bugün

anlaşmazlık ve uzlaşmama sonucu ortaya çıkan, her iki tarafın da kendi doğru bildiğini savunması durumu.
"Günlük, siyasal, yazınsal, akademik vb. her türlü tartışmada, ona katılanların amaç, niyet ve beklentilerinin çok önemli, yerine göre belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Yaşamımızın başka etkinliklerinde olduğu gibi burada da amaç, niyet ve beklentilerimiz belki çoğu zaman, en azından tümüyle bilinçli olmayabilirler. Ancak her durumda, tartışmaların yönlenmesi, izleyecekleri yol ve sonuçlanışında, tartışmacıların varmak istedikleri nokta ya da hedef çok önemli olsa gerek. Her türlü tartışmada, amacı gerçek anlamda "tartışmak", aydınlanmak ve aydınlatmak değil görünüşü kurtarıp "kazanmak" olan "kötü niyetli", düşünce sınırları dar, yüzeyel/sığ görüşlü kişiler, ileri sürülenleri çarpıtarak, onlara belirtilmeyen anlamlar yükleyerek, tartışma sınırlarının dışına çıkarak bir "dil ve anlatım savaşı" içine girmektedirler. Karşısındakiler en sağlam bilgileri, en geçerli görüşleri, en tutarlı mantıksal çıkarımları da ortaya koysalar, bu tür kişilerin kendi sözde yöntemleriyle "kazanamayacakları" bir tartışma ortamı düşünebilir miyiz?

En başta düşünce, anlayış ve yaklaşım anlamında bilime karşı, daha da ilerisi bu etkinliğe düşman olan insanların, ... dayanaksız tartışma biçimlerine ve ileri sürdükleri sözde ya da yalancı savlara bakınca, yukardaki nokta kanımca çok açık bir biçimde kendini belli etmektedir. ister ussal yeteneklerinin sınırlılığı, ister dünyayı algılayışlarının çarpıklığı, isterse siyasal vb. amaçlarına bağlı yalancılıkları ve "sahtecilikleri" olsun, bilim karşıtı bu çevreler değişik dürtüsel eğilimlerle ve "yalancı bilimsel" dayanaklarla akademik-bilimsel etkinliğin ürünlerine karşı çıkmaktadırlar." (Prof. Dr. Yaman Örs)
türkiye'de kavgayla sonuçlanır genelde.