bugün

oysa ben seni tüm yalanlardan daha çok seviyordum...
hayvan, canımı yakıyor.
Hayvan, damarımı deliyor.
Hayvan, kanımı da içiyor.
Yapıyor hatayı, özürü de yok.
tek başıma yalnız kalamam.
Sende ihanet gülüm!
Bende matem kalacak...
Ben seni de sevmedim adem
Dogruyu duymak istiyorsun madem
Alt tarafi bir elma yedik beraber
Zehir zikkim oldu bize bal badem.
kelimeler, sokaklar ve evler
ne kadar da boş şeyler
sen gizlice ağlarken...
dolaşıyorsun içimde,
ateşten bir rüzgar gibi...
aşk bu kızılötesi yaralı müzesi hareket edemem bunu her duymamda duygulanip ağlıyorum.
senle ben sadeceyiz, nihayet arbedeyiz.
gitme dur ne olursun
gitme kal yalan söyledim
doğru değil
ayrılığa daha hiç hazır değilim
aramızda yaşanacak
yarım kalan birşeyler var
gitme dur daha şimdiden
deliler gibi özledim.
"egoma ters düşüyosun. çek git burdan"
içimde sen varsın bu yüzden,

kendime iyi baktım bir hayli.
yalnızlığım pusu kurmuş yollarıma beklemekte
acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette.
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayra
Yoranın da avradını

Münkir münafıkın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de avradını.

Derince kazın kuyusun
inim inim inilesin
Kefen dikmeye iğnesin
Verenin de avradını

Dağdan tahta indirenin
Iskatına oturanın
Hizmetini bitirenin
imamın da avradını

Müfsidin bir de gammazın
Mali vardır da yemezin
ikisin meyyit namazın
Kılanın da avradını

Kazak abdal nutk eyledi
Cümle halkı dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da avradını.
--spoiler--
Ne güneşe uzandık yan yana
Ne yağmurda ıslandık
Bir vapura atlayıp
Bir sabah hiç gittik mi bir yere
Olmadı olamadı
Hayat güzelmiş
Güneş doğarmış
Gemiler geçermiş
Yağmur yağarmış
Utanmadan.
--spoiler--
sarılamdan belli kırıcanmı belimi

çok canım acıdı çeksene elini.
Sözleri sıdkı’ya müziği ise anonim olan bu türküyü de arşive eklemek lazımdır. Erkan Oğur’un yanık, ruha dokunan sesi ile dinleyeni mest ettiği zülfü kakülleri amber misali türküsünün sözleri şöyle:

zulf-ü kâküllerin amber misali
buy-u erguvandan güzelsin güzel
kızarmış gonca gül gibi yüzlerin
şah-ı gülistandan güzelsin güzel

yüzünde yeşil ben aşikar olmuş
çekilmiş kaşların zülfikâr olmuş
gözlerin aleme hükümdar olmuş
muhr-i süleyman’dan güzelsin güzel

kurulmuş göğsünde bahçe-i vahdet
hatmolmuş kadrinle tûbayı hikmet
cemalin seyreden istemez cennet
sen huri gılmandan güzelsin güzel

gözlerin velfecri * benzer imrân’e
seni seven âşık olur divane
yanakların şûle, vermiş cihana
yüz mahı tabandan güzelsin güzel

çiğ düşmüş çayıra benzer yüzlerin
âşıkın öldürür şirin sözlerin
mısrın * hazinesi değer gözlerin
zühre-i rahşandan güzelsin güzel

sıdkı der suretim hattın secdegâh
cümle güzellere oldum pişegâh
güzeller tacısın yüzün padişah
yusuf-u kenan’dan güzelsin güzel.
zaman mi degisti yoksa ben mi?
Geride kaldi o gunler...
Aklim belli karismis
Yuzumde golgeler...
Ay nerde doğsa oradaydık
Dallarda zerdali çiçekleri
Savrulup gider rüzgar esince
Bütün bir bahar böyle geçti.

Anlardım aklından geçenleri
Sustukça konuştuk sanki
Sevdaymış meğer içimizde
Yıllardır uyuyan deli.

Sessizlik sensin geceleri
Fincana kahve koydum gel aaaa
Bugün şeytana uydum gel
Ay doğdu dağın üstünden amanaman
Dallarda beyaz çiçekler.

Döndüm gecenin karasına
Artık kimse kıramaz beni
O kül gibi deniz o sesiz kız
Kayıp bir sandala binip gitti.

Ne sen söyledin derdini
Ne ben sevdiğime inandım
Unut geçen eski günleri
Bunca yıl sonra nasılsın dırırııımm.
gel oturalım istersen şurada iki dakika.
görüşmeyeli neler oldu biraz anlatırdık.
eski çocuklardan bir iki laf ederdik.
yani, güneş yanıklarımıza merhem sürerdik.

aah eski dostum.
aah eski dostum.

galataya gidip iki duble rakı içerdik.
saçlarımızdaki beyazları değişirdik.
aah, kalbin bana hala kırıksa sana aşk olsun.
inan bana yaşadığımız herşey için hamdolsun.

bugün nasılsın eski dostum.
herşey yolunda mı eski dostum.
beni özledin mi eski dostum.
rahat uyuyor musun eski dostum.

şş

kişisel yaşantında sanki çok mutluydun.
tren rayına yattığın günü ne çabuk unuttun.
aah sen de bize az çektirmedin be birader.
sürekli devinimler sürekli darbeler, aah aah aah.

hayat işte böyle eski dostum.
artılar eksiler eski dostum.
balon uçtu gitti eski dostum.
eskisi gibi olmaz eski dostum.
yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz hooopp ordayım.
"Başımı duvara yasladım, omuzların yanımda yok." (bkz: Baytar)
Yalnızlık saklandığın o küçük delikte buluyor seni... (bkz: cem adrian-yalnızlık)
vazgeç gönül,vazgeç seni anlayan yok
Bir yağmurun içinde, ateş böceği misali
Bir yanıp bir söndün
(Zeynep Dizdar-Vazgeç gönül)
------------------------------------
Zalim, Allah görür
bir hata uğruna harcanır mı ömür
Ahlar bu ahlar nereye gidersen,
Bil ki peşinden gelir kalbine yürür.
----------------
Bilmiyorsun ki sen ta içimdeki keskin birşeyleri yerinden oynattın
(Vega-Yok)
-----------------
Artık beni asla yaralayamaz hayat eğer istemezsem
Yıllar beni kolay yakalayamaz eğer ben durup beklemezsen
(Sertab Erener-incelikler yüzünden)
------------------
Kim tutar ki elini bir daha
içini kanatan bir rüya olur bu yara
Bir masalın sonunda ölüme
Aşkını anlatan bir kadın olur bu defa
(Sertab Erener-Yara)
-----------------
Çok ağladım diye sevdiğim o filmi
yine yeni baştan izlemek gibisin
(Funda Arar-Roman)
-----------------------
Defalarca neşter vurulan
Sonra geçti deyip sarılan
Ama hala kanayan yara bende
(Sıla-yara Bende)
Kanun mu bu yalnızlık
içindeki yalancı
El üstünde dururken kuyuya düşen
Alnımda yazanlar mı aklımda kalanlar mı
Oyunbozan mı haklı biri söylese
Bak dinledim seni dokunmadım sana
Dokunmadım kalan rüyalara
Zarar ziyan döküldü ortaya
Ölüm kadar rahatmış ayrılık
Ufak tefek birkaç sorun mu var
Geçer geçer zaman şuan yalan
sarkisozu.acikgoz.org
Dedi ki bak silindi bak hafızam
Hayat kadar yalanmış ayrılık
Alnımda yazanlar mı aklımda kalanlar mı
Oyunbozan mı haklı söylesen
Bak dinledim seni dokunmadım sana
Dokunmadım kalan rüyalara
Zarar ziyan döküldü ortaya
Ölüm kadar rahatmış ayrılık
Ufak tefek birkaç sorun mu var
Geçer geçer zaman şuan yalan
Dedi ki bak silindi bak hafızam
Hayat kadar yalanmış ayrılık