bugün

Kişinin, sadece tekrarlayan depresif belirtiler sergilediği, ancak manik hal (hareketli yerinde duramama, normalden çok yüksek enerji yüklü olma vb.) yaşamadığı bir tür depresyon. Tek kutuplu depresyon olarak da bilinir.
diğer adı Majör Depresif Bozukluk'tur.
Bipolarin enistesi depresyon turu.
sertifikalı bir unipolar depresif olarak bu konu hakkında sizleri bilgilendirmeyi borç bilirim. ben manik tarafı sürekli derinleşen bir hastayım. doktora gitmediğiniz takdirde bu işin sonu çıldırmaktır.

evet bu kadar net söylüyorum. çıldırırsınız. çünkü normal bir mani döneminde bile hareketlerinizin kendi kontrolünüzden çıktığını farkedersiniz. unipolar bir manik iseniz bu kontrolsüzlük hissi sizi sinirlendirecek düzeylere çıkabilir. harcamalarınız sizi derin borçlara sokar. çevrenizden "dengesiz, kırık" gibi yaftalar yersiniz. sürekli bir mani hali size yanında bir takım bonus rahatsızlıklar getirir. bunlardan biri fikir uçuşmasıdır. kafada sürekli farklı düşüncelerin dolaşması, birinden diğerine zıplama rahat duramama, odaklanamamaktır fikir uçuşması. hastalığımın doruk noktasında olduğum bir gün, bakkala sigara almaya gidip, 3 metrelik şişme bot alıp, ertesi sabah şişirip kıyıdan açılıp balık tutmaktansa, zanaat sahibi olmaya karar verip altın atölyesine gitmiş, dönüşte spor salonuna kayıt yaptırmıştım. fikir uçuşması durumu sizi belkide en çok rahatsız edecek semptomlardandır. işte güçte özellikle aklınızı verememenizden mütevellit iş göremez hale gelirsiniz ve bu farkedilir. işin arasında ara sıra dikkat dağınıklığı yaşamazsınız. dikkat dağınıklığından ara sıra fırsat bulup iş yaparsınız.

unipolar'ın başka bir karakteristik davranış biçimi ise artan risk alma arzusudur. nickime bakın. evet o benim gerçekten. yine hastalığın zirvelerindeyken, trafikte anlamsız anlamsız riskler alıyordum. ölüm tehlikesi atlattığım zaman bu hoşuma gidiyordu. kundurayla düz kaya tırmanışı yapıyordum. uçurumlardan denize falan atlıyordum. binlerce liralık bahisler yapıyordum. ölmek veya dibe vurmak için bir çaba sarfediyordum bildiğiniz. ve bundan inanılmaz keyif alıyordum.

yaşanabilecek başka bir durum ise, kavga çıkarmaya olan yatkınlığınız. yukarıdaki paragrafta açıkladığım risk algısı var bunun temelinde ama manikken "koy götüne mk" modunda olduğunuzdan karşınızda yuri boyka olsa korkmuyorsunuz. aksine bir meydan okuma güdüsü oluyor. eğer tırt bi adamsanız adım başı dayak yersiniz. benim gibi fitness çı bir tipseniz korku salarsınız ki sonucunda insanlar sizden uzaklaşır veya yalan söylerler. her halükarda insanları kendinizden soğutursunuz.

para hiç bir zaman bu kadar basit birşey olarak gözükmez gözünüze. istediğiniz herşeyi göz açıp kapatıncaya kadar karar verip alabilirsiniz. bi süre sonra odanızda okunmamış 10 kitap, öğrenilmeyi bekleyen çalgı aletleri, uzaktan kumandalı helikopterler falan birikir. hep bir ağızdan gülerler size. sizde kendinize kızarsınız.

duygularınızı ve düşüncelerinizi hiç gerekmeyen insanlara anlatırken bulursunuz kendinizi. sanki hiç bir mahremiyet duygusu kalmaz. cinsel deneyimler, ailevi sorunlar, işte yaşadığınız kavgalar falan bi anda ağzınızdan dökülüverir. bu da kontrolü kaybediyor olduğunu hissini ciddi oranda arttırır ve sizi çıldırtmaya başlar.

anormal bir seks isteği, saatlerce sevişme durumları yaşanır. bazı insanlarda tam tersi oluyormuş. ama evli barklı insanlar bile gözünüze sevişilebilir potansiyeller olarak görünmeye başlıyor.

daha sayısız ufak tefek belirtiler olsa da benim en belirgin yaşadığım şeyler bunlardı. arkadaşlar inat etmeyin. doktora mutlaka gidin. öğrenciyseniz hele kesin gidin. çünkü iş hayatına girdiğinizde bu ilaçların kullanımı günlük hayatınızı etkileyebiliyor. öğrenciyken en fazla ilk ders uyursunuz.

kendi kendinize teşhis koymayın demiycem. sadece bu konuda gerçekçi olun. doktora gitmenizi gerektirecek bir nokta vardır. o nokta şu noktadır: bu rahatsızlıkların farkında olmanıza rağmen engelleyemiyor olmanız. bu noktadan sonra doktora gidin. ama kendiniz bazı şeyleri dengeleyebiliyorsanız gitmeyin.