bugün

michael cunningham'ın wirginia woolf'un mrs. dalloway adlı kitabından esinlenerek yazdığı, birbiriyle farklı dönemlerde, farklı yerlerde yaşayan 3 kadının hayatlarının birbirleriyle olan etkileşimini ve uyumunu anlatan kitap ve başrollerde nicole kidman, meryl streep'in oynadığı bol ödüllü film.
(bkz: ed harris)
karanlık, kasvetli ve sasırtıcı kurgusu ile kendinizi ozdeslestirirseniz eger evinize yakın bir ırmak arayıp, intihar etme dusuncesi aklınızdan gecebilir. bu acıdan tehlikeli ve etkileyicidir.
yük huysuz; içinde hiç yüzülmemi$
bir deniz gibi virginia woolf
ya da yüzü dü$mü$ saat tamircisi
eğilmi$ mezarlığa
ölümün çarklarıyla me$gul. yük
huysuz; ezbere dervi$ ezbere belirsiz
ezbere süratli niktofoni ile
yalnızca aydınlıkta mutsuz.

gökyüzünün sonuna bir yıldız koy
su sayfa'nın altına yaz açıklamasını

küçük iskender - teklifsiz serseri'den..
değişik dönemlerde yaşamış üç kadının hayata tutunma mücadelesini ve evlilikleri sorgulamasını ele alan oscarlı film. nicole kidman' a yapılan wirginia woolf makyajı hayran bırakmaktadır. ed harris, depresif bir sona ilerlerken, tekerlekli sandalyeye mahkum eş rolünde dikkat çeker.
'' Seçme şansınız yoksa pişman olduğunuzu söylemenin ne yararı var ''
'' en aşşağılık hastaya bile kendi reçetesi konusunda biraz söz sahibi olma izni verilir. böylece insanlığının sınırlarını belirler...

diyerek şöyle bi derin derin düşünmenize sebep olan film...

ha gerçi belkide, her diyaloğunda, her sahnesinde tekrar tekrar düşünmeniz gerekir... tüm noktaları tekrar gözden geçirmeniz ve izlemeniz gerekir... bir yazar olarak ufacıkta olsa tavsie etme hakkım varsa, değerli zamanınızın bir parçasını da bu filme ayırın. ister gecenin bir yarısı ister sabaha karşı. hatta yalnız başınıza izleyin...
kesinlikle ve kesinlikle tek basina izlenmesi gereken filmlerden biridir.

--spoiler--
yaklasik iki saat suren filmde 3 ayri zaman diliminde yasayan 3 kadinin hayatlarini bir sekilde bir noktada kesistiren harika bir film. bolca odul almasina sasmamak gerek. basrolleri paylasan 3 kadin oyuncuyu ayri ayri tebrik etmek gerek. ayri ca ed harris de iyi bir oyunculuk sergiliyor.
ozellikle de 3 ana karakterin de escinsel egilimleri olmasi ancak; bu egilimlerini yasadiklari zamana bagli olarak disa vurumlarinin farkli sekillerde olmasi da ilgi cekici.
--spoiler--
"dear leonard,
to look life in the face,
always, to look life in the face,
and to know it for what it is.
at last to know it,
to love it,
for what it is,
and then,
to put it away.
leonard,
always the years between us,
always the years,
always the love,
always..
the hours.."
nicole kidmanın oyunculuğu ile virginia woolfa bir kez daha saygı duydurtan film.
philip glass ın katılımıyla izlenebilirlik katsayısını arttıran harika film. virginia woolf esinlenmesi olduğu için ayrı bir güzeldir.

"you can not find peace by avoiding life leonard.."
mrs. dalloway' in aşığı richard' ın sessizliği gizlemek için parti vermek deyişi ile günlük yaşamdaki çabalarımız üzerine düşündürten filmdir.
girişinde virginia woolf'ün intiharını anlatan ve filmi de o derece muhteşem olan michael cunningham kitabı, eseri.
(bkz: saatler)
Uyumsuzların baştacı filmidir.
Yalnızca bir film değildir; periyodik olarak izleyerek yapılan bir ayindir de.
Hayatın akışı içinde, etrafınızdan geçip giden bilinçler arasında sizin bir an dünyayı durdurup sorulması gereken soruları kendinize sorup dururken kendinizi durgunlaşmış bulduğunuz an'dır. Güneşli bir günde kimseye demeden gittiğiniz bir parkta izlediğiniz insanlar, onların gereksiz hayat telaşları, çocukların kedersiz cıvıltıları, ayağınızın yanından geçen küçük kuşlar, sonra ölen bu kuş... Gözleriyle gözlerini birleştirmeye çalışman, bu toprağın üzerinde. Sonra bir gün kendinin de o toprakta yatacağını ve ölü gözlerinle buluşmayı arzulayan bir çift gözün olup olmayacağını düşünmen... bu saniyelerde varlığından duyduğun haz, bu dakikalar, geçen bu saatler... Hepsi bizi sona yaklaştırırken neden hala delirmeyiz ki?
Saatler 'tutunamayanlar' için bir aynadır, kendi deliliklerini, en anlatamadıklarını görüntü- müzik harikalığının hengamesine kapılarak bulacakları nadir filmlerdendir. Benim için bundan sonra daha iyisi yoktur, olamayacaktır. Modern kahramanların uyumsuzluğunu konu edinenen hiçbir sanat eseri kötü olamaz.

Placebo'nun en güzel şarkısı The Kings of Medicine'den:
don't leave me here cast through time
without a map or road sign
leave me here my guiding light cause i,
i wouldn't know where to begin
i asked the kings of medicine
but it seems they've lost their powers
now all i'm left with is the hours.
üç kadın, üç farklı zamanda bir zamanı yaşarlar. kadınları kadın sıcaklığına da ihtiyaç duyduğunu kanıtlayabilecek olan filmdir. virginia woolf'a saygı duruşu niteliğindedir.

http://oznurdogan.com/201...e-hours-saatler-kadinlar/
zaman algısı ve insanların aslında birbirinden , farkında, olmadan hiç de kopuk olmadığını hissediyor izleyici evet film insana hüzün yüklüyor ayrıca. üç farklı dönemde benzer sanrılar.
bir kitap karakteri, kitabı yazan ve kitabı okuyan üç farklı kadının, üç farklı zaman diliminde yaşadıklarını anlatan "yazmak" konulu bir film. film o kadar kasvetli, yavaş, boğucu, üzücü ki bu kadar olumsuz sıfattan sonra "çok iyi" demek tuhaf gelebilir ama çok iyi bir film.

meraklısına yazmak konulu bazı filmler;
http://www.bagimsizsenary.../56367e8c0cf23796cd883183
https://youtu.be/2PW8AJW7IEM

Muhakkak dinlenmesi tavsiye edilen bir threshold parçası.
3 farklı kadın, 3 farklı yaşam, 3 farklı yıl. Birbirleriyle kesişmeyen yolları fakat birbirlerine incecik iplerle bağlı hayatları var.

Virginia woolf'un, mrs. Dalloway kitabının çıkış öyküsünü, nükseden depresyonunu, sonunda intiharını ve kitabıyla kendinden sonraki hayatları nasıl etkilediğini anlatan muhteşem filmdi.
intihar mektubu okunurken kimse böyle zarif ölmezdi diye düşündüm.
Çünkü aralarında yıllar, günler ve saatler vardı.

Hani bir film izlenir, film biter ama hâlâ durgunca ekrana bakılır, özümsenmeye çalışılır ya, aynen öyle etkisinde kalınan bir filmdi. Konuyu bağlayışları çok güzel pek güzeldi.