bugün

bazı modelleri gerçekten estetik yoksunu iken bazı modelleri ve renkleri güzeldir. şahsi fikrim tabi bu. fakat televizyonda nasıl görürse bir anda o şekle bürünen kişiler olduğundan dolayı bir anda herkesin ayağında görülmeye başlanmıştır ki hoş değildir. çünkü çeşit olmaz yani. herkesin aynı şeyi giymesi de sıkar insanı.

mesela aynı mekana giren iki kızın üstünde aynı kıyafet varsa hemen rahatsız olurlar bu bilinen bir şeydir. (kızları örnek verdim çünkü bruce willis hariç ugg giymesi çok göz önünde tutulan bir erkek yok.) fakat bir mekandaki tüm kızların ayağında bu olunca rahatsız olmamaları gariptir. farklı kıyafetler aynı model* ugg ile tamamlanmış olunca kötü bir görüntü oluşuyor. bazıları sevdiği için giyerken bazıları uyum sağlamak için giyiyor, işte bu da özentiliktir. sen niye onlara uyum sağlıyorsun ki? niye böyle bir şey yapma zorunluluğu hissediyorsun ki kendinde? aciz misin kendi zevklerine göre karar vermekten?

abartı derecede kullanılması da abartı bir tepki görmesini sağlıyor. fiyatı da tepki çekiyor yani. ama herkesin kendi tercihi, demek ki o miktarı karşılayabiliyor ki alıyor. fakat ugg giymeyenlere de farklı bir bakışın oluşması durumu da var, o zaman da aynısını giymeyenler giyenlere uyguluyor.

giysen bir türlü giymesen bir türlü oluyor kısaca. bunların da ana sebebi insanların birbirlerini giydiklerine göre kafalarında bir yerlere yerleştirme merakı. bu saçma ve özenti tavırlar aşılmadıkça her dönem yeni bir marka çıkacak yine iki taraf oluşacak herkes birbirini eleştirecek falan.

bence en iyisi topluluğa göre değil kendine göre karar vermek ve dengeyi sağlamaktır. her şeyi dozunda bırakmaktır..
giyen biri görüldüğünde roketatar ramazan ve revolter00 ikilisinin olduğu ortamda "ugg! ugg! ugg!ugg!" şeklinde ilk insan naraları duyulabilen komik ötesi kokoş çizmesi.
ev ayakkabısı
(bkz: illallah)
aşırı derecede rahat olan ve ayağı sıcak tutan bottur efendim kendileri.
edit: eğer bu botu giymediği halde eksileyen varsa top olsun. rahat ve sıcak tutuyor işte neyini beğenmiyorsunuz.
kürklü kürksüz bağlı bağsız cırtcırtlı cırtcırtsız her modeline sahip olduğum tigerdan sonra en rahat ayakkabı.*

editsi:en çok eksileyene süpersonik ugg var.
amele çizmeleriyle arasında tek fark fiyat farkı olan genç kızların yeni takıntısı.
Zamanında Kartal Tibet'in ayağında kötü adamları tekmelerken görürdük, şimdi 13-25 yaş her türlü kızımızın ayağında. "Çok sıcak tutuyor bu yüzden giyiyorum" diyen kızlarımıza bir sorum olacak. O zaman neden üstüne mini etek giyersin be bacım?
son zamanlarda yerini deri çizmelere bırakan sıcak tutan ve çirkin bot, çizmecik.
classic cardy modelleri bambaşka olan bot. yok ayı ayağıymış, hayvan gibiymiş, falanmış filanmış diyenlere inat, uzun boylu kadınlarda acayip durur. tayt/tunik, mini etek/opak çorap ve kışlık şortlara pek bi yakışır.

homestore'da 500-500 tl'ye satılırken, ugg australia'nın resmi sitesinden 100-150 dolara gayet rahat temin edilebilir.
500-550 TL ? bakırköy'de orijinalini * * 79.9 olarak gördüğüm, gördükten sonra "eyvah! artık her kesime ugg." dediğim ayakkabı çeşidine verilen addır.
(bkz: yeti ayağı)
gittiğim alışveriş merkezinde 88 kızın 42sinde gördüğüm * * ayakkabı çeşididir.
kızılay tarafından ücretsiz dağıtıldığını düşündüğüm ayı ayağına benzeyen ayakkabı.
Havalı gibi duruyo ama kimseye yakışmıyo be.
dizilerde de görmeye başlıyoruz. robin ayısı evde geziyor bunlarla;

http://img25.imageshack.u...mg25/1884/captureuggi.png
Dünyanın en rahat ayakkabısıdır. Hele ki 12 saat boyunca topuklu ayakkabı ile artık adım atamayacak hale geldiğinizde onlara olan aşkınız artar. Hafifliği, yazın soğuk kışın sıcak tutma özelliği, ayağın içinde inanılmaz rahat olmasından dolayı çıkarılmak istenmeyen çizmedir.Ziraa ki Harley gibi ağır çizmelerle bir adımda on adım kadar yorulurken ugg kuş gibidir. Çakmalarının çok fazla yaygınlaşmasından dolayı hiçbir rahatsızlık duyulmamaktadır. Sonuç itibariyle herkesin maddi imkanı farklıdır.Ugg giymesi için illa zengin olması gerekmez.
Amerikadan 180 dolara getirtebilirsiniz. Gelecek bir yakınınız var ise.

Orjinal ve imitasyon arasındaki farklar açıkca ortadadır. Orjinal ugg içinde ki yün yumuşak ve pofuduktur. Çakma ise yere anneannelerin evinde yerde serili olan koyun postu gibidir. Orjinallerin altı çark şekilindedir. Geçen sene alınanlar şerit. Arkadaki etiket ugg renginde yazı ise ugg nizin renk tonlamasında bir ton açık yada koyudur.içinde ki etikette made in china yazar bu da bu sene maliyet düşüklüğü dolayısıyla artık uggların çin de üretilmesinden kaynaklanmaktadır. taban renki ugglarınızın bir ton koyusudur.
u*g*g*
türkiyede düşük gelirli bir ailenin geçindiği fiyata satılan okunuşu 'ag' ve 'yu ci ci' olması muhtemel, kıytırık bok! pardon bot.
sokakta dolaşan 85 kızın 84'ünün ayağında görebileceğiniz, iğrenç mi iğrenç ayakkabıdır.

yürüyorsun sokakta, bir kız gördün "off" diyorsun içinden "hatun da çok tatlıymış." çıtı pıtı, güzel, taşşş, incecik bir hatun. tabi tepeden tırnağa süzdüğünden ayaklara da bakmak için gözlerini aşağıya doğru kaydırıyorsun.... aman allahım! incecik, zayıf mı zayıf bir kızın ayakları bu kadar büyük olmamalı! olmamalı!! "nayır nolamaz" diyesi geliyor insanın!

evet. zayıf bir kızın ayakları o kadar büyük olmamalı. olmaz da zaten. ama nedendir bilinmez son zamanlarda kızlarımız ayaklarını büyütme derdindeler. eskiden büyük ayaklı bayanlar kibar, kalıbı küçük ayakkabılar giyerdi ki ayakları olduğundan ufak görünsün. fakat şu günlerde mini mini, zarif ayaklı kızlaımız bile o koca ugg ları giyerek vücuduyla ayakları arasında bir orantısızlık oluşturuyor.

bu ugg furyasının geldiği gibi gitmesi dileğiyle...
"bir kız, sırf moda uğruna, kendini en fazla ne kadar çirkinleştirebilir?" sorusunun yanıtı.
bundan 10 yıl önce 'ugg' deseniz heralde pazara yeni giren bebek maması markası sanarlardı. şimdi genç kızlarımızda moda. üniversitelerde her 10 kızdan 8inde ugg var. ama bilmezler ki bunun öncülüğünü yıllar yıllar önce kartal tibet, 'tarkan' filmleriyle yaptı. o tüylü entarisinin altındaki ugglarını unutamam.
kıbrıs uçağında yanımda oturan 60 yaşındaki teyzenin ayağında gördüğüm botlardır.* :D
Demir Ugglarla ördük ana yurdu en baştan... *
(bkz: bu nasıl bir kokudur)