bugün

soundtracklerinin devreye girdiği sahneleri ile çok uyumlu olan mükemmel film. örnek vermek gerekirse;
--spoiler--
mark renton' nun diane' i ilk kez gece klubünde gördüğü sahnede blondie' den atomic çalması ve mark renton' nun aşırı dozdan kendinden geçtiği sahnede; lou reed' den perfect day çalması insanın o sahnelerde içine işliyordu. defalarca izlenebilir bir filmdir.
--spoiler--
172.000 oyla 8.2 mi ?
http://www.imdb.com/title/tt0117951/
devamını gelmesini merakla beklediğim film. ayrıca soundtracklerine hayran kalınası.
eroin alan anne bebeğinin boğularak ölmesine neden oluyorsa, bir tane hap için sıçmayı düşünemeyeceğiniz klozete elinizi sokmak zorunda kalıyorsanız, bu film eroine özendirmez.
bu film sadece hayattan bir kesiti sunar.
hardcore punk requiem for a dream.
trip sahnelerini takılıp yazmışlar kanımca.
kitabı okuduktan sonra requiem for a dream izlenmelidir.
--spoiler--

eroin bağımlısı bir grup gencin hayatına ayrıntılı bir bakışı konu alan ve irvine welsh’in romanından danny boyle tarafından sinemaya uyarlanan film, edinburgh’da geçiyor.

renton, yirmilerinde, küstah bir uyuşturucu müptelasıdır. hiçbirşeyi umursamayan arkadaşları tommy, spud, sick boy ve begbie’yle birlikte yaşamlarını giderek yıkan olaylar yaşamaktadırlar.

başta ewan mcgregor olmak üzere oyuncularının başarısı ve bir o kadar uygun soundtrack’iyle büyük ses getirmiş bir yapım.

--spoiler--
uyuşturucu temalı, hoş izlenesi bir filmdir.
gerçekten ağır, iğrenç ve psikopat sahneleri var amma ve lakin bir requiem for a dream değil. trainspotting'de "uyuşturucu kötüdür"ü vermek için biraz zorlamışlar. requiem for a dream ise o kadar kasmadan rahat bir şekilde çok daha iç karartıcı bir film olmuş ve vermek istediğini böyle vermiştir seyirciye.

ama yinede çok güzel bir filmdir. klasikleşmiş sahneleri mevcuttur ve bunları herkes kaldıramaz. o yüzden tek başına izlemeyecekseniz izliyeceğiniz kişiyi dikkatli seçin. sevgiliyle falan izlemek %95 kötü bir seçim olur.
Uyuşturucunun kötülüğünü kalpten değil de akıldan uyaran bir film. çok sarmadı beni. ewan mcgregor için izlenir tabi küçükkene aynı athena meaşallah.
bugüne kadar yapılmış en iyi uyuşturucu temalı film.
beni benden alan, underground punk yaşamını insanlara gösteren dram.
filmin başındaki replik insanlık hayatının özetidir.
bir kült filmdir. danny boyle'nin en ağır filmidir.

kanımca yaş sınırlaması hatalıdır, içinde yaşadığımız yüzyılda +18 den öte +25 civarı olması gerekirdi.

(bkz: son bir vuruş)
yerel bir anlatımla kasmadan evrensel bir mesaj verebilmiş filmdir. film mutlu sonla biter ama son monolog bu mutlu sonu da itin götüne sokar. rahatsız eden, dolayısıyla da düşünmenizi sağlayan bir yapım. ayrıca ölü bebeğin gösterildiği sahne şimdiye dek izlediğim tüm rahatsız edici sahnelerden daha beterdi. boktan hayatların içine sıkışmış insanlarla yaşayan bebek imgesi ekstra ironikti bu arada.
--spoiler--
Boku başkası yerken felsefe yapmak hep kolaydır zaten.
--spoiler--
Filmin özeti, Mark Renton’un Edinburgh’ta yaşayan kendisi gibi eroin bağımlısı bir grup iskoç genç arkadaşı vardır. Hepsi ezilmiş, yalancı, psikopat, hırsız ve uyuşturucu madde bağımlısıdırlar. Kendilerine eroinle zarar verdikçe, kaçınılmaz sona yaklaşırlar ve arkadaşlıkları giderek zedelenmeye başlar. içlerinden sadece Mark, bu durumdan kurtulabilecek iradeye sahiptir. Ancak, yaşamayı seçip seçmeme konusunda kararsızdır.
Hayatı seçin, işinizi seçin, kariyerinizi seçin, ailenizi seçin, büyük ekran tv alın, çamaşır makinası, araba, cd player, elektrikli
konserve açacağı, sağlıklı olmayı seçin. kolestrolü düşük tutun,
iş sigortası yaptırın, ipotek aidatlarını ödemeyi seçin. ev eşyaları
için çalışmayı seçin. arkadaşlarınızı seçin, zevkinize uygun çanta
ve giysi seçin. parlak kumaşlarla bezenmiş üç odalı bi suit tutun.
bir havraya gidin ve her sabah orda ne işiniz olduğunu düşünün. kanepenizde oturun ve tv'nin beyninizi yıkamasına izin verin,
abur cubur atıştırırken ruhunuzu o salak yarışma programlarına
satın ve sonra kendinizi çürümeye terk edin. bir gün yerinizi
alsın diye ürettiğiniz ama aslında her biri utanç kaynağı şımarık
olan haylazların ortalığı dağıtmasına seyirci kalın.
geleceğinizi seçin, hayatı seçin.
peki böyle bi şeyi neden isteyeyim.
ben hayatı seçmemeyi seçtim.
Renton
soundtrack'ı olağanüstü olan filmdir. ayrıca, star wars'un obi wan kenobi'si Ewan Gordon McGregor'ın Mark Renton isimli karakteri canlandırdığı filmdir.

--spoiler--

izlerken tüylerimin diken diken olduğu sahne, renton'un evinde kendi odasındaki sahneydi. tavanda yürüyen bebek, yatağın içinden çıkan Begbie ve tüm bilinçaltının dökülüşü !

lou reed'in perfect day'inin girdiği, renton'un hastaneye kaldırıldığı sahnede kendimi kaybettiğim doğrudur.
--spoiler--
trainspotting, 1996 yılında danny boyle tarafından yönetilen ve ırvine welsh' in yazdığı aynı isimli romandan sinemaya uyarlanan mükemmel bir filmdir ve posteri herkese inat hala odamın duvarında asılıdır. müptezeller için tadına doyulmuyacak kadar iyidir. ingiltere, avustralya ve abd gibi ülkelerde insanları uyuşturucuya özendirip özendirmediği konusunda tartışmalara yol açmıştır. amerikalı senatör bob dole filmi daha önce hiç seyretmemiş olduğunu kabul etmesine rağmen, 1996 amerikan başkanlık seçimi kampanyaları boyunca filmin ahlaki bozukluğunu ve uyuşturucu kullanımını yüceltiğini söyleyerek kötülemiştir. tüm tartışmalara rağmen, film yaratıcılığı açısından övgüler almış ve aynı yıl içinde en iyi senaryo uyarlama dalında akademi ödüllerinde aday olarak gösterilmiştir. 1999 yılında film ingiltere' de bfl poll' da onuncu oldu ve 2004 yılında total film isimli dergi tarafından tüm zamanların en iyi dördüncü ingiliz filmi olarak gösterilmiştir...
herkese renkli günler
ewan mcgregor un oyunculuğunun tavan yaptığı film.
"Hayatı seçin. iş bulun. işinizde ilerleyin. Aile kurun. Büyük ekran bir televizyon alın. Çamaşır makinesi, araba, cd player, elektrikli konserve açacağı alın.Kanepenizde oturun, televizyonun beyninizi yıkamasına izin verin, ruhunuzu o salak yarışmalara satın ve bir şeyler tıkının. Tüm bunları yaptıktan sonra intihar edin. Sırf neslinizi devam ettirebilmek için ürettiğiniz o sersem bebelerin ortalığa işemesini izleyin. Geleceğinizi seçin. Hayatı seçin. Ama neden böyle bir şey yapayım ki? Ben hayatı seçmemeyi seçtim. Ben başka bir şey seçtim. Neden mi? Hiçbir nedeni yok."
başta ewan mcgregor olmak üzere robert carlyle, ewen bremner müthiş oyunculuklar sergilemişlerdir. 1996 yapımı dany boyle tarafından çekilmiş, normal bir hayatı seçmemiş adamların hikayesi.

--spoiler--
Bana kalırsa ''Trainspotting'' eroinle alakalı olduğu kadar normal olmamayı seçmekle de alakalı bir film. Çünkü karakterlerimizin hiçbiri eroine başlamak için geçerli bir neden sahip değil sadece eroinli bir hayatı tercih ediyorlar. Zira Renton ın filmin başındaki tercih muhabbeti bu durumu özetliyor. Bu çocukların canları sıkılmış ve var olan toplumdan outcast bir hayat sürdürmeye alışmışlar. çal çırp eroin çek. bir başkaldırıştan ziyade toplumun diğer fertlerine zarar verme pahasına toplumun genel önceliklerini , kurallarını iplememe hali. ben anlatılmak isteneni beğendim, anlatılış tarzını da beğendim. Ama en çok karakterleri beğendim. Renton, Spud, Sick Boy oldukça başarılı yazılmış karakterler ama içlerinde biraz abartılmış olduğunu düşündüğüm Begbie karakteri ilgi çekici olduğu kadar rahatsız edici de oluyor. Filmden aklımda kalan en etkileyici sahne, eroin çektikleri evde, filmin başında şirinliğiyle dikkat çeken bebeğin öldüğünün anlaşıldığı sahneydi. top 250 ye girmiş olması şaşırtıcı değil, oldukça başarılı danny boyle ın ellerine sağlık.

--spoiler--
karanlık sokakların hikayesi. olabildiğince miğde bulandırıcı, sarsıcı ve gerçekçi. bu filmin kafasına girmeden sadece sıradışı olduğu için beğenmişseniz, çok şey kaçırmışsınız demektir.