bugün

behçet aysan $iiri. öte..

durmadan ta$ırdım yanımda üç $eyi
iri çakıl tanelerini, çatlamı$ bir narı
bir öpü$ün bıraktığı harlı lekeyi
ipekten
çalınmı$
umutlarla ta$ırdım
ah sevgilim derdim, ölüm
ne kadar çoktu ya$adığımızda.

bize hep beyaz mendil
sallayan
ölüm ki,
iki kapısında
haki bir yalnızlık
dikilirdi

ve hatırlatırdı
bize, güz ku$larının
uçup gittiği denizleri.

bense, yulaf kokan
dağlı ellerinde
dola$mak gibi kolaydır
sanırdım yaşamak ve sana kansız
bir gökyüzü
getirirdim
getirebilsem ah,
- avlusunda çocukların
korkmadan oynadığı -
lalelerle
donanmı$ simli bir gökyüzü.

bir öpü$ün bıraktığı harlı lekeyi
çatlamı$ bir narı, unutmadım.
ya aşık olunduğundan ya ulaşılamadığından, velhasıl unutulması mümkün olmayan, ara ara sızlayan diş gibi hep kendini hatırlatan...