bugün

Türk ve Çerkez tamam da kürde ne oluyor demek istediğim cümledir. bu ülke için varını yoğunu ortaya döken uluslar dururken, kurtuluş savaşını baltalamaya çalışma konusunda uzman olan bir topluluğu yüceltme amacı taşıyan saçma sapan bir iddiadır. sen cemiyetlerini kur, dakika başı isyan çıkart, çetelerin katliam yapsın, ayrı devlet çabalarını arttır sonra " e biz de savaştık orada" de. siktir git derler adama.
(bkz: geyik)
YALANIN DANiSKASIDIR. ŞEHiT SAYILARI ORTADADIR.
Siyasi çıkarlar ve ülke içindeki anlaşmazlıklar kürt vatandaşlarımızın cephede can vermesini gölgeleyemez. Uğrunda binlerce şehit veren kürt vatandaşların ne gibi bir çıkarı olabilir. Can verenleri inkar mı edelim? Bırak Allahını seversen 'ırkçı yazar' . Türküyle kürdüyle kurduk bu devleti işte. Hadisene ordan.
(bkz: lazlar da hani bana hani bana demiş)
(bkz: Çanakkale Savaşında Kürt Civanlar)
bunda doğruluk payı olsa da malesef bu tarz söylemler bizi türkiyelileştirme çalışmalarıdır. türk'üm demek ırkçılık, kürdüm demek çok demokratik oldu bu aralar.
' (bkz: pardon vatan haini misiniz) yaftasına hazır mısın?' sorularına sebep olacak söylem. ülkemizde olmalarından dolayı çok gurur duyduğumuz megamilliyetçi* partiler varken her babayiğidin harcı değildir bunu söylemek. ama gel gör ki tarih diye bir şey var. ve evet hep beraber kurduk!
tarih bilgisine haiz olmayan, kayda alınmayacak adamlara cevap vermek zorunda kalıyoruz bu başlık sayesınde ya, neyse.

bana belgelerle gelin, seferberlik emri sırasında dağa kaçarken yakalanan 3-5 kişinin ismi ile değil.

al, bilgisiz tosuncuk,

1- ALi BATI iSYANI: (11 mayıs-18 ağustos 1919) Ali Batı isimli kürt, Midyat'ın güneyinde hayatlarını sürdüren bir aşiretin başına geçer ve ingilizlerden yardım alarak isyan eder. Amacı burada bir kürdistan devleti kurmaktır. Yaklaşık bir ay süren ve çevre yerleşimlere de yayılan bu kürt isyanı Yüzbaşı Yusuf Ziya ve emrindeki askerler tarafından bitirilir ve Ali Batı öldürülür.

2- CEMiL ÇETO iSYANI: (7 haziran 1920) Bahtiyar aşireti reisi Cemil Çeto tarafından Fransız ve ingiliz yardımıyla çıkarılmıştır. Kürt Teali Cemiyeti'nin vasıtasıyla Doğuda bir kürdistan kurulması amaçlanmıştır. Cemil Çeto denen kürt, kısa sürede yakalanmış ve öldürülmüştür.

3- KOÇGiRi iSYANI: (6 mart-17 nisan 1921) Türkler istiklal savaşı verirken, kürt eşkiyalar 1920 sonlarında Erzincan, Tunceli, Sivas ve çevresinde pislik saçıyorlardı. Koçgiri aşireti reisi Haydar Bey Kürt Teali Cemiyeti'nin bir şubesini imranlı'ya açmış ve merkezi yönetime karşı geliyordu. Biraz palazlandıklarında bölgede asker kaçaklarını arayan Türk ordusuna savaş açtılar ve bölgenin kürdistan olmasını istediler. Görüşmeler ile bir sonuç alınamayacağını anlayan Ankara hükümeti bu isyanı bastırdı ve isyancılar teslim oldu.

4- MiLLi AŞiRET iSYANI: (24 ağustos-8 eylül 1920) Urfa'da Milli Aşiret tarafından çıkarılan ayaklanmadır. Milli Aşiret'in reisi ismail ile birlikte Halil, Bahur, Abdurrahman ve Mahmut adlı elebaşıları, Doğu'da bir Kürdistan Devleti kurmak düşüncesi ile ayaklanmışlardır. Büyük bir kuvvetle harekete geçen asiler, Viranşehir'i aldıktan sonra Karakeçi Aşireti'ne mensup olanları öldürmüşler, fakat daha sonra yapılan çatışmada, büyük çoğunluğu ortadan kaldırılmıştır.

daha bitmedi,

Nasturi isyanı: 1924 yılında Hakkari'de

Raçkotan ve Raman isyanı: 1925 yılında Siirt, Sason ve Silvan'da

Şemdinli isyanı: 1925 yılında Hakkari'de

Sason isyanı: 1925 yılında Siirt'te

Şeyh Sait isyanı: 1925 yılında Diyarbakır, Kulp, Varto, Bingöl ve Çapakçur'da

Beytüşşebap isyanı: 1926 yılında Hakkari'de

Koçuşağı isyanı: 1926 yılında Ovacık ve Hozat'ta

Mutki isyanı: 1927 yılında Bitlis&'te

Bicar isyanı: 1927 yılında Hani, Lice ve Kulp'ta

Zeylan isyanı: 1930 yılında Tendürek, Muratbaşı ve Erciş'te

Ağrı isyanları:
Ağrı isyanı: Mayıs 1926 yılında
Ağrı isyanı: Eylül 1927 yılında
Ağrı isyanı: Eylül 1930 yılında

(bkz: dağılın şimdi)
(bkz: ense traşınızı göremiyorum)
yalandır tabi. aşağıda listelenen ayaklanmalar da türkler ve çerkezler tarafından başlatılmış ve amacına ulaşmamştır. demek ki neymiş bu ülkeyi türkler de çerkezler de kürtler de kurmadı. kendi kendine kuruldu zaten. bi sabah kalktılar ki düşmanlar gitmiş. aaaa!



--spoiler--

ANZAVUR iSYANI

Kurtuluş Savaşı'nın başladığı günlerde Osmanlı Padişahının ve ingilizler'in kışkırtmaları ve teşviki ile Milli kuvvetleri yok etmek için hilafet ordusu adı ile kurulan Kuvva-i inzibatiye tarafından çıkarılan ayaklanmalardır. (Birincisi:1 Ekim 1919-25 Kasım 1919,ikincisi:16 Şubat 1920-16 Nisan 1920) Anzavur halkın huzursuzluğundan faydalanarak Çerkes köylerinde Milli teşkilatı kötüleyici konuşmalar yapmaya başladı. Bu kışkırtma üzerine Pomaklardan Gavur imam ve Şah ismail etrafına topladıkları kuvvetlerle Anzavur'un yanın gelmişlerdir. Anzavur'da topladıkları adamları Gavur imam'a bırakarak Yeniceye hareket eder. Bu sırada gerek ingilizlerin ve gerekse saray Anzavur'a ulaştırılmak üzere, bir çok silah, cephane ve parayı hep birlikte istanbul'dan yola çıkardılar. Bu suretle istanbul hükümetinden para yardımı alan Anzavur arkadaşları ile Biga ve Gönen ilçelerini ele geçirmek için plan hazırlamaya başlamışlardır. Durumu haber alan Ankara Hükümeti, Süleyman ve Rahmi Bey'in Kumandasındaki kuvvetler ile ,Biga'ya doğru yola çıkmışlardır. 14.Kolordu komutanı Yusuf izzettin Paşa ,bütün milis kuvvetlerinin Balıkesir'de toplanmasını emretmiştir. Bu sırada Biga'yı yağmalayan Anzavur Ahmet, Balıkesir'den Susurluk ve Gönen yönüne geçmiştir.16 Nisan 1920'de Anazavur kuvvetleri Susurluk'un güneyindeki Yahya köyde sıkıştırılmış ve yapılan çarpışmada bozguna uğratılmıştır. Bu yenilgi üzerine Anzavur Ahmet, Önce Karabiga'ya sonra da deniz yolu ile istanbul'a kaçarak canını kurtarılmıştır.

AFYON AYAKLANMASI

Yozgat ayaklanmasının çıktığı sırada Yunanlıların kışkırtmasıyla Afyon bölgesinde de, Çopur Musa çevresindekilerle ayaklandı. Çopur Musa din elden gidiyor propagandası yapmaya başlamıştı. Kuvay-i Milliye birliklerinin Çopur Musa'nın üzerine gitmesiyle, Çopur Musa Yunan tarafına sığındı.

BOLU VE DÜZCE iSYANLARI

Kurtuluş savaşı sırasında gerek istanbul Hükümeti'nin ve gerekse ingiliz'lerin kışkırtması ile milli kuvvetlere karşı girişilen ayaklanmalardır.(13 Nisan1920-31 Mayıs 1920) istanbul hükümeti tarafından desteklenen Kuva-i inzibatiye Kuvvetleri Düzce'de ayaklanma çıkarmışlardır. Asiler ilçenin dışında bulunan Müfreze Karargahını basarak, Müfreze Kumandanını esir almışlardır. Asilerin elebaşları arasında Berzak Sefer, Çerkez Koçi Bey, Maan Ali gibi kimseler bulunmaktadır. Düzce ayaklanması kısa zamanda Bolu'ya da sıçramış, Beypazarı'ndan bir kısım halk da bunlara katılmıştır. Bolu boğazını tutan jandarmalar, asileri durdurmayı başaramayınca ayaklanma Gerede ve Mucur taraflarına da sıçramıştır. Kısa zamanda bütün bölgeyi tesiri altına alan bu ayaklanmayı bastırmak üzere Binbaşı Şemsettin ve Kaymakam Arif Beyler kumandasında milli kuvvetler harekete geçirilmiştir. Kısa zamanda çeşitli yerlerde yapılan çarpışmalar sonunda Bolu, Beypazarı, Nallıhan, Çarşamba, Mudurnu, Düzce, Hendek ve Gerede kasabaları asilerden temizlenmiştir, halkı kışkırtan elebaşları idam edilmişlerdir.(26 Mayıs 1920) Birinci Düzce isyanından hemen sonra, milli kuvvetlerin Yozgat isyanını bastırmak için görevlendirilmesi üzerine, bu durumdan faydalanmak isteyen Abaza ve Çerkezler, ikinci defa Düzce ve Hendek dolaylarında ayaklanmışlardır. Bolu dağına gönderilen birlik, gece yarısı asiler tarafından pusuya düşürülmüş ve asiler bir çok milli kuvvet subayını şehit etmişlerdir. Bu durum üzerine görevlendirilen yeni milli kuvvetler bir buçuk ay sonra ikinci defa bu bölgede çıkan ayaklanmayı bastırmışlardır.

BOZKIR iSYANI

Kurtuluş savaşı sırasında Bozkırlı Zeynel Abidin tarafından iki defa çıkarılan ayaklanmadır. (27 Eylül - 4 Ekim 1919, 20 Ekim -4 Kasım 1919) Konya Valisi Cemal Bey ve ingilizlerin istanbul'da bulunan papazı ile sıkı ilişkiler kurarak işe başlayan Bozkırlı Zeynel Abidin, bunlardan aldığı yardım ve direktiflerle Bozkır'a girmiş, karşı koyanları öldürerek jandarmaların ellerinde bulunan silah ve malzemeleri ele geçirmiştir. Bu sırada Beyşehir'den gelen süvari kuvvetlerini de esir eden asiler, Konya'dan gelen uyarıcı konuşmalar sonunda dağılmışlardır. Fakat asiler Konya'nın güvenlik altına alınacağı haberini alınca, tekrar harekete geçerek başlarında Bozkırlı Zeynel Abidin, Hoca Abdullah, Hoca Sabit ve Hoca Abdülhalim Efendiler bulunan asiler Bozkır'ın güney-batı sırtlarına kadar gelmişlerdir. Kasabaya haber göndererek Milli Kuvvetleri istemediklerini bildiren asiler,kendilerine tatmin edici bir cevap verilmediği gerekçesi ile tekrar Bozkır'a girmişlerdir. Asilerin isyanını bastırmak görevini alan Yarbay Arif Bey bütün kuvvetleri ile isyancıları Adana'da sıkıştırmış ve hemen hepsini yok etmiştir. isyanın elebaşları daha sonraları çeşitli yerlerde yer yer ayaklanmalar çıkarmışlarsa da Milli Kuvvetler tarafından ezilmişlerdir.(4 Kasım 1919)

ÇERKEZ ETHEM AYAKLANMASI

Yunanlıların izmir'i işgalinden sonra, Çerkez Ethem topladığı kuvvetlerle Salihli Cephesi'ni kurmuş ve kendini de cephe komutanı ilan etmişti. Kuvayi Seyyare adıyla anılan süvari birlikleri ,yalnız istilacı düşmana karşı değil, Anzavur'un ezilmesinde, Düzce, Adapazarı ve Yozgat ayaklanmalarının bastırılmasında yararlılık gösterdi. Ankara hükümeti Erkanıharbiye reisi ismet Bey (inönü), Ethem'in birliklerinin kesin olarak disiplin altına alınması için emir verdi. Batı cephesinin harekete geçtiğini gören Ethem T.B.M.M. Reisliğine Meclisi'de aşağılayan ve Mustafa Kemal'in Bilecik'ten dönerken Ankara'ya götürdüğü istanbul Hükümetinin temsilcilerinin hemen serbest bırakılmasını isteyen bir telgraf çekti. Bunu üzerine Meclis'de Kuvayi Seyyareye karşı çıktı. Batı Cephesi komutanlığı Ethem ve Tevfik Beylerin vatana ihanet suçu işlediklerini öne sürerek teslim olmalarını istedi. Fakat mebus Reşit Bey'in de kendilerine katılmasıyla üç kardeş Uşak'ta Yunanlılarla görüştüler. Düzenli ordu ismet Bey ve Refet Bey' in (Bele) komutasında 1921 yılı ocak ayında Kuvayı Seyyare'nin tuttuğu Gediz-Kütahya üstüne yürüdü. Çerkez Ethem'in yanındaki kuvvet iyice küçülmüştü.1.Süvari Grubu komutanı binbaşı Derviş Bey takip ediyordu. Derviş Bey Ethem'in arkadaşı olduğu için Yunanlılara sığınmadan önce silahlarını bırakmasını sağladı.

KONYA AYAKLANMASI

Kurtuluş savaşı yıllarında baş gösteren ve Konya'nın bir süre isyancıların elinde kalmasına neden olan ayaklanmadır. (Ekim-Kasım 1920) 1919'daki Bozkır Ayaklanmaları'nın elebaşlarından olan Delibaş Mehmed Ankara Hükümeti'ni tanımadığını ilan ederek çoğu asker kaçağı 500 kadar silahlı kişiyle Konya'nın Çumra nahiyesini bastı; nahiye müdürünü tutukladı ve Konya ile haberleşmeyi kesti. (2 Ekim 1920) Ayaklanma kısa sürede Koçhisar, Karapınar, Karaman, Akşehir ve Alanya'ya kadar yayıldı. Ayaklanmayı haber alan Ankara Hükümeti Dahiliye Vekili Miralay Refet Bey'i (Bele) ayaklanmayı bastırmakla görevlendirdi. Ayaklanmayı bastırmaya gelen Kuvayi Milliye birlikleri kentin kuzeybatısında toplanıyordu. 6 Ekim 1920'de ayaklanmacılar Kuvayi Milliye'nin bulunduğu noktaya doğru saldırdı, fakat Kuvayi Milliye birlikleri ayaklanmacıları Konya'dan çıkarttı. Kuvay-ı Milliyenin ayaklanmacıları izlemesi, Kasım 1920 sonlarına kadar sürdü. Demirci Mehmed Efe ve Yarbay Osman Bey'e bağlı birliklerinde bastırma harekatına katılmasıyla ayaklanmacıların gücü iyice kırıldı. Demirci Mehmed Efenin bastırma harekatının son noktası olan Isparta'ya girmesiyle 22 Kasım 1920'de Konya ayaklanması tümüyle sona erdi.

KUVAY-I iNZiBATiYE (HALiFELiK ORDUSU)

Kuvay-ı Milliye izmit ve çevresine kadar olan bölgeyi kontrollerinde tutuyordu. Buralarda Kuvay-ı Milliye'nin olması ingilizlerin işine gelmiyordu. Onlar açısından boğazlar tehlikeye düşüyordu. ingilizler her tarafta düzeni ve güvenliği sağlamak için istanbul Hükümeti'ne Kuvay-ı inzibatiye adıyla bir ordu kurdurdular. Bu orduyu saraya bağlı paşalar yönetiyordu. Bu ordu her yönüyle Kuvay-ı Milliye birliklerinden üstündü. Gevye'ye saldıran ve halkı kışkırtan Kuvay-ı inzibatiye'ye karşı Kuvay-ı Milliye birlikleri büyük bir başarı kazandılar. Ali Fuat Paşa'nın orduyu ustaca yönetmesi başarılı olunmasında etkili oldu.

PONTUS iSYANI

Kurtuluş Savaşı sırasında Yunalılar'ın kışkırtması ile Kuzey Anadolu'da Rumlar tarafından çıkarılan ayaklanmadır. (1920-1923) 1904 yılında kurulan Pontus Cemiyeti, Anadolu'nun düştüğü kötü durumdan faydalanarak harekete geçmiştir. itilaf Devletleri'nin Yunanlıları desteklemesinden cesaret alan Rum çeteleri, Anadolu'nun kuzeyinde yaşlı Türkleri öldürmeye; kadın ve çocukları yok etmeye başlamışlardı. Samsun, Merzifon, Tokat, Vezirköprü, Çarşamba, Terme, Ladik ve Amasya yörelerinde Ermeniler'le birleşerek büyük bir vahşet örneği veren Rumlar'a karşı Topal Osman Ağa, Milli Kuvvetlerle birlik olarak harekete geçmiş ve Pontus Cemiyetine ait Rum çetelerini teker teker ortadan kaldırmaya muvaffak olmuştur. Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra Rumlar'ın hepsi Anadolu'dan sürülmüş ve böylece Pontus Devleti kurma çabaları da söndürülmüştür.

YOZGAT iSYANI

Kurtuluş Savaşı sırasında Hürriyet ve itilaf Fırkası reisi Çapanoğlu Edip ve Celal tarafından Yozgat ve yöresinde çıkarılan ayaklanmadır. (15 Mayıs 1920-30 Aralık 1920) Çapanoğlu Edip ve Celal kardeşlerin kışkırtması ile Yozgat yöresinde, Ankara Hükümeti'ne karşı başlatılan ayaklanma iki ayrı dönemde olmuştur. ilk ayaklanma Yıldızeli'nde Erzurumlu Hüseyin Nazım ve Kara Mustafa'nın elebaşılığında çıkarılmıştır. Milli Kuvvetler bu ayaklanmayı 30 Aralıkta bastırmaya muvaffak olmuşlardır. ikinci isyan ise avukat Zileli Ali, Bucak Müdürü Naci ve arkadaşları tarafından çıkarılmıştır. Kısa sürede yaygın bir duruma gelen ayaklanma Yozgat'a da yayılmıştır. Yozgat isyanını bastırmakla görevlendirilen Çerkez Ethem, kuvvetleri ile birlikte Yozgat'a girmiş, elebaşlarından bir çoğunu idam ederek ayaklanmaya son vermiştir.

ZiLE AYAKLANMASI

Kurtuluş Savaşı sırasında, Tokat ve Zile yöresinde patlak veren ayaklanmadır. (Mayıs-Haziran 1920) Yozgat ve Yıldızeli ayaklanmalarından ve Damat Ferid Paşa'nın desteğinden cesaret alan Zileli dava vekili Ali Bey ,görevden alınan eski nahiye müdürü Naci Bey ve ihsan Bey, 30 kadar atlıyla Zile köylerini dolaşarak propaganda yapmaya başladılar. Bu olayın haber alınması üzerine, Ankara hükümeti 3 Haziran 1920'de Zile'ye süvari binbaşı Hilmi Bey komutasında birbirlik gönderdi. Bu arada eylemlerine son verenlerinde bağışlanacakları duyuruldu. Postacı Nazım adında biri Ankara'ya haber göndererek, TBMM Hükümeti'ni tanımadığını bildirdi. Ardından 400 kişilik bir kuvvetle 6 Haziranda Zile'ye saldırdı. Olayların büyümesi üzerine Ankara hükümeti, Tokat'taki 5. Tümen'i de Zile'ye gönderdi. Ama Cemil Cahit Bey'in komuta ettiği tümen, Zile eşrafının önemli bir bölümünün de ayaklanmacılara katıldığını ve kentteki jandarma birliklerinin Postacı Nazım'a teslim olduklarını öğrenince kente düzenlemeyi planladıkları saldırıdan vazgeçtiler. Zile'ye Sivas Erzurum'dan yeni birlikler gönderildi. Ayaklanma takviye edilmiş 5.Tümen'in yoğun çatışmalardan sonra 12 Haziran'da Zile'ye girmesiyle bastırıldı.

http://www.ataturk.net/mmuc/ayaklanma.html

--spoiler--
pontus isyanının türk isyanı olduğunu sanacak kadar cahil heriflerin kabul ettikleri safsatadır.
(bkz: pontus) adamlar pontus'u türk sanıyor lan!
ayrıca türk isyanı denilen isyanlar ülkeyi bölme ve yeni bir devlet kurma amacı taşımamaktadır. kapasite meselesi haliyle. tek yapabildiği sağ klik ile kopyala yapıştır olanlardan fazlasını beklemiyoruz.
kürtlerin araya sıkıştırılmasından başka bir şey değildir. kurtuluş savaşını desteklemek yerine bugün de olduğu gibi her türlü milli mücadeleyi baltalamışlardır, dolayısıyla külliyen yalandır. türk isyanlarıda varmış tarihte, "ee ülke bizim size noluyo yarram" diye sorarlar adama.
abd'nin ırak'a hayvanca saldırmasıyla tüm amerika halkına düşman olan güruhun karşı çıkmaya çalıştığı söylem. isyanlarmış, ayaklanmalarmış, çetelermiş...

ruslar doğuya saldırdıklarında, fransızlar güneydoğuya saldırdıklarında kürtler hepberaberce onların yanında mı olmuşlar yoksa küffara karşı tekyürek olup savaşmışlar mı? bu ülkeye katılmak istemeyen bir toplum nasıl oldu da bu ülkeye dahil oldu acaba?
içinde fazladan türk ibaresi bulundurur.

etnik kimlikle ulusal kimlik farklıdır. bu kadar. eğer türk dersen orada duracaksın yanına bir şey ekleyemezsin. yok kürt, laz vs diyeceksen türk demeyeceksin.

öbür türlü olsa abd'de hispanikler ve zenciler için ulusal haklar verilmesi gerekirdi. ama bu tartışılmaz çünkü abd'nin 10 trilyon dolarlık ekonomisi var. olmasa bile tartışılmaz. nitekim açıp bakın ispanyol anayasasına orada her ispanyol vatandaşının ispanyolca bilmesi zorunluluğunu görürsünüz. çünkü katalan, basklı ne olursa olsun her ispanyol ispanyoldur anayasa karşısında.

iki kelime ezberleyen papağanlar çıkıp yok hakmış hukukmuş saçmalamasın. ister çok merak ettiğiniz ispanyol anayasasını alalım, isterseniz ingiliz anayasasını alalım, ister rus hiç bir anayasa ülke, hükümet, ulus kavramlarını tartışamaz. yok tartışıyorsan ne demeye anayasa yapıyorsun?

mesele budur.
doğru ve eksik denilebilecek cümledir.
elbette osmalı imparatorluğunda sadece türk vatandaş yoktu. sadece çanakkale savaşında bile arapı,çerkezi,lazı,kürdü,türküyle kurmadık! savunduk biz bu ülkeyi.

ama bizim atalarımızın yanında savaşan, kürt kesiminin torunlarının arkamızı döner dönmez bu tür hareketlere gireceğini, ne biz ne de atalarımız bilebilirdi. bizim atalarımız bu ülkeyi braber kurtardı fakat gözüken o ki tekrar beraber kurtarmak yerine azınlık sayılan belirli bir kesim sam amcalarının alttan alttan aldığı gazıyla saçma sapan haraketlerle kendi bölgesine götürülen yardımı kabul etmeyip, öldürüp, tehtid edip, dağa çıkıp, sivil araçları durdurup kimlik kontolü, tezkere alan askerlerin otobüslerini patlatması, bazı sınır köylerinde kendi gümrüklerini açıp yerli halkın kaçakçılığından vergi alması uyuşturucu pazarlaması ve bütün bunları 'halkının özgürlüğü' için yapıyoruz diyebilmesi, bütün bunları haklıymışçasına savunarak bize ayrıcalık tanıyın diyebilmesi umarım bu ülkede hiç birşeyi değiştirmeyecektir,

inanıyorum ki ruhunu, vatanını, kanını parayla satmamış insalar hala sokakta, karakolda, taburlarda, mecliste, mahkemelerde, okullarda görevlerini devam ettiriyorlardır.
"gene biz yıkarız" diye bitirmek maksadıyla kurulan cümledir son günlerde.
Bunun yanlis oldugunu kanitlama maksadiyla verilen kurt isyanlari tarihi ilginctir. Tamam dogru isyan edilmis de yazardas kardesler o sirada turkler de isyan ediyorlardi. Eger gerceken baltalama girisimi gormek isteyenler varsa rum ve ermeni girisimlerine goz atsinlar derim. Insanlarda koruklenmis (bkz: Kurdophobia) entrylerde de acikca gorulur.
aslında hasır altı edilse veya fazla bilinmesede osmanlıda padişaha en bağlı topluluk çerkezlerdi ve bu sebeple isyanların yarıya yakınını çerkezler çıkartmıştır, inanmayan araştırsın.

ANZAVUR iSYANI(bandırma çevresi),ÇERKEZ ETHEM AYAKLANMASI,Yenihan, Yozgat ve Boğazlıyan ,- Adapazarı, Düzce, Bolu, Hendek, Beypazarı Nallıhan isyanları çerkez kökenli isyanlardır.
her mardinli ahmet diyarbakırlı mehmeti kürt sayan kişilerin iki de bir söylediği yalandır.
kim kurduysa kurdu türküyle, kürdüyle, çerkeziyle, lazıyla ve kalanlarıyla beraber yaşayıp yaşayamadığımız önemli olanı. Eğer bu ülkeyi yürütemiyorsak beraber kurmamız da bir anlam ifade etmiyor.*
türkiye de söylenen en büyük yalanlardandır. çerkezler tamam, adigeler canımız ciğerimiz; onlar ki türklüğü hiç bir zaman inkar etmediler. intikamları intikamımızdır. ayrı konu.

kürtle çerkezi bir araya koyan zihniyete hatırlatmak lazım; çanakkale de arap ve kürtlerden oluşan hamidiye bozması 72 nci ve 77 nci alay savaşmadan ve silahlarını bırakarak çekildiği için; 57nci alay son askerine kadar şehit düşmüştür.

mustafa kemal'in arı burnu muhabereler raporu okunduğunda şu satırlar göze çarpar; "bana verilen 72. ve 77. alay askerleri kürt ve araptır. bir kısmı yezidi, nusayri gibi savaşa karşı insanlardır. eğitimleri azdır. bunları geri alsınlar. halis türk delikanlıları olan ve eğitimleri oldukça ilerlemiş bulunan benim eski iki depo alayımı geri göndersinler" cevap maalesef olumsuzdur.

diğer taraftan kurtuluş savaşında kuvayi milliyeye katılan askerlere bölgesine göre bakıldığında güneydoğudan sadece 700 kişinin bulunduğunu görüyoruz. ne kadar acı; oysa ki aynı bölgede kurtuluş savaşı sürerken çıkan isyanlarda 7000 kürt öldürülmüştür.

velhasıl kelam; kimse kendini kandırmasın. tarih ortadadır. türkler bu ülkeyi kürtlerle değil, kürtlere rağmen kurmuştur.

bugün yapılan açılımlar kimsenin bir tarafını kaldırmasın, geçicidir. malazgirtte rumların yanında savaşanlar, her daim sadece güce tapanlar şimdi isyankar rollerine girmesinler. kimin ne olduğu bellidir.

bu topraklara kimlere rağmen girildiği, kimlere rağmen bu memleketin kurulduğu bellidir.

diğer taraftan incelenmesi gereken bir kaynak olarak; (bkz: kürt isyanları/#4211268)
arkasindan "yürü be Alalala" nidalarinin gelmesi muhtemel, gazlama repliği.. *
laf salatasıdır. safsatadır.

her ne kadar resmi devlet ideolojisi ekalliyetleri de nemalandırmaya çalışıyorsa da türk kurtuluş mücadelesi, bir türklük mücadelesidir.
doğru ve yerinde tespittir. anadolu'daki etnik kimliklerin mücadeleye katkısı yadsınamaz boyuttadır. aksini iddia edenler ya tarih bilmemekte ya da okuduğunu anlayamamaktadır.
(bkz: türk mehmet kürt memo geyiği)*