiç ses çıkmadı bugüne kadar.
yılmaz erdogan kalitesinde siirler yazabilen ender isimlerden kisilik olarakda harika ve mutevazi bir insan.
hele bir de er mektubu vardır nasıl da duygu yukludur o mektup ne de guzel okunur ugur arslantarafından.
başka hiç bir sevap işlemese de deniz feneri aracılığıyla yardım yapılan kişilerin ve proğramını gözleri dolu dolu izleyenlerin dualarıyla cennete girmesi kuvvetle muhtemel insan.
gerçekten insan!
deniz feneri derneğini kurmuş dünyanın her bölgesine yardım götüren bir dernek oluşturmayı başarmış yardımseverleri bir çatı altında toplamayı kendine ilke edinmiş ve yoğun iş temposu sebebiyle * dernek başkanlığını bırakmış ve sadece programın sunuculuğunu devam ettirmekte olan ve son şiiri karagümrük yanıyor ile gönüllerde tekrardan yer eden şair yardımsever güzel insan
(bkz: karagümrük yanıyor)
(bkz: deniz feneri)
derin ve mükerrer şöhreti *, az közlü küllerinden doğuşu, bir zamanlar çakır'ı oynayan 'kaynarca' gibi hazmedememiş, dünyanın en antipatik ve zorlama kliklerinden olan 'delikanlı' triplerine girigirivermiş 'islamik air abi'... devam etsin böyle tabii. öğretmen, biliminsanı da neymiş, onların edimleri ile değil, tv ikonlarının 'showları' sayesinde kurtulacak bu 'millet' beş kuruşa onbeş saate çalışmaktan zaten. uyarsın bu uyarsız, kimliğini yitirmiş, hafızasız topluma 'uğur', veya gözlüklerle birlikte basireti de atıverdin 'kazara', ben fesatım, bilemedim şimdi?... ama çalışan beyinlerin 'algı dünyasında' iğreti duruyorsun işte, bilesin...
kendini bir gruba entellektüel sandırmayı basarmıs bildigin kıro.
fox tv ekranlarında songül karlı ile ''su gibi'' programını sunan şair.
Deniz Fenerinde yakaladığı başarıyı diğer yaptığı programlarla yakalayamamıştır. Deniz Feneride gece geç saatlerde yayınlanmaya başladığından izleyicisi artık eskisi kadar değildir ama Kurban Bayramında yapılan kurban bağışlarından en çok gene Deniz Feneri nasiplenmiştir.
üniversiteyi bitirene kadar bir kızın bile elini tutmadım açıklaması mevcut şahıs. öyle yetiştirilmiş.
(bkz: no comment)
üniversiteyi bitirene kadar bir kızın elini tutmamış olmasından olsa gerek, üniversiteyi bitirdikten sonra deniz feneri programlarında iyilik meleği olarak profesyonel kariyerine devam etmiştir. ziyadesiyle iyilik meleği takıldığını düşündüğünden olacak, sonunda "eeeeeytere be!" nidasıyla bol baldır bacaklı programların sunucusu olarak görmekteyizdir kendisini. bu sıralar fox tv'de en hafif ifadeyle evlilik tellallığı yapmaktadır.

(bkz: nereden nereye)
sayginligini deniz feneri dernegine defnetmis, su siralar akla mantiga sigmayacak islerle mesgul sahis.
şaircik.
'üniversiteyi bitirene kadar bir kızın elini tutmadığını' beyân eden bu muhafazakar(!) tipin bu ''imajını kullanarak düzdüğü* kabuklu ve kabuksuz 'fıstıkları', kırdığı 'cevizleri' uc uca eklesek boğaz köprüsü'nü geçer'', dedi sağlam bir kaynak geçenlerde, bilemiyorum artık? tanımam etmem kendisini; bir garezim, herhangi bir hukukum mevcut değildir, olsun da istemem; iddiaya kat'i olarak inanmak gibi bir durumum da yoktur. lâkin bunu iddia eden adamın da harbi ve dindar bir yakın şahsiyet olması, ve dahi bu vatandaşın yapmacık tripleri işkillendirmektedir bende'nizi sevgilim sözlüküm, netekim...
deniz feneri davası'nı akp'yi kapatmamanın rövanşı olarak niteleyerek pes dedirten insan. bir dava almanya'da açıldı iki deniz feneri o davada suçlu bulundu. almanya'daki deniz feneriyle buradakinin bağlantısı olmadığını söyleyene de ancak gülünür.
klasik bir lümpen türk sağcısıdır, gider deniz feneri'nde yoksullara yardım dağıtıyormuş gibi yapar, şiir zannettiği uyaklı arabesk bile olamayacak kadar pespaye dörtlükleri hikayeden bir ses tonuyla okur, çöpçatan programlarında sunuculuk yapar, tüm bunlarla da yetinmez, gider gencecik insanların kanı üzerinden servetine servet katar.
komedi bi şahıs ya. deniz feneri programının iyi niyetli olduğuna kimi çevreler kendini zorla inandırmak isteyebilir o konuda bir yorum yapamayacağım. benim ilgimi çeken bugün ilk kez farkettiğim çöp çatan programı. bu adamın yanındaki sunucuyla anlaşıp pembe beyaz giyinip, pespembe bir stüdyoda hiç de pembe olmayan hayaller pazarlaması nedense deniz feneri ni hatırlattı.
"yok canım samsunlu değildir" dedirten adamdır. hemşerin olmasını istemezsin yani.
KiŞiLiĞiNiN BiLiNEMEYECEĞi AMA TOPLUMUN BÜYÜK KESiMiNE HiTAP EDEN ŞiiRLER, SÖZLER YAZAN SANATÇI, SUNUCU.

AYRICA DENiZ FENERiNDE SUÇU OLMAYABiLiR. SONUÇTA HERKESE BiR MAŞA LAZIM. *
falanca tv kanalında sunuculuk yaptığı irezil evlendirme programı sayesinde, şah iken şahbaz olmuş abimiz. yazık lan! inşallah evlendirebildikleri kimselerin hayır dualarını alıyordur.
deniz feneri programından sonra yakışmadığı halde seviyesiz programlarla tv ekranlarında karşımda boy göstermesi tarafımdan kazandığı sevginin içine sıçan en önemli husustur.üstüne civa dökülmüş altın misali soldu gözümde.ama ekmek de herkesin bildiği üzere gökden inmiyor (bkz: ekmek kavgası)